Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BAŞKEIU GÜNLERİ M Ü Ş E R R E F H E K İ M O Ğ L U SARAYBOSNA Bestecilerle dans edenler C dıyor, çalgıcıların tersliğinden söz ediyorlar. Başta Foster, konsertmaıster ve tüm üyeler başkentlı dınleyıcılerın coşkusundan çok hoşlandı. Bir orkestranın ıkı kez bıs yapması az yaşanır bir olay. Son konserde yapıldı. And Evi'nde bir gece yemeğı izledi konseri. Şimdi gökdelenler arasında kayboluyor ama Ankara'nın güzel evlerinden biri, çoksesli müzik yaşamında önemlı yeri, bir tarihi var. Güzel konserler verildi salonlannda. Mutfağı da, gözü de, damağı da okşuyor. Yaprak sarmalarını leblebi gibi yedi Monte Carlo Orkestrası çalgıcıları... 11. Festıval güzel noktalandı sözün kısası. Bence noktalı virgül demek gerekır. Hemen kolları sıvayıp 12. festıvalın çalışmalarına gırişmek gerekiyor. Başkent Ankara bu festivali öz olanaklarıyla başarmak yollarını zorlamalı artık. Destek veren fırmaların sayısı çoğalmalı, belki de bir festıval fonu kurulmalı. Bu önerim, festival konserlerının gördüğü ılgiden kaynaklanıyor. Başkentliler "kültürle işim yok" diyen RP'li yöneticilere tepki gösterir gibi konserleri, bahar sergılerıni, Devlet Tiyatrosu'nun Ankara Buluşması'nı ilgiyle izllyor. Bu ilgıyi örgütlendırmek gerekir bence. SANART'a da görev düşuyor bu yolda. Biraz da dıplomatık trafıkten söz edelim mi? Yok, Dışışlerı Bakanı Hikmet Çetinin trafiğinden değıl. Başım dönüyor, izleyemıyorum onu. Polonya Ulusal Günü'nde gördüm, kapanış konserine geleceğıni söyledi, ama gelemedi. Son dakikada nasıl bir konu gündeme geldi kımbılır. Polonya Elçisj Hensel dilimizi çok iyi konuşan bir diplomat, eşi sanat eleştırmeni. Kaynanası yüzlerçe Tück şiirini Polonya diline çeviren bir Türkolog. Elçilikteki toplantıların havası çok sıcak sözün kısa11. Fastlvalln kapanif konsarlndan sonra And Evl'ndakl gac* yamaglnd* Suna Kan, SavoJ, M*hm*t Basman M. Haklmoglu II*. sı. llişkiler de giderek gelişiyor. Konuklar arasında Polonezköy Muhtarı da var. lar onlar. Müzik dalının parlayan yıldızları, ACumhurbaşkanı Demirel ile Polonya'ya tatürk devrimlerinin güzel uzantıları... Yabangiden Polonezköylü. Belki de duydunuz, öcı diplomatları da izledim konserde. Batılı nümüzdekı günlerde, sanırım temmuzun idiplomatlar hayran ve şaşkın. Elbet şaşırırkincı haftasında Walessa geliyor ülkemlze. lar, AB'de az rastlanır çalgıcılar, ama bir de önce Ankara, sonra Istanbul ve Polonezköy. politikacılar var! Demokratıkleşme paketlni Beyoglu'nda Adamskı Sokağı'nda da bir yügündeme getirmeyenler... rüyüş yapar belki. RP'li Başkan da eşlık eKapanış konserıne SHP Genel Başkanı ve der! Cumhurbaşkanı Demırel'ın VValessa oBaşbakan Yardımcısı Murat Karayalçın, nuruna vereceğı yemekte bir de konser dinGenel Sekreter ve Kültür Bakanı Flkıi Sağleyecek Polonyalı konuğumuz. Nasıl bir konlar ve eşleri de geldi. Gelmeleri gerekirdi, ser derseniz, henüz belli değil. Dünyaca üngerekeni yaptılar bence. Anakent Başkanlığı lü operacımız Leyla Gencer'in Polonyaca döneminde Karayalçın ve arkadaşları sanat söylediği aryalar çınlıyor kulağımda. Çankave kültür etkinliklerine büyük destek verdl. ya Köşkü'nde ünlü sopranolarımızın verdiğı Bu ilgi ve desteği törenler, ödüller, konuşkonserler... Yeni Köşk'te konser verilecek malarla zarif biçimde sergiledi her zaman. yer yok. Köşk'ün yaşamı evsahipleriyle biKültür Bakanı Sağlar da desteğinı sürdürüçimleniyor galiba! Sayın Demırel'in kültür ve yor hâlâ. Başka türlüsü beklenemez değil sanat danışmanları bu soruna da eğilir sanımi? rım. Atatürk'ün müzik devrimi başkent AnBaşbakan Tansu Çlller sanat olaylarına kara'da gerçekleşiyor ama yetmiş yıl sonra vakit ayıramıyor, elbet kolay değil, ama keşmüziğe yer yok henüz. Çankaya Köşkü bir ke ayırabilse! Idil Biret'in konserınin ikinci yana, çağdaş bir konser salonu yok! Monte yarısında And Vakfı'na yolladığı telgraf okunCarlo Orkestrası üyelerı MEB kulisi için ne du sahnede. Çok sessiz karşılandı. Bu sesdüşündü kımbılir! Daracık merdivenler, uzun sizliğın yorumu yapıldı sonra. Kimi kişller de bir korıdorda ayakta durmaya da yer bulamüzik ve politika ilişkilerini konuştu. Tansu mayan çalgıcılar. Bir yerde büyük ılkellik, öte Çiller'ln iyi bir orkestra şefı olmadığını öne yanda Idil Biret ve Suna Kan. Sonra çok duyarlı dinleyıcıler. sürenler de var, pekı iyi bir solist mi, diye soGerçekten şaşırtmaca bir toplumuz. ^ ranlar da... Eleştırılere karşın savunanlar da var. DYP'de iyi bir orkestra şefi olmak güç hopln'in 2. Konçertosu'nu değişik bir yorumla çaldı Idil Biret. Konserden sonra kutlamaya gittım. Chopin ile yeni danslar yapıyorsunuz, diye sarıldım. Yanıtı çok hoş. MAZURKA, dedi. Son konserde düşündüm, Suna Kan, Mozart ile hangi dansı yapıyor acaba? Tanrısal bir dans, diyenler var. Mozart; çalmaya da, dinlemeye de, çalışmaya da doyamadığım bir besteci, diyor değerli kemancımız. Anakent Başkanı Melih Gökçek "Kültür benim işim değil" dıyor ama başkentin yaşamı durmuyor. Ekonomik darboğazlar nedeniyle programda değışiklikler olmasına karşın güzel konserlerle sona erdı 11. Festıval. Bir akşam Idil Biret çaldı Monte Carlo Filarmoni Orkestrası eşlığinde, son akşam da aynı orkestrayla Suna Kan. Güzel bir noktalama değıl mi? Yetenekleri için özel yasa çıkarılmış iki kızımız, o yasaya hak kazandıklarını güzel kanıtladı yıllar boyunca. Çağdaş düzeylerini güzel korudu, dallârında doruğa vardı. Ikisini de "harika çocuk" döneminde tanıdım. Idil piyanoya ulaşamaz, Suna kemanını taşıyamazdı! Yılları birlikte yaşadık. Konserlerini coşkuyla izlerım her zaman, elleriyle çiçekler açar yüreğimde. Başarılarıyla onurlanınm. Hepımizi onurlandıran sanatçı Rüyalarımızın şehri Salman Rüşdü Saraybosna 'yıyazdı: "Ben hiç Saraybosna 'da bulunmadım. Ancakbir şekilde oraya ait olduğumu hissediyorum." I şlerin belki de düzelmekte olduğunu gösteren bazı işaretlere karşın BosnaHersek'teki durumla ilgili herhangi bir yorumda bulunmak hâlâ çok zor. Gazetelerde pek çok şey okumak mümkün(...) Bosna'nın üç mini devlete bölünmesinin kaçınılmaz olduğunu ve "Müslümanlara" bunun zorla kabul ettirilmesi gerektiğini; siyahın beyaz, evetin hay ır olduğunu ; aşağının yukarı, 'dur'un devam et olduğunu... James Felton'un"Çığlık Atan Adam Balad"ındaki kaçık ihtiyarların şarkısına katılmaktan başka yapacak şey kalmıyor: Serseriler çılgındır/ Ve gerçek çılgındır/ Ve ağaçlar, ve gövdeler, ve yollar da çılgındır/ Korku haritaları bize gerçeği oynadt/ Bulutları yaran korkunç ay/ Silah/ Katil/ Koca torbalar/Gevezelerin moryeleklerVSenin de görebildiğin gibi kendi numaralarını yaptılar/Bizim akıllılığımızdan gelen çılgınhğı ödüllendirmekiçin. Ancak, bu tuhaf umutsuzluk yeterli değil. Yüreklerimizin meyhanelerinde, insanların bin y ıldır birbirlerinden nefret ettiklerini, asırlardır birbirlerini katletmek için beklediklerini kabullenmek ve nihayet cinlerin şişeden çıktığını, diktatörlerin köşebaşlannı tuttuklarını ve her istediklerini yapabileceklerini kabullenmek yeterli değil. "Durum son derece karmaşık, kolay yanıtlaryok! Üstelik iç savaşa çocuklanmızı kanştırmayı gerçekten istiyor muyuz?" demek de aynı derecede yetersiz. Yetersiz çünkü savaşla ve dünya politikacılannın etkisiyle her ne kadar paramparça edilmiş olsa da hâlâ gerçek diye bir şey var. Ve benim için bu gerçek Susan Sontag'ın söylediği gibi yirminci yüzyı1ın başladığı ve korkunç bir ahenkle sona ermek üzere olduğu Saraybosna kentinin DERGİ 1 5 M A Y I S 1 9 9 4 S A Y I 4 2 6 C U M H U R İ Y E T