03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 CUMHURİYEI DERGİ Yıldırım'labuluşmazamanı geliyor. Annesi kol undan çekince sıranın kendisi negeldiğinianlıyor. Çünkü burayagelişindt hep aynı odaya giriliyor. Çıkıştayenibirşey ler öğrenmiş oluyor. Terapiden sonra sıra Yiğit'i cve götürme yc geliyor. Binbir zorluk içinde onu otomo bile bindiriyorlar. Otomobile bincrken on; yardımcıolankişininellerinibırakmakiste miyor ve hiç kimsenin anlayamadığı bir şe kilde konuşmaya başlıyor. Yiğit kendisim y ardım edene adeta yakanyor. Ona "Beni bı rakma, birlikte gidelim" anlamına gelen ha reketleryapıyor. Arabanınkapısıkapanınc; Yiğit yüzünüarabanıncamınayapıştınphü zünlü hüzünlü bakıyor. Yiğit 12 yaşında, Güzin ise 27'sinde. Eğitim görmek için çabalıyorlar. Türkiye'de onlara uygun özel eğitim kurumlan yok denecek kadar az. Zihinsel özürlüler ve spastikler için yaşamak sıradan bir olay değil. Zorluklarla katedilen bir yol. Hayalleri var gerçekleştiremedikleri. Ama onlar da yaşamayı çok seviyorlar. Bir o kadar da yakınlanna sevdiriyorlar. Güzin şimdl 27 yaşında 27 yaşında olmasına karşın, umudıtm kaybetmeyen bir özürlü Güzin. özürlü ol masınınnedenitam olarak bilinmiyor.Dok tor raporlarına göre bebekl ikte geçirdiği bi kaza sonucu beyinhücreleri hasargörmüş Güzin doğduktan sonra normal birbebek gi bi görünmüş çevresine. Zihinsel özürlü ol duğu ancak iki yaşında anlaşılmış. Annes Sultan Alaca Güzin'in iyileşmesi için çal madıklan kapı bırakmadıklarını söylüyoı Her türlü doktor ve psikoloğa gidilmiş amı başarılamamış. Anne Sultan Hanım, "Güzin iki yaşındı hastalığından dolayı hastanede yaşama sava şı verirken hemen yanındaki odada sevgilis terk etti diye intihara teşebbüs eden 18 yaşın da bir genç yatıyordu. Biri yaşamak için çır pınırken, diğeri kendi elleriy le kcndini ölü me götürüyordu. Bu insanların hayata ver dikleri anlamın ne kadar fark 1 olduğunu ha 1 tırlatıyor. Her gün Güzın'ın yanıbaşınd; söylediğimiz ne olur bir gün daha yaşa, bi gün daha...sözleriylene kadar çelişiyor. Bt olayda bazılarının hayatı ne kadar az sevdik lerinive bunun kıymetinibilmediklerini an ladım" diye konuşuyor. Sultan Alaca, "Güzin'in iyileşmesi içü yapmadığımız şey kalmadı" diyor ve ekli yor: "Sonunda onu Almanya'ya götürdük Zihinsel özürlü çocuk ların devam ettiği oku ladevamctti 15yılboyunca.Oradaazdaol sa kendi başına yaşayabilecek yetenekleri el de etti. Okula tek başına gidemese de evd< yalnız başına kalabiliyor. Ancak bu uzun sü remümkün değil. Çünkü Güzin çok zor yü rüyebiliyor ve ihtiyaçlannı tek başına karşı algılama yok, hiçbir şey öğrenemez (böyle bir şey olamaz) gibi sözcükler kullanılıyor. Bazı rehberlik araştırma merkezleri gerçekten çok yoğur. Şımdıden randevu alırsanız bahar aylarını beklemenız gerekecek. Hastanelerde çocuk için konulan tanının doktorlarımız tarafından aileler© aktarılmasında da çok ciddi sorunlar var. Çok sayıda aile ile özellikle anneler ile yaptığım bireysel ve grup çalışmalarında çoğu anneler hem de pek çoğu doktorlartn yaklaşımlarından haklı olarak yaralanmış, şok içinde geliyorlar. Düşünsenize, hamilesiniz ultrason sonucu doktorunuz "karnınızda bir hilkat garibesi" var diyor, ya da "bu çocuktan umudunu ' kes" gibi hiç de bilimsel kimlikleri ile bağdaşmayan yaklaşımlar sergileniyor. llk tanının söylenme şekli çok önemli. Ailelerın artık yavaş yavaş eğitimin içinde yer aldığını, özel merkezlerin özellikle ailelere ev programları verdiklerini ve izlendiklerini görüyoruz, bu olumlu bir gelişme. Aileler için bireysel psikolojik danışma ve grup terapılerının daha geriden geldığini görüyoruz. Oysa aılenın psikolojik sağlığı için çok önemli. Türkiye'de özel j eğitim henuz yenı, özellikle son sekiz yıl I içindeki hızlı gelişmeler kendini gösteriyor. Aileler çocuklarını götürecek eğitim merkezleri bulamazken, bugün seçim yapabılıyorlar. Ancak bu durum büyük şehirler için geçerlı henüz^ Zor yaşamın insanlan YAZI VE FOTOĞRAFLAR: . MLSTAFA KURT ütün acı, zorluk vc olumsuzluklara karşınonlaryaşamasımsıkısanlıı yorlar.Onlarısokakta.parktaöteki çocuklarla oynarken göremiyoruz. Onlar böyle yaşamak tan çok aielerine, akrabalarına yük olmaktan korkuyorlar. Yiğit K.ambur onlardan biri. Ne iyiyi, ne kötüyü,nedeyalanidolanıbiliyor. Bilmcyecekde. En büyük dileği annesinin kucağında oturmak vc onun sıcaklığıııı hissedebılmek... Zihinsel özürlü bir hasta. Sağlıklı doğmuştu Yiğit. Hastanede yaşanan ihmaller sonucu daha iiç günlükken kalbı durdu. Yiğit yeniden yaşama döndürüldü ama artık hiçbir zamanötekibebekler gibi olamayacaktı. Spastiklcrin ve zekâ özürlülerin arasmakatılmıştı. Semra Kambur, ömrünü çocuğuna adasosyal kabulleri de sağlanamamış oluyor. Bazen özel sınıf öğretmenlerinin de öteki öğretmenlerce gruba kabullerinde sorunlar yaşanıyor, inanın. Dünya ülkeleri entegrasyonu oturtmuş durumda, yani normal çocuklarla aynı sınıflarda kaynaştırılıyor. Bizde de pilot çalışmaları yapılıyor, umutsuz değilim. Batı da bu aşamalardan geçerek gelmiş. Yine de öğretmen atamalarının unutulmuş olduğu başka bir ülkenin var olduğunu sanmıyorum. Şahısların açtığı özel merkezler, ayrıca dernek ya da vakıflara bağlı olarak çalışan yerler var Son yıllarda sayıları hızla artmakta. Buralarda konularında daha uzman kişiler bulunmakta, ama bazılarının ticari kaygılarla işlerini yürüttüklerini biliyorum. Aileler bunu uzun bir süre geçtıkten sonra fark edebiliyor ve yenı merkez arayışları ıçine giriyorlar. Çünkü onlar "eğitim" sözcüğünün geçtiği her şeye dört elle sarılıyorlar. Bu mesleğin vicdani bir yanının olduğunu düşünüp bu çocukların kullanılarak nasıl para kazanılabildığı anlaşılır gıbi değil. Uzmanın, çocuğu odasına alarak hıçbır çalışma yapmadan çıktığına ve aılelere yalanlar anlatıldığına tanık oldum. Ancak dernek ve vakıfların çalışmalarını göz ardı etmemek gerekiyor, gerçekten özellıkle Istanbul'da sayılarının fazla olduğunu gördüm. Istanbul deyince bu konuyu atlamak istemiyorum. mış, fedakâr, yorgun ama arayışlan bitmemiş bir anne. Çocuğunu, şimdiye kadar kimseye bırakmamış, kimseden böyle bir fedakârlığı istememiş. Çünkü oğlunun bakımı çok zor ve çok yorucu. Ama onu çok seviyor. Yiğit'i bıkmadan usanmadan haftada beş gün terapi merkczine götürüyor. Yiğit şimdi on iki yaşında. Haftada beş gün gittiği terapi merkezine her ayak basışında önce etrafını kolaçan ediyor. Ne değişmiş ona bakiyor. Ardından psikolog Mehmet Çok ilginçtir ki Istanbul'daki üniversitelerin hiçbirisinde özel eğitim bölümü yok. Yalnızca bazı fakültelerde bir sömestr alabildikleri seçmeli ders olarak geçiyor. Düşünsenıze merkezlerin en fazla olduğu bu şehrin hiçbir üniversitesinde bu bölüm yok, ilginç. Peki okullarda görev alanların hepsi dışarıdan mı geliyorlar, yoksa... Bakın yıne zincirleme gidiyor bu konu. Eğitim binaları çok güzel, içeride araç gereç hazır, ama çocuğa eğitimi doğru sunacak uzmanlar yok ya da çok az sayıda. Nasıl saptanacak... Bir çocuğun zihinsel engelli olup olmadığı hastaneler bir de rehberlik araştırma merkezleri tarafından saptanmaktadır. Tabii özel test uygulayan uzmanlar ya da bazı universiteleri de sayabilınz. Burada 1986 yılında yaptığım master tezime değinmek istiyorum. Zihinsel engelli çocukların sorunlarını rehberlik araştırma merkezlerinde incelemiştım. Çocuklara yalnızca bir ölçek verilerek zekâ yaşlarının ölçüldüğünü, dolayısıyla çocukların sınıflara yerleştirilırken yanlışların yapıldığını araştırma sonucunda saptamıştım Yıl 1998, hâlâ rehberlik araştırma merkezlerınin çoğunun aynı şekilde işlediğı görülmekte. Bir test ile çocuğun zekâ yaşı ölçülmemelıdir. Bir de hâlâ raporlarda acıdır ki embesil, hiç Dormael'ln "Sekizinci Gün "ü. Filmin başrol oyuncularmdan Pascalgerçek bir mongoL EGITIM SORUNU... Zihinsel engelli, hiperaktif, otistik çocuklar ve aileleri ıle çalışan özel eğitimci ve psikolojik danışman Dr. Nilüfer Gökeşmenoğlu zihinsel engelli çocukların eğitimı üzerine şunları söylüyor: Onemlı olan kaç okul olduğu ya da olması gerektıği değıl, var olan eğitim kurumlannın niteliksel yeterliliğidir. Bunun ıçın söylenecek çok şey var. "Ceviz Kabuğu" programından öğreniyoruz ki fakültelerin özel eğitim bölümlerinde mezun öğretmen adayları atama bekleye dursunlar Milli Eğitim Bakanlığı ozel eğitim öğretmen tayinlerini unutmuş, böyle bir trajedı. Bu arada öğretmen açığı var denilerek öğretmen çıkışlı olmayan pek çok kişi pedagojik formasyon alarak atanıyorlar, hem de bazıları özel özel eğitimci olarak. Normal sınıf öğretmenlerinin de atandığını görüyoruz ve bununla zincirleme sorunlar da geliyor. Sınıf öğretmenlerinin ışlerindekı doyumsuzluktan tutun da, çocukların aldığı yetersiz eğıtime kadar. MEB'ye bağlı bazı normal ilkokulların bünyesinde var olan özel alt sınıflara eğıtılebılır duzeydeki zihinsel engelli çocuklar alınırlar. Bunlar genelde itılmiş grup görünümü veriyorlar. Normal çocuk gruplarına bu sınıftaki çocuklar hakkında yeterlı bilgılendirme yapılmadığından zihinsel engelli çocukların
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle