Katalog

CUMHURİYLT DERGİ Osman Şahin'den bir öykü RENK SESLERİ ıçbir ycrde duramayan, göze en ufak zıyan vermeyen, gezgın, göçebe duygular, çocuksu, saf, ürkek renkler, bır kuş kıırenı gıbı savrularak dokulmüslerkılımınüstüne Görünürdeher ş.eyyaban,kıpırtısı/,orneksız, hıçbıramaçgüdıılmcdcn dokunmus gıbı ama bırazcık yakından bakıkiıgıntkı, bırbırı ıçınegırmıij.pısmış rcnklerın tıtreşerek tüttüğünü, damla damla sıçramalar yaparak, kusursuz bır bütünlük ıçınde kaynaşjp erıdığını gormcmız olası Rcnklerın süssüz, yalın gıyımınde, kımselerın bılemedığıyasakların, ı^lenmiijgızlıgünahların, kızarmış. şehvetlerın, agır kışkırtıcı makamları var Sık atılan ılmckler, duğumler, renkler, ağır ıstar tarağının ustuste vurup bastırmasıyla ıyıcc sıkı:>mış ıncdmısler orada Bııbırıne vurulan çakmaktasjarı nasıl kıvıl cımlarsıçratırsa, bıçkın.tohumluk renkler de nc!>e çıçeklerıne dönuşerek sıçramalar yapıyorlarkenarlarındakılımın. Yorulan, gevi,ek, kararsız, durgun, ölu renklenn yanıbaşını, çığsan,canlı,semız,onemlırenkleralmiş.Yürek etınebatmı^çıkmışgönülkanlannındamıttığı gözya^ı damlaları clmas gıbı ışıyarak küçücük nakış tohumlarına donüşmuşler, sonra da ılmek ağızlarından kurtulmak ıstermı^lergıbı buharla!>arak, uçarak, kılım üstunde yüzen ıncctullukanatlarabcnzemışler orada. Kara ye^ıl renklerı, açık san yapraklann arasına serpıi)tırerek, soğan ve cevız kabuğu renklcrıyle beslemii» doyurmuş çevresini nakıijların. çığsarı renklenn sağına soluna, sesını yükselten, bağıra çağıra kıvılcımlanan kuçuçuk mor çıçeklı pembeler yerlc!>tırmış Tek bai>ına açmı^ duran Şebnem çiçeğı ıse. buyük yapraklı çıçeklenn arasında boğulup kalmı^ da, kendıne bıraz fazla önem verılmesını ıstermı^ gıbı kısık sesıylc gülumseyerek goz kırpıyor ınsana Ana göğu rcnklerle sut beyazını, çımcnı yeijille. ana karasını karii>tırarak, al kırmızılarla bulbulu yc!>ıllen, ^eftalı çıçeğı rcngıyle ka rarak, kahverengılen yeşıle, gnlerı açık mavıye, morları erguvana çevırerek, canlı yeşıllen kahverengılenn ustüne surerek, >uruterek, renklenn doğüşunü kurmuş orada Sonra da apayrı renk tınıları, renk dıllerı oluşturarak, kılımın kızıl derınlığınde alabıldığıne suskun ıijiklar yaratmı^ Ipınce patlamalara dönuşen o renklere lyıce yakından baktığımızda, kılımı dokuyan kadınımı/ın damarlannda yavaştan başlayan doğum sancılarının bastırdığı uğursuz ağrıları, ruhuna sıncn tatsız havaları, sara nobetlerı gıbı kcndınden gcçı^lerı, tutku vurgunları yemış kadınlığının alacalı ıç dunyasını sezebılırız Ya^amındakı gızlı kaçamakları ele vermesınden çekınırmı^ gıbı o uçuk mavı çıçeklenn yuzune kahverengılerden olu^an bır belırsızlık peçesı geçırmış gıbı Kılım uçlanna doğru koyula!>an renklerde ıse o günku havanın ıç karartıcı, bulutlu lekelerını, uşumenın getırdığı zayıflıkları. ıstar tarağını tutan parmak tıtremelcrını sezmemız olası. Güçlu lijik altında erıyen, bırbırıne zıt gölgelerle kılımı ızleyen bızlerı sorgulayan bakışlarını da Çiçekler bazen yelken bezi gibi soğuk, bazen renk sınırlannın uçlanna doğru yükselerek, en kızgın ateşlerde dokunm uşçasına büyülü. Gül göbeğinin çevresini orman gibi saran çiçeklerin çokluğuna, topraktan geçme tannsal holluklar sinmiş., Bu renkler yazgısının içine gömülenler, kocaman dolgun çiçekler, iri memeli, bol sütlü göçebe kadınlannın çok çocuklu oluşlannın habercileri mi, yoksa çocuksuz olan, çocuğa hasret kalan analık özlemlerinin çiçek ağızlarında çoğaltdması mı?