Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ Anadolu'dan, ya ışsizlikten ya da savaştan kaçıpgöçetmişaılclcryaşıyor.Orhan'ınannesi Sabahat Hanım Urfa'nın Kanlıavşar köyünden 22 yıl önce eşı ile göç etmiş, altı çocuk anası. Eşi, bazen hamallık yapıyor. Sabahat Hanım da bazen evde kızlan ile fıstıkçıtlatıyor. Fıstığın 17kilosuna 1 milyon TL'si kazanabiliyorlar.Orhan'ın onaltı yaşındaki abisi Mehmet' in bir gözünc sapanla atılan bir taş gelmış. "Paramız yoktu, doktora götüremedik, o gözü kör oldu," diyor Sabahat Hanım. "Yasamçokzor. Orhan'ın kazandığı günde 1 milyon daolmasahiçyapamayız." ••• • • Mıstığın asıl adı Mustafa Kurt, 11 yaşında. Beş kardeşten ikincisi. Annesi Dursun ve Babası Vakkas, yirmi yıl önce Urfa'nın Arpetın köyünü arazileri olmadığı için bırakmışlar. Vakkas iş oldukça halı fabrikasında çalışırmış. Mıstık ve abisi de bir süre ayakkabı fabrikasında çalışmışlar, haftanın altı günü çalışıp haftada ıkışer milyon TL kazamyorlarmış ama yapıştıncı Bally kokusundan başlan dönmüş, mideleri bulanmış, bırakmışlar. Şimdi ikisi de ayakkabı boyacısı. E ve götürdükleri para günde beşyüzile 1 milyon TLarasında. Orhan ve Mıstık... Mıstık on birinde, o da Orhan gibigünde beşyüz bin lira, enfazla bir milyon lira kazanabiliyor... Boyayalım nıı abi? ÜSTÜN BİLGEN REİNART Kız 'şarpımyan bağlama, Ben söyleyim sen ağlama, sen ağlama. Ele nolur, ele nolur... Minibüsün arka koltuğunda oniki yaşındaki Orhan, bir türkü tutturu veriyor. Gözleri ciddi. Birçocuğun değil, taşunası gerek.cn yüklerin bılincinde bir erkeğin gözleri. Yanık bir sesle söylüyor. Nakaratına yanında oturan Mıstık ve Müslüm de katılıyorlar. "Elenolur, elenolur..." • "Bu yörenin türküsü," diyor Müslüm. "Hepimizbiliriz." Orhan, Mıstık ve Müslüm, Güneydoğu Anadolu'daayakkabı boyacılığı ile (ya da simit, kâğıt mendil, tatlı, kaset satarak yani sokakta çalışarak) ailelenni geçindiren onbinlerce çocuktan üçü. Beni Şehitkâmil ilçesinin yukansındaki Karşıyaka semtine, aileleri ile tanıştırmaya götürüyorlar. Mahalle kırmataş bnketten yapılmış düz damlı evlerle dolu. Hcmen hepsinde Doğu Müslüm Karayılan' ın anası Hazal' ın altı çocuğu var. Onlar da Urfa'nın Halfeti ilçesinin özmüşkül köyünden göç etmişler. YıldaüçayAydın'apamuğagiderlermiş,çoluk çocuk. "Çocukları da götürmeye mecburuz." diyor baba Mehmet Karayılan. Müslüm ayakkabı boyacılığının yanı sıra okula gittiği, iki ay dersleri kaçınnca geri kalmaktan korktuğu için pamuğa gitmek istcmiyor. "Ben onun okuldan uzak kalmasını ister miyim?" diyor Mehmet Karayılan. "Sen gel o acıyı bana sor. Ama pamuğa gitmezsek perişan oluruz." Duraklayıp iç çekiyor, "Pamuk da başka perişanlık ya." Kırk kişi eski bir kamyon tutup 24 saatte Aydın 'a gidiyorlarmış. (Aydın'a çünkü daha yakınlara örneğin Adana'ya çok giden var, daha az para veriliyor).Mehmet Karayılan'ın bel fıtığı var, calışması zor. Ama oturarak pamuk toplayabiliyor. Gaziantep'te üç çocuk, Müslüm, Orhan, Mıstık... Üçü de çalışarak ailerini ayakta tutuyor. Sokak onlar için işyeri, kâğıt mendil, tatlı, kaset satıyor. îlk Adım Merkezi ise onlara destek amaçlı kurulmuş, ama sayılan Gaziantep tlk Adım Merkezi'nde çocuklar için şimdi oyun zamanu.. eksilmiyor... Ertesi gün öğle vaktinde, omuzlarında boya kutulan, Orhan, Mıstık ve Müslüm soluğu Gaziantep'in Eyüboğlu Mahallesi'nde.tlkAdımMerkezi'ndealıyorlar.tlk Adım Merkezi, iki yıl önce açılmış bir umut evi. Gaziantep'te sokakta çalışan çocuklara destek olmak amacı ile kurulmuş. Çocuklann sağlık, eğitim, güvenlık ve psikoloj ik sorunlannı azaltmaya çalışıyor. Yedi yüzden fazla çocuk burada kayıtlı. özlem Yüksel, tlk Adım Evi 'nin yönetıcisı. 1998 'de Hacettepe Üniversitesi'nin Sosyal HizmetlerBölümü'nde öğrenciyken Profesör Dr. Sevil Atauz ile sokakta çalışan ve.sokakta yaşayan çocukların sayılannı ve sorunlannı araştırmakla başlamış bu işe. Gaziantep'te 2300'den fazla sokakta çalışan çocuk bulmuşlar. "O sayı her gün artıyor," diyor özlem, "Çahşmaya genellikle 56 yaşlannda başbyorlar. Çocuklar ailenin istediği parayı kazanmadan eve gitmiyorlar. lstenen parayı götüremeyince hortumla dövülen, elektriğe bağlanan çocuklar oldu." Çocukların yüzde kırkının okula devam ettiğini söylüyor özlem. "Yüklerini biraz olsunhafifletmck ıçinbizokul ihtiyaçlannı ve giysilerini alıyoruz." Programın danışmanı Dr. Sevil Atauz, sokak çocukları ile ılgili biraraştırmayı önce Diyarbakır'dayönetmış.Oradadabirmer