24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 CUMHURJYETDERGİ îsveç'in Hiroşima Barış Ödülü töreninde Aziz Nesin'i Türkleri çok yakından tanıyan bir yabancı, Günter Wallraff tanıttı. Nesin, ödülünü bir Müslüman ile, Muhammet Talbi ile paylaştı. Modern bir Nasrettin Hoca Türklerle ilgili çeşitliyazı ve kitaplarıyla tanınan Alman gazeteci Gunter fVallrajftn ödül törenindeki konuşmasının geniş bir özetini sunuyoruz. GÜRHAN UÇKAN ziz Nesin, insanı konu alan işlerde çalışmayan kişilerde endergörülen ycteneklere sahip. Bu yctenekler, Nesin'de sallığını, düşüncelerini yalnızca yaşama sevinci dolu öykülerinde, şiirlerinde dile gctirmez; çekinmeden açık açık söyler de. ölümden korkmaz; daha doğrusu, ölüm korkusunu yenmiştir. (..) Bir insan, Türk toplumunun; yazan, konuşan ve eylemdebulunangerçeğidir. Aziz Nesin, bize kendi sınırlarımızi aşmaktayardımcı olan bir örnektir. Sevgili Aziz, böylebüyüklaflarettiğimiçin beni lütfen hoşgör. Bu konuşma şekli, scnin kişinin kendisini de eleştirmcsine dayanan alışkanlığınm dışında kaliyor. Ne var ki, bunların hepsinin söylenmesi gerekiyor. Çocukluğundan beri, söylenecek şeyin, olabilecek en basit şekilde söylenmcsinden yanaydın. Nc zaman birbiriylc savaşan iki kişi gördüyscn, hemen zayıf olandan yana oldun. Başka türlü darvanmak senin elinden gelmez. Bu tavnndan, şu sonucu çıkarabiliriz: Mutsuz olanlar varken, kimse kendini mutlu hissedemez; mutluluk, birliktcn, ortaklıktan doğar. Senin tavır alma özelliğin, sözle yetinme ile davranma arasında yapmış olduğun seçimden kaynaklanıyor. Tavır alma, günlük yaşamla ilgilidir. Aziz Nesin, yazılarıyla seslendiği kişilerle dayanışmaiçindedir. Şimdi izninizle, Carl von Ossietzky'den biralıntı yapacağım; çünkü bu sözler, Aziz Nesin tarafından da söylenmiş olabilirdi: ' Sadakatten örürü hapse girmiyorum; düşüncelerimi açıklamasaydım, zaten kendimi hapiste hissedecektim,' dedi Ossietzky Berlin'de 1932'de hapisaneye girerken. Eğer onun gibi davrananlann sayısı çok olsaydı, Weimar cumhuriyetinin son aşamasında, Hitler'in hiçbir şansı olmazdı. Eğer Türkiye'de de çok sayıda Aziz Nesin olsaydı, orada demokrasi bir gerçek olurdu ve dinsel fanatizmin hiçbir şansı kalmazdı. Von Ossietzky'den yapacağım ikinci alıntı, Aziz Nesin'in yaşam biçimiylc çok ilgili: 'Bana yaşama gücü veren en önemli unsur, aldığımrisktir.' lştc bu düşünceyi de Aziz Nesin, hapisanede geçirdiği beş yılla, hakkında açılan iki yüzden fazladavayla ve sayısız sorgulamayla kanıtlamıştır. Devlet bürokrasisiyle alay etmiş, polislerin beceriksizliklerini, rüşvetçileri ortaya çıkarmış; oklannı, yiyiciliğe, sansüre, fırsatçılığa, hoşgörüsüzlüğe ve fanatizme yöneltmiştir. Yazmadığı bir yazının suçunu üzerine alarak on altı ay hapis yatmıştır ve bundan onur duymuştur. 'Ulkemdeki her dürüst yazar hapse girmiştir', dcmiştir, 'ilerici toplum sorunlarıyla ilgili bütün yazarlar, devlet otoritesine karşı bir çeşit karşı kutup gibi iş görmüşlerdir. Bu, sanatçılann kusurundan ötürü böyle değildir. Hükümetlerin halktan kopmasından, halkı karanlıkta A birbütün oluşturuyor. Insan haklan savunucuları arasmdadır. Güldürü ustasıdır, taşlamayı bi len bir mizahçıdır. Insanın lafını ağzına tıkamaktan çckinmeyen bir halk filozofudur. Beyefcndileri kışkırtmaktan, onlara karşı çıkmaktan geri kalma yan bir antiromantik, anti ulusçudur. (Dinsel) inançsız ama, haklanndan yoksun bırakılanlara sevgisi ve inancı eksilmeyen biridir. Hiçbir zaman takmadığı bir şey varsa, o da maskedir kendisinin vç başkalarının duygulannı gizleyen. Duygu Barışçıl diyalog ödülü 22 Ocak günü Isveç elit tabakasının en ünlü adları Hiroşima Fonu Yönetim Kurulu o gün çoğu, yazar, bilimadamı, büyükelçi, araştırmacı ve sanatçıyı bir araya getirmişti: UNESCO'nun bölüm başkanlarından Lisbet Palme (sosyal demokrat lider Olof Palme'nin eşı), Islamojı uzmanı, gazeteci Sigrid Kahle, büyükelçi Ingvar Carlsson (başbakan değil), Türkiye'nin Stockholm'deki büyükelçisi Solmaz Ünaydın, onun Tunuslu meslektaşı ve ansızın gelen Bengaldeşlı yazar Teslime Nesrin. Salonda ayrıca, usta yazarımızı Isveçceye kazandırma konusunda adları gündemde olan Ulla Lundström, AnneMarie Özkök ve Clair Kaustell de var. Ayırca Mihri Belli ve eşi de oradaydı.. Stockholm'ün merkezindeki, Saray'ın tam karşısındaki Nationalmuseet'de, Aziz Nesin ve kendi gıbı ufak tefek biri daha ön sırada yer almıştr Ustamıza, Hiroşima Barış Ödülü'nde yol arkadaşlığı edecek olan kişinin adı, Muhammed Talbi. Aynı ödülü paylaştılar ama, bir noktada ayrılıyorlardı: Aziz Nesin, dinsel Inanç taşımıyordu. Talbi ise Müslümandı. önemli olan, buluştukları noktaydı. Her ikisi de, birbirlerinin ve başkalarının "Inanma ve inanmama özgürlüğüne saygı duyuyor; aynı zamanda, başta dinsel inançlar olmak üzere, kışı için önemli hiçbir kavramın, politik amaçla kullanılmasına, şiddete başvurmak ıçin bahane edilmesine karşıydılar. Edita ve Ida Morris çıftinın vasiyeti üzerine kurulan Hiroşima Fonu'nun 1994 yılı ödülü, yönetim Barışın ve barışçıl şekilde karşılıklı anlaşmanın, yalnızca topluluklar arasında ve içinde diyalog oluşturmakla sağlanacağına olan ınancıyla, bu tür diyalogların Müslüman ülkelerde oluşturulmasına ve güçlendırilmesine katkıda bulunacak kişileri ödüllendirerek desteklemeye karar vermiştır. Aziz Nesin, Prof. Muhammed Talbi'yle birlikte, bir yazar olarak fanatizme ve terörizme karşı verdiği uğraşın ve dolayısıyla Aziz Nesin, Mirhi Belli ve Sevim Belli ile. barış ve görüş beliftme özgürlüğü için yaptığı çalışmaların bir belgesı olarak 1994 kurulu başkanı Prof. Christopher yılı ödülünü verıyor, cesur Toll tarafından yazarımız Aziz görevinde başarılar diliyoruz." Nesin'e şu sözlerle verildı: Her iki ödül sahibine, beyaz "Hiroşima Fonu; köktendinciliğin laleler, ödül belgesi, küçük bir ve her türlü fanatızmın, dünya barışı plastik sanat örneği ve 3u"ar bin ve hoşgörü için ciddi bir tehlike dolarlık bırer çek verildi. oluşturduğuna inanmaktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle