Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Önce seyirci değişsin sonra biz Serdar Akar'ın yönettiği "Dar Alanda Kısa Paslaşmalar" filminde farklı bir rolle karşımıza çıkıyor. Sinemanın duygusal jönü Uğur Polat, ilk kez kötü bir adamı oynuyor. Hem sinema seyircisini beğenmiyor hem de gençliği. "Bugünün gençliği zibidi" diyor. GÖKÇE ÇtÇEK ÇETİN nu "Kimsecikler", "Çileklı Pasta" gibi televizyon fılmlcnyle tanı5 dık. Oysa Uğur Polat, son zamanlarda içi ıyıce boşaltılan beyaz catndan çıkan yeni bir sürpriz değil. Yirmi bir yıllık tıyatro kariyen ve on güzel fılmıyle gerçek sanatseverlerın fcnomeni. Hep ıçe dönük, duygusal karakterlerin adamı oldu. Bunun nedeni belkı dcnn, hüzünlü bakışlan, belkı de sesindeki o ürkek, romantik tonlamaydı... Belkı de onun da söyledığı gibi, yönetmenlerin kolaya kaçan tavn. K.ım bilır? Ancak şu sıralar vizyonda olan, sezonun en iyi yerli yapımlanndan birinde, Serdar Akar'ın yönettiği "Dar Alanda Kısa Paslaşmalar" filminde farklı bir rolle karşımıza çıkıyor. Sinemanın duygusal jönü Uğur Polat, ilk kez kötü bir adamı oynuyor. "Ilkokul yıllarında Yumurcak, Ayşecik, Ömcrcık gıbı zamanın ünlü çocuk yıldızlanna özenırdim" dıyor ve mcsleğıne olan tutkusunun çocukluk yıllannda başladığını anlatıyor: "Onlannafişlenne bakar ve bir gün benim afişlerimın de sinema salonlannı renklendireceğini hayal ederdim." Belkı de, Türkıye'de sanatçı olmanın ağır yükünü her şeye rağmen taşıyor olmanm sırn, çocukluk hayalıne ulaşmış olmanın büyüsünde saklı. Uğur Polat' ın sanat çevresınde kendıne has bir çızgisı var. Onu, magazin programlannda görmek, Televole'de "Maraba Televole" deyıp gülümserken ızlemek mümkün değil. Çızgısıni nasıl koruduğunu soruyoruz. Bır suçlu gibi bıraz pışman, biraz çaresiz günah çıkarıyor: "Çizgimi çok iyı koruduğum söylenemez. Zaman zaman ekonomik zorluk lardan dolayı delıniyor. örneğın televizyon ıçın çektığim hiçbir filmden memnun değılım. Maddi durumum iyi olsa, onlara dönüp bakmazdun bile..." Polat, televizyon filmlerinden tanınıyor olmaktan rahatsız. tstiyorki; izleyicileronu sinema filmlerinden ya da tıyatro sahnelerindenhatırlasın. Popülerolmakiçinheryolun dcncndıği bır ortamda o, popüler olmama çabasında. Popülıst politikalara ve bu şekılde düşünüp, bundan çıkar sağlanmasına karşı. Olke koşullarının herkes gibi ona da "öff" dedirttiğinı gızlemiyor. Ama yine de yapmak istediği işi yapıyor olmaktan mutlu. Ekonomik koşullar onu her gün biraz daha köşeye sıkıştınyor olsa da; bu mesleği seçmış olmaktan dolayı asla pışman değil. Türkiye'dekı şartlar Uğur Polat'ı zorlasa da, o kendini özgürce ifade edebileceği bir alan bulmuş: Sinema... Sanat adına bu alan^ da dırenmeye çalıştığını söylüyor. Çünkü seçme şansına yalnız bu alanda, "tek lüksüm" dedığı sinemada sahıp. Sanatçının sinema lüksü Zülfu Livaneli'nin "Sıs" filmiyle başlıyor. "Cazibe Hanımın Gündüz Düşleri", "Bütün Kapılar Kapalıydı", "Salkım Hanımın Tanelen" onun fılmografısınde yer ; alan nitelikli fılmlerden birkaçı. Polat, dizı filmlere sıcak bakmıyor. Dizi filmlerin hem çok çabuk tüketıldığıne hem de oyunculann yüzunü eskittiğine ınanıyor. "Dizilenn sonunun ne olacağı bcllı değil. Çoğu dızi şaşaa ıle başlıyor; yedinci bölümden sonra yayından kaldınlıyor. Bır garantısı yok yanı. Yapılan ışler çok kötü şeyler. Bu yüzden kendimi dizilerde görmek ıstemiyorum" diyor. Pekı, Uğur Polat kendını nerede görmek ıstiyor? Ya da diğer bir deyışle kendini gör