Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 KASIM 2001. SAYI 818 olarak ogünlerin yakın tanığıydı. "Biryığın kardeştiler. Bütün aile, bizler için çok değişik, renkli bir tablo çizerlerdi. 194050'lerarası...Birdoluçocuksteyşıntipibir arabanın içine doluşmuş olur; önde de anne ve baba; herbiryerleregiderler, biryerlerdengelirlerdi. Sonralan Sevgi; gülerek anlatmıştı: "Arabanın arkasında bir de lazımlık asılı olurdu, görmedin mi hiç? En çok bu lazımlıktan utanırdım o zamanlar... Pikniğe giderdik. Dikmen, Gölbaşı, Abant... Durmadan pikniğe giderdik. Spora da, doğaya da düşkünlüğüm oradan. Annem Alman ya, bizi doğanın kucağına teslim ederdi; sağlıklı birnesil olarak yetişelimdiye... Beri yanda bale okuluna da gönderildim tabii.." Sevgi Soysa) bir yazısmda da Ankara Kız Lisesi'nin trampetçisi olduğu günlerle dalga geçmişti: "Bizim çocukluğumuz resmi geçitlerle geçti. Durmadan geçerdik biz. 23 Nisan'da geçerdik. 19Mayıs'ta geçerdik. 29 Ekim'de geçerdik. (...)Böyle bir geçitten önce, daha sabah sıkışmıştun, ama bütün ricalarım öğretmence ahlaksız girişim olarak sert biçimde engellenmişti... Sopalar trampet üstünde çapraz, sağa bak komutuyla kaz adım geçerken kendimi daha fazla tutamadım. Ve bütün bir izcilik f iyakımın üstünü benzete benzete geçerken asıl derdim, selamladığımız "erkân" değil, arkadan gelen erkek izcilerin durumu çakıp çakmadıklarıydı." Sevgi Ankara Kız Lisesi'ni 1952'de bitirdi. Spor giysileri, kısa saçlanyla erkeklerleflörtyerine arkadaşça ilişkilergeliştirmeyi tercih eden bir genç kızdı. Sonraki y ıllann feminen kadını henüz kabuğundan çıkmamıştı. AÜ DilveTarihCoğrafyaFakültesi 'nde arkeoloji okudu. Ekrem Akurgal'ın parlak öğrencisi daha çok sanatla iç içe bir yaşam istiyordu. Sanat çevresinden dostlar edinmeye başladı. Varoloşçulukla, avangard sanat tartışmalannın odağındaydı. Şiiryazan, piyanoda caz çalan Özdemir Nutku ile tanıştı. 1956 yılında evlendiler Onun bursuy la Almanya' ya gittiler. Artık GöttingenÜniversitesi'ninkonuktiyatro öğrencisiydi. Hamile kaldı ve döndüler. Korkut doğdu. Büyük aileden küçük aileye geçiş tam istediği gibi olmamıştı. Hayatı paylaşmakta zorlanıyordu. "Fakülteyi yarım bıraktım, evlendim, evlenirken siyah tayyör giydim, başıma bir de şapka: Ev kadını oldum!" diye özetlemişti konumunu Adalet Ağaoğlu'na. Mine Kazmaoğlu "Maddi durumlan pek parlak değildi," notunu düşüyor ve ekliyor: "Ama Sevgi kıt olanaklanyla çevresini güzelleştirmeyi hepbildi; sefaletduygusundan nefret ederdi; evlerinin (yaşamı boyunca 12 kez ev değiştirecekti) hep özel bir atmosferi olmuştu. Eline geçen kısıtlı boyuttaki toplu paralan evi için güzel nesneler almaya harcamaktan kaçınmazdı. tyi birev sahibiydi; güzel yemekpişirir, özenli sofralarkurardı. Üstüne üstlük hoşsohbet ve güzeldi. lçinde bulunduğu topluluklann merkezkişisi olurdu." Sevgi (Nutku), ilk öykülerini Alman Kültür Merkezi'nde çalışırken başladı yazmaya. İlk öykü kitabı Tutkulu Perçem 1962 tarihini taşıyor. "Herkesin yazmaya heves duyabileceği ilkgençlikyıllarımdayazarolmayıakhmdan bile geçirmedim. Müzik, plastik sanatlar, sporlailgiliydim daha çok. Evlendim. Çocuksahibi oldum. Bunlardan sonra, 25 yaşlanndaydım o zamanlar, yazmaya başladım. Bugüne kadar da sık sık, vazgeçmekadın haklan savunuculuğu yaptı. Sıra dışı öyküromanı Tante Rosa'yı 1968 'da y azdı. Kadın sorunlarına y ıllardır yabancı kalmış Türkiye'yi yeniden kadın sorunuyla tanıştınyordu. Öykünün