05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2NİSAN 1995. SAY1471 17 PAZARIN PENCERESİNDEN Aydın sorumluluğunu irdeleyen bir oyun SELÇUK EREZ stanbul Şehir Tiyatrosu'nun Genel Sanat . Yönetmeni iken kentimizin sanat yaşamına **• anlamlı ve değerlı katkılarını izlemiş olduğumuz Gencay Gürün, Tiyatro Istanbul'u kurmuş ve "Nereye Kadar" ile "Seneye Bugün adlı iki önemli oyunu sahnelemeye başlamıştır. Kendisi ile Tiyatro Istanbul konusunda konuştuk: Tiyatro Istanbul'u kurma düşüncesl nasıl doğdu, nasıl gelişti? Ani oldu: Belediyenin yeni yöneticıleri, iktidara geldikten bir süre sonra Istanbul Şehir Tiyatrosu'ndaki sözleşmemi 'hakkımdaki fikirleri olumsuz olduğu' gerekçesi ile yenılemedıler ve tiyatrodaki görevime, aynca memurıyetıme son verdiler. Hukuki dayanaktan yoksun gördüğüm bu davranış karşısında mahkemeye başvurdum; aynca bu hukuk dışı olguya tepkimi, sanat yolu ile de göstermeye karar verdim: Istanbul'da kaliteli ve düzeyli tiyatro ürünlerini sergilemeye devam etmeliydim! Bu konuda belediye yöneticıleri gıbi düşünmeyen çok sayıda insan ve kuruluştan gelen destek beni çok yüreklendırmışti. Sayın Bedrettın Dalan ciddi tiyatro sergilemeye elverışlı olan salonunu kullanmamı önererek bana en önemli desteği sağlamıştır. llk malı zoriuklan aşmamız Efes Pılsen'ın desteği ile kabil olmuştur. Başta Sayın Dalan ve Efes Pilsen yetkilileri olmak üzere bızi yüreklendirenlere tesekkürü bir borç bilirim. 'Nereye Kadar' oyununu hangi düşüncelerle seçtiniz? Bu oyunu önceden çevirmiştim. Halen Ankara'da Devlet Tiyatrosu'nda 'İyi' adı ile oynanmaktadır. C.P. Taylor'un bu oyunu, demokrasinin temel sorununu konu edinmektedir: Aydın sorumluluğunu irdelemektedir. Almanya'da Naziler'in adım adım iktidara yaklaştıkları devrede aslen iyi bir insan olan Prof. Halder kişisel sorunlarını öne çıkararak, yurdunda olup bitenlere gözlerini yumarak aslında topmumunun ve kendisinin mahvoluşlarına katkıda bulunmaktadır. C.P. Taylor'a kadar kımse, kendi halinde bir insanın hatta en iyi dostları Yahudiler olan bir kimseninzamanla, tepkisizliği sonucu itilerek, dürtülerek bir SS subayı haline getirilişini bu şekilde sergileyememiştir. Dram evrenseldir: Dün Çekoslovakya'da olup bitenleri Şehir Tiyatrosu'nda sahnelediğimiz Vaclav Havel'in 'GörüşmeKutlamaÇağn' oyununda irdeleme fırsatını bulmuştuk: Bu oyunun sonunda bir aydın, rejimle ilgilı bir çeşit aydınlar bıldırısini imzalaması için götürdügü bir arkadaşından rejlme kendisinin de karşı olduğunu, ancak imzaiadığı takdirde yöneticileri olumlu şekilde etkileme fırsatını yitireceğı yanıtını alıyordu. Cüneyt Türel bu oyunda böyle aydınlığa uymayan bir davranış sergileyen, imzalamaktan kaçınan sözde aydının aslında Mılan Kundera olduğunu bir yerde okuduğunu nakletmıştı. Demek ki sorun evrenseldir. Evvelki gün Almanya'da dün Çekoslovakya'da yarın da başka bir yerde görülebilir. Ülkemizde bu olasılığın azalması için gençlerimize bu oyunu ve benzerlerini izletmeliyiz. İyi bir oyunu iyi sergilemek için en güçlü ekibi kurduk. Cüneyt Türel, Haluk Kurtoğlu, Tomris Oğuzalp, Zerrin Sümer, Aslı Öyken, Alp Öyken, Levent Güner, Levent Can ve bütün ekip üyeleri.. böyle bir ekibi bir araya getirmek kolay değildi. Gerek Devlet Tıyatrosu gerekse Şehir Tiyatrosu kurulacağı için izin vererek bu imkânı sağlamışlardır, aynca Sayın Bozkurt Kuruç yenı kumlan bir tiyatroya her konuda yardım edeceğini söyleyerek bizi desteklemiştir. Yürekten teşekkür ediyoruz. İkinci oyununuz? Amerıkalı yazar Bernard Slade'in bir oyunu, ülkesinde çok tutulmuş filmınde Ellen Burstyn ve Alan Alda başrollerı oynamışlardı: 'Seneye Bugun'. Bir otel odasında yılda bir gun buluşan bir kadınla erkegin yirmibeş yıla uzanan öyküsü sergilenmektedir: Bütün imkânsızlıklann sevgl ile aşılabileceğini yansıtan bir oyun! Bu ilişkiyi izlerken arka planda üniversite olaylan, Vietnam sorunu gibi siyasal ve sosyal sonuçlara yol açan olayların bu ıki kişi üzerindeki etkilerini de görebılmekteyiz. Kudretli bir oyun, Nurseli Idiz ve Can Gürzap gıbı kudretli iki oyuncu tarafından sergilendiğinde neticenin iyi olmaması imkânsızdı... Geleceğe yönelik düşünceleriniz? Bunu Istanbul seyircısi belirleyecek! Yazın başta Ankara ve Izmir gıbı çeşıtlı kentlere turneler yapmayı düşünüyoruz. Bugune kadar ciddı sanat çalışmalarının gıderek zorlaştığı ülkemizde, tiyatrocular arası ve tiyatrolar arası dayanışma ve sanatseverin desteği ile guzel bir başlangıç yaptık. Bu nedenle geleceğe de iyimseıiikle bakıyoruzl ^ Randy Brecker caz erbabı arasındaydu Elias önce erbabdan biri oldu, sonra da kartsu şamüstü bir soundcheck yapmıştı. Konser, standart müzikal parçalannın cazlaşmış halinden, aynca Antonio Carlos Jobitn'in ve Elias'ın bcstelerindenoluşuyordu. Farklı zevkleri olanlar bu seçimdenhoşnutkalmamışolabilir belki, özellikle New Yorkl u genç cazcı lar (geçen yıl Steve Coleman, bu yıl DonByron) y üzünden gözü dönüp hiçbir şcy i beğenmez olanlar (ki iftiharla bu gruba dahil olduğumu söyleyebilirim). Ama üçlünün yorumuna pek itiraz edeceklerini sanmıyorum. Elias'ın kendisi, enstrümanını çok iyi tanıyan, onun ne yönünü neredeortayaçıkaracağını bilen bircazcı. Trionun diğer üyclcrine gelincc: Ortadan ayrılmış düz siyah saçlarını savurarakbuharlı birlokomotifritmiyle çalan Takeishi, bizim için hoş bir sürpriz oldu. Çok sağlam, ayaklan ycrde bir ritim duygusu var. Ritme düşkün olanlann ruhuna ferahlık veren cinsten. Zatcn kcndisi ayaklannı daçok kullanıyor. Bir an, bu çocuğun ayaklarını bağlasak acaba sonuç ne olurduygusunabilckapılabiliyorsunuz.Amaayaklarının bağlanmamış hali, memnunluk vericiydi. Mark Robson ise, yıllarla birlikte gittikçe incelerek, insanınncrcdeyseyüreğiniparçalayan bir yoruma ulaşmış. Biz Istanbul 'da çok sayıdabirinci sınıf kontrbasçı izledik (onabakarsanız, çok sayıda birinci sınıf cazcı izledik), ama onlarınarasında dakendimizcefavorilerimiz, 'üstat'larımız varelbct. Robson da bunlardan biri. Sanki parmaklannın ucundan bir boğum eksiltmiş gibi çalıyor. Sonuç olarak, izleyenleri gcnclde hoşnut aha çok trio seviyor. Tercihan bir kontrbas ve bir davul eşliğinde kendisi ve piyanosu. Istanbul'a ikinci gelişinde triosunda Mark Robson ve genç bir Japon davulcu Stoshi Takeishi vardı. Talihsiz başlayan birkonserdi... eden bir konser oldu. Hoşnut olmayan varsa eğer, kendi şehrimizde oturup bir vakitler hayal dahi edemediğimiz cazcılan "live" olarak dinleme imkânımn hepimizde yol açtığı müşkülpesentliktendir bclki. Ben kendi payıma, artık hiçkıskanmadığımıElias'ıbirkeredaha, kendi tercih ettiği türdebirmüzikle (benim tercihim olmasa da) dinlemiş olmaktan çokmemnunum. Yıllarsonra Robson' ı bir kcz daha izleyebilmek, Takeishi'yi tanımak da cabası. Genç davulcu, konserden sonra kuliste genç hayranlanyla da hay 1 i sohbet etti. Cana yakın bir gruptular, yanlanna kolaylıkla yaklaşılabiliyordu. Geçen yıl Steve Coleman deneyimini yaşamış olanlar, bunu daha da bir takdirle karşılamıştırherhaldc. Ama Voleman o kadar iyi bircazcı, öyle iyi bir grubu var ki onu bir kez daha "livc" dinleyebilmek için şahsen hakarct etmesine dahi razıyım. Elias, kadınicracılann(vokalistlerdışında) sayısının hayli az olduğu cazda, kadın olduğu için ya da kadın olmasına rağmcn değil, iyi müzisyen olduğu için kcndine isim yapmayı başarmış talihlibirmüzisyen. Birözclliğidaha var: Bağlı olduğunun belirtilmesini özellikle rica ettiği EMI'nin kardeş şirketi Blue Note'un tarihinde, aynı yıl içinde hem caz hemklasikLP'siçıkarmışdatcksanatçı.Klasik piyanist annenin klasik piyano eğitiminden geçmiij kızı, geçen yıl Blue Note'dan çıkan caz plağı Paulistana'ya ek olarak EMI Classics'tenOntheClassical Sideadlı birsolo klasik albüm de yaptı. Bach, Chopin, Ravel ve VillaLobos'unbestelerindenoluşan buplaklaçevrimi tamamladığına inanıyor. ^ Gencay Gürün: 'Geleceğeyönelik düşüncelerimi Istanbul seyircisi belirleyecek.'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle