03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

halar ve sosyal tesisleri de azad ettik. Şehir Tiyatroları dört tiyatrodan oluşmaktadır. Gaziosmanpaşa'da birtiyatro açtık. Böylece şehrin varoşlarında yaşayanların da tiyatrolardan yararlanmasını sağlamaya yönelik girişimlerimizi de başlatmış olduk. Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nu yeniden onardık ve restore ettik. Koltuk sayısını arttırdık. Biraz da müzikten sözedeyim. Cemal Reşit Rey Konser Salonu biz devraldığımızda henüz bitmişti. Sadece seçimlerden önce resmi bir açılış yapılmıştı. Sadece genel sanat yönetmeninden oluşan bir yönetim kadrosu vardi. Konser salonunda konser verilmesini sağlayacak müzik donanımından yoksundu. Piyanosu bile yoktu. llk iş olarak konser Filiz Ali'yi Ayşegül Sarıca ile birlikte yurtdışına gönderdik. Almanya'da Hamburg'ta Steinberg fırmasıyla temas ettiler. O günün koşullannda tanesi 160 bin dolara iki tane kuyruklu piyano alındı. Programlar konusunda yetki tümüyle Filiz Ali'yebırakildı. Cemal Reşit Rey öncelikle bir konser salonudur. Ancak geniş bir mekan olduğu için burasını da çok amaçlı bir kültür merkezine dönüştürdük. Bunlardan bir tanesi ve benim çok gurur duyduğum etkinliklerinden biri de Türk aydınlanması düşüncesine, modernizme ve batılılaşmaya öncülük etmiş, yol göstermiş bir kuşağın insanları için düzenlenen saygı geceleridir. Cevdet Kudret, Ahmet Adnan Saygun, Zühdü Müritoğlu, Dr.Ekrem Akurgal, Bedia Muvahhit ve Semiha Berksoy için anma geceleri gibi. Bunun yanı sıra konser salonunu film galaları için sinemacılara tahsis ettik. ÇGD ile yapılan işbirliği sonucunda orada film galalalı yapıldı. Konsersalonunun sağlı sollu iki yanı resim galeriieri olarak düzenlendi. Bu galeriler belediyeye gelirdesağlıyor. Konser salonu demişken bir de sizin Kcnt Orkestranızdan sözctsek... •Ü Bizden önceki yönetim döneminde belediyenin kendisine hiç yakışmayan biritfaiye bandosu vardı. ltfaiye bandosunun yanı sıra biz bir Kent Orkestrası oluşturduk. Bu Kent Orkestrası'nın görevi sadece resmi günlerde marşlar çalıp söylemek ya da gösterilerde bulunmak değil. tstanbul'un her yerinde büyük mekanlarda özellikle çok güzel konserlerdüzenlemekgibi asli bir görevi var. Bu konserlerde çok büyük bir beğeni topladı. Müzik etkinliklerimiz sadece Cemal Reşit Rey'de verilen konserler ile Kent Orkestrası 'ndan ibaret değil kuşkusuz. Gülhane Parkı'ndaki popülist kültüre yatkın kesimin taleplerini karşılamak için konserler gerçekleştirdik. Bazı özel kuruluşlarla yaptığımız işbirliği sonucunda Caz Müziği'nin devlerini "Beyoğlu Bir Şenliktir" kampanyasında Istanbul'a getirtip konserler verdirttik. KUItUr Dairesi Başkanlığı'nın en yankı yapan etkinlikleri galiba yayınladığınız kltaplar oldu değil mi? •• Ah evet... Bu kitaplann basılma sürecinden de sözetmeliyim. llk bastığımız kitap Cahit Kayra'nın "Eski Istanbul HaritaC U M H U R İ Y E T DEROİ 10 N İ S A N lan" oldu. Belediyenin alt katında inanılmaz bir mahzeni vardır. O mahzende o sırada Bilgi tşlem Dairesi Başkanı olan Sayın Yılmaz Ayata ve diğer arkadaşlarla birlikte çizmeler giyerek haritalann da bulunduğu o mahzene inildi. O haritalar Atatürk Kitaplığı'ndaki uzman restoratörlere teslim edildi. O haritalann tümü daha fazla yıpranmaya yokolmaya olanak verilmeden muhafaza altına alındı. Haritalann önce kataloğu yapıldı, sonra da kitaba dönüştürüldü. Istanbul'un ilk günlerinden itibaren öngürülen planlar ve proje taslakları muhafaza altına alındı. Kentin seyir defterini hazırladık bir anlamda. lstanbul'un bir takım özellikleri var. Istanbul bir yokuşlar ve merdivenler kenti. Onunla ilgili bir kitap yayınladık. Bu arada belediyenin yalnız kitaplar değil çok zengin bir resim kolleksiyonu olduğu anlaşıldı. Çallı tbrahim'den, Halil Paşa'ya, Sait Halim Paşa'ya kadar zengin bir koleksiyona sahip olduğunu öğrendik. Tablo mu, tabloların resmi mi? ™ Tablo tablo... Bu tablolar şehir müzesinin depolannda müdafaasız bir şekilde kaderlerineterkedilmişdurumdaydı. Tablolar önce onarıldı ve yer kataloğu yapıldı. Bu zerinde yandaki iki binayı da katarak galeriyi genişlettik. Şimdi ressamlarımız ve plastik sanatçılanmız o galeride sergi açmak için yanşıyorlar. Altı aydan önce sıra alınamıyor. Bir de Demokrasi Parkı içinde bir galeri açtık. Demek ki, biz geldiğimizde belediyenin elinde bir tek galeri varken biz bunun sayısını dörde çıkarttık. Hazır galerilerden sözaçılmışken bir de Feshane ve Sütlüce Mezbahası'nın çağdaş sanat müzesine dönüştürülme girişiminden sözedeyim. Feshane Çağdaş Sanat Müzesi'ne dönüştürülmek üzere Nejat Eczacıbaşı Vakfı'na tahsis edilmişti. Vakıfla Belediye arasında bazı problemlerçıktı. Ne yazık ki, bugüne kadar çözümlenemedi. Çözümlenemediği için de orası açılamadı. Vakıf buraya 20 milyarlık bir yatınm yaptı. Dolayısıyla vazgeçmek söz konusu degildir. Gönül isterdi ki, projenin başlatıcısı olan Sözen, buranın açılışını yapsın. O nedenle Feshane benim içimde bir hüsran olarak kalacak. Sözen'in Haliç Aksı projesi içinde yer alan Sütlüce Mezbahası da Erol Aksoy Vakfı ile Mimar Sinan Üniversitesi'ne verilmişti. Şu andaki durumu, restorasyona başlanabilmesi için sanınm Mimar Sinan Doğrusunu söylemek gerekirse, Istanbul'da çok büyük ve bugüne kadar yapılanların doğrultusunu değiştirecek bir politika izleneceği kanısında değilim. Çünkü, Istanbul'daki sivil örgütlenme buna kesinlikle izin vermeyecek. Çöp toplamanın Müslümancası ya da Kemalistçesi olmaz. Ama kültür hizmetleri farklı. katalog her bakımdan bu resimlerin güvenlik altına alınması anlamına geliyor. Sadece bu kadar değil. Atatürk Kitaplığı'nda çok zengin bir lstanbul'un kartpostal koleksiyonu var. Kartpostal koleksiyonu da kitaba dönüştürüldü. Böylece tescil edilmiş oldu. Kent belleğinin oluşturulması işlemini biraz daha genişlettik. Bir de aynca lstanbul'un tarihi semtleri için kitaplar hazırladık. Tepebaşı, Vaniköy, Çengelköy, Kandilli gibi semtlerin tarihsel gelişimini izleyebileceğimiz kitaplar hazırlandı. Bukitapları hazırlayan Cahit Kayra'nın asıl önemlisi dört ciltlik "Boğaziçi Sahilhaneleri" adlı kitabıdır. Son yayınladığımız kitap da tarihi değer taşısın taşımasın bütiin yahlann envanteri çıkanldı. "Istanbul Yazılarfnı bastık. Kitaplanmızbunlar. Galerilerin durumuna ilişkin bilgi rica etsem? •• Tarık Zafer Tunaya ve Cemal Reşit Rey'in iki tarafında galeriler açtığımızı söy lemiştim. Bir de aynca öteden beri belediyenin elinde bulunan Taksim Sanat Galerisi vardı. Bu galeri 1950'li yıllarda tek galerisiydi. Sonra çok modern galerilerin açılmasıyla burası devre dışı kaldı. Hiç kimsenin rağbetgöstermediği bir atıl mekan haline geldi. önce Sözen'in büyük desteğiyle bürokratik savaşlar verilerek yapay aks ü420 Üniversitesi para bekliyor. Erol Aksoy Vakfı çalışmalarınabaşladı. Bir dc Haliç kıyısında yine bizim dönemimizde gerçekleşen Kadın Eserleri Müzesi var. Sivil toplum örgütleriyle olan işb'rliğimizin somut örneklerinden biri.Yıldız Üniversitesiyle yaptığımız işbirliğimiz sonucunda Istanbul Fotoğraflan yanşmalan düzenledik. Başka neyaptık? Haa, gerçi çok büyük eleştiri aldık ama bir şiir kenti olan tstanbul'da Uluslararası bir Şiir Sempozyumu "Poessium"u düzenledik. Otuz sekiz ülkeden şairler geldi. Aziz Nesin'in deyimiyle Türk halkının dört kişisinden beşinin şaır olduğunu bildiğimiz için bir sınırlama yoluna gittik. O kısıtlamayıbirileriyapacaktı. Kurban biz olduk. Dolayısıyla çok büyük eleştiri aldık ama zararı yok. Dünyaca ünlü şairlerin buradaki şairlerle bağlantı kurmalan ve Istanbul'dan olumlu izlenimlerle ayrılmalan önemlıdir. Bu etkinlikle büyük gurur duyuyorum, eleştiriıere rağmen. Bir de heykeller var. Akıbeti ne olacak bilinmez ama biraz da onlardan sözedermisiniz? Bütiin modern ve tarihi kentlerin çok önemli simgelerinden biri de heykellerdir. lstanbul'u böylesine çağdaş heykellerle donattık. lstanbul'un on iki mekanına fevkale de güzel anıtsal yapıtlar dikildi. O da bence bu yönetimin kendisini somut olarak anımsatacak göstergeleridir. Bu anlattığınız çalışmaları basından yeteri kadar izleyemedik. Ancak Filiz Ali ve Cencay Gürün'le ilgili olaylar ve sorunlar medyada oldukça geniş yer aldı. Yaptığınız işlcr Filiz Ali ve Cencay Gürün olaylarının gölgesinde kaybolup gitti mi? M Bu iki isim de biz geldiğimizde biri Şehir Tiyatrolan diğeri de Cemal Reşit Rey'in Genel Sanat Yönetmeni'ydi. Filiz Ali'nin işlerine hiç bir zaman kanşmadık. Ama salonda hep ikinci sınıf programlar yeraldı ve atıl kapasiteyle çalışıldı. Birkaç kez uyardık ama durumda bir düzelme olmadı. Filiz Ali'yi görevden aldık. Aydınlanmız ve sanat dünyası ayağa kalktı. lmza kampanyalan düzenlendi ve biz sanatı baltalamakla suçlandık. Ancak Filiz Ali'nin yerine getirdiğimiz Aydın Gün'ün çalışmalan ve hazırladığı programlar sonucunda bize küfredenler sonradan gelip teşekkür ettiler. Bir sürü şeyi medya artık belirliyor. Mesela bir Evita olayı. Evita'nın çevirisini Gencay Gürün yapmamış olsaydı, medyada bu kadar yeralmazdı. Mesela Atatürk Kitaplığı'na yaptığım katkılan anlatan bir bülten göndersem başta senin gazeten olmak üzere kültürsanat sayfalannda beş cümle ya çıkar ya çıkmaz. Buna karşılık ben bazı değerli bakanlarımızın yaptığı gibi sağ yanıma Türkan Şoray'ı, sol yanıma Kadir Inanır'ı alıp bir kokteyl versem, ki çok daha ucuza maloluyor kokteyller, gazetelerin birinci sayfasında görünür ve bir takım işler yapıyor izlenimi veririm. Ama bizim işlerimiz medyada yer bulmuyor. Bizim yaptığımız işler doğal, yapılması gereken işler gibi görüldü. Sözen döneminin Istanbul kültürüne yaptığı katkılar gözardı edilemeyecek kadar büyüktür. Ama ne yazıktır ki, Sözen bazı dostlarımız tarafından sanat düşmanı ve köylülükle suçlanmıştır ki, bunu anlamamn mümkünü yok. Aklım almıyor. Bundan sonra RP'li yönetimde Istanbul kültürünu ve belediyenin sahibi bulunduğu kültür merkezlerini neler bekilyor? •• Doğrusunu söylemek gerekirse Istanbul'da çok büyük ve bugüne kadar yapılanlann doğrultusunu değiştirecek bir politika izleneceği kanısında değilim. Çünkü Istanbul'daki sivil örgütlenme buna kesinlikle izin vermeyecek. Ama RP belli bir ideolojik konumda bulunuyor. Çöp toplamanın Müslümancası ya da Kemalistçesi olmaz. Ama kültür hizmetleri farklı. Dolayısıyla kendi tabanlarının kültürel talepleri en azından RP yerel yönetimini ciddi bir takım sorunlarlakarşıkarşıyabırakabilecek. Amaakıllı bir dengelemeyle hem kendi tabanlarının beklentilerini karşılayabilir hem de Istanbul'da yerleşik entelektüel hayatı örselememek münikün olabilir. Bu tabii Kültür Işleri'nin başına gelecek kişinin kişiliğiyle büyük ölçüde ilgilidir. Nabi Avcı'nın geleceği söyleniyor ki, Nabi Avcı bu dengeyi pekalasağlayabilir. ^ 1 9 9 4 SAYI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle