Katalog

I8EYLÜLI994. SAYI443 vini biriktirmesini güçleştirir. Çocuk anne sütünc bağımlı olduğu sürece yumurtlamanın yenidcn başlaması olasilığı çok azdır. Bushman kadınları, emzirme sürcsini ıızatarak, gcbelik olasılığını dört yılı aşkın bir sürc geciktirebilmiş izlenimiveriyorlar." Harris'in kitabından ve bu araştırmadan haberi olmayan anneannem de aynı yöntemi biliyordu. Annemlere emzirme zamanlarında çok iyi beslenmeleri gerektiğini söyler ve kırk gün kendini onlara yedirir içirirdi. Çünkü bunun için gerekli diyet, hayvansal ve bitkisel proteinler yönünden zengin ve nişastadan arınmış beslenmedir. Karbonhidrat tüketirse yeniden ki10 alacak ve yeniden yumurtlamaya başlayacaktır. "Bu durumun karşıtı, alınan besinin düşük kaliteli olması nüfus artışına yol açacaktır. Bunun anlamı da ya çocuk düşürmc oranı ve çocuk öldürümleri zorunlu olarak artacaktıryadaalınanproteinmiktarındaşiddet1 a/altmalar yapılması gerekecektir. 1 Bostwana Bushmanlan arasında görülen şimdiki nüfus artış oranı yılda yüzde 5'tir. Bu artışla nüfus her 139 y ılda iki katına çıkar. Eğer eski taş çağının yalnızca son 10.000 yılında bu artış oranı sürdürülmüş olsaydı, Isa'dan önce 10.000 yılında yeryü/ünün nüfusu 604.463.000.000.000.000.000.000 olurdu. Doğurganlık döneminin 16 yaşından 42 yaşına dek uzadığını varsaytn. Uzun süreli emzirme yoksa bir kadın on iki kez gebe kalabilir. Emzirme yöntemi ile gebeliklerin sayısı altıya düşer. Yaşlı kadınlarda cinsel birleşmelerin düşük oranda olması da bu sayıyı beşe indirir. Kendiliğinden olan düşükler ve hastalık, kazalardan ileri gelen çocuk ölümleri potansiyel insan çoğaltıcılannın sayısını dörde kadar azaltır bu rakam nüfus artışının sıfır olduğu bir dizgede uygun görülen rakamdan iki fazladır. O zaman "ekstra" iki doğum, çocuk öldürmenin birbiçimiolanbakımsızbırakmayoluylakontrol edilebilir. Optimal yöntem yalnızca kız bebekleri bırakma yoludur, çünkü tekeşliliği uygulamayan topluluklarda çoğalma oranını belirleyen, bütünüyle üreme çağındaki kadınların sayısıdır. Anlaşıldığına göre bizim taş çağı atalarımızın nüfusu dengede tutabilme yetenekleri çok üstündü, ama bunun bir maliyeti vardı o da çocuk yaşamlannın savurganca harcanmasıydı." (Aynı kitaptan) ler. Devletdüzeyindeki toplumlarda ise 20. yüzyılın savaşlarının hiçbiri savaşan halklann uzun vadeli çoğalma hızını düşürmeyi başaramadı. (1. ve 2. Düny a, Kore, Vietnam) Band ve köy toplumlarında savaşta çocuklann öldürülmesindc cinsel ayrım yapıldı. 18. yüzyıldaLondra'nınveöteki büyük kentlerin caddelerinde ya da fışkılıklarında çocuk cesetleri görmek seyrek rastlanan bir görünüm değildi. Kilise avlusuna bırakma eylemi de yaygındı. Bulunan çocuklann bir yere konması gerekince hastaneler ortaya çıktı. Bu hastanelerde devlet, öldürme hakkını tekeline aldı. 1756 ile 1760 arasında Londra'nın ilk buluntu bebek hastanesinc 15.000 bebek kabul edildi; bunlardan ergenlik çağına kadar yaşayanlann sayısı yalnızca 4.400. Nüfus sayımlannın başka yerlerden daha güvenilir olduğu lsveç'te 1770'lerdc,doğumları kayıtlara geçmiş bebeklerin yüzde 21'i yaşamlannın ilk yılı içinde ölmüşlerdir. Avrupa'da dolaylı ve dolaysız bebek öldürmeleri uygulaması belki de ortaçağlardaki kadar geniş çapta sürdürüldü. Bugün bile birçok toplumda erkek bebeklerin bakımındakayırmacılık, ülkemizdahil.yaşanmakta olan bir gerçektir. Bu sistemin işlerliğini koruyabilmesi için de hiçbir kadının herhangi bir erkek kadar değerli ve güçlü olduğunu düşünmesine izin verilemez. Dünyanın her yerinde ve döneminde hızlı teknolojik değişme dönemi aynı zamanda hızlı bir nüfus artışı dönemi deolmuştur. Nüfus artışı ana babalann kazançlarıyla da ilişkilidir. Çocuk yetiştirmenin maliyeti günümüzde nıaddi ve manevi çok yüksektir. Buna karşılık günümüzde sürcn savaşların hepsinde kurbanlann büyük çoğunluğu kadınlar ve çocuklardır. lşte Bosna katliamı sürmekte, işte Halepçe, işte Ruanda.... Kültür kendi nüfus planlamasını, hiç acımasızca yapmıştır ve yapacaktır. Bu, önlenemez bir doğal çe vrimdir. Nüfusun var olan kaynakları tehdtt etmesi toplumlan kaygılandınr ve önlem almaya zorlar. llginç olan, sistemin devamlılığına olan taleptir; ataerkil sistem, savaşı sürdürebilmek için doğuma ihtiyaç duymaktadır. Ataerkil sistem için kadınların istemedikleri gebeliklerle boğuşarak ölmelerinin bir sakıncası yoktur. Çünkü kadın, kendini bir erkekle eşit görmemek zorundadır. Bunun karşıtı eğitim sonucu doğurganlık azalmaktadır. Dünyanın her yerinde eğitilmiş kadının istenmeyen gebelikleri önlemedeki başarısı ona toplumda yer açacak başarıların anahtan olacaktır. lstenmeyen de budur. Yukarıdaki tüm örneklemelerde görüldüğü üzere sorunun "bebeklerölmesin"olmadığıaçıkvekesindir. Kahire Konfcransı'nın bize öğrettiği bir diğerönemli gerçek ise kadın politikası oluşturmak için "dişi" olmanın yeterli olmadığıdır. Yoksa bir kadın başbakana sahip olmanın başka ağırlıklan ve sevinçleri olurdu. Kalkınmamızın sadece ekonomiye bağlanması, kültürle ilişkisinin kopukluğu da unvanlarla bilgi arasındaki kopukluğu göstermektedir. ^ PAZARIN PENCERESİNDEN Kürtaj mı gerek? SELÇUK EREZ ısır'm başkentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus ve Kalkınma Konferansı'ndaki tartışmalar gazetelerimize yansımaktadır. Konferansı düzenlemiş olanlann amaçlan hızlı nüfus artışının yol açtığı sorunlann Çözümü için çarelerin aranmasıydı. Bunlar içinde aile planlaması ile ilgili stratejilerin tartışılması olduğu gibi, sosyal hizmetlere ayrılan bütçelerin genişletilmesi, üreme sağlığı ve Üçüncü Dünya ülkelerinin kalkınması gibi sorunlann da tartışılması vardı. Meselenin ciddiyetini vurgulamak için Nüfus Konferansı'nayerleştirilmişolan bir "Demografik Saat" konferansı izleyenlere dakika dakika, ülke ülke, dünya nüfusunun artışını izleme olanağını saglıyordu. Bu saate göre mesela geçen pazar (11 Ey lül 1994 günü dünyanın nüfusu 5 milyar 681 milyon 584 bine varmıştı. Çin 1.2 milyarla başı çekiyordu. Bu hızlı artışın yol açtığı felaketler, durdurulamadığı takdirde dünyanın herhaflgi birkuyrukluyıldız çarpmadan ve kıyamet kopmadan sonunu getirecek boyuttaydı. Bu konuda değişik düşünenyok! Dünyanınbu hızlı nüfus artışı nedeniyle felakete doğru koşmasını yavaşlatmanın bedeli 17 milyar dolar olarak hesaplanmıştır. Bu bedclin üçte ikisinin gelişmekte olan ülkelerce ödeneceği, ancak üçte birinin hali vakti yerinde olan ülkelcr ve bu ülkelerin denetimindeki örgütlerce karşılanacağı öngörülmüş... Bugün gelişmiş ülkeler bu giderin ancak dörtte birini karşılıyorlar. Felakete gidişi frenlemenin en etkin yollanndan biri geri kalmış ülkelerdeki kadınları eğitmektir: Birleşmiş Milleler'in îyi Niyet Elçisi olarak konuşan Jane Fonda bunu vurgulamış! Kürtaj ınbu felakete gidişin önlennıesinde bir yeri var mıdır? Kürtaj bir doğum kontrolü metodu mudur? Bugün yeryüzündeki ülkelerin yüzde 40'ında, genellikle on ikinci gebelik haftasından önce gebe kadın ve varsa eşi istedikleri takdirde gebeliğe son verilmesine izin veren yasalar yürürlüktedir. Niçin? Çünkü bugüne gelinceye kadar geliştirilmiş bütün aile planlaması yöntemlerinin az ya da çok belli bir başarısızlıkla sonlanma oranlan vardır ve hiç kimsenin kullandığı aile/planlaması yöntemi başarılı olmadı diye bir çifti ötnürleri boyu sıkıntısını çekecekleri sosyal, psikolojik ya da ekonomik bir sıkıntıya mahkum ctmeye hakkı yoktur! Bu biir; başka nedenler de vardır. Çok genç ya da çok ileri bir yaşta, yeni doğum yapmışken, çocuk emzirirken vb. de bazen gebe kalınabilmektedir. Bu koşullarda gebe kalınmasının anne adayının hayatını tehdit edici komplikasyonlara yol açabilecegi iyi bilinmektcdir. O zaman da kürtajı esirgemek insanlıkla bağdaşmaz.. Annenin gebelikle bağdaşmayan hastalıklan.ırzageçilmesi sonucu oluşan gebeliğin devamının ve sonuçlanmasının yol açacağı ağır psikoloj ik hatta psikiy atri k sorunlann da tartışılması vebugibi durumlarda kürtaj in gerekip gerekmeyeceğinin sorulması "abes"tir! Bütün bu gerçeklere rağmen Kahire'de ne olmuştur? Bütün sorunlara yeterince zaman ayrılmadığı, sadece kürtaj tartışmalarının gündemi doldurduğu bir konferans haline dönüşmüştür. tran ve Vatikan gibi din temeline dayanan yönetimli devletler kürtaja karşı gerekçesi dinî tutumlanyla kıyameti koparmışlar. Yol açtıkları tartışmalarla nüfus artışının engellenmesine yararlı olmamakla beraberetkiledikleritopluluklara(etkilerini vurgulayıp sürdürme amacını taşıyan) mesajlar yollamışlardır. Sonuçta ne olmuştur? Hızlı nüfus artışının yol açtığı birçok mcscle yeterince Çocuk kız olursa... Sadece taş devri örneklemesi vermekle yetinmeyeceğim, çünkü nüfus artışlarının olduğu tüm çağlarda, kültürlerde bu büyümey i durduracak "şiddet" çareleri üretilmiştir. Azteklerde savaş ve kurban, nüfus artışını düzenlemeye yönelik sistemin bir parçasıdır. Çin'deki kız çocuğu düşmanlığı bugün bile tüm hızıyla sürmektedir. Eskimo gruplarında ve Yanimamo'larda (G. Amerika yerlilerinde, kız çocuk öldürme oranlan yüksek ve gerçeği gizleme ; girişimi yok. Savaş olgusu erkek cocuklannın yaşatılması için bir gcrekçe oluşturmaktadır ayrıca. Savaş, kadınların sayısını şiddetle etki tartışılamamı^u n v üc bagla) IU olmayan bir karar taslağında "kürtaj bir aile planlaması yöntemi olarak kabul edilmez!" cümlesi başaalınmıştır. Yukanda belirttiklerimizin ışığında bu cümlenin taslakta var olması, olmaması, başta ya da sonda bulunmasının anlamsızlığı ortadadır. Sonra "kürtajın yasal olduğu yerlerde güvenli ortamlarda yapılmasını" öneren bir cümle de eklenmiştir... Ziyan edilen bu konferans, 21. yy. eşiğinde bile insanlığın ilerlemesine, uluslararası örgütlerin tüm insanlığın mutluluğu için yollar aramasına engel bağnazlığın hâlâ gündemde bulunduğunu, Norveç Başbakanı Gro Harlem Brutlandin "Dinin bazen etkili nüfus siyasetinc büyük bir engel oluşturdu"nu söylemesi Kemal Atatürk'ün "sorunlann çözümlenmesinde tek yolun bilim oluşturduğu"nu açıklayan "En Hakiki Mürşit . îlimdir!"sözününgeçerliliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Hızlı nüfus artışının getirdiği fakirlikle, çevre kirliliğiylc savaşmanın en ctkin yolu yobazlıklangidermektir! ^