04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

E T A Y F U N diye tanımhyor siyasi görüşlerini. "Kırmızı Biber"i çıkarmaya karar verenler, Kasım ayında bir gazete ilanı vererek para kaynağı yaratmak istediklerini duyuruyorlar. tlgilenecek kişilerin 50 pounddan 10 Noam Chomcky bin pounda kadar yatırım yapabileceklerini açıklıyorlar. Bu duyurunun ardından, Harold Pinter ve Ruth Rendell gibi isimlerden yanıt alıyorlar. Zaten dergiye ilişkin hedefleri de başlangıçta öyle aman aman değil. ilk sayıyı 15 bin basıyorlar. Hedefledikleri abonesayısıise 12.000. Ancak Cumhuriyet'in Londra muhabiri Edip Emil Öymen dergiyi bulamayınca Red Pepper'ınbürosunuarıyor ve ilk sayının tamamen tükendiğini öğreniyor. lngilte Stlng re'nin sosyalist, feminist, yeşil, ve komünistlerine seslenmeyi hedefleyen dergi yeni bir muhalefet odağı olarak kendini belli ediyor. Dergi aylık ve 55 sayfa. Red Pepper'ın katkıda bulunanlar listesi yeni isimlerle kabanyor. Danışmanlar listesi de uzun: Milletvekili Jeremy Corbyn (Kürt davasına yakınlığı ile tanınır), Bruce Kent (Nükleer silahsızlanma hareketi), yazar Ruth Rendell gibi lngiltere'de çok tanınmışisimlervar. V R E T İ M O Ç Parasonınu Kirli dansa nokta kondu WSPA 'nın "Stop Dirty Dancing" sloganıylabaşlattığı kampanya, ayılarayöneliksistemli işkenceyeson verdi. yı deyince, kafamızda değişik imgeler oluşur. Bu imgelerden kimi kabasaba şeyleri, kimselerl anlatır, kimi, patavatsız, konuştuğunu bilmeyen insanları, kimi de sevimli ve sıcacık çocukluk anılarını getirir gözümüzün önüne. Bu kez, ayı, hiçbir yan anlam yüklenmeksizin, dosdoğru ayıyı anlatacak bize. Dört ayağı üzerinde yürüyen, homurdayan, balı çok seven, armudun iyisini yiyen, siyahı, kahverengisi, bozu, beyazı, gözlüklüsü, çeşit çesit ayı. Çoğumuzun çocukluk anıları içinde, sokak arasına sıkışmış bir 'dansçı ayı' görüntüsü vardır. Annelerimizin, "yaklaşma sakın, kaparl" diye bizi uzak tutmaya çalıştığı, "acaba kimi kapacak" diye merakla beklediğimiz, sevimli, süslü dansçı ayılar. Genellikle cilveli Naciye türküsüyle "hamamda 'karılar' gibi" bayılan, burnu halkalı ayılar. Dans eden ayılar, sadece Türkiye'de değil, Yunanistan başta olmak üzere, Balkan ülkeleri, dansçı ayı konusunda oldukça tecrübeliler. Burunlarında halka, zaman zaman dayakla göbek atan ayıların dansı, doğal olarak çoğu insanı rahatsız etmekteydi. Rahatsız olanlar arasına, lngiltere'de faaliyet gösteren Dünya Hayvanları Koruma Cemiyeti (WSPA) de katılınca, cıddi bir şeyler yapılmaya başlandı. A köy'deki alanın yapım çalışmalan bitinceye kadar hiçbir şeyleri kalmayacak. Kataraktı olan 2 ayımız, Hollanda'da bu iş için çalışan bir merkeze tedavi için gıdecek." Ayılapm geleceği güven altında W8PA işbasnda New8tatesman lngiltere'nin uzun yıllardan bu yana yayınlanan sol dergilerinden New Statesman, "Kırmızı Biber"in, gelişini memnunlukla karşılıyor. Tirajı gitgide düşüp 20.000'lerde seyreden derginin yöneticileri "Kırmızı Biber" için şöyle diyorlar: Sola ya da muhalefete ayrılmış alan gitgide daraldı. Hele son yıllarda kuruyup gitti. Ama şu anda sorunların sosyalist çözümleriyle ilgilenen, yeni çözümleriyle ilgilenen o kadar çok insan var ki sarkaç yeniden geçmiş günlereeğiliyor." ^| Harald Plntar Hllary Walnwrlght İlk kez 1992'de Yunanistan'da Lebarty adı altında 'Stop Dirty Dancing (Kirli Dansı Durdurun)' sloganıyla bir kampanya başlatıldı. Selanik yakınlarında Arcturos adı verilen merkezde toplanan ayılar, rehabilitasyonları tamamlanınca doğal yaşama salındılar. Dünya Hayvanları Koruma Cemiyeti (WSPA), Turizm Bakanlığı ve Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nin birlıkte yürüttükleri Dansçı Ayıların Rehabilitasyonu Programı, Nısan 1993'te gündeme geldi. Tamamen VVSPA'nın finanse ettiği program, Bursa'da Veteriner Fakültesi'nin bahçesinde bulunan boş bir hangarın ayılara uygun hale getirilmesiyle Başladı. Hemen hepsi Istanbul'dan gelen 16 ayı, bu barınaklarda tedavi altına alındı. Ekim 1993'ten bu yana tedavi altında bulunan ayılarda yüzde 80'in üzerinde iyileşme görüldü. Uludağ Üniversıtesi Veteriner Fakültesi Vahşı Yaşam Araştırma Merkezı Müdürü Dr. Hüsrev Doğan, bu konuda Cumhuriyet'e şu açıklamayı yaptı: "Hayvanlar ilk geldiklerinde, ziyaretçilerin önünde ayağa kalkıp dans etmeye başlıyorlardı. Çok üzücü bu durum, artık kalmamıştır. Şimdi bazı zıyaretçıler, teflerle gelip ayıları oynatmaya çalışıyorlar, ama ayılarımızdan hiçbir tepki alamıyorlar. Hatta bir keresinde, ziyaretçinin biri, tefi kafeslerin içine kadar soktu. Ayının sinlri bozulmuş olacak ki, adamın elinden kaptı tefi, kendine oyuncak yaptı. Bunca tedavi uğraşın meyvelerini toplamak çok güzel. Ayılarımız, yüzde 80 iyileştiler. Ufak tefek bazı davranış bozuklukları halen devam ediyor ama, ayılarımızın yerleştirilecekleri Karacabey Çiftlik Bugüne kadar yapılan çalışmalan aktarmak, yapılması gerekenleri tartışmak üzere düzenlenen kongre, 31 mayıs5 haziran tarihleri arasında Bursa'da yapıldı. Dünya'nın dört bir yanından gelen bılimadamları, hem projeyi yakından denetlemek, hem de diğer bilimadamlarıyla fikir alışverişinde bulunmak üzere toplandılar. Kongrenın son gününe kadar oldukça teknik konularda tartışan bilimadamları, son gün otelden dışarı çıkıp doğada nefes aldılar. önce Veteriner Fakültesi'nin ayıları barındıran Vahşi Yaşam Araştırma Merkezi'ne giden araştırmacılar, ayıları yakından izleme olanağı buldular. Ayılar, getirildikleri güne oranla oldukça fazla kilo almışlardı ve işkence gördükleri dönemlerden kalma yaraları tamamen kapanmıştı. Tedavi altına alındıkları ilk günlerde yanyana bile durmaya tahammül edemeyen ayılar, şimdi birarada oyun oynuyor ve yaşıyorlardı. Ancak bazıları, yaşadıkları kabuslu dönemlerin izlerini az da olsa taşıyorlardı. Durduğu yerde sallanan çok büyük bir tanesi ziyaretçilere hiç ilgi göstermezken, çok sempatik biri de her ziyaretçinin elini teklifsiz yalıyordu. Ayıların yanından güçlükle ayrılan bilimadamlarının bir sonraki durağı, Karacabey'deki Erikli Yaylası mevkii idi. Çünkü ayıların rehabilitasyonu tamamlanınca ve bu alanın ufaktefek birkaç işi de bitınce, ayılar burada doğal yaşama salınacaklardı. Doğal yaşam tecrübesi hiç olmayan sevimli ayılarımızı besleyecek olan bakıcının kulübesi, dış tel örgü ve su işleri biten alanın, şu an belirtilen eksikleri, içeride sadece caydırıcı olacak kadar az verilecek bir elektrikli tel hattı, bakıcı kulübesinin elektrik işleri ve dünyanın her yerinden doğal yaşamdaki ayıları görmek için gelecek turistleri taşıyacak düzgün bir yol. Bu yönü pek düşünülmemiş hertıalde. Türkiye, yabancı TV'lerdi bugüne kadar hiç olmadıgı kadar çok yeri bu ayılar sayesinde aldı. BBC, CNN gibi dünyanın önde gelen yayın kuruluşları bu ayıları sık sık ziyaret ettiler. Yapılan yayınlar sonucu, doğa hayranı ve hayvansever pek çok turistin Türkiye'ye akın etmesi bekleniyor. Bunu, yurtdışından gelen bilimadamları söylüyor. Ancak, ayıların barınacağı parka giden yol, arazi vitesli araçlarla bile çok sarsıcı ve uzun sürüyor. Bir gelenin bir daha gelmesi isteniyorsa, yolun bir an önce yapılması gerekiyor. Ama bu konuda ciddi bir sıkıntı yaşanıyor. Yol yapımı gündeme gırince, bugüne kadar projenin tüm finansmanını üstlenen WSPA kenara çekıliyor ve bu işl üzerinden atıyor. Böyle olunca, gözler Uludağ Üniversitesi'ne çevriliyor, fakat buradan da bir sonuc alınamıyor. Belediyelerarası çekişme de konuya eklenince, bu yolun ne zaman kim tarafından yapılacağı büyük bir soru işareti olarak havada kalıyor. Aydar turizml canlandracak Ülkemlzdeklayrtar Türkiye, Avrupa'nın en yüksek ayı nüfusuna sahip. Doğal yaşamda, 2 bin ile 5 bin arasında ayı olduğu tahmin ediliyor. Dansçı ayı olarak halen saklanan 240 dolayında ayı olduğunu da hesaba katarsak, yabancı bilim çevrelerinin Türkiye'ye neden bu kadar ilgı duyduklan ortaya çıkıyor. Ülkemizdeki ayıların hepsi aynı cins: Kahverengi Ayı. Bu ayı türü, 2530 yıl yaşıyor ve boyları, ayağa kalkınca 2,5 metreyi geçebili C U M H U R İ Y E T DER6İ 19 H A Z İ R A N 1 9 9 4 S A Y I 430
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle