02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4EYLÜL1994.SAYI441 KADIN 5 Kadın olmak kâfirlik değildir SUSAN SONTAG Sevgili Teslime Nesrin, sveç 'e geldiğini ögrenince rahat bir soluk aldım. Yine de değişmcyen bir gerçek var: Seni.canını kurtarmak için kaçmayazorladıkları.Ülkende senin gibi bir yazara, seninki gibi bir sese yer olmaması kendi başına bir suçlsveç'ın Bangladeş'tenolabilecckenfarklıülke olduğunu ve senin oraya gitmey i hep istediğini sanıyorum. Ama aynı zamanda Bangladeş'te bir yazarın bir roman yazdığı ve birkaç söy leşide doğru dürüst bir şey ler söyledıği içinöiümlc tehdit edılmeden yaşama hakkı olduğuna da inandığına kuşkumyok. Senin olay ın eğer buna olay demek doğruysa Ingiltere'de beş yıldır silahlı koruma altında yaşamaya zorlanan Salman Rüşdü'nünkiyle benzer bir olay olarak değerlendiriliyor.Geçenyıl"Lajja"yı (Utanç)yayımladın. Roman kısasüre sonra yasaklandı. Kâfırliklc suçlanarak mahkeme önüne çıkmak zorunda bırakıldın. Sanayakıştınlansuçuncezası ölümdü. Ancak senin durumun, kayıtsız kalamadığım bir başka yana sahip: Senin yazar bir meslektaşın olduğum gibi, aynı zamanda dünyanın yarısının dahil olduğu cinsiyeti seninle paylaşıyorum. Sen yalnızca yazar olarak yargılanmıyorsun. Sen aynı zamanda kadın oldugun için de yargılanıvorsun. Sen on dokuzuncu yüzyılınfslamdünyasınınasil kadınlanndansın. On sırada, büyük bir olasılıkla, kıtaplarında kadınların istismar edilmesini ve czılmesini yeren Mısırlı kadın yazar Neval El Saddavi yer al lyor. Senin dılcgctırdiklcrinılkkcz söy lenmedi yani... Senin peşinde koşulması, baskının ve yokluğun kıskacındaki Bangladeş'te bugün oynanmaktaolanpolitik bir oyunun gereğidir. Senin yaşamınıtehlıkeyesokan politıkgruplaşmalar, lngtltere'ye bugün bile Salman Rüşdü'yü öldürmekle görevli tetikçiler gönderen dünyanın bazı bölgelerindekı polıtık fraksiyonlara benziyor. Çağdaş kıtle politikası, büyük halk kitlelerini "harekete geçirmek için" sıradan, gerçekleri çarpıtıcı sözlere başvuruyor. Yakacak cadı arayarak, kamu önünde sözde duruşmalaroluşturarak kişileri karalama, baskı güçlerinin kendini kanıtlamasının ve ilgi toplamasının özelliklcri arasındadır. Bugün seni kovalayanlar.politıkçıkarcılardırkâfırlik kavramını saptırarak ezilen kadınları ve erkekleri, eziliş nedenleri konusunda kafa yormaktan alıkoymayı amaçlıyorlar. Sen, seni suçlayanlannilerisürdükleri I Temmuz 1994, Bangladeş. Nesrin 'in asılmasını isteyenlerin ytlanlı tehdit yürüyüşü... dım. Doktor olarak çalışmaya başlayıp toplumun çeşitli kademelcrinden insanlarla karşılaştığım zaman, ülkemde egemen olan acı, eşitsizlik ve adaletsizlik beni çok sarstı. Bunun hcsabı sorulmalıydı. Yapabileceğim tek şey, kalcme sarılmaktı. Öncc şi ire başvurdum. Daha sonra gazete ve dergilerde düzenli bir şekilde, özellikle Bangladeş kadınlannın sorunları üzerine yazılar yazmaya başladım. Bu yazılar, yalnızca aydınlara özgü dcncmeler değildi. Şiirlerime, yazılanma ve romanlanma, yazdığım her şeye bütün yürcğimi verdim. Doğal olarak karşılık buldum. Okurların, özellikle kadınların tcpkileri çok etkileyiciydi. Hiç kuşkusuz yazdıklarım, bana düştnan da kazandırdı. Özellikle köktendincilcr ülkemde bana karşı bir ncfret kampanyası başlattılar. Kadınların başkaldırmalarını teşvik ettiğimi söylüyorlardı. Dini ve dindarları karaladığımı dailerisürdüler. Bugün Müslüman bir köktendinci parti, Bangladeş'in demokratik hükümetinin koalisyon ortağı. Doğal olarak hükümeti, bana karşı girişimde bulunması için zorlamaya başladılar. Hükümct, üzcrindcki baskılara direnmeyi başaramadı. öncc, pasaportuma sudan nedcnlcrle elkoydular. Ardından bir romanım yasaklandı. Son olarak, Avrupa ve Hindistan'da yaptığım bir gezinin ardında, bir Hint gazetesinde yayımlanan sözde sözlerimden bana karşı tiksinti vcrici bir kampanya yarattılar. Hükümet, gözaltına alınmam için 4 haziranda bir bildiri yayımladı. Yeraltına sığınmaktan başka bir seçeneğim kalmamıştı. 60 gün saklandıktan sonra mahkeme huzuruna çıktım ve kefaletle serbest bırakıldım. öykümün geri kalan bölümü, sanırım sizlerce biliniyor. Bangladeş hükümetinin ülkemden ayrılmama izin vermiş olmasına karşın hakkımdaki dava sürüyor. Bugün, yani 18 ağustos günü, ikinci duruşmam yapılıyor. Ben buradayken Oakka'daki avukatlarım mahkeme salonundalar. Size kısaca hangi konularda yazdığımı anlatayım: Irk, cinsiyet ve din nedeniyie yapılan her türlü eşitsizlik ve ayrımcılığa karşıyım; yani ezilenlerden, hor görülenlerden yanayım. Kadınerkek, yoksulzengin, azınlıkçoğunluk arasındaki ayrımı oluşturup koruyan bir topluma, devlete karşıyım. Bir düş görüyorum; baskısız, eşitsizliksiz bir dünyanın, kadınlann kendi gücüy le ayakta kaldığı, bağımsız ve saygın olduğu bir dünyanın düşünü.. azınlıklann korku dolu bir yaşama, ikinci sınıf vatandaş olarak yaşamaya mahkum edilmediği bir dünyanın düşünü. Azınlıklann sessizlige, dehşete ve köktendinci deliliklere katlanmaya mahkum edilmediği bir dünyanın düşünü görüyorum; insanlan birbirinden ayıran kopukluklann yok edildiği bir dünyanın. Düşleri gerçek yapmak kolay degil ama, onlann gerçeğe dönüşmesi için bütün gücümüzle uğraş verebiliriz, vermeliy iz. Bu ödüle layık görerek bana verdiginiz onur, ideallerim için savaşma gücümü arttınyor. Karanlığını dünyanın birçok yerine yayan köktendinciliğe karşı savaşmayı sürdürmek istiyorum. Köktendinciler beni susturmak istiyorlar; çünkü ben, kadınlann toplumun eşit haklara sahip üyeleri olarak özgürce ve eşitlik içinde yaşamalannı istiyorum ve aynı zamanda İnsan yaşamının akıl ve bilimle yönlendirilmesi gerckir, batıl inançlar ve cehaletlc degil,' diyorum. Çoğulculuğu reddeden, kişiye kendi kararlarını verebilme hakkını tanımayan tekelci bir yönetime kadınlann ve erkeklerin boyun eğmeye zorlanmadığı insancıl bir düzen istiyorum. Yoksulluk ve yokluğun agır koşullan altında var olan uzak bir ülkeden gelen biri olarak Isveç'in toplumsal düzen ine, onun vurguladıgı adalet ve düşünceliliğe hayranım. Politik kültürünüzün başkalarına öğreteceği çok şey var. Bu ülkeyi ve onun kurumlarını kutlamak istiyorum.. Her yerdeki yazarlarla dayanışma içinde olan PENklübe olan hayranlığımı da dilegetiriyorum. Kalemle kılıç, aydınlık güçlerle karanlık güçler arasında ölümüne bir savaşın sürdüğü zamanımızda, başta yazarlar ve sanatçılar olmak üzere tüm akılcı insanların görüş birliğinde olmalarının önemi çok büyüktür. Şu anda yaşıyor olmamı, bu birlikteliğe borçluyum birçok ülkenin yazarlan benim yaşamayı sürdürebilmem için güçlerini birleştirdiler. Bu borcu asla ödeyemeyecegimin bilincindeyim ama, lsveç PENklübünün ödülüne la gibi Kuran'ı değiştirme gibi biröneri getirmedin. (Zaten suçlamaların grotesk yani dabu: Nasıl böylesine büyük birdinin temelini oluşturan bir metin değiştirilebilir ki?..) Senin yaptıgın, şeriatın bazı kurallanndabelirlidcğişikliklcr yapılmasını istemekti. Şeriat, alışkanlıklar ve gelenekler getirici yüzlerce yıllık yasaların toplamıdır ve diğer bütün yasalar gibi zamanagöredeğişiklik yapılmasını, reformdan gcçınlmesini gerektirir. Yaptıgın kâfirlik bıle olsa seni yine de savunurdum ama, senin kâfırliklc suçlanman tümüylc abestir. Söylemesi gereksizama, ikimizin de dahil olduğu insanlığınyarısınaözgürlükistemen ar.lamına gelen şeriatın reformdan geçirılmesi hedefini destekliyorum. Bangladeş, ülkedcki kadınların durumu düzeltilmedcn, hcm erkekler hem de Susan Sontag: " Yakacak cadı arıyorlar." kadınlar için adil bir toplum haline gelemez. Senin başına gelenler, bana kalırsa yüzyılımızın çok iyi bilinen birgeleneği olan farklı düşünenlere baskı yapmanın yeni bir ömeği değil. Bu, aynı zamanda kadının sürek avına tutulmasıdır. YüzyıllarcaAvrupa'dagörülencadı avlamada olduğu gibi bugün lslam ülkelerinde yaşanan da kadının birkezdaha hedcftahtası haline getirilmesidir boyun eğtneyen, saçını erkeğe süpürgc etmeyen kadının. Senin pcşine düştüklerinde, bütün kadınların peşine düşmüş oluyorlar; aynen özgürce görüş bclirtmc cesaretine sahip olan yazarlann da kovalandıklan gibi. Sıcak dayanışma duygularım ve sürgünde güvenlik ve ahenk içinde yaşayabilmendıleklerimle... ^ (Dagens Nyheter Gazetesi 'nden) yık olmak için elimden geleni yapacağım. Köktendincilerin bana uygun gördükleri ölüme henüz yakalanmadım. Bunda daha ne kadar başanlı olabilirim, bilmem. Sonum ne olursa olsun; akılcılık, hoşgörü, sevgi ve guzellikle yönlendirilen bir dünyaya olan inancımınsarsılmayacagınayeminediyorum. Son olarak, insan haklannın korunması, görüş belirtme özgürlüğünün ilkelerinc saygı duyulması için Isveç'in verdiği uğraşı kutluyorum. Hepinizeçokteşekküredcrim. ^ (Stockholm 'deki Tuchokky ödülütöreHİndeyapttğı konuşmanın metni)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle