Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hemingway mi? Eski kocam G eçtiğimiz günlerde yaşama veda edenünlüsavaşmuhabiri Martha Gellhorn, 86 yaşında Sina yarımadasındakı mercanlıklarda tek başınadalıyordu.GazeteciJamcs Fox'aoradangönderdiğibirkartpobtalda"BuradaviskivcMısırbirasıylayetiniyorum. Yiyecekler feci. Ama havası insana can katıyor. Tek engelim haberlerden uzak kalmam vc sohbet cdebileceğim bir insandan yoksun olmam. Geçen ay ölen ünlü savaş muhabiri Martha Gellhorn'un birkocası da Hemingway'di. Yine de yalnızlığın ne demek olduğunu en iyi bilenlerdendi. Çelik gibi güçlü kişiliği ve saplantılarıyla farklı bir kadındı. Yazarlığmın zararını nikotin zehirlenmesiyle açıkladı. Ayaklarımla yazıyorum. Sen nasılsın? Sevgıler, Martha," diyordu. Yaşamının gcç bir evresınde bedcni iy ice güçsüz düşmüş, yaşhlığın illetlenndcn kurtulmak amacıyla umudunu güneşe ve mercan kayalıklarına bağlamıştı. James Fox ilc Martha Gellhorn ılk kez 15 yıl önce yapılan bir söylcşide karşı karşıya gelmişlerdi.Dahasonraçokkezyinelenecek törensel söyleşilerin ilkiydi: "Martha, yambaşındakimasadamentollü sigaralan ve çakmağı, elinde viski bardağıyla her zamanki köşesine kurulmu^tu. Söyleşilerimizzamanlabellibirkalıbadönüşmüijtü. önce siyasal durumdan söz açılıyordu. Güncel olaylaronuöfkelendıriyor, silah birakmakonusundahükümetlerinikiyüzlütavırları, özellikle de, vatanda^ı olduğu Amerika'nınyaptıklarıkarşısındacılgınadönüyordu. AmerikanhükümetiPanama'daNoriega'nın diktatörlüğünü desteklemek amacıyla bir milyar dolar verdiğinde bana yazdığı mektupta, 'Ikimiz de utanç verici pasaportlar taşıyoruz; sen buna benim aldırdığım dcnlialdırmıyorveacıçekmiyorsun.Hcnıse ülkemın budalaca tavırları ve akılalmaz acımasızlığına daha fazla dayanamıyoıum. Kesjke Danimarkalı olsaydım. Onların utanılacak bir Sjcyleri yok,' diye yakmıyordu Onun olaganüstü niteliklcrinden birtanesı de, gençlığındekı köktencı lıberul tuvrını aslayilinııenıesı.yılgınlık vcumutsuzlukigndcbılesağaeğiliıngöstermcmcsıydı. Uututıımu ailesınden, ö/ellıkie de, taparcasına sevdığı annesinden kaynaklanıyordıı." Ardından, t'ırılfırılgözlerlc, Fox'a,birilerinin nasıl olduğunu, karşı cınslc arasında herhangı bir sorun olup olmadığını sorar ve böylece yenı bir tartüjrna konusu açardı. SöyleşiMrasındamutlakabiryemekmolası verılirdi. Yemeklerı hazırlayan Martha ise, onun bu taraklarda hiç bezi olınadığından, yemek umutsuz bir bekleyişe dönüşürdü. Evleılgılıışlere"ya.ı>amınmutfağı"adını verir, gerçek mutfağa girdiğindc direksıyon ba şına geçip ne yapacağını bilmeden frenleri koyverenbirçocuğuandırırdı. Bir keresinde Fox'a yazdığı mektupta, "En çok bulaijik makınesine tabakları yerleştirişinı anıınsadığımda gözlerim minnet duygularıyla yaşarıyor," diyordu. Ancak söyleijinin en keyifli anıları, nc alkol ne de ılerlemi!j yaşının getirdiği anlardı. Yeryüzünde onun dcnlı çok şcy gören ve bunları en ince ayrıntısına varıncayadek belleğinde tu (iı'lllıonı ve Hemingtvay... Martha yine de hilemeıH plulonik «>A//ı nc olduğunu...