Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURlYET DERGİ Kaos Kaostan korkma Kaosun zor Kaosu yaratmak en zor Yalancı bir kaos değil Kaostan çok sey oluşur Kaos durmadan devinir Değişir Bir kaos belirdi harikulade Her elektronu çalısıyordu Uyku anında da çalısıyordu Tîyatroda bunu oynamak Aktörler korktular Bu ne? Bu dans mı? Şiir mi? Opera mı dediler Kaos kaos Kaos doğuruyor Acı çekcceksiniz Zor Kolay. T. KURTİZ "Bütün evren tüm ayrıntılarıyla bir insan gibidir. Her ne aranırsa insanda bulunabilir..." Şeyh Bedreddin ya da Tuncel Kurtîz bahçesinde, Mustafa Sarısözen'le âşıklarının toplanıp mcşk etmcleri, bu meşkin plağa alınması, saz şairlerinı ilk kezyakından görüşolarak sızıyor Tuncel'in anılarına. POSOF'TAN DETROtT'E... Kaymakam Vala Bey'in duraklanndan biri de Posof. Kandıra'da bazı ağalarla uyus.amamanın bcdcli dc bu isjte. Tuncel için, Bulgar dağıgeçit vcımesede Posof bir özgürlükdiyarı. Atabiniyor, kızaklakayıyor. Oyunlarından birisi dc Hazrcti Ali'nin Hayber Kalcsi. Vala Bey, dil sınavlarıyla bırlikte şehircilik iizerine bir burs kazanmasa dcgil iki buçuk, belkı onlarcayıl kalınabilirbubeyazkentte. Kurtızler için altı ay da Ayvalık'ta konakladıktan sonra .sırada Amerikayokuluğu var. Bursdeğerlendirılccek. On yaşındaki Tuncel'i şık mı şık giydiriyorpabuç vc kısa pantalon. Saçlarsa bir numara. Amerika, kcndisini köy çocuğu diye tanımlayan, sinemayı bilc ancak akraba ziyaretleri icın Izmıt'c, Istanbul'a gcldiği zaman görebilcnTuncel için aklınsınırlarınızorlayanbirülke. Üstelik dc herkcs uzun pantolonlu. Detroit'te bir fukara mahallcsındc ev tululuyor. Vala Bey'in maasjyla geçinılemeyecegı ortada. Bu yü/den Miifıde Hanım, ütücülük yapıyor, sonra dahemşırelik. Yabancı bir dille başlayan kültür şoku, okul arkadaşlannın "Glu glu Turkey" alaylarıyla sabrını taşırıyor Tuncel'in. Çıkan kavgada kendisine boks yapmaya çalışan siyah derili Richard'ı, el ense çekip yere yatınyor. Çinli bir çocuk ondan yana çıkmasa belki daha da büyüyecek kavga. "Bunlar nasıl insanlar" diye soruyor Çinli çocuğa, yanm yamalak lngilizcesiyle "Sen bana yardım ettin. Çinli ve düşmanım olduğun halde". Bir yandan da ağlıyor. Aglamak çözmüyor yabancılığı, yalnızlığı da. Vâlâ Bey, okuması için Şehzade Simbad'ı, Bir Eşeğin Hatıratı'nı, Doğan Kardeşler'i alıyor ama, Tuncel çoktan keşfetmiş okuması gereken kitabı, "Bozkurtlann Onuru". Yıllar sonra geriye baktığında onu Amerika'da ayakta tutanın bu kitap olduğunu keşfediyor. Istanbul'a döndüğünde sırtında oduncu gömleği var. Saçlan uzun, yanında da bısikleti. Başanlı biröğrenci.dünyayıtanıyor, matematikte ileri ama, Türkiye'den de bir diploma alması gerekiyor. Teyzesi Vasfıyc Hanım'ın ögretmenlik yaptığıokuldagiriyorsınavlara. Hayat Bilgisı dersinin sorusu "Kahve nasıl pişiriliı»?" Zayıf olduğunu, kendisine iltımas geçıldiğini hissediyor Tuncel, utanıp sıkılıyor. Acı çekiyor. Çünkii hep onun yaptığı kahveyi ıçıyor anneannesi. Amerika döniişü Vâlâ Bey önce Silifke, sonra Tarsus, oradan da Edrcmit kaymakamlığına atanıyor. Haşim'in şiirlerini dinlediği edebiyat öğretmeni Fikri Bey ve Kazdağı'yla tanıştıran Şahin öğretmen; sanatla randevusu Edremit'te gercekleşiyor Tuncel'in. En başanlıkompozisyonöğrencisioşimdi.OrhanVeli'yi, Sabahattin Ali'yi, Orhan Kemal'i okuyor. Duvargazetesinedehikâyeleryazıyor. Birgün okulun penceresinden Kazdagf nın tepelcrine kar düştüğünü görüyor Tuncel. "Hadi" diyor arkadaşlarına, "dağa gidelim". öğlene doğru başladıklan yolculuk onlan ancak akşam ulaştınyor kara. Soyunup gömleklerinin içine kar dolduruyorlar. Karanlıkta dönmek hem zor hem de zaman alıyor. Aileleri ise merak içinde. Hemonlarhemdejandarma kar kaçaklannı anyor. Tuncel, eve girip babasının karşısına geçiyor. Vâlâ Bey'in gözleri öfkesini anlatmaya yetip de artıyor bile. Gömleğinin içindeki kan "Bak kar" deyip babasına atıyor ve odasına kaçıyor Tuncel. Tayin yorgunu Vâlâ Bey, bu kez Gediz Kaymakamlığı'nda soluklanıyor. Tuncel'in bu defaki edebiyat öğretmeni Muharrem Barut. Ondan da öğrenecekleri var. Halkevi'nin kitaplıgı isc bir hazine. Zola. Stendhal. Gorki, Tolstoy... Tuncel artık çılgın bir kitap okuyucusu. Okuldakı bir başka ba^arısı ise atletizmde. Kitapokuduğuçılgınlıktakoşuyor. Her yıla neredeyse iki kentin düştüğü ortaöğrenimini Istanbul'da, Haydarpaşa Lisesi'nde tamamlıyor Tuncel. İlk hafta sonu kaçamağını Beyazıt'a, Sahaflar Çarşısı'na yapıyor. Şehir Tiyatrosu'nda ilk izlediği oyun ise Fortuna. Hayata Galata ve çevresinden bakmaya başlaması ise uzun sürmüyor. Lise bittiğinde oglunu Hukuk Fakültesi'ne yazdınyor Vâlâ Bey. İki ay sonra hukuk okumaktan vazgeçiyorTuncel.lngilizfılolojisine geçiyor. istanbul, tiyatro ve şiir... Nerede ve nasıl olursa olsun yazma tutkusu da bu yıllannda yön veriyor yaşamına. Şölen dergisinde bir hikayesi yayımlanıyor, "Taglio". Edebiyat matinelerine katılıp şiirlerini okuyor: Ben martıyla birgece sarhoş konuştum dünyanm yuvarlak olduğunu söyledim ama inanmadı güneşeuçtu... Öğrenim gördüğü liselerin hiçbirinde tiyatro kollarına girmiyor K.urtiz. Çünkü onun için daha çok bir ayin tiyatro. Sıra aralanna, ders boşluklarına sığdınlamayacak kadar gür sesli bir ayin. Gürkal Aykan'ın gelip Atıf Kaptan'ın yöneteceği piyeste Kaptan Bartleth rolünü önermesiyle o da ayinin eşiğinde buluyor kendisinı. Ama, gerçckleşmeyecek bir proje bu. Belki de bunaduyduğu tepkiden oturup "Beş Gün"ü çeviriyor. Bu, sarı ve mavı ordulann savaşını, bir san esinn, mavi bir asker tarafındanesirkampınagötürüldüğübeşgünü lar. Sırtında trcnçkotu, ayagında bir çıft yeni