Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGt olanaklanyla anlatılabılınecek bir konunun karşısında olduğumuzu görüyorsunuz. Bu da sinemanın yadsınamaz gücüdür. Titanik gibi 1912 'lerin ilk yapım harikası diye alkışlanan bir gemiyi, ızleyıciye o olaylann gerçek etkisiyle göstermek elbette teknoloj i gerektirir. Bu da filmde bence dürüstçe kullanılmıştır, oyuna kaçılmadan. Ölüme ağırağır gömülen güzel görkemli birgemınin, insanlarl a birlıkte acı duyduğunu varsaymak bile neredeyse olasıdırTıtanik'te. Kitlelere insanlann aynmcıhğını, yeni bir dünyada iş bulmak düşüyle yola çıkan işsizlerin geminin üst çıkışına karşı demir parmaklıklarlaengellenmışdipkatlanndanasıl çırpındıklannı göstermesi çok önemlidir. Ayrıca anlık görüntülerle perdeden geçen o yüzlerakıldakalıyorsaunutuhîiamalı ki bunun başansı Cameron'un bakışındaki sağlamlıktadır. Titanik, Cameron'un tüm varlığını ortaya koyduğu, yüreğıni tümüyle açtığı bir film, belki de yaşamının filmi. Filmde her katmandan gclen ınsanı, yaşanmış, yaşanmakta, gelecekte de yaşanacak olan her tür insan öyküsünüanlatıyor. Bırçıkışsızlıkla insanlann duygulannın, davranışlarının, düşüncelerinin zamanı yok, geçmişte, şimdıki zamanda ve gelecekte yaşanan, yaşanacak olaylar görüyoruz filmde. Ders alınacak,düşündürücü yaşama deneyimleri çıkıyor karşımıza. Varsıllığın ve yoksulluğun karşılaşmasında Cameron, eleştirisini varsıllara bakışıyla acımasızca ortaya koyuyor. Sevgiye verdiğı değeri yönetmen belki de en son Titanik'te tam istediğince vurgulayabiliyor. "Filmdeki insanlann sınıfsal farklılığını açıkçagöstermek istedim." diyor Cameron. "Dünya aslında çok da değişmedi. Titanik denize açılmadan birgün önce yolculuğa katılmayacağını bildiren J. P. Morgan'la (18371913) günümüzün milyarderi Bill Gates arasında büyük bir fark yok. Aralarında bir yüzyıl var ama görüyoruz ki insanlık bencilliğinden hâlâ sıyrılamadı, aynı tip ınsanlar. Yunanlılar ve Romahlar zamarunda da vardı, gelecek yıllarda da olacak." Cameron, böylece ilk kez kostümlü bir zaman filmine el atar, onu etkileyen en belırgin aşk öyküsünü de Titanik 'te bulur. 1996' nın Mayıs ayında filmin çekımine başlanır, çekim 1997' nin Mart ayı nda biter, çalışmanın tümü 14 ay sürer. Bu süre içinde de fılme saatte 25.00045.000 Amerikan Doları harcanır. Hollywood' un en pahalı yapımı unvanını alır film, bittiğinde 200 milyon Amerikan Dolannamalolur. Titanik'in senaryosunu da Cameron yazmıştır. Geminin sular altında kalan sahnelerini omuzunda kamerasıyla görüntüler, kurgusunu da o gerçekleştirir. Dört dörtlük bir sınemacıdır James Cameron. Film çekimi boyunca ekip arasız Cameron'un zorbalığmdan yakınır: "Ben acıyı sevmem, sonuçların olumlu bitişini severim." der yönetmen zorba olup olmadığı konusu soralduğunda. "Bazen sonuca ulaşmak için acı çekmek gerekebıhr. Sporda yanlışlıklar, tembellik hiç hoş görülmez, nıçin aynı şey film yapımında da olmasın? Filmin sonunda ekibimin yansı benim tam bırbudala olduğumu düşünüyordu. Dığer yansı da biraz didişen bir budala olduğumu fakat böyle olmanın bir amaç uğruna olduğunu anladılar." Titanik'in gerçek enkazmı okyanusun dibinde görmek onu günlerce etkilemiş. Orada yaşananlan uzun süre aklında taşıdığı belli. Filmini, Titanik'in okyanusun 4000 metre derinliğinde bulunan gerçek enkazının görüntüleriyle başlatmasının izleyicı açısından etkısi tartışılamaz. Fakat yönetmenin bu seçiminde salt çarpıcı olma gayretinden öte, James Cameron, teknolojiyi kullanmadaki ustalığım bir eksiklikmiş gibi algılayanlara çok şttjiyor. Sanatın ticaretle savaşı ASLI SELÇUK J ames Cameron, 1954 yılında Ontario'dadoğar. Babası elektrikmühendisi, annesi sanatçıdır. Sinematutkusunun ilk basamağını usta Stanley Kubrick'in"2001: Uzay YoluMacerası" filmi oluşturur. On kez bıkmadan izler bu filmi. 1971'de California'ya yerleşir. Devlet Üniversitesi 'nin fizik bölümünde okur. Mezun olur, kamyon şoförlüğü yapar, geçimini sağlamak için bir yandan da film senaryolan yazar. 1979 yılında ilk kez Hollywood'a adım atar. Francis Ford Coppola, Martin Scorsese, Peter Bogdanovich ve Jonathan Demme'in ustalan olarak bilinen Roger Corman' ın "Battle Beyond The Stars" (Yıldızlar ötesi Savaş) filminde sanat yönetmeni, set dekoratörü ve yapım süpervizörü olur. ilk filmi "Piranha 2"yi 198 l'de çeker. Bu ilk filmi 1984'te "Terminator" (Yokedici), 1986'da "Aliens" (Yaratıklar), 1989'da "Abyss", 199l'de "Terminator 2" (Yokedici 2), 1994'te "True Lies" (Gerçek Yalanlar7) filmleri izler. Onun tanınmasına yol açan filmlerin tümü aksiyona dayanır görüldüğü gibi. Filmlerinde devinim, olaylar örgüsünün yanı sıra aşkın ve sevginin de her zaman var olduğunu bıkmadan savunan bir y önetmendirCameron:"Yokedici2'dekikadınkarakter annelik içgüdüsü ile davranıyordu" diye açıklıyor. "Analık en güçlü, temel bir içgüdüdür, bunu görmczden gelirseniz erkekler dünyasında savaşan sert bir kadının öyküsü olarak algılarsınız filmi. Asıl özünü de böylece yıtırmış olursunuz." Cameron'un son filmi "Titanic"i eleştirenler, yönetmenin açıkladığı gibi bence filmin özünü kaybettıler ve filmi sadece çok paraharcanmışbirteknoloji harikası sayarak altını çizip, sığbiryaklaşımdabulundular... Cameron, teknolojiyi kullanmadaki ustalığım bir eksiklikmiş gibi algılayanlara çok şaşıyor: "'Yaratıklar' fümimde debaşkadın karakter Ripley ile kurtardığı küçük kız arasındaki sevgibağı,birtüranâkızilişkisi sayılır. 'Abyss'de de yollan aynlmış fakat yeniden birleşen bir kankocamn aşklannın geh dönüşünü okyanusun dibinde anlatıyordum. Aşağı yukan benım tüm filmlerım teknoloji ile insan ilişkisine yapılan keşif gezileridir." diyoryönetmen. Onun ünlü "Titanic" projesi de on yıl öncesine dayanıyor. 1987'de Profesör Robert Ballard'ınNationalGeographiciçinçektiği "Titanik'in Enkazı" belgeselmi görüyor, bundan çok etkileniyorCameron. "Titanik" projesi ne pahasına olursa olsun çekmek istediğim bir filmdi. "Rüzgâr Gibi Geçti" ve "Doktor Jivago" gibi epik romantik bir çalışmayapmak istedım. Derin.enderrastlanan bir öyküyü ona yakışan büyük bir tuvale yansıtmak istedim. Böylesine bir romantizmi anlatabilmek için bence o âşık çiftin trajedi unsurlan ile sınanması gerekiyordu." Cameron, yoğun, acıh bu öyküyü melodrama kaçmaksızın büyük bir ustal ıkla gözler önüne seriyor. Filmi izlerken salt sinemanın Kate Winslet ve Leonardo DiCaprio... Titanik filminin yönetmeni James Cameron, Terminatör (Yokedici) serisinin devamı olarak Terminatör 3 ve 4'ün çekiminin hazırlıklan içinde. Filmler2001yaz sezonu için planlanıyor. Mükemmeliyetçi yönetmenin pahalı Titanik serüveni hâlâ tartışıhyor.