Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 li rol yaparak yaşadığıma, yapay olduğuma, vaktimi kcndimi vc insanları kandırarak geçirdiğime,yalanlarlaçevrilibırdünyada,sadece korkaklara yaraşır bir şekilde, kendi küçük yalanlarımla ayakta kalmay a çalıştığmı, sonuçta yarattığım yalanlara herkesten çok inanıp, nadirenkarşımaçıkangerçeklikanlarınıyakalamaccsarctinigöstcremediğıme lanctlcr okuduğumkısırdöngüyükimbilirkaçıncı kcz yine yaşamaya başlamıştım. Sonra tanıştırıldık. Helin'leilgili olarak ogeccdenaklımdakalan saçlannın omuzlarına kadar indiği, gözlerinin rengi, elmacık kemiklerinin çıkıklığı, dudaklarınıninceliği,elimisıktığıandakiiçtenliği ve o kalabalıkta aramızda oturan insanların üzerinden birbirimize ettiğimiz üç dörtkelimelikcümlclerdcgözlcrimebakıyor olması. Dediğim gibi, düğün, nişan gibi törensel olaylar, oralarda insanların yürütmck zorunda oldukları yapay protokoller(tanıştığımıza mcmnun oldum, nasılsınız, daha daha nasılsınız, aaa siz de mi buradaydınız, epeydir görüşemiyoruz, yaa işlerişte,neysearayı açnıayalım, daha sık görüşelim) zaten bcni sıkar, bir de bunun üzerinedörtkelimelikşarkılarm bir kelimesini detonc olmadan söylcmcyi becerdiğınadiranlardakendiniyılınşarkıcısızannedcnbirşantörveçalmayaçahştığıhertürlü tıs/damvari ritmi çıkartan orgunun sesi, uysunuymasınduydukları ilk tınlamayla birliktepistefırlayıpharakiriyapmakistermişcesine kasap havasının, göbck dansının, rap' in f igürlcrini vücutlarına aynı anda yaptırınaya çalışan insanların görüntüsü, obasık mckânda havada asılıkalansigaradumanlarınınyoğunluğu, gürültü vc herşeyin manasızlığı eklenincegcccbirtürlübitmekbilmedi. Gcç bir vakitte evc geldiğimde uzun süre uyuyamadım, bunun nedeninı öncc gcccnin kcyifsiz bir şekilde geçmiş olmasına, yine kendimlehesaplaşmalaragirmeme, kendimi etraftaki kişilerin dışında hissctmcme, hiçbir zaman vc şckilde onların bcccrebildiği gibi eğlenecek kadar gevşeyemememe bağladım, ama bunları düşünürkcn bile mantıksızlığımın farkındaydım, yıllardırbu ikilcmleri ve düşüncelcri o kadar yoğun yaşamıştım ki, böylesinc bir hayat benim için giderek neredeysebiryaşamşeklinedönüşüyordu. Bir kadeh konyak koydum, pipomu yaktım ve salonun ışıklarını kapatarak sokak lambasının yansımasında yere düşen yağmur damlalannıseyretmeyebaşladım. Yoldanbirarabageçti,uzaklardabiryerlerdedüdüklcröttü, bir taksiden karşı apartmanda oturan, mesleğini bilmediğim orta yaşlı adam indi, bir ara rüzgârçıktı,sonradindi,birkadeh konyak daha içtim, pikaba Beethoven'in Ay Işığı sonatını koydum, piyanodan çıkan ezgilerin dışarıdaki yağmurun sesiyle karışmasını dinledim, yağmur, notalar, konyak tekcrtcker ve hcpbirliktc tüm vücuduma yayıldılar; içimde bir sıcaklık hissettim, bana güven veren, gülümsememi sağlayan, hayatın boşolduğunu anımsatan bir sıcaklık, sonra bu sıcaklığın Helin'inelımisıktığı anda hissettiğim içtenlikleaynıolduğunualgıladım. Ondan sonraki günler yaşamımda o giine dek hiç yaşamadığım düşüncelerdizisi içinde geçti. Helin' i hiçbir şekildedüşüncelerimden çıkartamıyordum, bu rahatsizlık duyduğum bırolgudeğıldi.tamtersinememnundumbu halimden, ama öte yandakendime ondan neden budcnli ctkilcndiğimı, ncdcnyaijadığım heransankiyanımdaymışcasınaonunlakonuştuğunıu da açıklayamıyordum. Konuştu CUMHURİYETDERGİ ğumuz üç beş cümleyi kcndimcc yineliyordum, adımı daha evvelden duyduğunu söylemişti,'bendescninkini,'diyeyanıtlanıi!}tıın, gecenin bir yerinde o kalabaliktan ve gürültüdcn sıkıldığını belirtmişti, dcdiklcrinc kalben katıldığımı belirtcn bir şcyler mırıldanmıştim.ayrılırken 'yinegörüşelim'demişti,'inşallah, tabii' türünden aptalca laflaretmiştimo kadar. Önümdcki kâğıtlara onun adını yazıyordum, düzyazıyla, el yazısıy la, küçük harflerle, büyük harflerle, içi boş şişman harflcrle; bir şey olsa diyordum kendi kendime herhangi bir şey, bir tcsadüf, bir yanlış numara düşmesi ve beni arasa, veya birden yolda karşılaşsak, o an yapacak başka işi olmasa ve hemen yakınımızda oturacak bir kafe olsa ve oraya gitsek ve laflamaya başlasak ve konular hiç bitmesc ve o da bu sohbetten key if alsa ve o da görüşmelerimizin devamını istesc ve sürekli konuşsak ve onu tanısam vc ona yakın olabilsem, o kadar yakın olsam ki ona dokunabilsem. Onu arayabilirdim, telefon numarasını bulmam için az birçaba gösternıem yeterliydi, ama bunu hiç yapmadım. Korkuyordum, arayıptekrargörüşmek istediğimisöylediğimdc,'ncgcrckvaryanıtınıalmaktan'/ncden?' sorusunu yanıtlayamamaktan, konuşacak bir şey bulamamaktan, konuşurkcn saçmalamaktan ve sonuç olarak bir daha görüşmc olasılığını tümden yok etmckten bunlarm hepsinı ayrı ayrı ve birliktc senaryolar içinde kafamda yazıyor, oynuyor, rolleri değiştriyor (kimbilir.belkiodaşuanbeniaramayıdüşünüyordur?) ve tüm oyunların sonunda aynı noktayageliptakılıyordum.Çocukluğumdan berı olduğum ve halen yaşamayı sürdürdüğünı bir hiç, kocaman bir sıfır içinde. kabullenmcsi nc dcnli zorolsa da sadece ve sadece hayallcrımde yaşamaya mahkumdıım. O dcnli sıfırdım ki, karşımdaki hcrhangi birine seviolayıbiryanabasitbirarkadaşlığısürdürmek için bile sunabileceğim kendimden olan hiçbir şey imyoktu. Helin'leikincikarşılaşmamtamamentesadüfibirşekildeoldu.Scvgilcrimi.duygularımı sadece düşlerimde ve kendimlc yaşayabileceğimeiyideniyiyekararverdiğimbirgün bir arkadaşım aradı, akşam grup olarak bir yerlere içmeye gidileccğini söylcdi ve gelmek isteyip istemediğimi sordu. Saatyirmidebuluşmaküzeresözleştik. Mcyiıancyc yarım saat erken geldim, masaya oturdum, içkimi söy ledim, etrafı incelemck için başımı kaldırdığımda karşımda Helin vardı. Oda içmeye giden 'gruba' dahildi, işten erken çıkmıştı, sağda solda oyalanmaktansa nasıl olsa birazdan gelirler diyc crkcn gelmeyc kararvermişti. Kelimelerin uçtugunu, bir süre ağzımın bendenbağımsızolarakbirşeylcrsöylcdiğini, terlcdiğimi, birmüddet sonra içki isteyip istemediğini sorduğumu, diğerlerinin gelmemesinidilediğimi,konuyu sincmaya.kitaplaragetirdiğimi,izlediğimizfilmleri,okuduğumuzöykülerideğerlcndirirken aynı şeylerden bahsettiğimizi ve bunun beni hiç şaşırtmadığını, konuşmanın gevşek biryerinde tutması için elimi uzattığımı ve elimin havada kaldığını,birarasöylenenlerlehareketlerimi denk gctirip hafifçe koluna dokunduğumu, bana komikolduğumu, beni tanımışolmaktan memnun olduğunu söylcdiğini, özel şeylerden, ortak tanıdıklardan bahsettiğimizi, daha sık görüşelim dcdiğimizi hayal ıneyal anımsıyorum. Kesin olarak anımsadığım şey ise.konubulmaktazorlandığımız, konuşmanın sakin, neşeli, sıcak ve içten bir şekilde geçtiği. Birliktc gcçirdiğimiz o yartm saat içinde çcvredcki her şey netliklerini yitirdiler, karşımda sadece o ve her şeyi söyleyen gözleri kaldı, havada onun scsindcn başka hiçbirtını yoktu.osesmüziğcdönüştü.hertarafısardı, rcnklcndirdi;otılsımlıatmosferiniçine kendimi bıraktım, 'evet,' dedim kendi kendime, ' bu tılsım hep sürecek ve ben hep içinde olacağım vc onun için de tılsım yaratacağırn.' Ve, Ahmet Erözenci'den biröykü... Helin O nu ilk deia bir nişan törcnindc gördüm. F.trat'çok kalabalıktı orada kalmak zorunda olduğum için kcndime lanctlcr yağdırıyordum, sıkılıyurdum, terliyordum ve her kcyifsiz anımda olduğu gibi o an o nişan törcnindc olmanıngetirdiğiolumsuzlukhissiiçimdegenişledi, yaşamımın bir hesaplaşmasına dönüştü; basınaya hazırlandığım kırk yaşıma kadar hiçbir şcy yapamadığıma, amaçsız yaşadığıma,hiçbirşeyibaşaramadığıma,sürek