Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 p * tempoyu korumakta, tutmakta yarar var. Zatenonubulabilirsenizbencebaşarıyaulaşabilirsiniz." Şiirgibı sankı (icğil mı'.'lyi biı ;jairsü/cüklcrin arasında en iyi müzigi, ritmi yakalayan kişidirderler. O müziği,oritmi,tempoyuanyorsunuz.Ozamanbirfilıni,şiirebenzetebilirmiyizsizcc? "Şiirvcşiinlckimü/ikörııcğisanınmcniyi örnektir sinema ıçın.. (,'ok doğru bir saptaına. Çünkü sinemada temposu, ritmi bozuk olan bir film, ne kadar ilginç olursaolsun başarılı olması miimkün degildir." Sizce yarının sincması hangi arayışlaıda olacak? Budil üzerinenclersöylemek istersiniz? "Sinema tiim sanatların bir senlezi. Anıa söylediğiniz gibi heniiz rüşlüne ermis. değil. Belki diğersanatlarla çok ilişkili ama sinemayı onlardan ayıran en biiyük özellik kcndine hasdili olmasıdır. Çok güzel biredebiyatcscrini, çok güzel bir müzigi, sinemanındilini gözardıederekfilmetaşidığınızdaçokiyibirsinemaolmasınaimkânyoktur. Sinema başlangıcından itibaren bir lıikâye anlatma sanatı olarak, belli kurallar çcrçevesinde kcndini sonraki nesilleredayatmıs. birsanatdalı. Acababu lıikâye anlatma formatının dışında, farklıarayıs,larolamazmıdiycdüşünüldüğünde; kısamctrajlı l'ilmlerde bununümcklerini görüyoruz. Amauzun melrajlı filmlerde işin içine cndüstri giriyor, scrmayc, birtakım istekler, dayatmalar giriyor. Bcnce sinema sanatını biiyük ölçüde sınırlayan bu oluyor. Oysa bu kalıpları kırarak farklı birdil, anlatım larzı oluşturmakmümkünolabiImclı. Buişirı umut veren tarafı. Yarının sineması nasil olacak diye düşündüğümüzde;çokhızlı,tempolu,etkilcyici, çarpıcı ama insanın eksik olduğu sinemaya doğru bir yönelis.in öncrmelerini görüyoruz. Teknolojinın getirdiği inıkânlar, modern yaşaın biçiminin gereksinmeleri sincmayı böylebirnoktayaitiyor." Yani hızlı tükctimc dönük, akılda kalmayan, uçucu, sabıın köpüğü gibi filmler mi bekliyor bizi? Bu biraz kötümser bir bakısj değil mi? PeterGreenvvay, Angelopoulos, Kustirica veya Kicslowski de büyük ilgi görüyor. "Iştebilmiyorum. Yapabiliyormuyuzonu da bilmiyorum. Kendi adıma söylüyorum. Angelopoulos tabii büyük bir usta. C îreenvvay çok ilginç ve farklı sinema yapma peşinde ve başarılı daoluyor. Ama şimdi başka formata şartlanmış yığınları düşünün ve bu örneğini verdiğimiz filmleri düşünün. Yani bunların buluşması vc ortak bir zeminde belli müştereklerbulması önem kazanıyor. Halbuki bugünkü önermelere baktığımızda bu umut birazortadan kalkıyor." Kavur "Oyuncu yönetimindc ne negatif biriyim, ne de yumuşak bir insanım" diyor "Senaryo çokönceden oyunculara veriliyor. Sonrakarşılıklıtartışıyorlar. Ve görüyor ki, oyuncu o karakteri ondan çok daha iyi canlandırmış kafasında. "Oy uneuların çok tuhaf ve çok doğru sezgileri vardır. Oyuncucanlandıracağı karakteri en iyi tanıyan kişidir". Buna inanıyorÖmer Kavur... Ekibine.sanattadisipline veönha^ırlığıneksiksizolmasına..Setegidildiğindetümdetaylardüi}ünülmüş,tümeksiklergiderilmişolmalıdıronuniçin./'Disiplinsizdavranmakmaliyetidahadaöncmlisiişin niteliğini kötü yönde etkiler" diyor. Belki de bunun içinuzunyıllaralıyorçalışması.. Ama herçalışmasonucuödülleryağıyorstüdyosuna. Belki ödül en gözardı ettiği yönü, yaptığı işin. Sadcce bir sürprizi... Çünkü o her defasında kendisini en iyi ifade edeceği hikâyeyi arıyor. 17gölügezerken, 12binkilometreyol katcdcrken sezgisel buluşmayla irkilcceği, sarsılacağı "tşte benim hikâycm" diycccği o mekânla buluşma sanırım Kavur' un en büyük ödülleri bunlar.. Içsel dünyasının ödülleri, bizlebuluşacağmısezdiği....^ Lesboslu dümenci Phaon, bir defasında, gizem dolu bir yolcuyu taşımıştı. Yolcu, aşk tannçası Venüs'tü ve Phaon'a harika bir koku hediye ctmişti. Bu esans, Phaon'un gövdesinin kaba çizgilerini inceltmiş ve ona öyle güzel bir görünüm vermişti ki, Sappho bu dümenciye sırılsıklam aşık olmuştu. Cennetten bir soluk. YASEMİN BAY "lyibirailcdengelengençbiradam,SaintI .azarc (iarı yakınlarında, burnuna gelen parfümkokusuylaöylebaijtançıkmıştı ki.adeia özdenetimini yitirmiijti.Ciüzel kokulukadının Le Havre trenine bindigini görünce, genç adam da aynı trenc binmişti. Kadının peşmdcn, bir köpek sadakatiyle, okyanusu aşan buharlıgenıiyedebinmişti.Sonra,gününbirinde kcndini New York'tabeşparasızveaılesınin evlatlıktan rcddettiği birisi olarak bulmuütu; bir part'üm soluğunun başını döndürdüğü zavallıbirsiniryumağıydıo." Andrea Hurton*,"Parfümün l>oti/mi"adlı kitabında parfümiin, bir gcnç adamı nasıl baştan çıkarabileceğini böyle anlatıyor. Hir parıTimünınsanıböylcsinebaştançıkarabiloccği pek inandıncı gelmesedeparfümünetkiley ici özelliği ve insanın ruh halini du'giştirdi gidebilinenbirgerçek. Eski Mısır'da güneş tanrıçası Ra'ya adak olarak sunulan parlum, yüzyıllarsonra, Paris'in lagım kokusuna karşı düşünülmüş bir çare olarak da karşımıza çıkıyor. Batılı toplıımlarda şampanya içmek ya da Sushi yemek kadar özel bir ycri olan parfümün Türkiye'dekiizinisürclimbirparça... Bunuyaparkende Türkiye'de üretilen birparfümden, Vivien Eau dc Toilette'den yola çıkalım. "Günümüzün genç, aktif, dünyayı izleyen kadını artık gün boyu kullanabileceği hafif amaetkilikokularıtercihediyor. Bizbunoktalarıgözönündetutarak Vivien'inkokusunu saptadık" diyor Tcmsu Pazarlama Müdürü Ahınet Ruta."Araştırmalanmız,1 ürkkadınının hafif çiçek kokularından hosjandıgını gösterdı. Bunun sonucundayurtdışındaki parfümfırmalarındanbirineisteklerimizibelirten bir partlim siparişi verdik. Tabii bu sipari şi verirken t'iyat seviyesini debelirliyoruz.' Günümüzde parfüme kokusunu ver esansı, yurtdışındaki ana firmalar üretiy Parfümün esas maddesi olan esans, sipa üzerine bu ana f irrnalar tarafmdan özel olat hazırlanıyor. Temsu AraştırmaveGeliştirı Laboratııvarı Sorumlu.su Özgül Çay ır, parfi için kullamlacak csansın seçim aşamas şöyle anlatıyor: "Sipariş verdiğimiz f irma, ze 1012 esans numunesı göndcrdi. Haı esansın iyi sonuç vercceği konusunda labo tuvarçalışmaları yapıldı. Ortaya çıkan sonı lardogrultusunda bizc gönderilen esansla içerisinden üçünü seçtik. Bunlar tüketiciı bcğenisinc sunuldu vc onların seçimi doğr tusunda kullamlacak esans için kararverild 1370 yılında 'Macaristan Sııyu' adınd; ilk modern parfüm, Macaristan Kralıçesi E zabeth için özel olarak hazırlanmıştı. Artık şiyeözel parfümlerçok az. Parfüm yaratıcı