Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PAZARIIM PEIMCERESİVMDEIM ç u desteklenen birer yerel külrür yuvasma dönüştürülmesi için formiiller bulunabilirdi. 1961 'de ihtilal hükümetinin, bunlan "Türk Kültür Derncklcri" olarak yeniden kurmak için bulduğu formül yetcrince canlanmalarını sağlayamadı. Türkiye lşçi Partisi'nin o tarihte yayımlanmış olan tüzüğüne bakarsak bu partinin kurucularının halkevlerinin yarannıkavramışolduklannı.buörgütüyenıden kuracaklannı vaat ettiklerini görürüz. aOnOmOsfln fllml "Kurtuluş". Atatdrfc (Rutkay Axl«) Kooatapa'y* çıkarfcan. Bugüne nasıl 0Olbidi? Türk halkı ile bağlantı sağlayacak bütün kuruluşlar (halkevleri, partilerin ocak, bucak teşkilatlan, gençlik ve kadın kollan vb.) kapatıldıktan, halka çağdaşlaşma yolunu açan odaklar kurutulduktan sonra halk, sosyal dayanışma imkanı sağlayan ve Arap emperyalizminin yurdumuzdaki izdüşümünü oluşturanların kucağına terk edilmiştir. Bugün gelişmiş ülkelcrde ruhban sınıfını oluşturacak kimseler bizde liscye eşdeğer düzeye kadar herkesle beraber eğitilirler, çağdaş bir eğitim görür, sonra üniversite düzeyinde din ve felsefe okurlar. Mesela Yunanistan'da hal böylcdir. Biz aydın din adamı yetiştirmek yani çağdaş bir ilk ve orta eğıtımden sonra üniversite düzeyinde ilahiyat okuyacak din adamı yetiştirmek yerine yurdumuzun ihtiyacının onlarca kat üstünde çağdaş eğitim görmemiş imam ve hatip yetiştiren kurumlaraçmayabaşladık. Dahası da var: Çağdaş temel eğitimi görmemiş bu din eğitimli çocuklardan birçoğunu mühendis, doktor, avukat yetiştiren yüksek öğretim kurumlarma da aldık. Bu şekilde yelişenlcr çoğaldıkça, bu şekilde yetişenler yönetici olnıaya başlayınca ve çağdaş anlamda aydınlarımızın oluşturdukları ulusal partilerin yöneticileri halktan uzaklaştıkçabildiğinizsonuçlaraulaşıldı. Çözüm, benzeri durumda Atatürk'ün ve arkadaşlarının scçtikleri yolu tutmaktır! Yani köylerde ve semtlerde, özellikle gecekondu bölgelerinde halkevlerini andıran ocaklar kurmaktır. Küçük çocuğu olan kadınlara çocuklannı bırakabilccekleri bir kreşi olan, e vde tek göz oturma odasında çalışamayan gençlere temiz, sessiz, bol ışıklı ve dilediğinde danışılacak bir gözlcmci bulunan, küçük bir kütüphanesi de olan bir çalışma odası sağlayan.bir basket sahası ve antrcnörlcrle semt gençlerinin hafla sonlannı en sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmelerine yol açan bu tür "ocak"lar halkı yobazların etkilerinden kurtaracaktır. Bunlan gerekli yasal düzenlemelerden sonra ulusal partilerimiz de açabilir; dernek, kulüp ya da vakıf şeklinde özel olarak örgütlenmiş yurttaşlarımızda... Birbirlerine devrimci fakslar çekerek, birbirlerine Atatürk devrimlerini anlatarak bir yol bulmaya çalışan çağdaş yaşamseverlerimiz.siz asıl bu kültür ve dayanışma yuvalannı örgütlemeye başladığınızda en yaman Atatürkçü olacak, bu yolda en etkin adımı atmış olacaksınız! Ne bekliyorsunuz? ^ öü Çözüm, çağdaş halkevleri Köylerde ve semtlerde, özellikle gecekondu bölgelerinde halkevlerini andıran ocaklar kurulabilir. li Sirmen bu hafta sonunda yayımlanan "Kurtuluş" başlıkh yazısında şöyle diyordu: "Bu gün hepimiz artık Kurtuluş Savaşı'nın kazanımlarını teker teker yitirmekte olduğumuzu görmek zorundayız... Türkiye'de ulus kavramını vc çağdaş yaşamın İcaybolmasıyla birlikte varlığımız bu kez Arap ümmetçi emperyalizmi içinde yok olacaktır. Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından yetmiş yıl geçtikten sonra... Kuvvacılar tarafından düşman işgalinden kurtanlmış olan lstanbul'un Belediye Meclisi'nin açılışında Atatürk ve Kurtuluş Savaşı şehitleri için saygı duruşu yapmak ve Istiklal Marşı okumak, hödüklerc karşı cylem koyma niteliğine dönmüştür." Sirmen bu gün düştüğümüz durumdan kurtulmak için de Kurtuluş Savaşımızın önder kadrolannın yaptıklannı yani "asker disiplinli bir örgütlenme ve bir an bile tavsamayan dikkatli bir savaşımı" önermektedir. Sirmen'ingösterdiğiyoldoğrudur;kurtu A luşumuzun öndcrlcrinin sadece tstiklal Savaşı sırasında değil, bu savaştan sonra da yapmış olduklanna dikkatlc bakmak ycrindedir: • 12 Ağustos 1930'da Paris Büyükelçimiz Fethi Bey, Atatürk'ün davet vc tclkinleriyle Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı kurmuştu. # Bu parti, kuruluşundan kısa bir süre sonra 1930 yerel seçimlerinde oldukça başanlı sonuçlar elde etmiş, 502 belediyeden 22'sini kazanmıştı. (M. Kabasakal: Türkiye'de Siyasal Parti örgütlenmesi, Tekin Yayınevi, lst. 1991, s.122). Gerici unsurlann bu parti içine doluşmalan ve Gazi'de Fethi Bey'in bu unsurları dizginleyemeyeceği inancının doğması bu partinin yine onun telkiniyle 20 Aralık 1930'da kapatılmasınayolaçmıştı. Seytrclkalmadılar Bu tecrübe, bir şey yapılmasa, birkaç seçim sonra gericilerin iktidan ele geçirebileceklerini düşündürtmüştü. Kurtuluş Savaşı'nın önderlcri olaya seyirci kalmadılar: Bu partinin kapatılmasından hemen sonra Atatürk bir yurt gezisine çıkarak toplumun değişik kesimleriyle konuşmak ve görüş toplayarak yapacağını saptamak yolunu seçmiştir. Böylc bir gezi, günümüzün uydurma olmayan kamuoyu yoklamalannı andıran bir araştırma yöntcmidir: Günümüzün bilimsel anket yöntemleri kadar kesin olmasa bile, izlenecek yolun ne olması gerektiğini bu yöntemden daha iyi yansıtaS A Y I 4 2 2 cak başka bir inceleme türü yoktur. Atatürk ve arkadaşları, halkevlerini kurdular(M.Goloğlu:TekPartıli Cumhuriyet. Ank. 1974,s.8). Halkevleri ve bunların daha küçük yerleşme bırimlerindeki uzantısı olan halkodalan, Türk halkımn Kcmalist idealler konusunda cgitilmesi için açılmış, hcr yaşta insanın kendini okul ötesi evrede geliştirmesi için olarak sağlayan, aynı zamanda sosyal dayanışmaya da yer veren ocaklardı. Tüzüklerini incelersek bunlann en az iki yüz kişiyi kapsayacak konfcrans salonu, üç oda, açık havada cimnastik yapma imkanı sağlayan merkczler olmaları düşünüldüğünü görürüz (T. Erdem, S. Erez, CHP lstanbul II Merkezi Gençlik Kolu Yayını, Şevkct Ünal Matbaası, 1963). Buamaçlaravanlmasınısağlayacakolan halkevleri başlangıçta kapatılan Türk ocaklarının binalarında çalışmaya başlamış, sonra bütün yurda dağılmışlardır. Halkcvlcrinin, Atatürk'ün ilkelerinin, çağdaşlaşma çabalannın yaygınlaştınlması, hcr yaştan vatandaşla bağlantı sağlanması, Türk insanına kendini bcdensel ve ussal olarak geliştirılmesi yolunu açmış olduğu kesindır. Cumhuriyet Halk Partisi iktidardan düşünce, onun yerini alan Demokrat parti 1951 'de halkevlerini kapattı. Demokrat Parti yöneticileri bu "cv"leri CHP'nin uzantısı olarak gördüklerinden kapatarak Türk halkımn okulötesi çağdaş eğitim kaynaklanndan birini kurutmuş oldular. Halkevlerinin partilerle ilgileri kesilip bunların Milli Eğitim Bakanlığı'nca C U M H U R İ Y E T O E R G İ 2 4 N İ S A N 1 9 9 4 23