Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ERAT GÜNÇIKAN gece yansı, hemen hemen aynı saatlerde Ankara'da bir, Istanbul 'da üç evin kapısı çahndı. Kapıyı açanlara aynı cümleler kuldu: Oğlunuz infaz edildi, cenazelerini alaıkmısınız? Tarih29Ocakl983'tü. Cenazeler aynı günün bitim saatlerinde ailerine vcrildi. Yeni güne başlanan saatlerde >rtaynmezarlıkta,dörtmezarkazıldı. As;ri battaniyeler içindeki dört genç beden en ıkınlannın gözyaşlan içinde mezara bıraldı. Yakınlardan iki kadın gözaltına alınıp ırguyagötürüldü, biri anne, diğeri kız karîşti. Suç, acının içinden çıkan ama gerçeği itün çıplaklığıyla sunan sözcüklerdeydi: "Katiller" Anne on dört gün, kız kardeş bir buçuk yıl ipisyattı. Hem idamlar, hem idam edilenlerin yakınmnın hapisliği 12 Eylül darbesinin aynasıyı. Dört gencin; ömer Yazgan, Ramazan Yuangöz, Erdoğan Yazgan ve Mehmet Kanur'un da aralarında bulunduğu kırk dokuz işi idam edilmişti. Kalemin kınldığı duruşıalann tümü hukııka uygunluğu yönünden ırtışmahydı. Erdal Eren'in boynuna ilmek, akınlannın, avukatlarının "on sekiz yaşınan küçük" çığlıklanna kulak kapatılarak eçirilmişti. Tartışmalar, aradan geçen yirmi ı la rağmen akıl ve vicdanlan rahatlatan bir ona ulaşmayacaktı. Aralannda sadece soyadı benzerliği buluan iki Yazgan ile Yukarıgöz ve KanBur'u lama götüren süreç 17 Ocak 1981 'debaşlalı.Darbeninolancaağırlığına,binlerceinsaun gözaltına ahnmasına, işkence görmesi1e, işkencede yaşamını yitirmesine ve tutukanmasına rağmen bir avuç genç bir araya geip eylem karan aldı. Siyasal düşünceleri de;işik örgütlerde biçimlenmiş, sonunda daha :ok askeri okullarda kendisine yandaş bulan D "Sanayi Dev Genç"de karar kılınmıştı. Bu isim daha sonralan Nikaragua'dan esinlenerek, DevSol, DevYol aynmınabireleştiri anlamında "Üçüncü Yol" olarak mimlenecekti. Eylemin ismi konulmuştu, Akyazı'da iki kuyumcu soyulacaktı. Elde edilen altın ve para silah alınmasında ve hâlâ ayakta olduklannı gösterecek yeni eylemlerin hazırlıklannda kullanılacaktı. Yedi kişiydiler. tki gruba aynhp, aynı anda iki kuyumcuya daldılar. Bir grup sorunsuz çıktı altınlarla dışan, diğerinde ise kuyumcu direndi, üst katta oturan oğlu, seslerden olup biteni kavrayıp polise telefon ettikten sonra silahına sanldı. Kuyumcunun önündckı arabada bekleyen ve içlerinde otomobil kullanmasını bilen tek kişi olan Ali Akturk'e ateş etti. Bir kurşun da kuyumculardan Hasan Kahveci'ye isabet etti. Aktürk ve Kahveci öldü. Çatışma saatler sürdü. Metin Adil Toraman vuruldu. Arkadaşlan bir süre kollarında taşıdılar, ama yapılacak bir şey yoktu, o da ölmüştü. Mehmet Kanburkalçasından vurulmuş, çevresi sanlmıştı. Erdoğan Yazgan da uzun süre kaçamadı. Ramazan Yukangöz ile tsmail Gökalp, yaralı olan Teğmen ömer Yazgan'ı daberaberlerindesürükleyerek izlerini kaybettirdiler. Birköyün girişindeki inşaata sığındılar, ama sabaha karşı çevreleri kuşatılmıştı. Bu çatışmada ise polis Mustafa Kılıç yaşamını yitirdi, Ramazan ağıryaralandı. Askeri hastanede kısa süreli tedaviden sonra Gayrettepe'ye götürüldüler. Yaralan henüzkapanmamıştı, bir ay işkencede tutuldular. Selimiye'de tutuklandıİar, Gölcük Askeri Cezaevi 'ne konuldular. 30 Mart'ta iddi 12 Eylül'den sonra 49 kişi idam edildi. Yargılama süreci, bugün de süren bir tartışma başlattı. 20 yıl sonra bile bir suç olarak, darbe yapmak Soldan sağa: Ramazan, Mehmet, Erdoğan ve ömer... aname hazırlandı, 20 Nisan 'da karar açıklandı: tdam. Ismail Gökalp' ın cezası yaşınm küçüklüğü nedeniyle yirmi yıl ağır hapse çevrildi. 25 Kasımgünü Askeri Yargıtay karan onayladı. Bu arada idam karannı veren hâkim yine bir siyasi davada rüşvet alırken suçüstü yakalanacak, buna rağmen dört arkadaşın avukatlarının davanın yenidcn görülmesi istemi kabul edilmeyecekti. 3 Mayıs'ta Danışma Meclisi de Askeri Yargıtay'ınonay ına katıldı. Asılacaklardı. Yanlannda ne kadar para varsa diğer koğuşlara ziyafetverildi, vedalaşıldı. Vasiyetleryazıidı, organlarOrganNakli Kurumu'na bağışlandi.Hergece gün ışıyana kadar biri nöbettuttu. Geldiklerinde diğerlerini uyandıracaktı. Gelmediler. Her şey normal seyrine dönmüş gibiydi, ölüm giderek uzaklaşan bir ihtimaldi. 28 Ocak, ömer Yazgan'ın doğum günüydü. Gardiyanlarla voleybol maçı yaptılar, yorgun düştüler. Nöbetten de vazgeçilmişti artık ama Mehmet'in mide ağnsı tutmuş, koğuşta volta atıyordu. Geldiler. lzmitKapalı Cezaevi'nde yapılan infaz ne yakınlanna haber venldi ne de avukatlanna. Gömüldüler. Hem yakınlannın hem de toplumun vicdanında başka bir süreç başlamıştı. Yakınları işte o süreci ve öncesini anlattılar... MLSPB davasından yargılanıyorlardı. Daha sonra gruptan aynhp tek dosyada çıktılar hâkim karşısına, Ahmet Soner ve Kadir Tandoğan. Çünkü iki Amerikalıyı öldürmüşlerdi. Karar idamdı. Avukatlann çırpınışlan fayda etmemiş, karar infaz edilmişti. Avukatlardanbiri Ali Rıza Dizdar'dı. Infazı da izledi. O gece düşündü, idamın hiçbir caydıncılığı yoktu. Dizdarhem duruşma sürecini hem de infazı anlattı. Herşey, 12 Eylül 1980'de başlamıştı...^ yargılanamadı.