Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12ŞUBAT1995.SAYI464 İNSANLAR 11 Arkadaşlan ABD'den Prof. Dr. Zeki Uygur, lsviçre'den Gazi Yaşargil'e ulaşıp epiknz raporlannı göndererek yardım talep cttılcr. Ne ailesi.ne arkadaşlan, yaşamaböylesine bağlı, yüzünden neşe ve tebessüm hiç eksilmcyen llkin'in pes edeceğini bir an bile düşünmcdi. Ilkin, direnecekti, yaşayacaktı, yine güncşli havalarda yürüyecck, zaman zaman arkadaşlannın "Ilkin kes gülmeyı yıne rezil ettin bızi. Herkes bize bakıyor biraz yavaş gül" demesıne aldırmaksızın yine kahkahalannı olur olmaz yerde patIatacak, haftasonları cn scvdiği Malatya yemeklerini kendisi için yapan anncsının gögsüne başını yaslayacaktı. Üniversiteyı kazandığı ıçin kendisıyle gurur duyan küçiik kardeşji Elçin'e sabahları kendi eliyle kahvaltılarhazırlayacaktı. Yazarlar Evi'nde arkadaşlarıyla gerçekleşmeycn randcvusuna yetişecekti. Aman minl eteğlm Reanımasyon Servisi'nin kapısında dönüşümlü olarak günde üç vardiya nöbet tutan arkadaşlan neler neler hayal etmiyordu. Armağan'la Misoş nöbetlerinde "Ister misin şimdi yattığı odasının kapısından çıkıp çabuk bana bir ayna ve tarak verin saçım başım dağılmış. Yakışıklı doktorlar beni böyle görmesin. Aman Tanrım mini eteğim ve şapkam nerde çabuk bulun" diycceğini hayal ederek acılannı hafıfletmenin kendince yollannı buluyorlar. Fazilet ve Şermin'ın hayali daha başka. "Ilkin oynamayı pek severdi. Kapının önüne bir Sulukule ekibi getirip roman havası çaldırsak ister misin yataktan oynayarak kalksınbu kız?" Olurmu olur, Ilkin bu. Doktorlar tlkin'insevdiğişarkjlann yeraldığı kasetlerin vvalkman aracılığıyladinletilmesini istiyor. Ilkin Ege ve Azeri türkülerine bayılırdı. Evde sıkça dinlediği Tolga Çandar'ın Ege türkülerinden oluşan kaseti takıldı kulagına. Biitün arkadaşlan yaşanan bu olayın sabah olunca ayılacaklan kötü bir rüya olmasını diliyor. Amagecelergcçiyorsabahlaroluyor. Ilkin uyanmıyor. Kulağına söylenen en son Babıali dedikoduları da tlkin'in gözünü açmasına yetmiyor.Annesifikin'eolanhasretini onun arkadaşlannı okşayarak, kcndiclleriylekızınmarkadaşlanna yemekler yapıp yedirerek, nöbet tutarken uyku uyuyanların üzerlerini örterek gideriyor. Babası her geleni öperek karşılıyor her gideni "Hadi canım kızım işine git, hadi güzcl oğlum sen de biraz olsun git uyu. Ilkin bu halinizi görse çok üzülürdü" diyerek uğurluyordu. Cümbaş llkın'siz toplanamaz oldu. Ama biitün üyeleri llkin'in başında and içtiler. Onun pervasız kahkahalanna ya da tatıllerde biitün gün uyumasına artık hiçbiri asla karışmayacak. ^ tlkin Aydın önce daktilosunun daha sonraki yıllarda ise bilgisayarının başında. Arkadaşlarıyla birlikte (öndeki kırmızılı) çekilmiş boişapkalı fotoğrafta, tahmin edeceğin iz gibi, şapkaların tamamı Ilkin 7n. yerel muhabiri kendisini şikâyetçi olması konusunda ikna ctti. Ereğli Emniyet Amırliğı'ne şikâyetin yapılmasından sonra kuyumcu gözaltına alındı. Bu olayın şokunu henüz atlamamıştı arkadaşı Misoş'u aradığında. Ağlayarak olayı anlattı ardından da ilk sözü "Kuyumcuya da acıyorum; hasta bir annesı varmış, affetsem mi acaba?" oldu. Istanbul'adönerdönniezavukatı aracılığıyla kuyumcuyu affettiğini bildjrdi. Kuyumcu serbcst kalınca tlkin'i telefonla arayarak zıyaret ctmek istediğini söylcdi. Tclcfonda sankı çok yakın bir dostuyla konuşuyordu Ilkin : "Geçmiş olsun Hakan. Nasılsın iyi misin? Emniyet'te sana iyi baktılar değıl mi? Annen çok üzülmüijtür zavallı. Pcki yarın buraya geldığinde senı Boğaz'a balık yemeye götürürüm daha detaylı konuşuruz. Hoşçakal". Onun bu yaklaşımı arkadaşlarını çıldırtıyordu. "Abi şuna bak ya1 Kadın sanki kendisine sılah çeken birıyle değil dc kuzeni ya da kadim dostuyla konuşuyor. Allahım kımseyı akıldan noksan cylcme yarabbı. Elın eşkıyasını Boğaz'a götüreceğıne şu fakiri götür de sevaba gir lan !" Bu sızlanmalar Ilkin'i ırgalamiyordu bile. O her zamanki gibi saçlarını hoplatarak uzaklaşıp gitmışti. Ilkin mesleğe başladığında sırtında parkası, ayağında blucini ile daha içe dönük bıriydi. Ama aradan geçen yıllar llkin'in dış görünümünde olduğu kadar iç dünyasında da çok şeyı değıştirdı. Ilkin, şimdı daha çok sosyal yönü, insanlarla rahat ıletışim kurması, şıklığı ve bakımlılığı, şapkalan ve kahkahalarıylaanılıroldu. İkitelliotobüsü... Kaza günu öğle vakti gazetedcn ayrılıp Odakule'ye İSO Meclis toplantısına gıttı. Dıleğı toplantının kısa sürmcM. Bcyoğlu'nda volta atıp kahvc ıçmek istiyordu. Toplantı istediği gibi kısa sürdü. Çıkışta Show TV'dcn Melda Onur'un, "Ilkin arabamla seni gazetcyc bırakayım. Hadi gel, yol boyunca biraz laflanz" şeklindcki tcklifı hiç de hoşuna gitmcdı. Çünkükendisi Melda'yaTaksım'e kadar yürüme teklıf edecekti "Hayırhavagüzel benyürümek ıstiyorum" oldu yanıtı. Özlem'ın aynı yöndckıteklıfınıdereddetti. Istiklal Caddesi'nde yürüyüp bır kahve ıçtiktcn sonra Topkapı otobusünc bın di. Topkapı'dan da tkitellı otobüsüne... Gazetenin önündekı durakta otobüsten ındi. Otobüsün hareket etmesini beklemeden arkasından dolanıpkarşıyageçmekistedi. Acelesi vardı, geç kaldığını düşünüyordu, bir an önce haberi yazıp sayfaya yetiştirecekti. Tam otobüsü geçmişti ki karşi yönden gelen özel bir firmayaaitbir minibüsündarbesiylekendisi bir yana şapkası ve notlan bir yana uçuştu. Minibüs içindeki çuvallannın üstüne atıldığında sonu belirsiz bir yolculuğa çıkmıştı. Çapa Acil Servis'in kapısında hastane muhabiri meslektaşlan tarafından rcsimleri çekildi. Genç muhabirlerden biri (Muammer Bövelek) onu bir yerlerden tanıyordu. Kayıtlara bakıp ismini öğrendiğinde yanılmadığını gördü. Çünkü Ilkin'le Günaydın'da kısa süre de olsa birlikte çalışmışlardı. Ekonomi servisinde foto muhabirliği yaptıgı dönemde llkin'in poz poz resimlerini çekip kendisine hediye ettiğinde Ilkin, neredeyse boynuna sanlacaktı. O resimler llkin'nin şimdi sessiz ve öksüz evinin duvarlannı süslüyor. (Sol sayfadaki fotoğraf bunlardan biri) Derhal yakın arkadaşlarını arayıp haberdar etti. Haberi duyan Çapa Acil Servis'in kapısına yığıldı. Doktorlargelen telefonlardan ve ziyaretçilerden adeta bunaldılar. İlk gece kaldınldığı reanimasyon servisinin önünde 100'ü aşkın gazeteci dostudoktorlann yüz ifadesinden bir umut ışığı aradı. Annesi, babası ve ıkı kız kardeşi de Izmıt'ten koşup geldiler. O artık komadaydı.