Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 I1A/.İRAN İ997. SAYI 587 13 KADINLAR Mavi dövmeleri Ve bitmek bilmez yasların çüriik izleriyle Durup ateşe bakıyorlar. Rüzgar estiğinde hepsi ürperiyor Göğüsleri değiyor toprağa Ellerinde yanan odunlar tasıyun kadınlar Siyuh kazanların past çökmüs yaşlılığıyla Dolaşıp duruyorlar. Atesin öjkesi kabardığmda Sesler artıyor. Orada ateş hiç bitmiyor Söndürmek hir bela Göğüsleri pörsüyen kadınlar Ellerinin korkunç inceliğiyle Tutacaklan odunlurın sertliğini düşünmekte Ve susmaktalar. Sustuklarında yusları farkedilmiyor Toprak kokuyor bağırdıklarında Nereye yaslanacaklarını unuttuklarından Gözlerini toprağa bırakıyorlar Çünkü hulutlar gökte kalıcı değil En içten Toprağa veriyorlar kendilerini Ve koktıyorlar arasıra (Avesta Yayınları) gündelik hayatla barışıkkılacak bir ruh hali değil bu, zorlayacak bir hal. Bu, yabaneı hissetmekleilgili." Pcki neden bu kadar çok "ben"? Neden böylesanlıpsarmalanan,korunan,sakınılan önemli,değerlibir"ben"?Hemşiirde,hem konuşurken... "Kadın olmamla ilgili. Modern tarih denen tarih, kadınları kendi dışına iterek, kadınlan vc kcndini eksik kıldı. Ben de o kadınlardan biriyım.Üstelik Kürt birkadınım. Ve kendi anadilimde konuşamıyorum. Böylc biröykü,gerçeklik. Ben hayatı algıladığımda, dünyadaki varoluşumu kavramaya, ifade etmeyeçalıştığımdaçokçıplakveyapayalnızhissediyorum. llkalgılayışımbuvetüm çocukluğum,ergenliğim,ilkgençliğimböyle geçti. Kendimi yapayalnız hissetme duygusu. Bu duygu, gözlerimi hep kendi içime çevirme olanağı verdi bana yada şansı diyelim. Hep kendi içime baktım. Orada ne var? Bunabakmakinsanaşansverirdiyedüşünüyorum. Yani hakikat, bize söylencn, kurgulanmış olan tarih, bizi çevreleyen hayat, göstergeler, yaşam bıçimleri tüm bunların ötesinde başka bir şcy var diye düşündüm hep. Sezgilerimle ulaşmaya çalıştığım bir şcy. Insan olarak kendi içime çevirdığim gözlerimledünyayabaknıayaçalıştım." ' iein dille farklı bir ilişkı kurdular. Çok güçlü bir.süzlükültür var orada. Efsanelcrle,ağıtlarlasüren. Dillerindesüreklieğrctılemelcr var. Gündelik hayattaki dil farklı, şehirdeki dilyok orada." Kadınlıkla sürüyor konuşma, çünkü bunun şiirle organik bağlantısı var. Bejan Matur'un şiirleri, kadın şiiridenebileeekbirşiir. Ancak kadınlarınbelleğindecanlıkarşılığı olabilecck türden nesneleı, düşler ve haller üzerindenkuruluyoronun ^iiri. Bunlardan söz ederken, annesinin bakıijindan duruşundan söz ediyor. Bazı kadınlık hallerine bu dildekarşılıkyokdiyedüşünüyoruz. Örneğinoher!>eyianlayıp,karşıçıkmayıbilegereksizgören duru^tan sözediyoruz. Anlıyoruz.amaikimizdesıfatsızkalıyoruz. ü, saf kadınlıktanvekadınlığınbilgeliğineilişkin düijiindüklerinden söz ediyor: "Ağıt hazırlığı geleneği vardırbizde. Kadınlar hayattaolanyakınlannın bir günöleceğini bilirler, öldükleri gün yakılmak için ağıthazırlarlar. Yakınlarını böylebirbilgelikle severler. Tüm bu bilgcliğin onların hayatlarınakattığıbirrenkvegüzellik.Oyüzden geldiğim kültürdeki kadınlara daha yakın hıssediyorum kendimi. Bu farkı çok abartmakistcmıyorum,amadoğurganlıkda kadınlara bir şansveriyor. Kendi merkezinden kurtulma şansını elde ediyorlar, ötekini anlama şansım. Yaı>amın şiddetinı biranda görüp, arkaik hallerine, bir ilkzamana dönüyorlar. lirkeklcrbunubelkisavaştahissedebilirler,amabukadındaçokiçkinbirşey,ar/ulanan bir şey. Bu da kadınları çok derin ve bariijçı yapıyor. 'lyilik'neise,onlarabiriyilik duygusu veriyor." Saf kadınlık bu mu? Kadınlar neden hemen şıpınişi acıyla, kederle cşleniyorlar hep? Bunu reddetmek de gerekir mı aeaba? Bunun şiirini yazınak,kadını acının kapılarıyla bir yerlere kapatmak da demek olmuyor mu? Gibi sorular içinde Bejan Matur, saf kadınlığın "biriçta^ımak" olduğunu, "biriç taşıdığının farkında olmaklailgili" olduğunusöylüyor. Böylecebirderinlikkazanmak, hayatı ve ötümü aynı ijcvkatle karşılamak. "Kadınlar kendilerini açmaya kodlu. Bütün hücrelerini açmaya. Saf kadınlık da bununla ilgili.Cinslerinkannaijasınakanşmamış kadınlık." Ama kadınları topluca bir kenarakoymuyor, tck tck kadınlardan söz ediyor. Kadınlığı bir imkân olarak yaşayabilenlerden. "Rüzgârlı Konaklar" uzun,upuzunbir şiir. Otopraklardaki çocuklann, "doğduklanndaonlar için yaptırılan sandıklara, gümüş aynalar, lacivert taşlar, Halep'ten kaçak gelcnkuınaşlar"doldurulupgönderilmeleriyle başlıyor. Atcşlcndiklerinde sırtlarından gürültüylegeçirilenjiletlerinijcsiyleuzaklaşıyorçocuklar. Uzaklaştıkçakaybediyorlar, yakınlaştıkçakaybettiklerinigörüyorlarbir bir. lştebuyüzdenuzuyorşiir,kaybediliyor ve kaybettikçe kederleniyor. Bejan Matur'un şiirleri ezilmenin ve dışlanmanın bir olanak olduğu ycrdcn yazılıyor. Hem kadın hem "öteki" olmanın daha temiz kalmak olabileceği yerlerden. Bütün bunların farkında olmanınmüthiş ağırlığını dataşıya !jiirinrolü,gerçegi dille dövmek,yeni bir gerçeklikiçin. Hepimizedaharahatuykular sunacak bir gerçek. "Bızı tchciit cdcn gerçekliğin dışında kendimizi gerçekleştirme imkânıveriyorşiir" diyor. Böylcböyle,şiir ona, topyekün "çatışmalan", tck kişilik bir ağıta dönüştürme şansı veriyor. Neden tek kişilik? "Hiçbirzamankendimıbirccmaatinadamı gibi görmedim. Olmak da istcmcm. Bir cemaatin beklcntilcri, yargıları, algısı bana yetcrli gelmez. Ve benim kimliğim, yani Kürt doğmuş olmam, benim orada olmamı gereklikılmaz,bu bana yeterli gelmez. Hayatı algılayış biçimime, sorularıma yanıt vcrmeye yetmez. Böylemajörbeklentilerve cümlelerbanabiraz..." Kabamı? " Evct kaba geliyor. Bu da beni kederli yapiyor. Yaratılan tarih, bir çizgiüzerinde iierlediği söy lenen tarih benim söy lediğim bakıs,ı yadırgıyor. Bu majör lafların içinde bakıyorsun ki hayat böyle bir şeydeğildir. Ursula Leguin bir kitabında bütün bir kitabın birinin düşü olduğunu söylüyor ve soruyor: 'Acaba bızkimindüşüyüz?'Buönemlibirsoru." Herşeyln dışında, kendi içinde Bejan Matur'un beynınde bir uğultu var. Yaşamın sürgıt ritminin uğultusu. Geldiği yerlerde acı ve ölüm bu ritmı hızlandırdığı için,onun ritmi dehızlı. Ritmonu, en başından beri birycrlere sürüklüyor. Gaziantep'e, Kahramanmaraş'a, Ankara'yaoradandalstanbul'a, ölümcül ritmin merkezine. Şimdi kentli yada kendi deyişiyle "yerleşik biryabancı". Ağaçdallannınsarktığıbirpencerenin yanında duruyor masası. Sade tutmaya çabaladığı bir hayatı var. Gündelik hayatahiç dokunınadanyaşamayı seçiynr. Bcccremedıği bir şcy ler olduğunu düşünüyor. Ancak kıy ısında durarak hayatla başa çıkabileceğini söylüyor, evınde durarak. (,'ünkü, onun yeri hiçbir yer değil, Istanbul da olmadığı gibi. "Buradadadurmayacağım,burayadaait olmadığımı biliyorum" diyor. Bejan Matur, şıirlerınde de, konuşurken de "ben" densöz1 ediyor. Konuşurken,ağırbir almosfer yaratıyor. Gündelik hayatın hafif vekırıci zamanını değil, yazdığı şiirlerdeki zamanölçüsünüyaşıyorsanki.Başkabirzamandan ve uzaklardan geliyor gibi bir hali var. Gizemi de Doğulutopraklaraait. Sanki çalışmamayı seçtiği hayatında sürüp giden herşcyin dişında olmanın, kendi zamanını kurmanınlüksünüyaşıyorgibi. Bunlansöyleyince gülümsüyor, sıkı sıkı doldurduğu atmosferi dağıtıyor. "Lüks değil" diyor, "Bunun farkında olarak yaşamak çok zor. Seni Bejan Matur, Kürt, kadın ve şair olmayı "Rüzgâr Dolu Konaklar" da anlatıyor. Acıyı ve öfkeyi eğiriyor. Ölümün ve o "çatışmaların" kadınca şiirini yazıyor, ağıt yakıyor. . Kimliksizliği, hep yabancı ve dışarda olmayı, ikinci sınıf .... olmayı bir "olanak" gibi görüyor. Ağırlığıyla... Kadınlık, saflık ve anne Kadınlardeyince... Bejan Matur, birkeder heykeli olarak anncsinden ve zamanın onu annesine giderek daha çok benzettiğinden söz ediyor şiirlerinde.Ölümüavuçiçlerindc ı sıtıp hayat yapan, sevgi yapan türden bir kadınlıktan söz ediyor. "Giderek daha çok benziyorum anneme. Kadın olmakla ilgili, büyümekleilgili. Kederitaşımayabaşlamakla 3 ilgili. Kadınlarkederidahakolaytaşıyorlar. jj Ben bizdeki kadınlann, Kürt ve Alevi kadın ^j ların, varlık halini çok daha sahici buluyo Q rum. Onlardevleteçok uzakdurdular,bunc ^ denlekorkuyudahaaz yaşadılar. Ve ruhları ^ kemirilmedi. Doğayadahaazyabaneılaştı 2 lar. Bunedenledaha biIge, dahaayakları yc S rebasanbirhalleri var. Dille kurduklarıiliş ^L ki dc önctnli. Doğaya yabancılaşmadıkları Herşeyin ağırlığını taşıyor. Bir bedenin sımrları hep yetersiz geliyor ona.