Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4KASIM2OOI SAYI 815 diizey yöneticileri ya çoktan istifa ederler, ya da işten atılırlardı. Muhammed Atta, FBI örgütünün gözaltında tutulanlar listesindeydi,amabudurumhavayolları şirketlerinehiçbirzamanyansıtılmadı. Yetkililer şimdi de, yüzde doksan dokuzparlamayahazırbirtakımçılgıntaklitçilerin işi olan, şarbon korkusuna daha da büyük korkular yaratarak tepki gösteriyorlar. Geçtiğimiz hafta sonu, FBI' nın bir başka terör saldırısı beklendiğini bildirmesi üzerine, New York sokakları bomboştu. Bu arada garip başkanımız bizlere alışverişe çıkmamızı, tiyatrolara gitmemizi ve normal bir yaşam sürdürmemizi öneriyor. tnsanlan korkutup sonrada onlardan normai bir yaşam sürdürmelerini bekleyemezsiniz. ABD'de yaşayan Müslümanlar konusunda da tutarsız iletiler veriliyor. Bir yandan tüm Müslümanların düşman olmadıklan söylenirken, bir yandan da kuşkulu görülen Müslümanlann yakalanması yönünde korkunç birseferberlik var. Korkarım bir başka terör saldırısı bizi bekliyor; zarflara konan tozlar türü saçma şakalardan çok, daha da çok kişinin yaşamına mal olacak gerçek bir şey. Bu da, sıkıyönetim gibi bir uygulamayı getirebilir. Korkusuzyaşamaya alışık olan çok sayıda Amerikah özgürlüğün büyük ölçüde kısıtlanmasına seve seve razı olabilir. New Yorker'da başkanı "robot" diye tanımladınız. Terörist saldırıdan bu yana başkanın daha buyurgan bir tavır sergilediğini düşünüyorsunuz? Hayır. Yalnızca, 11 Eylülgünündenbu yana yasal bir geçerlilikkazandığınıdüşünüyorum, o kadar. tnsanlann görüşlerini belirtmesinin neden karşı koyma, karşı koymanındahainlikolarakagılandığına bir türlü kafa erdiremiyorum. New Times gazetesinde her sabah Dünya Ticaret Merkezi 'nde yaşamlarını yitiren onca kişinin ölüm ilanlarını okuduğumda gözyaşlarımı tutamıyorum. Ben de, herkes gibi, bu olaylardan gerçekten etkilendim, yaralandım ve içim yas tutuyor. Tanıdığını birçok kişi yakınlarını, sevdiklerini yitirdi. Şunu açıkça belirtmeliyim 11 Eylül saldınlannın geçerli sıkıntılannyasadışıyollarlagiderilmesi yönünde bir girişim olduğunu düşünmüyorum. Salt Israil politikasını eleştiriyor olmam ABD'nin bu terorizme neden olduğuna inandığım anlamına gelmez. Bin Ladin ve destekçileri bunu bir gerekçe olarak öne sürüyorlar. Israil'e verdiğimiz desteği bir gecede geri çeksek de saldırıları durduramayız. Bence bu gerçek anlamdabircihat. Dünya Ticaret Merkezi'ne yöneltilen saldırıyla ABD'nin Afganistan'ı bombalaması arasında törel bir koşutlukolduğuna inanan savaş karşıtı grup konusundanc düşünüyorsunuz? Bugörüşekatılmıyorum.Barışçıdeğilim,amabombalamayakarşıyım. Burada dünyanın en yoksul ülkelerınden biri söz konusu. Yapabileceklerı şey, askerleri, Taleban askerlerinin bulunduğu kampları bombalamak. Ve bunların kim oldukları da malum; bir yıgın çocuk. Napalm ve uranyum uçlu bombalar atıp binlerce kişiyi öldürebiliriz. Ardından öteki korkunç insanlardevreyegirerlerşu Kuzey lttifakı denen şey ve işte asıl o zaman korkunç olur. ^ Alman yazar Günter Grass, Afganistan'ın bombalanmasına ilişkin görüşlerini açıkladı. Grass en çok Hindistanlı yazar Arundhati Roy'un yazısından etkilediğini söyledi. Olüleri sayma biçimimiz... GUNTER GRASS Üçüncü Dünya'dakiükelerindeörneğin rüşvet ve yolsuzluk içinde olan hükümetlerle yönetilmekte bir suç payları vardır, ama bu ülkelerin hükümetleri çoğukezzengindevletlercedesteklendiler ve o sayede ayakta kalabildiler. Biitün bunlartektekincelenmeli. BenBatı'nın kcndi çıkarlarından vazgcçip gerçekten küresel ölçekte düşüneceğinden ve Üçüncü Dünya'yı eşit olarak kararlara ortak edeceğinden çok kuşkuluyum. Bu yapılsaydı, terörü besleyen kaynaklar kurutulabilirdi. Bu yapılmayıp sadece askeri saldırılara ve gizli servis operasyonlarına yaslanılırsa, terörist nesiller birbiri ardına yetişmeye devam eder. Ama ben Batı'nın Üçüncü Dünya'yla ilişkisinde başka bir noktaya daha dikkat çekmek istiyorum: Ölüleri sayma biçimimiz. Bu, Üçüncü Dünya ülkelerindeki ölülere sürekli hakaret ve aşağılama içeriyor. NVashington ve New York'taki yaklaşık 6 bin kişiyi öldüren saldınlar korkunç ve hiçbir şekilde mazur gösterilemeyecek eylemlerdir. Bosna'da ikiüç yıl içinde yaklaşık 250 bin Müslüman Bosnalı Hırvatlar ve Sırplartarafından katledildiklerinde, matem ve düşünceler New York ve Washington 'daki 6 bin ölünün yol açtıkları ile kıyaslanmayacak kadar azdı. Batı'nın suç teşkil eden birbiçimde sorumluluktan kaçtığı Ruanda'da tahminlere göre 800 bin kişi öldürülmüş, dünya bunu neredeyse kaale bile almamıştır. Ben de tabii bu zengin Batı dünyasında yaşadığım ve New York'ta olanları korku ve üzüntüyle izlediğim içindirki, bu farklı sayma tarzından kendimi de korumam gerekiyor. Irak'ta ambargodan sonra ölen ve kimsenin sözünü bile et mediği insanlan düşünmek ancak ikinci, üçüncü sıradaakhmagelebiliyor. Yada şimdi Afganistan'ı düşünün. Bombardımanlarda ölen sivillerden söz etmiyorum. Afganistan'da ölüm çok daha erken kolgezmeyebaşladı.Bu ölüleri eşit ölüler olarak görmeyi öğrenemezsek, kendi demokratik temel haklarımız uğruna mücadelemizi de kaybederiz. Hintli yazar Arundhati Roy kısa bir süre önce yazısında, Irak'ta açlıktan ölen çocuklara ve Afganistan'da Sovyetmayınlannın sakat bıraktıgı çocuklara dikkat çekti. Haklı olarak yaptı bunu. Onun uyanlan hafızamıza kazınmalı ve bize, gelecekte hiç olmazsa ölülere karşı adi 1 davranmayı öğretmelidir. Ben bu metni hiç onun gibi yazamazdım; Arundhati Roy'un yazdıklannda öfkeyi, kendisi etkilenenbirinin kontrollü öfkesini görürsünüz. Ben onun eleştirisini doğru buluyorum, üstelik kendi hükümetini, hem Pakistan hem Hindistan hükümetlerini de eleştiriyor. Kendi ülkesindeki yanlışlandagörüyor Amerika, apartoparHaçlı Seferiilan etmeyi sever. Kötüye karşı iyi, insan varoluşunun yegâne doğru yolu olarak The American Way Of Life. Dünyayı bir de uygar bir yarım ile, telaffuz edilmeden "uygar olmayan" bir dünyaya ayırmak ne küstahlıktır! Amerika aynı zamanda Çeçenistan savaşına göz yummaya hazır olarak Putin'le ve baskı önlemlerini göze alarak Çin'le ittifak kuruyor... ABD'yi biraz tanıyorsanız bilirsiniz ki orada değişik cemaatlerde köktendinci gelenekler sürdürülmektedir, Bush'un kimi cümlesini böyle açıklayabiliriz. Bana bunlar çok nahoş bir tarzda dinsel köktenciliği hatırlatıyor, hem Hıristiyan, hem Müslüman. ^ Frankfurter Allgemeine Zeitung 'dan Günter Grass: Ben de bu zengin Batı dünyasında yaşadığtma göre ölüleri farklı sayma tarzından kendimi korumam gerekiyor.