kahramanı Tante Rosa, memesini pencerede terk edip gidecek kadar bunalmış kadının başanlı bir suretiydi. Edebiyat dünyası, bu kitabı biraz şaşkınlık biraz da hayranlıkla karşıladı. Yıllar sonra Işıl Özgentürk tarafından beyazperdeye aktanlan Rosa 'nın kim olduğunu merak etmişti herkes. "Anamın büyük anasının adı Rosa'dır" diyecektibirröportaj sırasında. "BirBavyera köyünde gerçekten aforoz edilmiş, çocuklannı, kocasını bırakjp büyük kente gitmiştir. At cambazı olmak isteyen, rahibeler okulundan kovulan teyzem Tante Rosel kitaptaki bu ve başka olaylann kahramanıdır. Asluıda Tante Rosa büyük annemden başlayıp bende biten bir çizgidir. Kendimi çok beceriksiz, varlığımı anlamsız, hiçbir şeyi gerçekleştirememiş bulduğum bir anda, kendi deneylerimi yazarak boşalacağımı sandığım bir anda, Tante Rosa'yı yazmaya başladım." Kadın erkek ilişkilerini ve evlilik temasını ele aldığı" Yürümek" TRT roman ödülünü kazanacak ama kitap müstehcen diye yasaklanacaktı. Meclis'te kimi milletvekillerince tartışma konusu yapılan kitap 1974 yılında çıkanlan af kanunuyla serbeste çıkacaktı. Sevgi Soysal bu romanında kadınerkek ilişkisini bütün çıplaklı <•* DERGI'DEN Merhaba, Ölümünün 25. yıldönümünde Sevgi Soysal'ı anıyoruz. Onu, genç kuşaklara tamtmak için ayrıntıh bir biyografı yazısına yer verdik bu hafta. Kapakta kullandığımız fotoğraf ölümünden birkaç öy önce hastalığı sırasında çekilmiş. Sevgi Soysal 'ı keşfetmek isteyenlere önerimiz kitaplarını okumaları... Salı günü TRT2de saat 22.00 de "Sözün Büyüsü " programında da Sevgi Soysal anılacak. özerk yılların bu karizmatik TRT'cisini unutmadığı için TRT'ye teşekkürler. * ** Bu hafta sinema sayfalarımızda hepinizde anısı olan Cinema Paradiso fılminin küçükbüyük oyuncusuyla yapılmış bir ropörtaj var. Sicilya da yaşayan Mine Türkili, Cinema Paradiso 'nun delikanlüık çağına gelmiş çocuk oyuncusu Toto Cascio ile konuştu. Röportaj sayfasını hazırlarken Beyoğlu ndaki Yeşilçam Sineması 'nda tam da bu hafta Cinema Paradiso 'nun gösterildiğini fark ettik. Raslantının böylesi doğrusu bizi sevindirdi. * ** Ekonomik kriz nedeniyle dergimiz reklamsız olduğu haftalarda 16 sayfa çıkacak. Ama bir de iyi haberimiz var. Milliyet 'ten ayrıldıktan sonra Cumhuriyet 'te yazmaya başlayan Duygu Asena 'yı artık herpazar dergimizde okuyabileceksiniz. önümüzdeki hafta yeni bir Cumhuriyet Dergi de buluşmak umuduyla... CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ: YEDİ MAYIS HABER AJANSIBASIN VE YAYINCILIKAŞADINA İLHAN SELÇUK • SORUMLU MÜDÜR: FİKRET İLKİZ • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKI: SABAH YAYINCILIKAŞIİDARE MERKEZhTÜRKOCAĞl CAD. NO: 3941 CAĞALOĞLU, 34334 İSTANBULTEL: (0212)5120505 • REKLAMPUBLİMEDİA KAPAK FOTOĞRAFI: lidiyedüşündüm." Tiyatroda da oynadı. Haldun Dormen'in yönettiği Zafer Madalyası adlı oyundaki tek kadın rolünü üstlendi Ankara Meydan Sahnesi 'nde. Başar Sabuncu ile de bu oyun sırasında tanıştı. Âşık olmuştu. Boşanıp evlenmesi bir yıl aldı. Büyük aile Başar'ı benimseyecekti. Başar da sorunlu bir çocukolanKorkut'u. Venüs'ün kadınları... 1963 yılında TRT'de program uzmanı olarakçalışmaya başladı Sevgi. lşi, program hazırlatmak ve gözden geçirmekti. Ama o, zaman zaman programlar da hazırladı. "Venüs'ün Kadınlan" adını verdiği bir dizi programda kendi muzip üslubu içinde Ankara Merkez Cezaevi'nden tahliye edildiği gün çekilmiş bir fotoğraf. ADNAN KAZMAOĞLU RENKLENDİRME: SÜLEYMAN ABAY