29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

30MAYIS 1999. SAYI 688 Bu piyano daha sonra Solingeri ile Mölln'de, iki Türk ailesininevlerininkundaklanmasından sonra Charlottenburg Bclediyesi tarafından vcrilen konserdedekullanıldı. Azize Tank bu konuyla ilgıli olarak şunuvurguluyor: "Ben sadecc Almanya'daki Türklcr'den sorunlu değilim. Tesadüfen bu dili konuşuyorum. Tüm ırkçıl harekctlcrc karşıyım. Hcr ctnik grubıın cşithakkı vardır." 8Mayis 1995'telkinci Dünya Savaşi 'nın bitişi vc Almanya'nın faşizmden kurtuluşunun 50. yılında Azizc Tank, Charlottenburg Belediye Başkanı Monika Wissel ve miizisycnJustusBlumensteinilebir anmagünüdüzenledi.Çeşitli derneklerin desteklediği bu anına günü, Fazı I Say vc Bcrnd Buddngibi farklısanatçıların katılmasıyla Berlin'deki bir hurdalıktagerçekleşti. Anına günü için neden hurdalığın scçildiğinişöylcaçıklıyor Azize Tank: "Almanların birçoğu, geçmişteki llitlerdönemini, 'bi/ bugünü yaşıyoruz', diycrck unutmak istiyor. Bu geçmişi 'eski şeyler' gibi çöpc atarak unutamazsın. Ç'ünkü geçmişi yok sayarak var olanı değişliremezsin. Birşeyiçöpcatınca o yok olmaz. Hâlâ vardır. Bir anmagününühurdalıktayaparak, çöpü gösteriyoruz. Duvarın yıkılmasıyla Almanya'daki koşulların sertleştiğini de belirten Azizc Tank, Doğu Almanya insanının Batı'yagöre daha fazla bir yabancı düşmanlığı içinde olduğu yönündeki resmi düşünceyc karşı. "Sertleşmenin sebebi duvarın kalkması değil. Olayların artmasının ncdeni yeryüzündeki birsistcmin birdenbire kaldmlması. Duvarın yikılmasıyla Doğu tarafındakilcrc karşıyöneltilensavlaröncedcnyabancılara karşı kullanılıyordu. Ycni 'vatandaşlan' Balı'daki insanlardan daha iyi anladığımı düşüııüyorum. Önyargılarla karşılaşınca insan dahaduyarlıoluyor." Bunakarşın Azize Tank Almanya'dakendinirahathissettiğinisöylüyor. "Almanarkadaşlarımolduğukadaryabancıarkadaşlarım da var. Uzun zamandir sosyal ve siyasal faaliyetlerin içinde bulunduğumdan, çok gcnişbirçevrem var. Birparti üycsi olarak değil, birkadınvegöçmcn olarak aktifim. Biz kadınlar, uluslararası kadınlar, isteklcrimizi veproblemlcrimizibirlikteanlamalı veçö Azize Tank, 1971 yılında Almanya'ya göçetmiş. Charlottenburg Yabancılar Sorumlusu ve istediğinin barış olduğunu söylüyor. "Tüm ırkçıl hareketlere Heretnik grubun eşit karşıyım. ?'% zümlerbulmalıyız. Başkalarının eüne birakmamalıyız." Azize Tank, Berlin'deki Türk Kadınlar Birliği'nin kurucularından ve iki kez kurumun başkanlığını yaptı. Batı Berlin'de, îyKO'liyıllardafarklı siyasal düşünceye sahip kadınlardanoluşangüçlü kadınlar hareketininbirparçasıoldu: "Ben tek başınadolaşan bir insan değilim, birliği severim. Çeşitli uluslardangeleninsanlar için bir platform oluşturma istiyorunı. Hcrkesin herkesi scvmesini bcklemiyorum,ama insanların ilctişimkurabilmesi için bir platform gerekiyor. Meclis veya belediye tarafından yapılan telkinlcrlc hiçbir şey degiştirilemiyor. Insanlar birbirlerini tanıyarak toleranslı olmayı öğrenirler. Böylcee arkadaşlık kurabilirler ve karşısındaki kişiyi kabul ederler. Gocthe toleranslı birdavranıştan sonraki aşamada tolerans gösterilen konunun kabul edilmemcsinin, toleransı anlamsız kıldığınıerkcnanladı." BAŞKENT GUNLERİ Istanbul'dan bir damla MÜŞKRREF HEKİMOCLU H hakkı vardır." diyor Tank Tek isteği barış... "Bir parti üyesi olarak değil bir kadın ve göçmen olarak aktifim." Azize Tank'ın hayalleri ve isteklerinegelince: "En çok istediğim şey barış. Hayaller? Çocuklarımız için sağlıklıbirdünya. Hergünümii bilerek yaşamam benim için çok önemli. Hayat kısa, ama zamanın peşinden koşmak veya onu dondurmak istemiyorum. Gelecekte bir gün 'Ben yaşadım ve hayatım güzeldi' diyebilmek için zamanımı iyi değerlendirerek hayatın zevkini çıkararak yaşamaya çalışjyorum." Penecreden gökyüzünc bakarak sözlerine devam ediyor: "Içimde hep biraz hasret var. Buradayaşadığımiçinüzülmüyorum.Türkiye'deyaşamadıgımiçindeüzülmüyorum. Hâlâ beni Türkiye'ye bağlayan şeyler var. Ancak orayagidincedcğiştiğimifarkediyorum. Bir iş yapıldığında hızlı ve tam zamanındaolmasınıbekliyorum. Hiçkaybetmek istcmediğiınikişeydoğallığımveinsanlara karşı sıcakkanlılığım. Hayalim herzaman insanlarlabirlikteolmaktı. Yalnızbiryerde konacağımı hiç düşünmezdim. Fransa hayalimdekiülke;dilleri,mantalitelcribeniçekiyor. Almanca'yıöğrenipinsanlarıtanıdıktan sonra göç etmcye devam edccektim. Şimdi kimi şartlarbenimtemelli buradauturmaını zorunlukılıyor. Yalnızşunusöylemekistiyorum, işimden zevk alıyorum ve bu çok önemli."^ avada petrol kokusu var, ülkemizin petrol davasında güzel savaşlar veren özer Derbil'i anlatıyor konuklar. Prof. Muammer Aksoy ve Ihsan Topaloğlu ile birlikte sürdürülen eylemleri. Kimi masal türü, kimi korkulu düş gibi. Hepsinde ülkesinin çıkaıiarı için çırpınan bir yüregin çarpıntılan. O çarpıntılar bir babanın verecegi en büyük zenginlik çocuklara. Yıllar geçti, koşullar değişti, görevler değişti, o çarpıntı hiç değişmedi. Çalıştığı dalları güzel yeşertti her zaman. Eşi Sevda, çocukları Nizamettin ve Demet Derbil de güzel koruyor o yeşermeyi. Nikâh törenınin kalabalığı da solmayan güzellikleri kanıtlıyor. Sevginin, dostluğun ölümden sonra da yeşerdiğini. Kaç kuşak birarada, Hyatt Regency salonunda. Sevda Derbil güzel bir heykel gibi dikiliyor dostları arasında, bence özer Derbil de yanında, güzel gelinini de sevgiyle selamlıyor. Ben de damadı kutluyorum seçimı nedeniyle. Sumru (Tüfekçi) Derbil güzel bir seçim, sadeliğiyle göze çarpıyor, özelliklerini de, müzik düzeni de, kokteyli izleyen aile yemeği de geleneğe yaraşır düzen ve düzeyde. Panltısı yok, ışığı var. Unutulan güzellikleri hatırlatır gibi. Istanbul'da çok az kaldım, özlem dinmedi, derinleşti ama mutluluğu da yakaladım. Berin Nadi'nin sofrasına konuk oldum bir gün. özel ve güzel bir olay bu. Istanbul murfağı çiçek açar o sofrada, anılar kelebekler gibi uçuşur söyleşilerde. Aile albümünden sayfalar çevrilir, güzel bir yaşamın türküsünü söyler fotoğraflar. Nadir Bey de bizi izler köşesinde, kimi zaman keman sesi gelir yan odadan, Cenan Saç da bir öykü anlatır Paris'ten, Ankara'dan, Istanbul'dan. Gözyaşı da var, kahkaha da o öykülerde. Yaşam da sevinç ve hüznün karışımı değil mi aslında. Derken Sevda Derbil ile çay içiyoruz, Istanbul'un en güzel simidiyle, Elmadağ'da satılıyor. Demet Derbil'i dinliyorum ilgiyle, ne güzel resimler, karikatürlerçiziyor, Istanbul'u anlatıyor bana. Biraz sonra başka bir dost kapıyı çalıyor, Neımin Abadan Unat geliyor. Türkan Arat'ı, Barbara Bush'u anlatıyor. Eski dostlar veyeni evliler Sumru ve Nizamettin DerbiL Oturanlar: ismuil Hakkı Birler, Müşerref Hekimoğlu ve Berin NadL. güzel taşıyor. Ancak, Derbil ailesine gelin olmak da güzel bir olay. Çekirdeğinde Prof. Süheyp Derbil ile Necmi Özkazanç var. Karadeniz ve Kafkas rüzgârları birbirine karışıyor, giderek dallanıyor, genişliyor aile. Okurlarım anımsar belkı, aile büyüklerinden biri de Cumhurıyet'ın ilk vali ve milletvekillerınden Atıf Tüzün. Şapka devrimi açıklandığı gün Atatürk'ün yanında Kastamonu'da. Ankara'daki ev de şapka atölyesine dönüşüyor, Kastamonu yolcularını şapka giyerek karşılıyor kadınlar. Çağdaş yaşam biçimini güzel yaşayan bir aile oluşuyor sonra. Yeni kuşaklar da o yaşam biçimiyle yetişiyor. Hepsi iyi okumuş, yetenekli, aydın kadınlar, kızlar. O nikâh kokteylinin kalabalığında eski dostlarımla buluşmanın mutluluğunu da duydum. Berin Nadi ile birlikte oturduk, birlikte izledik gelınle damadı, gözlerimiz de yaşardı elbet. Mutlu bir olayın da bellı hüznü var. ismail Hakkı Birier, Ayhan Çilingiroğlu, Prof. Turan Esener, Atıla Sav, Emin Bengisu, Affan Keçeci ile konuşurken Özer Derbil de bızı dinliyor bence. Kuşkusuz çok mutlu, nikâh törenı Her sofrasında Prof.Dr. Nuran Gökhan da var. Siyaset biliminden tıp bilimine uzanıyor söyleşiler. Gözlerimizi parlatan çabalar, araştırmalar da var, sağlık sorunlarını düğümleyen gerçekler de. Her şey böyle değil mi? Nermin arabaya bindirdi, boğaza daldırdı beni. Gökdelenler denizi de yırtıyor. Arada bir boğazdan bir parça yakalıyoruz ama o parça bütünü simgeliyor, dar yollardan, yokuşlardan sonra maviye bulanıyoruz yeniden. Çirkinleştirme yarışına karşın hâlâ çarpıcı güzelliği var Istanbul'un. Kimi yapılar, kafesler, gökdelenler işkence niteliğinde ama güzslliği direniyor hâlâ. Güzel bir kentin doğası, tarihi, coğrafyası da dar bir sokağa, bir tepeye, dahası bir pencereye sığıyor kimi zaman. örneğin Arifi Paşa Korusu'nda Duna'ların penceresi Bebek koyu yıkanıyor ay ışığında. Boy boy tekneler açık denizlere çağrı gibi kollarını açmış, Ege'ye, Akdeniz'e uzanıyor Istanbul'dan bir damla ama evreni kucaklıyorsun nerdeyse. Zamanı da aşıyorsun, uzanı da. Ancak yalnız biran. Sonra ayağın yerde yeniden. ^ TÜRKŞlLAHII KUVVFTLERİNİ CifjÇLENDİRME VAKFI MADDİ VE MANEVİ KATKII.ARINDAN DOUYI YÜCE TÜRK MİII.KTİMÎ ŞÎKRAN VE SAYGILARIN1 StlNAR. VAKFIN BANKA BAÛIŞ HKSAP M MARALARI FAZLA KİLOLARINI/ İÇİN HOLLANDA FLORİNİ I (' /ıraal Bankası Ycnisehir/Anlidia Şubesı 47100 no'lııhcsap KİLO KONTROL MERKEZİ 19 Mayıs Cd. No: 8 Şışlı/İSTANBUL Tel: (0212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks:(0 212)212 6835 AMERİKAN DOLARI T. C. Zıraal Bankası Yonijohır/Ankara Şube.M 64826 ııo'lıı hosap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle