Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bir Sitiveni Rabuka yüzü BAHAR ÖCAL DÜZGÖREIN Ş ukocadünyada, Sitiveni Rabuka adını,Fijililerılebendenbaş;kabilcnvar mıdır acaba'.' Doğrusunu iscrscniz, pek dc sannuyorum. ü yüzden açıklamakta yarargörüyorum. Efendim.Tümgencral Sitiveni Rabuka, PasıfikOkyanusu'nun güneybatısında, 330 kadar irili ufaklı adaya yayılmış:, topu topu 780binküsurnüfusuyla mınimınnacık bir devlet olan Fiji'ninbaşbakanıoluyorlar! Ve Fijililer di!>ında adını kimsc duymamış olsa dahi bcn kendisini, taa 1987 yılından berı tanıyorum. O ıse, hiç kus;ku yok ki benı tanımıyor. Neyse ki tanımasını istediğim filan yok!..Hattatercihim,aslatanıyamaması!.. Rabuka bcni hiç tanımadığı gibi, hayatımda oynadığı önernli rolüde bilmiyor. Ner'den bilecek?.. K.endisi,21 Mayıs 1987tarihinde,bütünbenzerleri gibi gayet vatanseverbiryarbay olarak Fij i 'de darbe y apıp y önetime el koyarkcn, bcn yalmzca, bir gazetenin dış haberlcr servisindeüçkuruijparayaçalışan, sıradanbir gazeteciydim. Aslında iijinucu,gençlik yıllarıma kadar gi dıyor. Gidiyor,çünkü,çocukluklagençlikarasındabir noktadayken, tam bağımsı/.lık kav ramı, yaşıtlanmın çoğu gibi bana da çok çckıeı gclirdı. Ancak,dahaozaınanlarlfile, iktıdar kavramı da bir o kadar ıtici gcldiğinden, yaşıtlarımdan farklı olarak tam bağımsı/lığı beıı, ulu.sal değil, bireyse! boyutta ele alırdım. Ve bu boyutta bulduğum biricik çözüm ıse, bos; biradabulupyerleijmektenibaretti! Gecelerboyubudüşleoyalanırdım. Buarada, gerçekten tam bağımsızlık istiyorsam eğer,oadayı,üstündeya>ayanyerelbıtkılcrle hay vanlardan bıle arındmnak zorunda kalacağımı farketmiştim, zira, aday ı onlarla paylaşmayı kabul edersem, bcnden farklı hayat bıçımleri ve doğaya yönelık farklı talepleri olan o bitkı ler ve hay vanlar y üzünden dahı bağımsızlığımagölge düşebilirdi! Düşebilirdi dc, bu kadarı da çok fazla olmuyor muydu? Bu soruyu kendimc sorduktan sonra, 7atcn dığer insanlardan da sonsuza kadar uzak kalamay acağımı ve onlara ihtLyacım olduğunu kavradım. Büyüdükçe, diğer pek çok şeyin yanı sıra, ekonomi bilimine de merak sarmaya başladım. Zaten, benım büyüdüğüm y ıllarda, ünı versite öğrencisi olup da ekonomi bilimine merak sarmamak mümkün değildi. Tam bağımsızhğın toplumsal düzcydeki kar^ılığı olanotarkikavramıylabusaycdetanı^mışoldum. Bukavram,liberalleıinyaniÖ7giirlükçülerintersineproteksiyonist.yanihimayeci olan vedolayısıyla, insanların üretim, tüketim vc aliijveri^ ilişkileri birtakım mckanizmalar tarafından düzenlenmediğı takdirde, ekonominin asla yoluna girmcyeceğini varsayan birileri tarafından geliştirilmişti. Söz konusu himayeci anlayışın, yönetime yansımış uç noktalarından biri de otarki oluyordu. llkesişöylebirşeydi:"Herülke,savaş zamanında olduğu kadar barışzamanında da kendi kendisine yetmek zorundadır. Dolay ısiyla, bir, yabancı malların ülkcye girmesi yasaklanmalıdır; iki, gerek sanayi gcrek tarım alanındabütünkaynaklaı sununa kadar kullanılmalıdır; üç, ülke sınırları içinde varolmayan ürünlerin yerine ikamcleri geçirilmeli ve üretim sonhaddinekadarzorlanmahdır!" llginç olan şuydu: Bütün insanlık tarihi boyunca bunu en iyi beceren yönetici, Adolf Hitler olmu^tu. Ancak, kendi halkını, ülkcnin gencl olarak güçlü ve bağımsız olmasının, tek tek bireylerin rcfah ve hu7iır ıçınde yatjaı sındanöncmholduğunaiknaederekıktHİ gelmiijvell. DünyaSava!>rnıba!}latmışo Hitler bi le, hem dc topu topu 12 yıl gibi kısa birsüre içinde yenilerck tarıh sahncsındcı lınmİ!}ti. Silınmi'jtı ve doğaldır ki, söz konusu k ram da, uygulamasının sonuçları da, ber açımdan kabul edilebılir gibi degildi.Böyl boş ada fantazimi bütün bütüne terkctmek runda kaldım. Ne ki, hâlâ gençtim ve içıı yaşadığım koşııllardan hiç de hoşnut de; dim. Nasıl olabılırdım?.. 27 Mayıs 1960 darbesi gerçekle.s,tigin hcnü? 8 yaşındaydım. Daha oyasjta, günlcı gecelerboyu,askerisavcılar tarafından sııc nan birtakım siyasetçilcrin, askeri yargn tarafından yargılanması gibi bir tuhaflığı sonuçta3insanınasılmasınatanıkolmak runda kalmiijtım.Ozamanlaryarbay, hen ardından da albay olan babam Ceınal Ö< Demokrat Parti 'ye en küçük bir sempati b lemedigi halde, silahlı kuvvetlcrın siyas kanşmasını;siyasetçileriyargılamasını,h hele idam cttirmesini hiç mi hiç doğru buln yordu ve bunu, çoğunluğa tcrs düşcn, kend