Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I4IIAZİRAN IW8. SAYI 638 ncklcrindc Anudoluctkisım bııa/daha/or buluruz. Uütünbuctkilcritı kaı>ılıkh olurak Balkan coğrafyasında yayılmasında göçer Romanların son dcrcce cıddi bir katkısı olduğunudaısrarlabelirtmeliyim. T i i r k mÜAİğindc olınayıp da Balkan müziğindeolanfarklıöğekrvarmı? Elbette. Balkan müzıği, Anadolu müziğininbirçeşitdevamıdeğil.Heniîjchirhemdc özcllikleköymüziğigcleneğindcbölgeden bölgeye değişiklik göstercn kcndine özgülükvezenginliklerledoludur. Sofyayakınındaki Şop dağı, Güney Arnavutluk, Makcdonya köylerinde ya^ayan çok seslilikle Anadolu müzigini bağdaştırmak oldukça güçtür. Hatta müzik geleneklcri hcm birbirleriylc heınde Anadolu müziğiilcilgisizdir. Bunun dışında gcncl olarak Balkan toplumlarına baktiğımızda, müziğin Anadolu'da olduğundan çok daha yerleşik, çok daha özümscnmiijvegünlükhayatıniçinegirmiş olduğunu görüyoruz. Coğraf i alanın küçüklüğüne göre son derecc zcngin vc köklü bir müzik gelcncgi ortaya çıkmıştır. Zaman içinde; örneğin, Bulgaristaıı Trakyası köy şarkılannda, HıristıyanlıköncesiPaganizlcreaçıkçarastlanır.Özelliklcüalkantoplumlarınin yaşadığı bosyalist sürcç hcm yaşayan halk müziginin toplanıp korunması hem dc devralınan bırikim üzerincycni birhalk miiziğigeleneğiinşaedilmesiaçısındanbüyük kazanımlarsağlami!>tır. Balkan müziğine Türkiye'de ilgi var mı? Son on beş yirmi yıldır Batı'da üçüncü dünyanın halk müziginekar>ıeı>kyoğun bir ilgi var. Bulgaristanbaijtaolmak iizere, Balkan müzıği ilc ilgilı seviyeli vc kalıcı ürünler ortaya çıkarmaçabasınıgörüyoruz. Yanibiryandanclektronıkçiilgı veefektlcrlc Avrupalı kulağına uydııı ıılmuş sözdc folklorçahijmalarıyla, dünyanın cnolmadık köşesinden gelen halk mii/iği birikimini, alabildiğincesaflığı vedonamınıylaCD'lcrde yan yana bulabiliyoru/. l'lkcınizde ilk ba^ta, temclde tıcarı bir kaygımn yattıgını söylemeliyiz. Bregoviç'ın mii/iğının Balkan müziği tcmcl kavramından çok, Sırp, Makedonvc Romanların ınü/iğinitemsil cttiğinisöylemekyerındcolur. Bregoviç'in yaptığı müzik diîjinda, egcr para kokusu alan pop sanutçılnrının birdcn hücumcdipçalıpçırptıgı^aıkılarısaymazsak, bu konuya ciddi bir ilgiııin varlıgından sö/ etmck güç. Yeniden hcliılmcliyim ki BregoviçTürkiye'dchcvilmcscbelkiburöportaj yayımlanmazdı. Şu anda ne gibi projelerle ugraşıyorsunuı? "Ycryüzünün Ycdi Rengi" lopluluğu ilc nadirenvcrdigımkonscrler.SunıruBalıkçıoğluileyaptığımikiliçalışmalurvebuikiliycscvgili BrcnaveCcvdet'incklcnmcsiylc oluşan Balkan müzigi grubumın çalı^maları vc Şükriye Tutkun'la vcrdigimi/ konscrlcr di!;inda iki aşamah ve iki albümlübirprojcylc ilgilcniyorum. Bunlar zcybeklcrdcn vc Rumeli türkülerindcn olu;>acak iki ayrı albüm. Önccçalgıma, scsimc \ c duygularınıa uygun zcybcklcrden oluştııracağım albüm varsırada. AlbümüsevgiliC'cııgizOnuraria birliktekurgulayıpha/ırlıyoru/. Müziğinizle ne anlatmak istiyorsunuz? Kcndimi anlatmak istiyorum Müzikal anlamda dünyanın pck çok yörcsinde gezinerck topladığım türlü rcnklcıı özcllikle dc Balkanlardan topladıklarımı kcndi olanak vc sınırlarıtnçcrçcvcsindcinsanogluylapaylaijmayaçalışıyorum. Müziğin kcndi diliyleinsanm içinde yarattığım sıcacık duyguları, sö/cüklcrle vc zorlama görkcmli müzikal portrclcrlc yollanacak barı^ nıcsajlarından daha üstün ve kendimc daha yakın görüyo BAŞKENT GUNLERİ Bir Esin masalı MÜŞERREF HEKİMOĞLU bardaklanyla geldı. Ada çayı getirmiş! Kahkahayı bastık. Ama asıl kahkahalar dağ yolunda! Topuklu çizmelerie tel aracına yürürken herkes bize bakıyor! Gerçekten bakılacak durumdayız. Buzda kaymamak, düşmemek için dıreniyoruz. Sonrası daha beter. İki kişilik bir araca bindik istasyonda. Hava güneşli, yürürken teriedik, ama açık araçta iliklerimiz dondu nerdeyse. Esin'in mizah gücü de beyaz tepelere tırmandı kar yolculuğunda. Tepede bir kahve var, herkes dağ giysileri içinde, biz topuklu çizmeler, şık berelerle... Ama başka çare yok! Aradan yıllar geçti, hâlâ kahkahalarla anımsanm Isviçre dağlannı. Bir de Akçakoca yolculuğumuz var, bir bayram