08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Büyükada Yat Kulübü Parkı (1906). rul'un StT karan tarihi 31.03.1984) öylesine büyük "sarsıntılar" yarattı ki, yine o yıllarda yasa gercği hazırlanan ve Mimar Sinan Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Çubuk ve ekibinin üstlendikleri "Adalar SlT'i Koruma Atnaçlı Imar Planlan" o günden bu yana bir türlü onay lanıp yürürlüğe giremedi.. Çünkü imar planı denince sadece "imar hakkını" anlayan "Belediye" bu planlan beğenmediği gibi, Adalar Belediyesi beğense bile "Büyükşehir" onaylamadı. Ya da tersi oldu, Büyükşehir Belediyesi'nin onayladığı planlan bu kez Adalar Belediye Meclisi uygun görmedi... Böylece, kim bilir kaç kere (gerçckten artık kimse bilmiyor) Adalar StT Alanı Planlan "ilan" için duvarlara asıldı, "itirazlar" yapıldı indirildi, sonra yeniden asıldı, yeniden indirildi... Bu arada galiba Turgut Özal yönetimindeki mcrk^zi hüküntet de bir ara Adalar' ın planlamasınael koymak istedi, Nurcttin Sözen'in yargıyabaşvurmasıylayctkınin Büyükşehir Belediyesi'ne ait olduğuna karar veren mahkeme sayesınde bu özlem gerçekleşemcdi... 1990'larınortalarında ise "SİT geri limi" artık öylesine doruğa ulaşmıştı ki Adalar'da "silahlar" konuşmaya başlamış, imar rantı anlaşmaB^ından kaynaklanan çatışmalardan birinde Belediye Başkanı bile kurşunlarahedefolabilmişti. F ırtınalarla dolu bir 16 yıl süresincc, "SlT kararını duymadıklannı" belirten kimi "imar ve koruma sanıklan için" mahkeme soruşturma yapıp da 1984'ten bu yana "ilan tutanağı" bulamayınca, aynı sanıklan savcılığa vcren Kaymakam Farsakoğlu tıe yapsın? Çareyi "şimdi ilan etmekte" buluyor ve "yasal kuralı" yerine getirmek üzere hareketc geçiyor... Peki, kaymakamın yazısındaki "acele" damgasının ardında ne var?.. 16 yılhk "ihmalın" giderilmesinde böylesine bir "zamana karşı yanş" neden? Konumuzun en çarpıcı yönünü oluşturan "örnekler" de bu sorunun yanıtını oluşturuyor. Çünkü kaymakam, 1984 SlT karannı şimdi "acele ederek" duyurmasa da, kültür varlıklannı "SlT'i duymadıklan için" tahrip edenler nercdeyse yasalara en saygılı vatandaşlar olarak ortalıkta dolaşmaya devam edecekler... suçlan kanıtlansa bile beraat ediyorlar, buna gerekçe olarak ise SİTkarannınusulünegöre halka ilan edilmemış olduğu gösteriliyor. Busorunnasılçözülcbılir?.." Kültür Bakanlığıdabubaşvuruyu"gereği için" lstanbul III. Numaralı Koruma Kurulu'na(Adalar'abakanKurul)09.11.2000 tarih 5773 sayılı yazısıyla iletirken özetle diyor ki: "Tescil kararlarını (yani StT olarak tescil) 2863 sayılı yasanın 7. md. gereğincc valiliklcr vc kaymakamlıklar askıhoparlörle duyurma muhtarlara bildirme... suretiyle ilan ederler (...) Adalarda bu konuda bir eksiklik olup olmadığı incelensin ve gereği yapılsın..." Gelelim, buyasal kurala ilişkin "eksikliğin", yani StT karannın 16 yıldır ilan edilmemiş olduğunun nasıl ortaya çıktığına... Perihan Ergun'un dilekçesinde sözünü ettiği "davalık" konulardan biri, Büyükada, Malulgazi Caddesi, 18 pafta, 86 ada, 4 parsel sayılı arsada bulunan yapıyla ilgili... Bu yapı, Koruma Kurulu'nca 1991'de "kültür varlığı" olarak tescil edilmiş. Yani, izinsiz (Kurul onayı olmadan) olarak bu yapıya müdahale edilemez; edilirse sadece imarmevzuatı değil, 2863 sayılı Koruma Yasası da devreye girer ve bu yasa "ihlal" edıldiği için de eski esere izinsiz ve tahrip edici davranışta bulunanlar ağır para vc ağır hapis cezasına çarptınlırlar... Aynı yapıya, işte bu şekilde izinsiz müdahale edilerek "suç işlendiği" için kaymakamlığın savcıhğa başvurusuyla ve savcının da dava açması sonucunda konu Kartal 1. AğırCezaMahkemesi'ndeyargılamasürecine başlamasıy la "hukuksal süreç" de ilginç rotasına giriyor. Sanıklann "StT'ten haberimiz yoktu, çünkü ilan edilmedi" şeklindeki savunmalannı "yasa gereği" soruşturan mahkemenin 12.06.2000 tarihli yazısına, Adalar Belediyesi 19.07.2000 tarih ve 547 say ıl ı yanıtı vcrirken şunu vurguluyor: "Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varhklan Yüksek Kurulu'nun 31.03.1984 tarih ve 234 sayılı karan ile Adalar SİT alanı ilan edilmiş olup, belediyemiz arşivinde ilgılı (StT) kararınyerel ilan aracılığıyla ilan cdilıp edilmedi ğınedair bir evraka rastlanmamıştır..." Bu yazışma, sadece tck bir örnekte kalmayınca ve kaymakamlığın bu tür eski eser tahribatları nedeniyle savcıhğa (ve mahkemeye) sevketttği diğcr dosyalarındaiçineaymşekildekineredcyse o "tip"leşmiş soru ve yanıtlar girmcye başlayınca; ardından bu tip soru vc yanıtlarla "beraatlar" da sıraya dizilince,.. çaresiz kalan kaymakamlık adeta "zarann neresinden dönülse kârdır" deyip 1984'teki SlT karannın "artık" ilan edilmesi için "acele" harekete geçiyor...^ FotoğrafveresimlerParsTuğlacı'nın "Tarih Boyunca lstanbul Adaları"kitabındanalındı. Rum Yetimhanesi'nin tepedengörünüşü (1975)... Troçki'nin BüyükadaUa kısa blrsün oturduğu SivastopolKöşkü (1980)... SORUMLULARA KİM SORU SORACAK? Şimdi de dilerseniz, bugüne dek akla, hayale gelmeyecek böylesi bir "hukuksal durumun" bizde yarattığı yeni soru lan "ilgililerin" dikkatine sunalım ve yazımızı da artık uzatmayalım. *• 1984'teki SİT karan ile ilan edilmemiş bile olsa, (onca fırtınalı tartışmalara ve hatta cinayetlere rağmen duyulmamış olduğunu da kabul etsek bile), Koruma Kurulu'nca tescili yapılmış ve yasal koruma altına alınmış binalara yönelik izinsiz uygulamalar "kültür variığına ve tarihi esere karşı suç işleme fiilini" ortadan kaldırabilir mi?.. • Böylece "tahrip" ve hatta "yok edilen" kültürel mirasın kaybından sorumlu olacak kimseler yok mudur? Yasalarda açıkça tanımlanan suç, cezasız mı kalacaktır?.. « • Belediye ya da kaymakamlık, 1984'te • SlT karannı ilan etmemişlerse (ki resmen öyle kabul ediliyor) bu yasal sorumluluğu yerine getinneyen ve dolayısıyla yasanın öngördüğü "koruma ortamınr sağlamayarak, kişilerin eski eserleri tarhip ve yok etmesine de hukuksal dayanak sağlayan "yetkililer" hakkında hiçbir işlem yapılmayacak mıdır? •• Hukuk devleti demek, "formalitelere sığınılarak" bir kentin, bir ulusun ve insanlığın, gelecek kuşaklann da malı olan mirasa zarar verenleri, üstelik hem belediye yazılanyla, hem de mahkeme karahanyla "koruma sanat" demek midir?.. Görüyorsunuz ki sorular arttıkça, bu kez bizim de suç işlememize neden olabilecek "riskli bir söyieme" dönüşüyor lyisi mi konuyu "hukuk devleti temsilcilerine" bu kadarla sunmakla yetinelim ve gelişmeleri de hep birlikte izlemeyi sürdürelim...^ "Habersizlerden" örnekler Gelelim, bunca satın bize yazdıran "somut gelişmelerden" örneklere... Ada Dostlan Denıeği Başkanı Perihan Ergun, 16.08.2000 tarihli birdilekçeyle Kültür Bakanlığı'na yaptığı başvuruda özetle dıyor ki: "Adalar SÎT'inde kültür varlıklannazarar verenler mahkemelerce yargılandıklannda,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle