23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7OCAK2001.SAYI772 17 pimizden daha çok kazanıyordu, artık gelecek kaygısı kalmamıştı" diyor Mustafa Haydar "Ama 'ben bunu yapmakıstemiyorum' dediveiştenaynldı.Latifcezaevinegirince oturup ailece konuştuk, 'neden biz bunları yaşıyoruz' diye. Sonunda insanlarladoğruluk üzerinden, önce başkasını düşünmek üzerinden ilişki kurduğumuza karar verdik, bu da bizi bu sonuca götürüyordu." Baba îhsan Tiftikçi geçen yıl yaşamını yitirmiş. Cenaze töreni Mustafa Haydar ile Eyüp Tiftikçi 'nin içe dönük diye tanımladıklan babalarını tanımalannı sağlamış. "Binlerce kişi vardı" diyor Eyüp, "Emekli olduktan sonra bir sıhhi tesisat dükkâru açmıştı, törende onun ücret almadan, üstclık ustalann ücretlerini kendi cebinden ödeyerek kaç kişinin sutesisatını döşediğini öğrendik. Herkes bir iy iliğini anlatıyordu, şaşırdık..." Mustafa Haydar ise kendısinin cezaevine girmesinin babasının yaşamında nasıl bir dönüşüme yolaçtığını anımsıyor: "Babam Eskişehir'e müdür olarak atanmıştı, mesleğinin doruk noktasındaydı ve bundan sonra tadını çıkartacaktı, ama ben tutuklanıp da Eskişehir'den Metris 'e gönderilince benim peşimden koşabilmck için istifa etti. Latif'e deaynı şeyi yaptı, peşinden koştu..." Latif 'le yaptığı son görüşten on beş gün sonra yaşamını yitiriyor baba Tiftikçi. Bir sonraki görüşte karşısında iki kardeşini birden görünce şaşınyor Latif. Mustafa Haydar "O gün ilk kez üç kardeş birlikte, karşıhklı ağladık" diyor... Ya bundan sonrası? Mustafa Haydar yanıthyor "Cezaevindeki leri F Tipi 'ne atarken aileleri dc toplumdan soyutlamaya çalışıyorlar ve hedef gösteriyorlar. Demokratik bütün yollan tıkıyorlar ama biz elimizden gcleni yapacağız. Bu sürecin nereye gideceğini bilmiyorum ama korkanm ki bu toplumu şiddet bckliyor, çünkü şiddet şiddeti doğurur..." Toplum? "öfkemiz var. Bu sadece operasyona değil, operasyona tepki göstermeyenlere de. Bu süreçte biz aileler, hepimiz bütün dünyadan koptuk. Eşofmanını çekip koşu yapan biri ya da televizyondaki bir eğlence programındaki sululuklar her zamankınden daha fazla etkiliyor. Bu ülkede bunlaryaşanırken, böyle bir sessizlik öfkelendiriyor..." ^ beratguncikan@turk.net Latif Tiftikçi, 22 aydır cezaevinde. Açlık grevini 25. gününde bıraktı, 31 kişinin öldüğü operasyondan sonra yeniden, bu kez süresiz başladı. 12 Eylül sürecinde 5 yıl hapis yatan ağabeyi Haydar, iki süreci karşılaştınyor. 12 Eylül daha az şiddetliydi BERAT GÜNÇIKAN "Bız önünde sonunda küçük burjuva bir ailcyiz." Annc, baba ve üç oğuldan kurulu Tiftikçi ailesini böyle tanımlıyor Mustafa Haydar. Banka müdürlüğünden emekli baba, ev kadını anne, kentin mutebcr bir semtinde ev, SSK güvencel i işler, evlilikler, üç torun... Bir yürek burkulması yok değil, ortanca oğul Latif yirmi iki aydır cezaevinde, 12 yıl hapis cezalığı Yargıtay'da, açlık grevini yirmi beşinci gününde bırakmış... Ama şimdi yine açlık grevinde, binlerce tutuklu ve hükümlü gibi... Birayönce... Tiftikçiler'ingözükulağıcezaevinde, ölümoruçlanölümlerbaşlamadan sonuçlansa... lyi de bu bayram görüşe kim gidecek, Mustafa mı, küçük oğul Eyüp mü, anne Nuran Tiftikçi mi? Belki üçüde... 19 Aralık sabahı... Televizyonlardacanlı yayın, cezaevleri alevler içinde, tutuklular yanıyor, kurşunlanıyor, operasyonun adı: HayataDönüşîBiryıllıkhazırlıksonuçlanıyor, daha on gün önce sarfedilmiş "Kamuoyunarağmen F tipi cezacvlerinı açamayız" sözleri anlamını yitiriyor, sevkler, gardiyan ve diğer görevlilerinin ataması aylar önce yapılmış F Tip'lerine. Nuran Tiftikçi şöylediyor: ölümorucundaolduklannıbiliyordum, ama opcrasyon haberıni alınca kendime gelemedim, mahvoldum... Mustafa önce Ümraniye Cezaevi 'nin önüne koşuyor, sonra Kandıra F Tipi 'ne... "Düşünebiliyor musunuz, kardeşinizi kaybediyorsunuz, günlerce peşinden koşturuyorsunuz, hastane listesinde, ölüler listesinde arıyorsunuz. Sonra cezaevindekiler listesinde adına rasthyorsunuz ve seviniyorsunuz, nasıl bir ortamdan çıktı, ne durumda hiçbir bilginiz yok, ama o anda sağ diye seviniyorsunuz...Aslındascvinilecekbirdufum yok çünkü ölüm oruçları sürüyor ve her an birileriölebilir..." Operasyonsonrasıilkgörüş... Sırabeklerken görüşten çıkanların yüzünden kendi yakınının halini kavrama çabası. Ağlamalar, "Oğluma ne yaptınız" çığlıkları... "Tam bircehennemdençıktıklarını söyledi Latif. Bize göstermediği yaralan bereleri vardı. Bu kez ayakta gördük diye sevindik ama...Tecritteler,şuana kadar ciddi bir doktor kontrolü olmamış ve kurşun yarası olan birinin hücredetutulduğunu söylüyor. Dışarıda olup bitenleri günde üç kez hücrelerine giren gardiyanların yüzlcrindcn okumaya çalışıyorlar, birdcdavranışlarından... Onlar doktoristiyorlar, operasyon sırasındaoluşan yaralarının tedavi edılmesini istiyorlarama açlık grevlcrini ve ölüm oruçlarını sürdürecekler..." Içeriye izin verildiği kadargiysi bırakılıyor Latif için. Açlık grevi üşümeyi daha da arttırıyor ama battaniye yasak, temizlik malzemeleri, sigara da, çünkü cezaevi kantinindenalışverişyapmalan isteniyor. "Fiyatlar fahiş, ailelerin bunu karşılaması çokzor..." Ümraniye, sonra da Kandıra Cezaevi Tiftikçi Ailesi için cczaevleriyle ilk tanışıklık değil, 12 Eylül sonrasında Mustafa Haydar da tutuklanmış ve beş yılını Metris Cezaevi'nde geçirmiş. tki süreci karşılaştınyor: "Biz baskının çok yoğun olduğu bir süreç yaşadık. Tektip elbise dayatması nedeniyle yaklaşık birbuçuk yıl ıç çamaşırları ile gezdik. Hemen hemen her gün operasyon yapılıyordu ve dayak yiyorduk, aramızda çürüğü, yarası olmayan insan yoktu. Kötü birbiçimde dö vüyor, soyarak kıça falaka atıyor, coplarla her yanımıza vuruyorlardı. Aralıksız psikolojik ve fiziksel baskı altındaydık, ama bu