Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I7KASIM 19%. SAY1556 dediğerleri hcyccanlıydı. Pınarisebirkasırganıniçinedüşınüştüsanki... Mozart'ın Dora Bella aryasıyla ba^ladı konscrine, onıı Mendclsohn ve Brahms'ın hillcri izledi. Alkışlardan anladı, bursu devam cdccckti. Etti dc... Sjmdi,onapiyanodaeşlikedecek,tcoride yardımcıolacakbirincgereksinmcsi vardı. Arkadaşlarmın övgüylc sö/ etliği, piyano öğretmenligi yapan l'a/lı Say'ın konscrine gittibirgün.Ogünckadarböylegüzclpiyanoyu hiç kimseden dinlememişti. Tanıştılar. Pınarderdinianlattı, bir halta sonra dadcrslere başladılar. Armoni, kontrapuan, teori, kompozisyon dersleri aldı. Müziği birliktc dinlcyip çözümlediler. lyi bir öğretmendi Fazlı Say. Yorumlanyla etkilediği Pınar'a "Bach" diyordu "O scnin kutsal kitabın olsun". Bununlayctinmcmeli, felsefeokumalı, müzik için dc gerckli olan o bambaşka dünyayıtanımalıydı. Anadoluııygarlıklarını öğrenmcli bunun için Sabahattin Eyüboğlu'nun kitaplannı okumalıydi. Şiiri scvmcli, Ahmed Arif'i, Edgar Allan Poc'yu, Orhan Veli'yi,NazımHikınel'i,CemalSüreya'yı, Mctin Allıok'uhissetmeliydi. Derslereagırlık verip liscyi bitirmek için verdiği altı ay aradan sonra ycniden Fazlı Say'la çalışmaya başladıgında bu ilişkinin artık başka birşey oldugunu anladı. Say'ın bestelcdigi şiirleri Pınaryorumladı, Istanbul'udinliyoruni, McnılekctiiTi... BerlinTiyatrom'dakonserverdiler, mctalçöplüğündede. Fazıl Say, uluslararası biryarışmada birinci olup Amerika'ya yerleşmeyc karar vcrince birliktc gittilcr. Ncwyork'ta küçük bircvtuttularkendilcrinc. Ailcsinin "Birisiylc birliktc oturacaksan evlenmelisin"ba.skılan Pınar'ı,dahaçokda Fazlı Say'ı bunaltıyordu. Say'ın ailesi dekarşıydi bu bcraberliğc. O, cvliliği değil, birbiri ardınaverecegikon.serleridüşünmeli.çalışmalıydı. Baskılararttıkça ikisi dene yapacaklarını şaşırdılar. Konscrgünüyaklaştığmda"Ben"dedi Pınar'Mstanbul'aailemin yanınagidiyorum,birazdinlcneccğim.Scn dedaharahatçalışırsın..." Döndüktcn bir sürc sonra tclcfonda söy lcdi Fazlı Say, bu ilişkinin biltiğini. Yalvardı Pınar,"Bitirme"dedi"Karşılıklıkonuşalım, bıırayagelyadabengeleyim."Saykararlıyclı."Bukötübiroyun"diycdÜ!jünüyorduPınar"Ciddideğildir,yinctclelbnedervcözür dilcr..." Haftalar sonra aglamaya başladı. Ölümünsınırlarınadayandıamafaydasızdı. Say dönmedi, aramadı da... Tedavisi sona erince iki y ıl önce Istanbul'a yerleşcn ailesinin karşı çıkmalarına karşın Almanya'yadöndü. Annevebabasınınyaptıgı işi küçümsemesine, ınüzige gelecegi oltııayan bir is gözüylc bakmalarına dayanamıyordıı. BcrliırdconubcklcycniscFazıl'a aitanılardı. Korkularındankcndinin vconıın şarkılnnnı yorumladıgıkonscrlcrlekurtulmaya çalıstı. Yarını kalmı.ş bostelcrini tamanıladı.Okuluna, BcrlinTcknik Ünivcrsitesi'nin rclsefcbölümündeki dcrslcrincbasladıyenidcn. Bir yalnızlık, bir de acı... Dahayirmi biryaşındaydı veokahrolası tahtarcvallidc havada kalıp çırpınan oydu. Zorlamışamabirmilimbilcoynataınamıştı hayatıyerinden...Şimdi, ycniden başlamalıydı, ama ncrcden? Çatı^malar. çelİ!jkilcr, korkulararasındansıyrılıpnereyekadar vc nasılyürümcliydi? BiralbümyaparsaBarışManço'nunGülpcmbe'sini, Daglar Daglar'ı yorumlayabilirdi. Miiziğini tanımlayacak olsa, şanson ve cazdan etkilcnmiş klasik arajman denilebilirdi. Müziklerinin cnçok belgesellerdc kullanılmasınıisterdi. Kendisiyle çok ortak nokta olan belki de tekşairMetin Altıok'tu. *Türkiyc'de müzik piyasası birçıkmazdaydı. Ncyaptıklarını bilmiyor,dinleyiciyc aynıritmi.aynımüziği veriyorlardı. Pop güzeldi ama patlama zamanında. Onusosyal,politikproblemlerilgilendiriyordu. Eger sanatçıysa, müzigindc bunları aktarabilmeliydi. Insanlara hissetmcyi anımsatabilmcliydi. Unutulanduyguları.düşünccleriayaklandırabilmcliydi.örneginscvgiyi. Insanlarbirbirlcrinisevmiyorlardı artık. (,'atışmalar vardı, Kürt, Laz, Çcrkes... Oysa hcpimizbcraberyaşıyorduk. Aramızdasavaşolursahiçbiryercvaramazdık. Türkiye'deençokhaksızlıklaratahammülüyoktu. Hapishanelcrde yaşananlara, işkenceye inanamıyordu. Buyü/den I^dipCanscver'in "Önce(,'ocuklarÖldü"siiriniokuyuncâ^okagirdi. Türkiyc'de tıpkı Brezilya'da olduğu gibi gccckondularla, unlardan iki yiiz metre ötedevillalarvardı. Haksızlıklarvcbaskılaryüzündenherkes korkuiçindeyaşıyordu. Kascti çıksa şarkılarının be^ yüz bin, bir milyonsatmayacağınıbiliyordu. Amabelli birçcvrconudinleyecekti. Oasladiger Almanciijarkıcılargibiolmayacak, çansondan ve cazdan vazgeçmcyecekti. Ncolursaolsun bupiyasayadirenecekti. Onubaskalarının"araba"larıilgilcndirmiyordu, bu y üzden kendisi de arabalarla,evlerleilgilenmeyecekti. Ahmed Arif'in Vay Kurban'ı, Nazım Hikmet'in Memleketim'i otuzkırk yıl sonra da söylenecekti. En çok yalnızlıktan, bir de herhangibirkonudaacıçekmektcn korkuyordu. üysa yaptıgı iş çok acımasızdı ve hiçbir şcyden korkmamak zorundaydı. Acı çckmeden müzik yapılanıayacagınıdabiliyordu. Hcrsaııatçı en verimli döncmini acı çekerken ya da asıkken yaşardı. Acıların belki de en büyügü terkedilmekti. Ama artık bunları kontrolctmekzorundaydı. Insanları birazcık da olsa ögrenmişti.Ensevdigininsanabile güvenmemcliydin, o bile seni yalnızbırakabilirdi.... Şimdi büyüyordu ve büyürken bazı seyleri kavrayamamaktan, insanları tanıyamamaktan korkuyordu. Heran kazık yiyebilirdi bu yüzden gözlerini dört açPtnar, unnesi babusı ve ağabeyiyle birlikle... malıydı. Pınar, bir konser sırasmdu, artık sesinin giicünün ıle fiarkııııla... Anaokulunda dilin ne menem birşey oldugunu anladı Pınar (en önde sağdan birinci). Egoist olmak gerekiyordu bazen. Öy le biridegildi, ama şimdi olmayıögrenmişti. Yalnızlık insanı güvensizyapıyordu. Yalnız olarak güçlü kalmak zordu. Insanınsaglambirtemeliolmasılazımdı. Eski Pınar, içine kapalıydı, kcndisindeki kapasitelerigörmczdi,bilmezdi. Şimdiki Pınar, güçlü, hedefleri olan, insanlarınüzerinegiden.çekinmeyenvenepahasına olursa olsun kcndini kabul ettircn bir kadındı. Herşeyc ragmen içindeki çocuk aynı duruyordu. Ozlcm içindeydi ve scvilmek istiyordu. Olan şeylcrle yetinmeyi öğrenmişti şimdi, eskisi gibi doyumsuzdcgildi artık, Başarılı olmak istiyordu, insanlarınyaptığı işle kendisini beğenmesini. Türk'tüamaAlmanya'dabüyümeninvcrdigidüşünceözgürlügü vardı. BudaTürkiye'yeuymuyordu.Örnegin.kadınlarınyalnızyaşamasını istiyordu yadaistedigi kişiyle yaşamak vc cvlcnmek, ama güçtü... Ona görc Türk kadını çok güçlüydü vc kcndi başına birşeylcryapabilirdi ama tek birşartla, içindeki gücegüvenerek... Işte böyleydi veodabüyüyecekti...^