28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 mun.12 tutuklunun açlık grcvinde ölümünc scyirci bırakıldığı ağıza alınmayacaktı. Kasım ayinda, Diyarbakır Cezacvi'nde 11 tutuklunun güvenlik güçlerince dövülerck öldürüldüğü anımsanılacak, yine de susulacaktı. Usulca anlatılacaktı: "Yaklaşık 700 cczaevi var Türkiye'de. 1991 'de tutuklu ve hükümlü sayısı 900'dü. Bu yılın ocak ayında bu sayı 9.123'c ulaştı. Bu yıl, Polat lyit, Celal Türkcr, Mchmet Salih Çelikpençe tüm talcplcrc rağmen tedavilerine izin verilmediği için cezaevinde yaşamını yitirdi." Banş Trcni yolcuları anımsatacakti, "Ya ILO sözleşmeleri, yani çalışma hayatınız, yani toplu sözleşme, grev, sendika haklarınız..." Birçok sözleşmenin imzalanmadığı, Türkiye'nin Avrupa Sosyal Şartı'nın 19 maddesindcn 8'ine çekince koyduğu söylenecck, rakamlara geçilecekti: 1991'den bu yana 104.069 kamu çalışanı için soruşturma açıldı. Bu davalardan 12.642'si halcn sürüyor. 4.305 scndikalı sürgün edildi. 10 scndikalı açığa alındı. 1.889 scndikalının ışine son verildi. 100 bin üycli EğitimSen'in 70 bin üycsi hakkında soruşturma açıldı. 100 üyc 2 18 ay hapis cezasına çarptırıldı. CUMHURİYF.TDERC.I Bence bcyinlerindc çok oturmuş bir şey bu. Lise yıllarımızda kimliğimde Tunceli yazdığı için aramalarda olsun, okul içi uygulamalarda hep bir kenara, ayrı bir yere çekilirdik. () dönemlcri hiç unutamıyorum. Bu farklılık düşünccnizc nasıl yansıdı? llkede, herkesin aynı düzlcmde yaşaması gercktiğini daha fazla hisscdiyorsunuz. İHD bu hissedişin yanıtı mı? Kimileri tarafından farklı yorumlansa da İHD benim için hiçbir çifte standart, hiçbir ayrım olmadan bütün insanlann kendini en rahat ifade edebileceği ycr. İHD'de dc böyle bir aynm yaşandı mı? Zaman zaman farklı düşündüğüm, farklı düştüğüm insanlar oldu tabii. Ben aynm yapmıyordum. Ama kuruluş aşamasında bir başkası "Kürtlcr'c ayrı dernek kurmalıdır" dediğinde ben çok rahatsızlık hissetmiştim. Oysa KürtTürk önemli değildi. İnsanlar orada olmalıydı. Taraf olmak ıstemediğin halde taraf olmaya zorlanıyorsun. Bunu aşmak için çaba sarfediyorsun ve o arada bir yığın sıkıntı ve kaygı verici şeyler yaşıyorsun. Bugiin Kiirtler ayrı dernek kurmalı diyenlcr mi farklı davrannıamayı öğrendi? Bence iki taraf da çok şeyle birlikte bir arada durmayı öğrcndi. İHD'nin oluşum sürecindc neler yaşandı? 12 Eylül gibi sancılı döncmin ardından dernek kuruldu. Öne çıkan yaşam hakkıydı. Cezaevleri ve idam cezalarıydı. Örgütliilügc ihtiyaç vardı. Tek tek bir şcy yapmanın bir güee dönüşmesi mümkiin değildi. Dernegin tartışmaları başladı. Bu süreçtc neler düşünüldü? (,'ok geniş kesimi, bütün insanhğı kapsaması clüşünülüyoıdu. Çok gcniş bakan bir tüzük hazırlamıştı. 12 E^ylül darbesınden sonra kurulan hükümet tarafından tiizügümüz "Bunun altmdan devlct bıle kalkamaz siz nasıl kalkacaksım" mantığıyla sürekli geri çevrildı. Böylcsine kötü bir döncmin ardından devlettcn bağımsı/ tamamen devletlerin işledıği hak ihlalinc karşı çalıştıği bir kurumda olmak için gerçekten düşünmek gerekiyordu. Bu tamamen gönüllü olmakla, tamamen istemcklc ilgiliydi. İlk başvuruyu hatırlıyor nıusunu/? Hatırlamıyorum ama 12 Eylül sonrası olduğu için yoğunluklu olarak cezaevleri, gözaltılar ve işkenceydi. 1402'likler olayı vardı. Çalışma hayatındaki görevden el çektirmelcr de gündemdeydi. Siz bir direniş noktası olarak görülürken üzerinizdeki baskılar nelerdi? Çok yoğun baskı görüyorduk. Yasal iznini aldığımız afiş için bile gözaltında tutuluyorduk. Toplumda da dernek henüz tanınmamıştı. Kuruldugunuz dönem devlet İHU'yi terör örgiitünün başıymış gibi gösteriyordu. Topluma da böyle yansıyordu. Bugiin nereye gelindi? Sokaktaki insana da sorsanız "Ne yapıyorsunuz, bu işi çok zor" mantığı hakimdi. Öyle bakıyorlardı ki ciddiye alınmadığımızı düşünebiliyordum. Bugün böyle değil. Bugiin ne düşiinüyorsunuz? Devletler açısından moda gibi bakılsa da çirkin yüzleri göstermektc İnsan Haklan Derneği'nin çok ciddi payının olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de insan hakları konusu konuşulur hale geldi. İnsanlar haklannı arama bilincine sahip oldular. Zaman zaman devlct güç kaybettirme adına İnsan Haklan Derneği'ne çeşitli yakıştırmalarda bulunsa da böyle olmadığını artık dünya kamııoyu da Türk kamuoyu da hiliyor. İHD'nin eksiklikleri, zaman /aman yanlışlıkları da oldu ama çok ciddi şeylcr yaptı El değiştiren kamp... Azınlıklar anlatılacaktı bir de. Tuzla Ermeni Çocuk Kampı'nda yaşanılanlar söze dökülccckti: "Gcdikpaşa Ermeni Protestan Kılısesi Vakfı, 1962'dc Tuzla'da bir arazıyi Sait Durmaz'dan satın aldı ve kilise adına tescil cttirdilcr. Amaçları bir yetimhane yapmaktı. 812 yaşlarında 30 çocuk kampın yapımında çalıştı. Kendi 'tatil köylcrini' yarattılar. 25 yıl açık kaldı kamp, yoksul 1500 çocuğa mekân oldu. Ancak 1979'da Vakıtlar Genel Müdürlüğü tapunun iptal edilmesini vc eski sahibinc vcrilmesini istedi. Bu nedcnlc dava açıldı ve kamp arazinin eski sahibinc geri verildi. Üstelik kiliseye bcş kuruş ödcnmedi. tHD geçen yıl, Tuzla'ya gidip kampın yerini buldu, arazi villalar arasında boğulmuş, kamp harap olmuştu. İHD Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon, bir sergi açarak bu durumu duyurdu..." Banş Treni yolcuları bu olayı şaşkınlıkla dinleyecekti. Sergi ncdeniyle İHD Istanbul Şubcsi aleyhine dava açıldığını duyunca bu şaşkınlıkları daha da artacaktı... Söz bitccekti. Hem yoleular, hem karşılayıcılar trcnin adını aldığı Musa Antcr'i anımsayacaklardı... Yıllannı cezaevlerinde gcçiren, barışa ve insana inanan, 20 Eylül 1992'de Diyarbakır'da öldürülen, Ape (amca) Musa'yı ve bir duruşmada söylediklerini... Hakim, "Duyduğumuza göre sen insanın Adem ile Havva'dan değil de maymundan geldiğine inanıyormuşsun. Doğru mu?" diye sormuştu. Musa Anter yanıtlamıştı: "Evet, doğrudur. Çiinkü Allah yarattığını ku.sursuz ve mükemmcl yaratır. Ama ben insanlara bakıyorum ve hâlâ hayvani yönleri olduğunu görüyorum. Hâlâ savaşıyorlar, birbirlerini öldürüyorlar, cezaevlerinde çürütülüyorlar. Bu da gösteriyor ki insanlar hayvandan türemiş..." Musa Anter Barış Treni gclcbilseydi, yolcuları işte bunları görecek, duyacak vc öğrenecekti... Olmadı... Banş, bir kcz daha ertclendi...^ Nimet Tannkulu. İHD'nin 139numaralt iivesi... Bir insan haklarıgönüllüsü.. 139.No'luüye Nimet Tannkulu Kuruluşundan bu yana, tam on iki yıldır însan Hakları Dcrneği Üyesi Nimet Tannkulu. Hakkında 25 dava açıldı. Kayıplar, yargısız infazlar, işkence, göç... Tüm yaşananlara sadece "insan" kimliğiyle baktı, banş da, insan haklan da herkes içindi... T ürkıye'de 12 yıldır bir dernek var: İnsan Hakları Derneği. 12 Eylül darbesinin ardından, pekçok aydının biraraya gelcrek kurduğu dernek, bölücülükle dc suçlandı, terör örgütlerine destek olmakla da... Ama İHD kimin başı sıkışırsa yanındaydı... Çevreden, sağlığa, iştcn atılmaktan işkenccye, tecavüzden evdeki şiddete insanı yaralayan her konuda çalınan ilk kapı İHD'ydi. İnsan hakiarma sahip çıkmanın da bedeli vardı. 12 yılda yönetici ve üye 13 İHD'li öldürüldü. Pekçok yönetici gözaltına alındı, işkence gördü, tutuklandı. Şubeler kapatıldı, haklarında sayısız dava açıldı. Yine de İHD düşlcnen "demokrasi"nin teminatı olarak çabalarından vazgeçmedi. Vazgeçmeyenlerdcn biri dc Kayıp Komisyonu'nun gönüllülerinden Ninıet Tanrıkulu. Tannkulu İHD'ye ve Türkiye'deki insan hakları ihlallerine ilişkin sorulanmızı yanıtladı: Neden İHD'desiniz? Ailerhin, çevrcmdeki insanlann gerek maddi gerek manevi yaşadıklannın bıraktığı izler benim bu alanda yoğunlaşmama nedcn oldu. Kürt vc Alevi bir ailenin kızıyım ama hep dünyalı gibi baktım olaylara. Yınc de kendi kimliğinin insana çektirdikleri var... Kimliğini/in çcktirdikleri neydi? Coğrafya dcrsleri okutulurdu ve biliyorsunuz Alcvilik anlatırdı. Kızılbaş denilirdi, annebabakız kardeş arasında her türlü ilişkinin serbest olduğu anlatılırdı vc çok içerlenirdım... Bugiin? Bugiin şaka yoluyla, hâlâ söylcniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle