Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DKRGİ Slovenyalı romancı Svetlana Slapaak'a göre, Batılılar Balkan tarihine sürekli kanlı savaşlara sahne olan karanlık bir dönem gözüyle bakıyorlar. Bu görüşün ışığında Miloşeviç'e karşı çıkan demokratik muhalif hareketin desteklenmesi başanlamadı. Karşıt seslerin giderek kesildiği günümüzde, konuşmak yerine bombalamak herkesin daha kolayına geliyor. Gerçekten de öyle oldu: önce Slovenya'da savaş patlak verdi, ardından Bosna'da, şimdi de Kosova'da. NATO Genel Sekrcteri Lord Carrington'un(19841988)Ba!kanlarlaılişkikuramadığınıaşağılayıcıbirsöylemledilegetirmesinden bu yana, Miloşeviç ile diplomatik görüşmeler yapan hemen hemen herkes onun bir yalancı ve vurguncu olduğu görüşünde birleştiler. Ne var ki, Miloşeviç de Yunanistan, Şili ve Nijerya'daörneklennde görülmüştü kendisinden önceki tüm öteki diktatörler gibi, Batının gözünde barış ve dengenin güvencesiydi. Ve yine tüm diktatörler gibi, onun da Batılı güçlcrinartıkişine yaramayacağı o can alıcı an konusunda kcsin bir görüş yoktu. Şimdiyedekyoktu. Dahası, Miloşeviç'in karşıtları nazik bir biçimdebaştansavılıyordu.Destekleyicinitelikte bir belirtiye bile rastlanmıyordu. Bu türdeneyimlerin ardından, kimileri, örneğin.pckdegüvenilirolmayan veşımdi Sırbıstan Başbakan Yardımcısı konumundaki Vuk Draşkoviç milliyetçi hükümetekatıldılar. Ingiltere'deen son Işçi Partısi hükümctinde dışişleri bakanlığını üstlenen vc 19921995 yılları arasında Avrupa Bırlığı Bosna Özel Delegesi olan Lord Owen Batılı önderlerin "Balkan sorununa" nasıl yaklaştıklarını gözlcr önüne seren bir başka örnektir. Balkanlardakiçelişkiyikonualançoksayıdakitap arasında Ovven'm "Balkan Destanı" (1996) adlı yapıtı da yer almaktadır. Owen, kuşkusuz, bu yapıtında Balkanlarla ilgili basmakalıp görüşlere sıkı sıkıya bağlı kalır ("herkes yalan söylüyor" sözcükleri kitabın ılk sayfasında göze çarpar). Owen ayrıca Miloşeviç'i, Bosna gibi çılgın bir ctnik bileşiminiçınde.güvenilırvemantıkhbırsiyasctçi olarak tanıtır. Gelgelelım, Miloşeviç karşıtı gruplarla yaptığı görüşmelerden pek söz etmez. Batılı bir önder olarak, Sırbistan'da nasıl bir etki yaratabileceği ve eğer varsa, Miloşeviç'in ayağını kaydırmak içinnetür girişimlerdebulunulduğukonusunayetcrli bir açıklama getiremez. Biz Sırplar Miloşeviç'in gerçekte Bosna'da banşın sağlanmasıyla pek ilgilenmediğinibiliyorduk.Daytonkonferansındabanş çığırtkanlıgı yaparak Bosnalı Sırplara sözleşmekoşullannıkabulettırdıveböyleceistdiği her şeyi elde ettniş oldu. Miloşeviç çok daha sonra 1999 Rambouillet barış konferansına katılmayı reddettiğinde Batılı önderlerbukonudaonabaskıyapmalı, demokratik karşıt grubadcstckvcrmeliydi.Oysa savaş patlak verdı. Karşıt gruba destek vermedc Batılı önderler başarısız oldularsa, Yugoslav aydınlar bu konuda ne yaptılar? İfade özgürlüğü ve... 1 Bombalamuk insanlann konuşmaktan daha kolayına geliyordu, Clinton 'un ise isine... Lord Carrington Cinayetin gözyaşları 1997'deChristianneAmanpour'unCNN televizyonunda Sırbıstan'ın kırsal bir kentinden raporunu yayınladığı o Şubat gününü asta unutmayacağım. Belgrad'da kitlelerin karşıtgösterileryaptıklarınınüçüncüayındaydık ve Başkan Milosjeviç'inkonumu giderek sarsılıyordu. Sirp Parlamentosu'ndaki kaba davranışlanyla tanınan ve özellikle kadınlarlaaydınlarıaşağılayıcısözlenyletanınan Bclediye Başkanı ateşli bir Miloşeviç yandaşıydı.CNNtelevizyonunaverdiğidemeçte Belgrad 'da yeterince protestö göstcri siyapıldığını,artıkherkesihköşesineçekilip kendi işiylc ilgilenmesi gerektiğini belirtiyordu. Aynıiletitarlalardaçalışanküylüler veyaşlılartarafındandayincleniyordu. Muhabirin imgesi silindikçe,benim öfkem artıyordu. Dahaönce de sık sık karşımıza çıkan Batılı diplomat ve siyasetçiler işte yeniden Miloşeviç'ihaklıçıkarmayaçalışıyorlardı. 80'liyıllarınsonlarındaYugoslavya'dadengelerin bozulmaya başlamasından bu yana hıç kimsc karşıtlık diye tanımlanan bir şeyi duymak bile istemiyordu, çünkü böylesi bir şey güçten yoksundu güçten yoksun oluşu ülke dışından hiç kimsenin destek vermeyc yanaşmamasından kaynaklanıyordu. Ancak savaş patlak vcrmeden önce ulusalcılığa meydan okuyan bu karşıt azınl ık, ülkeyi bekleyen tehlikeler konusunda bir uyarıydı. Tito'nun 1980 yılında ölümü, bunun Yugoslavya'nınçöküşünükörüklediğinisavunan Batılı görüşün tersinc,ycpyenı görüşlerin filizlenmesine ve farklı bir kültürün oluşrnasına neden oldu. Sansüreyasal bir tanım getirilmcdiğinden, karşıt eylem adımını dcnk atmak zorundaydı. Oysa ki, çogunluğunıı Belgrad, l.ıyublıyana vcZagreplılerin oluşturduğu, karşıt görüşe sahip Marksist birikimlı,68ruhluakademisycnvcöğrcncıler için Tito sonrası gündemin odak noktasını siyasal alanda ifade özgürlüğünün sağlanması oluşturmaktaydı. Bu gruba sonradan katılan çoğu yazar ve sanatçılar ise, bizim "salon" ulusçulan adını verdığımız, Komünist Parti üycsi olan, genelde güçlünün yanında yeralan.dahaılımlı sempatizanlardı. Görüş aynlığı odönem gözde olan kültürün bir parçası durumuna gclmışti; böy lece kitabınızı yayınlatmak, ya da bir ış sahibi olmak çok daha kolaydı. Kısa bir süre sonra gelcneksel görüş aynlığınınyeriniyenibirdüşünceakı