Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4OCAK1998. SAYI615 tebubinaiçin,VictorHugo,aynıadıtaşıyan romanının biryerinde şöyle demişti: "(•••) Her kalın kolon, sanki koskocaman birayakoluyordu(...)vesankidevkatedral, ayaklan olan kolonlarla yürüyen, iki kulenin hortumuolduğu(...)birçeşitolağanüstüfilden başka bir şey dcğildi." Buünlübinayıhayvanabenzetenyalnızca VictorHugodeğildi. Bir başka ünlü Fransız yazarına, Anatole France'a göre de, o, "Bir fil gibi ağır, bir böcek gibi ince"dir. Ahmet Hamdi Tanpınar ise, "Beş Şehir"de, Bursa'daki, lstanbul'daki yapıları, uçmaya hazır büyük kuşlara, Fatih ve Beyazıtkülliyelerinigüvercınsürülerinebcnzetmiş; Ankara Kalesi'nin içindeki Alâaddin Camii'nin, ovayı, "asırlardan beri şahin gıbi" süzdüğünü ya7mıştı. Insan benzetme konusunda okadarçalışkandır, o kadar çok binayı o kadar çok şeye benzetir ki, bunların tümünü bir yazıya almak olanaksız. Divan ozanı Ncdim.in, Istanbul'u öven ünlü kasıdcsinde, "Camilcrin her biri bir kuhi tecelli" diye bir dızc vardır. "Kuh" sözcüğü Farsça'da "dağ" anlamına gclir. Demek ki, o dizesinde, ozan, lstanbul camilerini "görünen dağlara" benzetmişti. JamcsdeCoquetadlıbirFransız,Paris>in banliyölerindeki ycni binalar için, "toprak ABD'de Halkla Ilişkiler alanında çalışanlann sayısı gazeteci sayısından 20 bin daha fazla. Reklamcılann yeni atağı basın ve yayın holdingleriyle güç birliğine giderek haberleri denetim altına almak! ABD'de bir grup bu eğilime karşı mücadele başlattı. , Reklanıcının basınla savaşı G Dev bir ağıza benzetilmiş bir kapu tan fışkırmiş, gerçek arpa şekerleri gibi rengârenkkulelervebademli,fıstıkhlspanyol pastası dilimlerini andıran dikdörtgen yapılar"diyor. EiffelKulesi'nin,çokhaklıolarakbirpenise benzeti ldiğini bilen çoktur. Tanpınar, her nedensc, Ankara'daki Sovyet Büyükelçiliği'ni bir vapura, lstanbul'daki Yenicami'yi de bir masal gemisine benzetiyor. Felsefcyi birbinayabenzeten Hilmi Ziya Ülken, "Felsefe Dersleri" adh yapıtında şöylediyor: "Bubinanıntemelinibilginazariyesi, çatısını metafizik veya vucud nazariycsi teşkil eder". Bu yüceltmenin yanında, Istanbul'daki Selimiye Kışlası'nı, ters çevrilmiş birmasa saatine bcnzetenler de oldu. Yapeki,birev,bireldiveneyadabirpaltoyabenzermi? EtienneMartin'e ve ünlü gerçeküstücü ozan Paul Eluard'asorarsanız,evet. Birincisi şöyle demişti biryazısında: "Bir evi palto gıbi sırtınagee, irirsin ve onun temel direğiolursun." lkincisi ise,"Birgün,tıpkı eldivenlergibi, evlerin.içlerinindışlannaçevrilebileceğini" düşlemişti.^ allup tarafından gerçekleştirilen son bir kamu yoklamasına göre, ABD'de gazete muhabirleri ve öteki basın üyelerine güvenenlerin oranı y üzde 20'yi bile bulmuyor. Bir başka araştırma da, deneklerin yüzde 71 'inin basının toplumsal sorunlara çözüm getirilmesini engellediği görüşünde olduklannı ortaya koyuyor. Şirket sahipleri ve reklamcılann kitle iletişim araçlan üzerindeki etki ve baskısı gerek basın çevrelerinde, gerekse konuyla ilgilenenler arasında giderek artan bir öfkeye neden oluyor. Günümüzde ABD'de halkla ilişkilertemsilcilerinin sayısı gazeteci sayısından 20 bin daha fazla; 40'lıyıllarda çalışma ve işgücü ile ilgili konulan cle alan yaklaşık bin kadar gazeteci varken, bugün bunların sayısı 10'un altında. "özgürlükler ülkesinde" topluca uygulanan sansür tüm kitle iletişim araçlarının dizginlerini elinde tutuyor ve demokrasiyi giderek tchlikeye düşürüyor. New YorkÜniversitesi'ndegerçekleştirilen "Kitle lletişimi ve Demokrasi" konulu toplantının gündemini, içinde yaşadığımız bilgi çağında ortaya çıkan bu ve bu tür başka sorunlar oluşturmaktaydı. Toplantıya ABD dışından, Avustralya, Haiti.Almanya.Danimarkavelngiltere'den bini aşkın gazeteci, yazar ve yapımcı katıldı. Bu uygulamaya karşı çıkan Amerika'daki kitle iletişimin birkanadı son 10 yıl içinde yayınladığı ilginç yazılar ve farklı bakış açı lanylainanılmazbirgelişmegösterdi.Kalburüsrü yazılan içcren ve sürümü düşük "People" dergisinin eski sahibini yazıişleri müdürlüğüne getiren "The Utne Reader" gibi, gelişme gösteren kimi basın organlan kamunun ilgi alanına girmeyi başardı. Reklamcılık ve rekJam şirketlerinin etkisi, bugün Amerika kitle iletişim organlarının üzerinde durduklan önemli birkonu. Örneğin, Chry sler şirketi bir derginin ele almayı tasarladığı "çekişmeli"konulann kendisine önceden bildirilmesini isteyen yeni bir uygulama başlattı. Şirketinreklamişlerini üstlenenPentacom firması 50 kadar yayın organına gönderdiği mektupta şöyle diyordu: "Chrysler şirketi, ıleridemeydana gelebilecck bir uzlaşmazlığın önlenmesi amacıyla, cinsel, siyasal ve toplumsal içerikli, ya da kışkırtıcı ve küçük düşürücü olarak yorumlanabilecek her tür yazı konusunda kendisinin önceden uyanlmasını istemektedir." Burada üzerinde durulan nokta, bir yayın organının reklam alıp almama konasu değil, dergide kendisine yer verilen ürün ve şirketlerin yapısı ya da niteliğiyle ilgili. Böy le olmakla birlikte, bukonuda Amerika 'da, lngiltere'ye kıyasla çok daha yoğun bir savaşım veriliyor. Bu durum medya toplantısındaki çok say ıda kişininhertürdereklamcılığısağlıkhbirbiçimde kınamalanyla yansıtılıyor. ABD'de duruma farklı bir boyut kazandırmaya çalışan girişimlerin yalnızca sayısı bile insanı hayrete düşürmcye yetecek denli çok. Ülkede farklı bir anlayışlahizmetveren yaklaşık y irmi haber kanal ı var. Ne var ki, farklı yaklaşımın daha geniş bir kitlcye ulaştırılması yönündeki onca yoğun çabaya karşın, ABD bugün bile basında sansür uygulayanülkelerinbaşındageliyor. Kimi olaylar, habercilik açısından son derece önemli olmakla birlikte, basına yansımıyor. tki yönlü bir çalışmanın sürdürüldüğü besbelli, bir yandan farklı bir kitle iletişim anlayışınınyaratılmasınaçabaharcanırken, biryandan da tek yönlü basın ve yayın kuruluşlarına karşı durmaya ve bunların gözler önüne serilmesine çalışılıyor. Batı, tank ve silahlarla değil, sözcük ve imgelerle denetleniyor. Bu ncdenle, günümüz kitle iletişim araçlan tarafından bizlere ulaştırılmaya çalışılan görüşlerin temelinde yatan yapılara karşı bir çete savaşı başlatılmasınınzamanıdır.^ RedPepper Dergisi 'nden çeviren: RİTA URGAN jjr