02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURÎYET DERGİ. 24 TEMMUZ 1994. SAYI435 CEZAYİR 5 Cezayirli kadın yazar Assia Djebar: "Yaznıak, tessettürü atmaktır., Tarihbilimci Assia Djebar 'la tsveç'te yayımlanan Dagens Nyheter gazetesinin sorularını yanıtladı. Ozctleyerek yayımlıyoruz. • Toplumumuzda büyük zıtlaşma lar, sınıf, din ve aynı aile içindeki yaşatn biçıminden kaynaklanıyor. Buna, bizim başkaldırma ve toplumsal adalet isteme gelenegimizi ekle, o zaman bazılan içın iki kez zenginlik anlamına gelecek bu durumun, Şili ile lran modeli arasında sıkışmamızdan ötürü kan dökülmesine yol açmasının nedenini anlarsın. 9 Tesettürlü gezen, evlerinin arka bahçelerinden başka biryerde dıledıgi gıbi davranamayan yakın kadın akrabalanmı düşünüyorum. Ama aynı zamanda, geleneksel kadın dünyasının önemli kısmına damgasını vuran Islam kültürüne de saygı duyuyorum. Banyo yapmanın mahremligine, yaşlı analann anlattıklan masallann gizemine... • Son romanım "Loin de Medine" de (Medine'den Uzakta), Cezayirli kadınlara sesleniyorum: "Sizi zorladıklan kadın geleneklerinden farklı geleneklerde var .Gidin kütüphanelenn mahzenlerine, eski yazıtların peygamberimizle ilgili neler yazdıklannı okuyun!"Ben öyle yaptım. Peygamber'in çevresindeki kadınları tanımaya çalıştım. • tnsan dinine inanan kadınlara, başka modeller de olduğunu göstermek istedim. "Loin de Medine"ye başladığım zaman, o kanlı ekim haftasını yaşamıştık (1988). Günümüz Cezayir'ini de anlatmaya çalıştım. Başkişim Fatima bana sözcülük etti. Bir keresinde camideki arkadaşlanna kızıyor. Onlara, bir zanıanlar ateştiniz, şimdi bakın halinize, külden ibaretsiniz! Üstelik, lslamın sütünde de banyo yaptınız, diyor. Şimdi, kurtuluştan 30 yıl sonra lslamın başlangıcındaki çatışmaları konu ediniyorsam bu, tarihin günümüze bir uyansı demektir. Kitabın yay ımlandığı yıl (1991) Alger (Cezayir)radyosunda bir saatlik bir programda geleneklerden neler öğrenilebileceğini anlaltım. Hemen ardından tesettürsüz bir kadının Kuran'ın adını ağzına alamayacağı şeklinde elcştiriler geldi. Bir süre öncesine dek ülkeme gidip gelebiliyordum. Eşim de Paris'te yaşayan sürgündeki bir Cezayirli ozan. Şimdi artık ülkeme gidemiyorum. Paris hiyerarşisine kapılmamak için, üniversitede öğretim üyeliği yapmam önerilerini geri çevirdim. Bıbliotheque Nationale'da Magrep tarihini araştırıyorum ve Cezayir Kültür Merkezi'nde tolara karşın hâlâ yazısız. Günümüzün Cezayir'inin mürekkebi kan. Oturup Cezayir ütopyasının dün gömüldüğünü anlamadan ölcn arkadaşlanmızın, meslektaşlanmızın matemini nasıl tutacağız? Kolonyal gece ve ağaran gün arasında beyaz sabah mı gördüğümüz? "Beyaz tabanda beyaz kare" diye imza attı Malevitj ve ekledi: "Ne var ki bu çöl her şeyi delip geçen nesnel duyarlılıkladolu" Eğerbiz o çölün ışığında dilimizi ararsak ve içimizde bizi öldüren kolektif çeresizlikten sıynlırsak, işte o zaman sözcüğün çekirdcgini bulacağız; bizim tek ve verimli anavatanımıçalışıyorum. • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, o ana dek öldürülen 25 kadının fotoğrafını sergiledim. Bu sayı bugün 100'ü aştı. • Üzüntünün beni yönlendirmesine karşı çıkıyorum. Aksi halde Cezayirli kimliğimi yadsımış olurum. Bugün ögle yemeğinde yiyeceğimiz sebzeleri seçme özgürlüğümün tadını çıkardım. Dıledigim gibi giyinmeyi severim. Paris'te butürözgürlüklerimin değerini biliyorum. Saatierce yürüyorum. Yazmak bana, neredeyse şehvete varan bir zevk veriyor. • tlk kitabımı 1957'de yayımladım. Onu öç kitap daha izledi. Ardından 12 yıllık bir sçssizlik geldi. Nedeni yazarlıkdilimin Arapçaolmasını istememdi. • Kendi yaşam biçimimi, yazarlık yaşamıma sokmak gerekli hale gelmişti. Ama, "Seni seviyorum" gibi bir şeyi Fransızca olarak nasıl yazacaktım Cezayir sokaklanndaki kanlar henüz kurumamışken? Tümüyle soyunmadan, Arapça olarak nasıl yazacaktım "ben" diye özel her şey bir kenara itilmişken? Dilimi değiştirmeye çalıştım; hatta Arapça birkaç şiir bile yayımladım ama, sonra takılıp kaldım. •Bunun üzerine, branş değiştirdim ve elime kamerayı aldım. Cezayir'de sokak sokak dolaşıp yaşlı kadınlann öykülerini saptıyor, görüntülüyorum. Bu çalışmalanmdan ortaya iki ayn belgesel film çıktı. Venedik Film Festivali'nde özel ödüle layık görülüyor. • Söyleşi yaptığım kadınlann önemli bir bölümü, benimle aynı kökene sahipti. Annemi, anneannemi tanıyorlardı. Beni kendi dilimizde, diyalekt Arapçasf nda kabul ettiler. Onlarla görüşerek kendimi, kadınlann kolektif belleğinin bir bölümü olarak gördüm. Onlann beni bütünleştirmesi sayesinde Fransızca'ya geri dönebildim. •Hemen ardından "Femes d'Alger" adlı öykü kitabını yayımladım. (1980). Bunu, dört bölümden oluşacak bir "roman kvarteti"nin ilk iki kitabı izledi: "L'amor, la Fantasia" ve "Ombre Sultane". •Kendimi yazarak anlatmak bana, tesettürü çıkartmanın yeni bir şekli gibi geliyor. Hatta derimi. Bunu başarabilmemin iki nedeni var. llki annemle babamın birbirini sevmesi. tkincisi ise çocukluğumun bana, lslama bağlılık duygusu vermiş olması. Bendeki güven duygusu işte bunlardan kaynaklanıyor. NOTRE 8 Mart Düıtya Kudmlar Günü 'ne kadar Cezayir 'de öldürülen kadın sayısı 25 'ti Bugün 100. rilince 1980'de Kabylien'deki ilk bunalımın kıvılcımlan doğdu. Böylelikle diller, toplumsal ya da bölgescl hamaklara asıldı; onların arasına no man's land (sahipsiz ülke) konuldu. Ortaya çıkan mat bir beyazlıktı: rüzgânn ve yalnızlığın, donukluğun beyazı. Üniversitelerde Fransızca ve lngilizce dışındaki biitün büyük Avrupa dillcri ortadan kaldınldı. Bu da, Cezayir'in geçmişinin yer aldığı Ispanyolca, 1talyanca ve Türkçe arşi vlerin işlevini yitirmesi anlamınageldi. Çevrilmeyen klasikler arasında "Doktor Jivago", "Bulantı" gibi yapıtlar var. Bunlar kara listeye alındı, ya da, tembel sansürün kirli beyazına. Belki de, atış tahtasının kara halkalarının ortasındaki bembeyaz noktaya demek daha iyi olur. Gençlerin bilincini arttıracak bu yapıtları yasaklamak işlerine gcldi. Böylelikle gcnçler kanatlanıp, araştırmanın gizeminc kcndilerini veremeyeceklerdi. Meraklı okurların aynasında kendilerini görüp yalnızlıklarından biraz olsun sıynlamayacaklardı. O söy lenemeyenlerin çölünde neredeyse duyulmayan sesler, şimdi gördüğümüz yanlmaya yol açtı. O beyaz scssizlık, kâğıdın bcyaz yüzü metnini ya da onun tıpkıbasımını bckliyor. Ya da hemen hemen her defasında gerçekten zaman zaman sapan çevirisini. Çevrilmeyen Cezayir'in beyaz yazısı? Günümüz Cezayir' i, tüm yazılt eylemlere, öfkelere ve protes Cezayir'in ilk kadın profesörü Assia Djebar, ülkesinin aynı zamanda en tamnmış kadmyazan. 1936 doğumlu yazarın sekiz romam, iki defilmi var. Sürekli olarak ölümle tehdit edildiği için yaşamını Paris 'te sürdürüyor. Son romanı Loin de Medine 'de (Medine 'den Uzakta/Türkçesi: Cep Yayınları), kadınları tarihi öğrenmeye çağınyor. Islamda kadınlar için gösterilen birdenfazlayol olduğunu, başlangıç yıllarındaki tslamla bugün zorla kabul ettirilmek istenen Islam arasında önemli farklar bulunduğunu ileri sürüyor. Yukarıdaki yazı, Isveç'in en büyük sabah gazetesi Dagens Nyheter'de Assia Djebar imzasıyla yaytmlandu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle