Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
NURULLAH KADİRİOĞLU "Galata Köprüsü Kız Kulesi'ne yakışırdı" Galaîa Köprüsü köprüden öte birşeydi. îstanbul adlı alımlı kadının koynuna aldığı mert delikanlıydı, şehrin son çelebisiydi. öprüler Yaptırdım Gelip Geçmeye" diye başlayan şarkı, birincisi, "köprü" gibi bir lirizme uzak bir nesneyi "şarkı" gibi lirik bir anlatımla kaynaştırdığı için; ikincisi, kırsal kesim mühcndislik hizmetini adeta bir imar mucizesi olarak sevgiliye sunduğuiçinöncmlidir. Gerçekte, Köprü, en azından bizim toplumumuzda, kırdaki uygarlaşma hareketinin bir simgesi sayılmıştır. Mimar Sinan'ın muazzam diye nitelcnebilecek çalışmalanna kaışın, köprü, ne kent literatürüne girebılmiştir, ne de düşün ürünlerimizdc gcreği kadar ycr edinebilmiştir. Girişinde haraç toplanan Deli Dumrul'un köprüsü; anektodda iki keçinin cebellcştiği "tnat Köprüsü"; bilinen atasözündeki geçilmesı clzem "Hayat Köprüsü"; altından sular geçtiği hatırlatan, "Eski Çamlar Bardak Oldu"nun değişik versiyonu "Zamanlntikam Köprüsü", bilemediniz bir de insanımızda bolca bulunan " Ağız Köprüsü"... Köprü kavramının hayatımızdaki yeri bu kadar veya birazcık daha fazladır. Galata Köprüsü' ne gelince... O, Köprü'den öte bir şeydir. Bir dönem Levanten ve bankerlerinin cirit attığı Karaköy'ü, bunlarla çelişen, ama Îstanbul mozayiğini tamamlayan "Îstanbul Değerleri"nin soluklandığı Eminönü'ne bağladığı için Köprü'den öte bir şeydir. Galata Köprüsü, orada olmakla, yalnız, denizin birbirinden ayırdığı iki arz parçacığını irtibatlamaz. "K ı c t Oalata Köprflsünün blllm kurgu filmlerlndakl gibi yar daglf llracağlni kim dOf OnablllrdlT Kıı Kulasl fImdl korfcu Içlnda... Fotoğraflar. GARBİS ÖZATAY YejflkıUoJlbıçkınlar lrtibatlanan, Yüksek Kaldınm kârhanelerinden inen ve "Acıklı Türk Filmleri"ne ağlayan Yedikuleli bıçkınlar, Beyoğlu meyhanelerinden evlerine dağılan Ûsküdarh 'tnce Sazcı'lar, çiçek ve umut satan Hacıhüsrevli anaç kadınlar, Gedikpaşa bekarhânelcrinde mastürbasyon çeken komi, garson ve vestiyercıler, cılız betenlerini Şişli'nintombulpatronlanveoverloklarında tüketen Yenikapılı kızlar, çorap ve dantel işlemeli fanila sattıklan dükkanlarını geceye teslim eden Adalı Rum ve Yahudiler' le mümin Eminönü' dür. Yobazlığın kıyılannda hiç dolaşmamakla müminliğini kanıtlayan Eminönü, Süleymaniye ve Yeni Cami'den yankılanan ezan seslerine; Kapalıçarşf daki bindallı ve basmalara, Yeni Çarşı'daki zencefil ve buhurdana rağmen bu karmaşık insanlık ailesini, vapur, motor, sandal, dolmuş, tren ve otobüslerle bir bir evlerine yolcu ederek müminliğini bir kez daha kanıtlar. Ayrıca, gerçek müminliği hak edip etmediği konusundaki tüm kuşkulan da yok eder. Bunu Galata Köprüsü sağlar. Mertdellkanlı Bu nedenle Galata Köprüsü, tstanbul adlı alımlı kadının koynuna aldığı mert delikanhdır. tstanbul sentezini onun kadar anlayan azdır. desek, abartmış olmayız. Oyle ya, serüveni Îstanbul serüvenine denİc bu orijinal koronun, bu karşıt idealler güruhunun uzun yürüyüşü yetmezmiş gibi, her gece gövdesinden bir gedik açarak Marmara ve Haliç' in sulannı ve çatanalan nı birbirine kanştınr; yorgun ve yaralı gemileri tersaneye ulaştırır. Peki, üstünde, seyyar satıcılann. oltacılann, üçkâğıtçı ve cepçilerin, dilencilerin, oğlancılann, oropsulann cirit atmasına, bağırıp çağırmasına ve itişip kakışmasına rağmen, altında sağladığı huzuranedemeli? Ses geçirmez panelleri; özel yalıtım ve güvenlik sistemleri; kâğıda, yasaya dökülmüş yazıh kurallan; onu kötülüklcrden koruyan hamileri olmamasına rağmen, üstteki şamatanın dünyevi bir geçiciliği, alttaki, "îstanbul'u Anlama Seanslan"nın derinlik ve kalıcılığını iğdiş etmez. 8onç8taU tstanbul Şehri'nin son çelebisiydi Galata Köprüsü. Ne Deli Dumrul gibi para toplattırdı; ne üstünden geçenler "Ayıya Dayı" demek zorunda kaldı; ne, vaktı gelmeden altından sulann gcçmesine izin verdi; ne de, senben kavgasıyla insanlan birbirine tokuşturdu. Elbette, Galata Köprüsü köprüden öte bir şeydi. Değilmi ki, o, öğlen rakılannı boğaz meltemi kokan rakılara; nargileyi ibadete; seyyar satıcı çığlıklannı seyirlik oyunlara; oltaya takılan minicik balıklan, ele geçmez ziyafete dönüştürdü. Değilmi ki, Galata Köprüsü, seslerin "ses"i bozduğu bu gürültüler şehrinde, "ses"e görkemli ruhunu iade etti. Galata Köprüsü, Îstanbul adlı alımlı kadının koynuna aldığı mert delikanlıydı, şehrin son çelebisiydi. Galata Köprüsü gitti/bitti. Oysa, ona lstanbul'dan sonra yalnız Kız Kulesiyaraşırdı. Galata Köprüsü, "iyi" ve biryanı hâlâOsmanlı Üsküdar'la Kız Kulesi antikitesi arasında bir suhulet yolu oluştursaydı, kimbilirnasılsevinirdi. ^ DERBİ 2 0 M A R T 1 9 9 4 SAYI 417 24 CUMHURİYET