kadar şiddet yoktu, karşımıza geçip de kimse ateş açmıyordu. Şimdi doğrudan insanlan katletmeye yöneliyorlar. Bunu biz 12 Eylül faşizminde yaşamadık. Bu kadar pervasızca,öldürmekiçinsaldırmıyorlardı..." Ya ölüm oruçlan? "tçerdeki insanın dünyası bambaşka, ara renkler yok. Açıktan açığa iki cephe var. Devletin gözünde siyasi tutuklu yok edilmesi gereken bir düşman. Bu siyasi tutuklular için de öyle, ya direnirsin, ya ölürsün. Bu karşı karşıya kalmışhk bambaşka birdünyayaratıyor.herşeyifarklı düşünüyor, değerlendiriyorsun. Orada her şey daha sert ve keskin. Her süreçte ölüm orucu, insanlann hücre hücre bedcnlerini ölüme yatırmaları son döncmde başvurulacak bir eylem. Bizim dönemimizde de öyleydi, insanlar başka çareleri kâlmadığı zaman bu yola başvuruyorlar. Doğrudan senin insanlığına saldınyorlar. O noktadan sonra sınıf mücadelesi, halk için savaşım falan birkenardakahyor. Sadece ve sadcce kendi kimliğini, politik yapını vc insanlık onurunu korumak için savaşıyorsun, çünkü elinde kalan bu, buna sahip çıkmaya çalışıyorsun, ölüm bu noktada çok basit kalıyor..." Latif Tiktikçi şimdi süresiz açlık grevinde... hazırdı. Bu operasyonun hazırlığını da bir yüdıryaptıklannı kendileri söyledi. Bu sürecin nereye yöneleceğini içcrdckilerbiliyordu ve oturup kendilerine saldınlmasını beklemek istemediler." Nuran Tiftikçi de yirmi yıl arayla kapısında beklediği, görüş kabininin görüşmeci kısmında beklediği cezaevlerini kıyaslıyor: " O zaman Mustafa bana üzüleccğım diye durumlarınıanlatmazdı, sadece tektip elbise için çıplak kaldıklannı biliyorduk. Çünkü bir kez mahkemeye gittiğimizde çıplak gelmişti. Ama bu dcrece yaşamamıştım, bu sefer 'gittiler artık' dcdim, 'öldüler'. O zamanlar bu kadar şiddet yoktu." Ankara'da yaşadıklan yıllarda komşulannın "biz böyle çocuklar görmedik" dediği, en büyüğü 1959 'lu, ortancası 1961 'li, küçüğü 1964'lü üç oğlunun büyüme süreçlerini "başarıl ı" ve "efendi" diye anlatıyor Nuran Tiftikçi. "lhsan'ın da benim de öyle politik şeylerimiz yoktu. Devlet neyse bütün kurallanna uyardık, hiç karşı gelmezdik, her şeyi olumlu karşılardık. Sonra olmayacak şeyleri gördük, şimdi de vahşeti... Artık yalnızben değil, herkes ne olduğunu biliyor, baksanıza yolsuzluklara... Kimsenin devlete güveni kalmadı..." Latif, baba mesleğini sürdürüyor liseyi bitirince, o da Osmanlı Bankası memurları arasına katılıyor, sonra yabancı birhavayollan şirketininkambiyosunageçiyor... "Ohe Bugün? "Biz dışarıda 'şimdi zamanı mıydf diye boşu boşuna tartışıyoruz. Ama onlar bizden daha iyi biliyorlar. Biz de o döncmde dışardakilcrdcn daha ıyi biliyorduk. Bugün F Tipi konusundaki gclişmcleri de onlar bizden iyi biliyordu, atamalar yapılmıştı ve her şey Ağabey Mustafa Haydar, anne Nuran Tiftikçi ve kardeş Eyüp... (Fotoğraf: SENEM ÖZTÜRK)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle