22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 Erkeklerin kurguladığı klasik ütopyalardan sonra şimdi de kadın ütopyalan gündemde. Kadın yazar ve düşünürler ütopyayı yalnızca yazmsal bir tür olarak değil, büyük bir sosyal hareket olarak algılıyorlar. Erkeklerin yarattığı ütopyalar benzerlikler, kadınların yarattığı ütopyalar ise farkhlıklar üzerine kurulu. CUMHURtYET DERGt. 24 TEMMUZ 1994. SAYI435 Kadın ve ütopya NESRİNARMAN V e kadın kendi bakış açısıyla ütopyayı da yeniden yarattı. Feminist öğretinin önemli kilometre taşlanndan biri haline gelmekte olan kadın ütopyalannın klasik ütopyalardan en büyük farkı aynılık/bcnzerlik ya da benzeştinne/aynılaştırma üzerine değil, farklılık ve ccşitlilik üzerine kurulu olması. Ve kadınlann yarattığı ütopyalar, gündelık hayatın çok içinde olmasına özen göstcrilen denemelerden, şiirlerden, eleştiri ve incelemelerden, bilim kurgu ve günlüklerden yansıyorbize. Ütopya Sir Thomas More'un, Grekçe'de hiçbir yer anlamına gelen ou topos ve iyi yer anlamına gelen eu topos sözcüklerıni cinas yaparak birleştirmesiyle oluşmuş bir sözcük. Günümüzde hem özlenen bir ideali hem akıl dışı tasarılan yüklenen bir anlamı içeriyor. Değişkcnlik ve durağanlık. Geçmiş ve gelecek. Kadınlar için başka, erkeklcr için başka. Erkeklerin kurguladığı klasik ütopyalar Zamyatin'in 'Biz'i, Aldous Huxley'in 'Cesur Yeni Dünya'sı ve Orvvell'in '1984'üyle cöküşü ilan etti. Şimdi ütopyalann görkemli bir biçimdc boy verdikleri yeni bir orman var: Kadın yazarlar ve düşünürler. Ve ütopya burada yalnızca yazınsal bir tür olarak Yeni ütopya ortnanı değil, büyük sosyal bir hareket olarak algılanıyor. Zaten bizatihi feminizm tüm patriyarkal sistemi reddetmesiyle temel bir ütopya değil mi? O haldc ileriye yönelik projeler arasında yer alma hakkı pckâlâ var demektir. Erkekler için özgürlükten kaçış olan ütopya, kadınlar için tam tersine özgürlüğe ulaşma yolu. Çünkü kadınlar, cinsiyet kalıplan içinde tutsaklıklanna elveda demek için bu kısıtlamalan yok etmek amacındalar. Erkeklerin düşsel cenncti Arkadya dağlann gerisindeki mutluluk ülkesi yerine gerçek bir geçmişi canlandırma peşindeler. Kadın ütopyacılann en büyük düşlerinden biri ise, savaşlann tarihe karıştığı bir dünyada, "Anne, savaş denen şey de neydi" sorusunu yöneltecek çocuklar doğurmak. Bu bile, klasik erkek ütopyalannda teknolojinin şiddete uyarlanmasından ne kadar farklı bir kurguyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Teknoloji, kadın ütopyalannda da var elbette; ama kullanım alanı kültür, sanat ve insani değerlcri asla yok saymayan diğeralanlar. Klasik ütopyalan okurken en çok dikkatimizi çeken noktalardan biri de kadınlara gerçek anlamda hiçbir rol verilmemcsi. Bu ütopyalarda kadınlar şimdikindcn pek farklı konumlarda görülmüyorlar. Dahası yalnızca kadın kimliği değil, erkek kimliği de çok farklı olmuyor; ütop yalan düşleyen erkekler ne denli çabalasalar da var olan kadın ve erkek rollerinin olmadığı bir dünya hayal edemiyorlar. Kadınlara vertleıt rol Kadın ütopyalannın öyküleri ise bambaşka. Bu ütopyalarda, kadın lar erkek ütopyalanndan çok farklı zamanlarda ve konumlardalar. Anarşist, hiyerarşi karşıtı, eşitlikçi, teknolojiyi insanlık adına kullanan, bireysel ilişkilerini alabildiğine dcrinlikli yaşayan, sanatı neredeyse kutsallaştıran, kişisel gelişmeyi toplumsal gelişmeyle bütünleştiren kahramanlar bunlar. llkkadınütopistlerolarakalabileceğimiz Frances VVright ve Mary Wollstonecraft erken 19. yüzyılda Ovenci yaklaşımlanyla geliştirdikleri ütopik projelerde çok geçmeden hem köleliğin kaldınlmasını hem de kadının bağımsızlığını oalan bir kurmaca yapıt da Monique Wittig'in 'Gerillalar'ıdır. Gerçek yaşamda bu topluluklara daha yakın tarihli karşılık, 17. yüzyılda ıspanyollardan geçit vermcz And Dağlan platolanna, Puna'ya kaçan Pcrulu yerli kadınlardır. Toplum içindeki czilişlcrini pekiştiren sömürgeci ideolojiyi şiddetle reddcden bu kadınlar, ilk lnka ve sömürgeci dönem öncesi ilişkileri ve dınsel ınanışlan da bünyelerine katarak kendi toplumlarını kurdular. Büyücülük vc dinsel inançlara aykırı ayin düzcnlemeklc suçlanan bu kadınlardan biri, ezılişlcrinin benzeri görülmemiş biçimini şöyle bclirtir: "Evren Puna 'daki kadınlar., Günümüzün eşitlik düşü, devlet öncesi eşitlikçi toplumlarda gcrçekten yaşanmıştı. Batılı fcministler, gencllikle, cinslcrin rolleri aynştınldığında hiycrarşinin kaçınılmaz olduğuna inanırlar. Ama farklılann eşitliğinin tam tersine, Girit'teki Minos uygarlığında çift cinsiyet rolleri tcmel alınarak her iki cinsc de bedenlcrini dilediklerince kullanma konusunda büyük özgürlük tanındığını görüyoruz. Öte yandan, ilk ayrılıkçı toplumlann, benzcri görülmemiş bir boyun eğişe zorlanmayı reddederek patriyarkadan kaçan ve silah gücüyle savunduklan homososyal topluluklar kuran kadınlarca yaratıldığı çok güçlü bir olasılık. Amazonlar olarak da bilinen bu toplumların tarihsel geçerlilikleri, diğer tarihsel konulardaki yetkinlikleri dc göz önüne alınarak; Herodot, Plutark, Arrian gibi antik dönemin seçkin yazarlarınca ve tarihçi Emanuel Kantor gibi bazı çağdaş bilim adamlannca da kabul edilmektedir. Bu toplumları konu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle