Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
P 0 R T RE B E R A T G Ü M Ç I K A N Ağacın öyküsiinü yazmak Yaşamınyükünü azaltmak için ağaçlara sığınan Alaaddin Güzelışık için cevizin, söğütün, şimşirin, karaağaçın, maunun anlamı, anılarasaygı. Kendisini tanımlarken de ağaca güveniyor "Tahta Hastasıyım ben." dı Alaaddin Güzelışık ama yolunuz Kadıköy'e düşer de aramaya kalkışırsanız"Haa onu, ağaçların öyküsiinü mü arıyorsunuz?" diye soracaklar. Ona ulaştığınızda, Cemal Süreya Sokağı'ndaki taş çatlasa altmış metrekarelik atölyesinde ağaçlarla kurduğu dostluğun öyküsiinü hiç çekincesiz sunacaksize... Ağaçlara olan tutkusu belki doğuşuna, Ünyeli oluşuna bağlı Güzelışık'ın. Kayıkçı fdris Güzelışık'ın iki oğlundan küçüğü.. İdris'e kayıkçı demek lafın gelişinden. Oysa o bir odun kaçakçısı. tkinci Dünya Savaşı'nın başlamak üzerc olduğu, hani o bir gram altın yüz kuruşken bir kilo mısır ununun yüzelli kuruştan alıcı bulduğu yıilarda Ünyelilerin yaşayabilmek için başka şanslarıyokki. Kimseler düşünnniyor ormanane olacak? Üstelik odun yiikliikayık kıyıya yanaştığında müşteıi dc hazu. Bir ton oduna karşılık on beş lira. Babasıyla oduna giderken bir yandan da okuyor Alaaddin Güzelışık. Havanm bozuk olduğu yıllarda da çalışmak gerek. Ilkokul 3. sınıflayken çömlekçi Karamehmet'in yanına çırak yazılıyor. Ortaokul ikinci sınıfa geldiğinde öğretmeni kırk lira maaş alırken onun haftalığı altmış lirayı buluyor. Bir yandan kay ıkçılık, bir yandan çömlekçilik aman bırakmıyor yayinede yüreği okumaktan yana. Milli Eğitim Bakanhğı'nın 194546 yılı lftihar Kitabı'nın 225. say fasına geçmesi de bu yüzden. A Alaaddin OOzalışık şimşIrin aııya hasratlnln farkında. Kastananln a ı su Istadlftlnln da. Aftaçlan yaaamı anlatır glbl tanımlıyor. ÇömlekçUlkten askerliğe Ya siyaset okuyacak y a da doktor olacak, ama günün şartları elvermiyor. Oğlunu Kuleli Askeri Lisesi'ne yazdınyor Kayıkçı ldris, "En kestirmesinden istikbalini sağla." Çömlekçiden kazandığı küçümsenir gibi değil ama tabiat öğretmeni de kulağını büküyor, "Avrupa plastık diye bir madde bulmuş. Bu Türkiye'ye degelir.çömlekçiliği öldürür, en iyisi sen kendini kurtar." CUMHURİYET DERGİ 2 0 M A R T Şimdı genye dönüp baktığında, "Biz vc bizim gibi durumda olan ailelerin çocukları çocukluklannı yaşayamadı" diyor Güzelışık. Bu yüzden de on dokuz aday numarasıyla çağınldığı Kuleli'ye çocukluğunu Ünye'de bırakıp gidiyor. O yıl Kuleli'ye başvuran öğrenci sayısı abartısız on bin. Çengelköy'le okul arasındaki yola binlerce öğrenci adayı matematik, Tiirkçe ve spor sınavının heyecanını taşıyor. Smavlan kazanıyor Alaaddin. Sıra asabiye muayenesi ve röntgene geliyor. Günlerce kapısında bekleten asabiye doktoru sonunda içeriye aldığında şaşkına dönüyor. Çırılçıplak soyunmuş bir askerin düz çizgide yürümeye çalışmasımn şaşkınlığı bu. Birkaç dakika sonra "Tamam" dıyor doktor,"Senin muayenen bitti. Ver raporunu imzalayay ım" Şaşırması daha artıyor, "Beni muayene etmedinız kı." Aske417 re bakışlanndan, gözlerini bir an bıle kaçırmaya gerek duymamasından anlıyor ki doktor, bu asker olabilir. kd nobet arası ağaç oymak Harp Okulu'nu bıtirdiğinde Büyükçekmece Mimar Sinan Köyü, Taşocakları Mevkii'nde görevlendiriliyor. öğrenciligi sırasında farkına vanyor ki "Askerlik yapılacak meslek değil". Yakumaroynayacak, ya kendini alkole yuracak ya da sokak zamparalığı yapacak. Üçü de yabancı geliyor kışilığıne. Oturup ağaçların öyküsiinü y ine ağaçlann üzerine işlemeye başlıyor. Dut ağacını dut yerken, kiraz ağacını kiraz yerken öğreniyor çünkü çocukluğu da gençliği de günde bir öğün yemek yenilen, diğerleri meyveyle geçiştirilen dönemlere denk düşüyor. 1956'da komando kursu gördüğü sırada daha da kaynaşıyor ağaç larla."Bir komando hangi ağacın altında mola vermesi gerektiğini bılmeli" diye düşünüyor. Bir komando, ceviz ağacının altında mola yeımemeli çünkü cevız yıldınm çeker. Üstelik uyuşturucu birkoku yayar ki buadamı sersemletir. Askerliği süresince her gittiği kentte kendine küçük atölyeler kurup ağaç işlemeciliğine soyunur. Ev için çeşitli mutfak gereçlerinden, çerçevelere, Karadeniz yapısı takalara kadar ağaç neye elveriyorsa onu işler. Dişbudağı, söğütü, cevizi, maunu biraraya getirıp öykülerini yazar. Kendisini "Tahta hastası" diye tanımlıyor Alaaddin Güzelışık. Yaptığı her şey yaşadıklannın birer anlatımı. Soğuğu bilmek için soğuğu yaşamak gerektiğine inanıyor. Çektirme, Sürmene yapısı motorlar, takalar, balıkçı motorlan hep odun kaçakçılığı günlerinin anılarını taşıyor. ^ 1994 SAYI 11