Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Baiık Ayhan ırklarına göre değerlendirsı çalar mısın" diye soruyor mek, sınıflandırmak çok artık. kötü". Roman oluşu yüzünHep neşeyi mi anlatır Roden hiçbir baskıy la karşılaşman müziği? Yanıtı"hayır" madığını da söylüyor. Rooluyor. lyi bir müzisyenman müziğinin bu denli seden, örneğin Ali Duyarlar, vilmesini dinleyici ve seyirHaydarTatlıyaygibi "kahcisine bağlayan Kibariye ibı daha okkalflardan bir çin Romanlar çok neşeliler, taksim dinlediler mi gözçok duygusallar, doğuştan yaşlannı tutamıyorlar. Ama Klbarlye: Roman krallçasl müzisyenler ve müziğe abir de yeni nesil varki, en aşıklar. zından yüzde altmışı notayla çalışıyor ve bu popüleriik Şimdilerde hangi televizonlarınürünü. yon kanalında, hangi müzik programını ızlerseniz izleKahvenin müdavimi klaryin karşısınıza giyimiyle netçi Şevket Cicilli için Roşarkılarıyla "Roman'ım" manların müziğe olan eğidiyen bir başka kadın, Güllimleri "Kökten gelen bir lü çıkıyor. Müzisyenler şey". tlk başlarda kendi Kahvesi'ndekilerin"O bizkîmlikleri ve müzikleri için den değil, Almanya'da doğ"çekingen adımlar" atanlar muş, büyümüş" demelerine bugün "Ben Roman'ım" dikarşın ılk kasetinde Kasımyorlarsa bu gerçekleri ortapaşalılan anlatan bir şarkıya koymakta fayda bulmaya yer venyor Güllü. "Kalarından. Cicilli de Rosımpaşalıyım, eli maşalıman'la Çingene'nin farklı Oflllfl garçak Roman mı? yım. Çok şuganm ama yaninsanlar olduğunu vurguladan façalıyım. Kasımpaşalıyım eli maşama gereği duyuyor. Kaynaklar, her ne kalıyım. İçtim kafam kıyak biraz cilahyım." dar kutsal Hindu metinlerinin yazıldığı Karşı bütün savlara rağmen Güllü, Roeski Hint ari dili Sanskritçe'de Çingeman olduğunda ısrarlı. On ıkı yaşından ne'nin karşılığının Roman olduğunu yazsa da bu düşüncesınde ısrarlı Cicilli. Çin bu yana gazınolarda çalışan Güllü'nün Romanlığı ise baba tarafından geliyor. geneleri tanımlaması ise ilginç, "Onlar eşekle gezen insanlar. Keşke Roman olsaml Çingenelik onlardan Onu herkes Roman diye biliyor. Her geliyor. Çadırlarda, soprogramından sonra darbukacısıyla birkaklarda yatıyorlar" dilikte ceketini beline sanp attığı göbekleyor. rin sonucu bu. Roman müziğini TürkiBir başka klarnetçi ye'ye yayanın ve moda haline getirenin Erdinç Portakal da Cikendisi olduğunu söylüyor. Ve hiç çecilli'yi destekleyen bir örnek veriyor, " Çingenece diye bir dil var ve bunu Romanlar bilmiyor". Dili bilenler çiçek satıcılan ve ayıyla gezenler. Romanların da kendi dilleri yok değil. Onların dilinde para, "spali", git, "naş", yapma "alıklama" ve seni çok seviyorum "Metut but seviyorum". Bir de "Keriz edelim" demek var ama bu yüzden başlarına gelmeyen kalmıyor. Bir iş görüşmesı yapmaya gıttiklerinde işi beğenmışlerse "Keriz edelim" diyorlar, yani "çalalım". Karşılarındaki kişi ıse "A, bunlar beni kerizleyecek" dey ip tersliyor. şakrak, mutlu vm mDzlk dolular. Karşı koyamadıklan l*k f «y, dokuz ••klzllk rltlm. kıncesiz ekliyor, "Keşke Çıngene olsam... Çingene olmak Allah'ın insana verdiği bir lütuf." Erzincan Kemahlı Sarıoğullan'ndan subay babanın Giritli anneden olma oğlu Adnan Şenses, babasının bütün karşı çıkmalarına rağmen müziğe başladığı 196265 yıllannı Sulukule'de teneke bir evde, Safınaz'ın evinde geçiriyor. Nedeni, hocası Kadri Şençalar'a daha yakın olabilmek. Safınaz'ın kızına aşık olmak bir yana Romanlann yaşamını, eğlenmelerinı, hüzünlenmelerini izliyorbu üç yıl boyunca. Toplumun "Ben Romanım" diyenlere llle de Klbariye... Müzisyenler Kahvesi'ndekiler için "tapılacak" bir tek Roman şarkıcı var o da Kibariye. Türkiye'ye Roman müziğini yayan kişi olarak da onu görüyorlar. On dört yaşından bu yana şarkı söylediğini anlatan Kibariye ise Roman olduğunu hiç gizlememesiyle övünüyor. "Kanımca" diyor Kibariye, "insanları din, dil ve C U M H U R İ Y E T D E R G İ 2 9 M A Y I S 1 9 9 4 Çlngen*ler Zamanı fllmlndan bir gArflntO. Türk Çlng*n«l*rl İçin "o zaman " f Imdl. S A Y I 4 2 7 burun büküp bakmalarına, onların da komplekse kapılmalarına tanık oluyor. Bu kompleks, eziklik, sonunda ınkara varıyor," Biz Çingene değiliz". Ama bugün toplum daha hoşgörülü Şenses'e göre. Kimseler, dillerine dinlerine bakılıp değerlendirilmiyor. Çünkü toplum artık onların dünyasına özeniyor. Onlar da bu özentiye bakıp "Çok şükür Romanız"diyebiliyorlar ve kendi müziklerini yapabiliyorlar. Adı Ayhan Küçükboyacı. Lakabı, Balık. "Yerli Çingeneler Zamanı"nm kurucusu ve darbukacısı. Amacı, Roman duygusunu yaratacak bir müzik yapmak, artık dansözün ya da solistin arkasında çalmak istemiyor. Program sırasında göbek atılmasına da bu yüzden tahammülü yok. Sekiz kişilik grubuyla çalıştığı barlarda göbek atılmaya başlanınca müziği kesıyor. Bir başka amacı da Türkiye'ye darbuka diye bir enstrümanın var olduğunu ve evrensel müziğin onunla yakalanabileceğini göstermek. Türkiye'de Çingenelere ilişkin yaklaşımda değişen pek bir şeyin olmadığını düşünüyor. Balık Ayhan'ın böyle bir derdi de yok. Onun kavgası darbukasıyla. O da bir Kibariye hayranı. "O bir Roman kızı ve gerçek bir ses kraliçesı" diyor. Artık her yerdeler. Kendi gruplarını kuruyor, kendi şarkılannı söylüyorlar. Kasetleri binler satıyor. Gazinolar, tavernalar bir yana barlarda sessiz, danssız sadece müziklerinin dinlenmesini istiyorlar. Kısacası bugün Romanlığın keyfıni çıkarıyorlar. ^