Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27CKİM IW6.SAY 155.1 oloji, müzik sektöründeelbetteteknolojiyoğun üretimi emekyoğun ürctiınc tcrcilı eder. Amu müziktc bilgısayaı tckıiülojisi, bence uncak aranje aşamasında demo kayıt yapınak için kullanılmalıdır. l.şlcvi, tahayyül ediletı mü/.igin ııcye benzcdiğini görmek olmalıdır,sunmakdcğil. Elektronik müzik gibi özcl müziklcr vcdcneysel çaliijinalarharicinde bilgisayar; doğadaki "gibi" sesler çıkarmak için kullanılınamalıdır. Türkiye'dekinıüzikpiyasasınınisetamaınıyla kendine özel durumundan dolay ı teknolojikgclişiminhiçbirbiçimdcbirlaydasını, en azından simdilik, görcmiyoruz. Kesin olan bir şey var,Türkiye'deteknolojiilerledikçe, stüdyolarda koşullar iyileştikçc müzikgeliyor. Üstclikteknolojiyoğun üretimi emekyoğun üretime tcrcih eden sermayc salıipleri için dc bir i lerlemedcn söz etmek çok fazla mümkündeğil.Geçenyıl, kaset satıslarındabiröncekiyılagörcSmilyonlukbirdüşü.ş var. Bu teknolojisermaycyoğunüretim yapan sektör de piyasatıın yaklaşık yüzde 40' 1 k bir hölümünc ancak hâkim olabiliyor. 1 Gerisinikiiçük!jirketlerin"cski"yöntemlerleyaptığı kasctlcroluşluruyor. Tcknolojiyoğun üretimin müziğin gelişimini tıkaınasının en büyük scbebi bckleneninaksinemaliyetlerinartmasıoldu.'70'lerdc stüdyolar, ciTstrünıanlar ve bütün koşullar kötüyken maliyetlerçok düsüktü. 45'lik plak yapmak çok ucuzdu. O zaman müzisyenleıe bugünkü anlamıyla bir "projc"olarakbakılmadığı, bugünkü gibi iıııaj yapıcılarla, videokliplcrlc çalışmadığı için dc ayrıca düşüyorclu bu maliyctler. Bugünkü kadarbüyük paralarkonusınadığı içinyapımcılarkolayca kumar oy nayabi liyor, koşulsuz bir rahatlık içerisinde olınasa bilc, çok daha kolay plak yayınılanabiliyordu. Dolayısıyla mü/ik, bütiin dencylcrcaçıktı. Bu da bütün yasaklarakarşın müziğin kısıtlı daoisa kendi liğindengelişiminimümkünkılabiliyordu. 5 BAŞKENT GUNLERİ Güzel insanlar MİJŞERREF HEKİMOĞLU Ç Şanar Yurdatapun Kaset yapmakla bitse Ayrıca bugün, bir kascti sunmak, kayıt yapmaktan vc çoğaltmaktan ibarct dcğil. Önccdcn maliycti çok düsük olan plak yayımlandığmdageriyetekbirengelkalıyordu: TRT denetimi. Bütün Türkiyc bir tek TRT'yiseyrettiğiiçin.denetimiaşıncaürünü bütün Türkiye'ye tck seferde sunma şansı varken, bugün bu iş çok daha çetrcfilli. Önceliklc bir videoklibi yapılması, rnümkünse Ertuğrul Özkök'ten Hıncal Uluç'a "müzik" yazarlarının dikkatinin çekilebilmesi,K.analDyadaatv'ninhaberbültenlerine konu olunabilmesi gerekiyor. l70'lerdeki gibi bireysel çabalarla bile altından kalkılır cinsten biryük değil yani. Yapımcılardaelbettc bu kadar çaba ve parayı "yeni" yada deneyselbirşeyüzerineyığamıyor. Kumar oynamak istemiyor yani. Zaten olanın üzerinde küçük oynamalarlayeniyapımlargerçekleştiriliyorvebunatalcpyaratılıyor. Oysa emekyoğun üretim yapan küçük şirketlerin çok küçük paralarayaptığı stüdyo harcamaları ve kaset bastırmanındışındabir masrafı yok. Sonuçtaçıkan ürünüyani kascti dcaynı parayasatıyorlar. Büyük ijirketler de kasetlen para kazananıadıklarından kendilerine para kazanmak için tuhafyollarbulmuşdurumdalar. Kskidcn dcvlcte ait olan yayın tekeli bugün yerini sermayeyc bıraktığı vc scrmaye sahipleri dc kendi damşıklı dövüşleri içircsinde günlük hayat vc politikadaki "gündcm yaratma"cğilimlerini müzik piyasasınadataşıdı. Kasct salışlanna bakıldığında biıkaç bindc dülanan şarkılar vc mii/isycnler bu yapay gümdcmiçcrisindc"lıalkıntcrcihi"ymİ!> gibi sunulııyor. Neyseki"halkmtercihi"dcnilcn bu sınırları muğlak anlayı.1), yapay giindcmlclükclimaşamasında ııcrcdcyschıç ilgilcnıniyor. Müzik kanallarının (özclliklc Kral TV'nin) ctki düzeyi gitgidc azalıyor. Kızılay Mcydanı'nda yüksck scslcbağırmak bile, birçok açıdan müzik televizyonlannmCem Karaca kinden daha etkili ve sahici bir medya. bir müzisyenin her gün tclevizyonda boy gösteriyor, gazete ve dergi lerde boy boy fotoğraflarının yayımlanıyor olması o müzisyenin kasetinin satıldığı yani müziğinin halk nezdindeönemsendiğianlamınagelmiyor. Değirmenin suyu ise başka kanallardan geliyor. Eskiden şarkıydı önemli olan, şimdi ise şarkıcı... Yani bu yapay gündem içerisinde ünlenen bay X, 6. İdibini çekmcsine rağmen kaset satamıyor. Ama bay X hâlâ bir star. Çünkü "olay" olan bay X'in manyetik bantı değil, kendisi.Budakonserdenbarprogramına kadar her alanda fiyatını arttırıyor. Plak şirketi de kaset satışından para kazanamasa da müzisyenin bütün diğer gelirlerinden (kontratınakoyduğumaddelerle)yüzdcalıyor. Tarkan, Mirkelam ve daha birçok popçunun yapımcısı ve yayıncısı, Istanbul Plak'ınsahibi MchmetSöğütoğlubudurumuşöyleaçıklıyor:"Benbiradamısıfırdan bir yeregctiriyorum. Yani bir adam, gcccdc beşmilyonabardaçalışırkenben kasct yaptıktan sonra bcşyüz milyon lira kazanıyor. Eee,kazandığıbeşyüzmilyonunyüzmilyonunu bana vcrccck elbettc. Ben onun bcjyüz milyon almasınancdcnoluyorum." Bu tııhaf mckanizma saycsindc birçok popstar kasct satamasa da yaşamaya devam cdcbiliyor,yenilcrinedcyeraçılabiliyor. Ancak bunc kadar böylcsürebilir şüphcli. Dcrgi'deyayımlananbiröncckipopmü/ikyazıınızcla "Bu müzik bukışızor gcçirir"demiştik.!>imdı"Kıı>akalırmıacaba1.'"diycdÜ!jünmcyc basladım. (,'ünkü özel tclcvizyonlarda TRT tabiriylcsanalmüziğincve halk mü/.iğincdöııü^ba^ladıbilc. Darısıkalıteli.çc^illi vc l'arklı popürünlcrininba^ına."Zorlagü/cllik"buraya ka ^ ocukluk yıllarımdan ilginç bir anım var. Komşu köşklerden birinde güzellik kraliçesi Naşide Saffet oturuyor. Başka bir köşkun torunu Hasip Ağabey'in aşk öyküsü nedeniyle dünya guzelı Keriman Halis'ın adı da çok geçiyor evimizde. Cumhuriyet'ın başlattığı yarışmayı ilgiyle izliyor ailemiz. Belki de oradan esınlenerek biz de güzellik yarışması düzenliyoruz arkadaşlarla. Orta katta bir odada, sözüm ona kraliçelik tahtına oturan bir arkadaşım ayaklı lambayı devirdi bir gün. O zaman elektrik yok, annem gazı sildi, babam lambayı düzeltti, bize de gülümsedi: Güzel kadın değil, güzel insan olmak önemli, dedi. Gıderek daha lyi yorumladım bu sözü. Atatürk uıı kadın devrimi de insana dönük değil mi? Eşit haklar ve özgürlüklerle devrimlerin en önemlisini yapıyor, Bir süredır siyasal kulisten başkent günlerine, pecelerine, tüm ülkeye uzanan bir tartışma var. F< kadın milletvekilinin davranışı degişik k yorumlara yol açıyor. Erkeklerin yapmadığını kadınlar başardı, diye şaşıranlar, sevinenler, telefonlar, mektuplar, kutlama mesajları birbirini izliyor. Eski Genelkurmay Başkanı Güreş Paşa'ya eteklık giydirenler, ya da kısa etekli iki kadın milletvekiline ateş püskürenler de az değil. Ama olaya başka açıdan bakanlar da var. Onlar ıkı kadının davranışını bir milletvekilinin görev ve sorumluluğu doğrultusunda yorumluyor. Dahası kadın ve erkek ayrımına da ıçerlıyor. Vaktiyle parlak bir dıplomat olan Gencay Gürün'ün DYP başkanlığına, partisinden ayrıldığını bildiren mektup her şeyden önce özünden kaynaklanıyor. Özüne ters düşerek yaşamak istemeyen bir insanın tepkısini sergiliyor Gencay Gürün. Ayseli Göksoy'u yakından tanımıyorum ben. Ama Kadınlar Birliği Başkanlığı dönemindeki bellı davranışını tekelci bulanlar, belli savaşlara gırişenler de onu alkışlıyor şimdi. Ancak, erkekçe bir davranış sözünü onaylamıyorlar, küfürleri eş düzeyde yanıtlaması, dayaktan söz etmesi kişiliğinden kaynaklanan bir anlatım bıçimi, diyorlar. Kadın milletvekili ayrımına ben de katılmıyorum doğrusu. Kadın politikacı, erkek polltikacı diye bir ayrım yapılamaz. Behice Boran kadın politikacı mıydı, diye soruyor başkentlıler. Urfa mılletvekıliydi, TİP'ın genel başkanıydı, sosyalist savaşımın unutulmaz bir eylemcisiydi, diyorlar. Kadın başkan diye anımsamıyorlar onu. Bu tür bir ayrım Cumhuriyetimizin ilkelerine, Atatürk devrımlerine de ters düşüyor bence. Kadın doktor, kadın yazar, kadın ressam, kadın çalgıcı, kadın mimar diye bir aynm eşıtlik ilkesine uymuyor. Suna Kan kemancı mı, kadın kemancı mı, ya da Idil Biret'ı kadın piyanist diye mi tanıyor yabancılar? CD'lerini dinlerken bu aynmı yapıyortar mı? Babamın bize ömek gösterdiği bir komşu ablayı, Melahat Ruacan'ı anımsıyorum. Ağır ceza yargıcı bir kadın, katilleri yargılıyor, suçlular da saygıyla eğiliyor önünde, kadın olduğu için değil, saygın bir yargıç olduğu için. Çok güzel değil ama güzel bir insandı. Melahat Abla, güzel bir yargıç. Güzel bir Yargıtay üyesi. Yazımı kamu gorevinde güzel bir insanı, Özden Tenik'ı yitirmenin hüznüyle sona erdiriyorum. Bayındırlık Bakanhğı'nın Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanı. Onu güzel bir üniversiteli olarak tanıdım, çok sevdiğim Kuvvet'in kardeşiydi, benim de kardeşım oldu, kardeşim kaldı ölünceye dek. Kimi ilişkiler gıderek güzelleşir değil mi? Evliliği yitirir de dostluğu, sevgiyi yitirmez insan, sevgi de dostluk da giderek derinleşir kimi zaman, böyle güzellikleri yaşadığım için mutluyum. Özden Tenik ile biriikteliğimiz de ölüme karşın surecek. Uzun yıllar direndi kansere, onurlu bir direniş. Bayındırlık Bakanlığı önünde düzenlenen törende güzel bir insan olmanın önemini düşündüm yeniden. Bakanlığın ön ve arka kapılarından oluk oluk insanlar, her düzeyde görevliler Özden Tenik'i son kez selamlamaya geliyor. 1960'lardan 90'lara uzanan bir yolculuğun, güzel bir tırmanışın onurlu bir yolcusuna saygısını belirtiyor. Bayındırlık Bakanlığı'ndan kimler geldı, kimler geçti, kaç bakan, kaç müsteşar, partisel, siyasal ne değişiklikler, ama Özden Tenik ilkelerinden şaşmadan sürdürdü görevini. Maltepe Camii'nin avlusundaki kalabalıkta emekli müsteşarlar, emekli genel müdürler, CHP'Iİ eski bakan Adnan Keskin de vardı. Kimi bakanların da çelenkleri göze çarpıyordu. Onur Kumbaracıbaşı'nın çlçekleri ayrıca ilgi çekti. Çağrışımlara da yol açtı galiba. Özden Tenik'in kamu gorevinde en büyük yarayı SHP'li bir bakandan aldığını anımsadı yakınları. O zaman ben de çok uzüldüm ama Özden Tenik'in üzüntüsü sağılığını da etkiledı sanırım. O da sosyal demokrat yapılı bir kışi, SHP'li bir bakan gelince açıkça söyledi, görevden ayırmak isterlerse emekliliğıni isteyebileceğinı bildirdi. Çalışmayı sürdürmesi söylendi, görevde kaldı ama bırkaç gün sonra odacılardan birinin getirdıği yazıyla görevı bırakması istendi! Şık bir olay değil, ama böyle oldu. Yaşamının en güç dönemini Danıştay'a açtığı dava nedeniyle geçirdi sanırım Özden Tenik. Davayı kazandı, görevine döndü, özür de dilendi ama yedi ayın öyküsü güzel değil. Onur Kumbaracıbaşı'nın onu çiçeklerle uğurlaması benı çok etkiledi doğrusu. Özden Tenik'i geç de olsa tanıdı ve son yolculuğunda çiçeklerle uğurlamak istedi anlaşılan. Bu da güzel bir davranış. Kimi zaman çok çelişik olaylar yaşıyoruz değil mi? llk ameliyatından yırmı beş yıl sonra yitirdık özden Tenik'i. Kanserde rekor bir süre. Son anına kadar güzel direnıyor. Çekmecesındekı kâğıtlar arasında ölüm duyurusu da var. Mezarını almış, hiçbır ayrıntıyı unutmamış ama eşine, kızına, damadına hiç ölmeyecekmiş gibi davranıyor, şıklığına, makyajına özen gösteriyor, torununa gülümsüyor, ölümün yaklaştığını kimseye belli etmiyor. Sürpriz diye karşıladık acı haberi. Inci Başanr Paige uçağa atlayıp geldi Kansas'tan. Uzun bir yolculuk, ama gülümseyerek yaşadı toreni. Kardeşinin kimliğini yakından tanımanın mutluluğunu duydu. Oyle bir uğurlanış herkesi mutlandırır bence. Her gün neler duyuyoruz, ne olaylar, yolsuzluklar ama devlet yaşamında böyle kişiler de var. Yaşamlan sade, olanakları hayli sınırlı ama son yolculuk güzel. Tüm aşınmaya karşın toplumumuzda hâlâ diriliğini koruyan değerler var!^