tatilınde sekiz kişi bir arabaya dolarak yaptık o yolculuğu. Anılar çiçek açıyor belleğimde. Annesı Hatice Esenbel'i, teyzesı Fatma Menteş'ı, yeğenı Rıdvan Menteş'i, güzel sofralarda uzayan söyleşileri, güzel bir bebeğin doguşunu kutluyoruz, o küçük bebek delıkanlılığa, babalığa ulaşıyor sonra, bir sure de ANKA'da çalışıyor. Üçüncü kuşak oluşuyor derken. Yeni kuşaklar da gelecek elbet, güzel bir Esin masalı anlatacaklar birbırlerine. O masalın gerçeğinı yaşadığım için çok mutluyum ben. *** 1950'li yıllarda Istanbul'da açılan Migros yaygın bir alışveriş merkezi 2000'lerin eşiğınde. Koç topluluğu geniş bir ağ kurdu kentlerde, ilçelerde. Kadın devrimiyle kazanılan haklar, özgürlükler, siyasal yaşama geniş ölçüde yansımıyor. Meclisteki kadınlann sayısı da çok az ama sivil toplum örgütlerinde çalışanlar çoğalıyor giderek. Geçen yıl Maltepe köpriısünde gerçekleşen yürüyüşü unutamayız değıl mi? Yürüyüş sürüyor bence. Her dalda öngütleniyor kadınlar. Mesleksel, sanatsal girişimlen yoğunlaştınyor, varlıklannı kanıtlıyor. özellikle eğitim dalında. Çağdışı eylemlere, politikalara tepkiyle çağdaşlığı yakalamak . için çaba göstenyor. Kuşkusuz yakalıyor. Halkına, toplumuna güzel bir katkı, karanlığa birışık istıyor. Esin Talu Çelikkan da onlardan biri değil mi? Çeviri kitaplannı yeniden koydum başucuma, yeniden okuyacağım. Dilini, seçımini yeniden kutluyorum. Her kitabın ışığı, uyansı var.^ 1950'li yıllarda Migros açıldı Istanbul'da. Vali ve Belediye Başkanı Profesör Doktor Fahrettin Kerim Gökay, ekonomık ışlerden sorumlu yardımcısı da Ferruh llter, sonra Ulaştırma Bakanlığı müsteşan, mılletvekili. Istanbullular'ın Migros'a ilgisini çekmek, fiyatlan dengelemek için büyük çaba göstenyor. Basının da destegini istıyor ama toplum bu tür kuruluşlara yabancı. Kökü dışarda kuruluşlara da haylı duyartı. Ancak fiyatlar denetlenemıyor, karaborsa önlenemiyor. Toplantıya çagırıldık bir gün. Başkalan da var. Hasene llgaz, Iffet Halim Oruz, Esin Talu Çelikkan ıle Isviçre'ye gidecegiz, Zürih'te Migros kuruluşunu göreceğiz. Nasıl çalışıyor, ekonomik yaşamı nasıl etkıliyor ınceleyecegiz. Izlenimlerimizi yazarak kamuoyu oluştuımamız amaçlanıyor besbellı. Esin ile yakın arkadaşız ama Hasene llgaz ve Iffet Halım Oruz'u bu yolculukta tanıyorum. isviçre'de kadınların seçme ve seçilme hakkı yok henüz. Ama Zürıh kantonunda bir kadınlar birliğı var. Her şeyı bu birlik yönlendiriyor, gençlerin yaşamı, belli yasaklar, spor kuruluşları, okulda ders saatlerı, sıkı denetlemelerle varlığını hayli çarpıcı bıçimde kanıtlayan bir kuruluş. Gözlemlerimle şaşırıyorum. Kadın devrimi doğrultusunda seçme, seçilme hakkı kazanan, sayısı az da olsa mılletvekili seçilen kadınlarımız ne yapıyor, dıye düşünüyorum. Fiyatlar tırmanıyor, bir baskı grubu oluşamıyor. Yoksa Zürih'te ne ışımiz var? Hasene llgaz da, Iffet Halim Oruz da Isviçrelı kadınların siyası haklardan yoksun Dutti Baha diye anılan Migros kurucusu Duttweiler Zürih 'te kadın gazeteciterle. Soldan sağa: Esin Talu olmasına üzüluyor, biraz da Çelikkan, Hasene llgaz, Dutti Baba, Müserref llekimoğlu, Iffet Halim Oruz. çalımla konuşuyor. Esin ile ben de gözgöze gelmemeye özen göstererek ızlıyoruz onları. Ne güzel anılanmız var o yolculukta. Zürih'te yaşam duruyor hafta sonunda, herkes dağlara. Bizi de Films'e götürecekler, Migros'un tatıl için yaptırdığı kuruluşlar var orada Böyle bir yolculuğa hazır değiliz, dağda üşüyebiliriz, başlık, atkı, çizme almamız gerekiyor. Çızme alırken düşündük, onca para vereceğiz, sonra nerde giyeceğiz bu çızmelerı, ıkımız de dağcı değiliz! Oysa bıraz topuklu, şık bir çızmeyı kış aylarında Istanbul'da da giyebilirız uzun süre. Kürk başlıklar yerine de beyaz fötrden şık bereler aldık, çıktık Films yoluna. İki gece çok güzel, Esin ile aynı odada yatacağız, konuşacağız. Canımız çay istıyor, zile bastık, neden sonra bırı geldı, saat 22.00'den sonra oda servisi yok! Arkadaşım biraz hasta, çayı o nedenle ıstedık, 1950'liyıllardan bir anu Müserref Hekimoğlu ve Esin Talu Çelikkan. dedim, biraz sonra çay