29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4ARALIK1994.SAYI454 şümün ilk 15 gününde 10 kilo vermiştim. Müthiş bir yorgunluk duyuyordum. Hcr yanım ağrıyordu, bu arada ayaklarımda kızarıklıklar, çatlamalar vardı, çok da kaşınıyordu. Hn büyük hatam da iki gün üst üste aynı çorabı yıkamadan giymemdi. Barbara beni Amasra'da deniz kenarına götürüp, yosunlu kayalann üzerinde yürüttü. Pansiyona dönünce kurularup, yaraların üzerine krcm sürdüm ve sonraki günlerde ayaklarıma çok özcl bir ilgi gösterdim. Onları yürüyüşten sonra mutlaka yıkadım ve yürüyüşe başladığımda da pudraladım. Bu arada çoraplarımı da her gün yıkamayı ihmal etmedim. Amasra'da Belediye Başkanı'ndan izin alıp antinükleer stand açtık. Daha önce Amasra'da termik santrala karşı çıkıldığı için, halk enerji ürctıminin çevre etkisi konusunda duyarlıydı... Amasra'dan Kurucaşile'ye kadar Barbara ilcbirlikte yürüdük,osonra gcrı döndu. Ben inişli çıkışlı, kıvrımlı, dik Karadenız yollarına vurdum Yürüyüşümün bu bölümü müthiş tempolu geçti. 20. günden sonra, 40 kilometre yürümeye başlamıştım. Bu ideal ölçüydü. Temponun oturmasında, benimle yürümek için Cide'ye gelen, antinükleer grup ve Pastoral dergisinden Ümit Şahin'in çok katkısı oldu. Ümit ile Cide'den Abana'ya yürüdük ve Ümit'in ailesinın köy evinde harika bir gün geçirdim. Ve sıcak ev yemeği yedim. 58 kilometrelik AyancıkSinop yolunu yürüdüm Ama ağrımadık bir tek noktam bile kalmadı. Sinop'ta beni Diyojen Motel misafir etti Sinop, nükleer santral kurulması düşünülcn ikinci yer. Bu bakımdan, son yıllarda umudunu turi/.me bağlayan Sinoplular, nükleer kelimesini duyduklarında hcmen tepki veriyorlar. rengi suları ile önüme çıktı. Kızılırmak Vadisi boyunca uzanan çeltik tarlaları, nehrin kenarlarına geniş, yeşil şeritler atıyordu. Yeşil şeridin bitip de dağın başladığı yerlerde ise bol miktarda erozyon rengi vardı. Kızılırmak 'ı, çeltik tarlalannı, tarlalarda çalışan köylüleri hayranlıkla seyrederek vadi boyunca yürüdüm vc dağ yoluna saptım. Arttk önümde Orta Anadolu'nun içlerine doğru giden.sapsarı düzlükler vardı. ÇEVRE 9 ğım Tarsus'ta kar şerbeti, bici bici (kar, muhallebi, gülsuyu, pudra şekeri, şerbet ile yapılan bir sokak tatlısı), dürüm yiyip, meyan ve şalgam içtim. Şalgam suyu tuz kaybına karşı ideal bir içecek. Tarsus Çevre Koruma Derneği ÇEKSAM'dan çevreci dostlarla derneklerinde tanıştım. Sonra sohbctimiz harika Tarsus kcbapçısında sürdü. Gözüm o kadar acıkmıştı ki, ikinci kebap teklifıni de reddetmedim. Tarsuslu çevrecilerle nükleer santrallan, yeşilleri, çevrecilerı ve Yeni Demokrasi Hareketi'ni bir de "Ne olacak bumcmleketinhalini" konuştuk. Eskiden portakal çiçeği kokan Mersin şehri şimdi korkunç bir sanayi kenti olmuş Tarsus'u Mersin'e bağlayan yol, sanayi tesislerı ile dolu. Sıcak, labrikalar, beton, asfalt vardı heryerde. BıranönceAkdeniz'in daha ıssız yollarına ulaşmak için Mersin'de, Erdemli'de fazla oyalanmadan yürümeye devam ettim. Silifke'ye yakJaştıkça, yol denizc yaklaştıkça, serin dalgaların davetini kabul edip kayalıklardan sık sık denize dalıp, sonra yenidcn yürümeye devam ettim. Rengârenk Tarsus Çorum'u, Yozgat'ı, Hacıbektaş'ı, Ncvşehir'i, Niğde'yi geçip de Toroslar'ın eteklerine ulaştığımda eylülün sonuna gelmiştim. Bu kez de lç Anadolu'nun ortasındaki yazı bitirmiştim. Üstelik mevsim dönümü başlamıştı. Aylarcasusuzkalan topraklann üstünde esen hortumlar, DESTEKLEYENLER # SOS Akdeniz # SOS Akdeniz lstanbul Bürosu # Greenpeace 9 lstanbul Yeşiller Derneği # Çevre Gazetesi # Pastoral Dergisi # Antinükleer Grup lstanbul # Antinükleer Grup Ankara # Dünya Dostları Derneği # Iskenderun Çevre Koruma Demeği # Osmaniye Çevre Koruma Derneği # Sililke KÜDYAK # Arkadaş DergisiSiliflce # Demokrasi PlatformuSilillce # Çalıntı Dergisi # Çamyuva Mavi Bayrak Derneği # Karıncalar Bisiklet Grubu tozutoprağı yerdenkaldırıyor, getirip üstümc bırakıyordu. Tam Hacıbektaş'a doğru dönmüştüm ki, yağmur başladı. Asıl yağmuru ise Pozantı'da yedim. Pozantı Çevre Koruma Derneği'nde geceledikten sonra Akdeniz'e doğru yürümeye başladım. Gülek Boğazı'ndaki tüneli geçmiştimki, hava birdcn ısındı. Akdeniz'e doğru inişe geçmiştim ve bu sene yaz benim için üçüncü kez başlamıştı. Çukurova'nın sonsuz uzunluktaki pamuk tarlalannı, narenciye bahçelerini geçip, bolluklar diyarı Tarsus'a vardım. Neredeyse şehir büyüklüğündeki kasabada iki şeye çok şaşırdım; birincısi kadınlar oldukça serbest elbiselerle sokakta yürüyorlardı Sokaklar, caddeler son derece renkli ve lezzetli yiyeceklerle doluydu. lç Anadolu'da benzerini görmediğim bir kasabaydı Tarsus. İki gün kaldı Silifke Sılillce'den itibarcn yürüyüşün antinükleer karakteri daha belirginleşmeye başladı. Nükleer santralın kurulacağı Akkuyu, Silifke'den 40 kilometre uzaklıkta. Silifke 'den Akkuyu'ya kadar yol üzerinde Taşucu, Yeşil Ovacık, Ovacık köyleri var. Bu köylerde yoğun bir nükleer tepki var. Yıllar önce kooperatifçi Arkadaş gazetesindcn Yaşar Öztürk, tngiltere'de ekoloji eğitimi gören kardeşi IJmit Öztürk ile birlikte antinüldeer kampanyalara destek veriyorlar. Akkuyu'da Deniz Güman ile buluştuk. Deniz'in benim için özel bir önemi var. Çünkü o da benimkine benzer bir tarzda nükleer santrallara karşı çıkıyor. O, Istanbul'dan bisikleli ile yola çıkıp, Izmir, Antalya üzerinden Akkuyu'ya ulaştı. Öte yandan Deniz 21 yaşında ve o, yaşıtı gençler gibi arabatutkunudegil. Silifke'de geçirdiğimiz üç günün ardından Deniz'le vedalaştık. O artık iyice soğuyan lç Anadolu'ya, ben hâlâ kavurmaya devam eden Akdeniz'e doğru yola çıktık. Ovacık'ta yürüyüşümün daha sonraki kilometrelerinin nitcliğini dcğiştirecek bir olay oldu. Ovacık Belediye Başkanı Kemal Güdül .Akdeniz'e nükleer santral yapılmasının mümkün olmadığını, turizmin ve tarımın buna izin vermeyeceğini söyledi. Kemal Bey'insöyledikleri o ana kadar yaşadıklarımı netleştiriyordu. 4 ağustostan beri Karadeniz, lç Anadolu ve Akdeniz'de gördüklerim Türkiyc'de nükleer santral kurulamayacağını söylüyordu. AnamurAlanya arasındainipçıkan, kıvrılandiinenyollar boyunca hcp bu gerçeği Hastalık Sınupta Diyojen Otel'de üç gün dinlendim ve sonra yola çıktım. Karadeniz'de sıcak yaz günleri yerini bulutlu, yağmurlu günlere bırakmıştı. Canik Dağları'nı iki gündc aşıp Boyabat'a ulaşmakla yürüyüşümün bir başka önemli hatasını daha yaptım. Ağustosun son günlerinde Karaderiiz'de hava serinlemiş ve yürüyüş için çok uygun bir iklim oluşmuştu. Canik Dağlan'nı aşıp, Karadeniz'den uzaklaşınca, değişen ve ısınan lç Anadolu'ya doğru yürüdükçe yorulmaya başladım. Yürümekte ısrar edince Boyabat'a 18 kilometre kala hastalandım ama yürümeye devam ettim. Boyabat'a ^fcrdığımda ise vücudum ağrılar içindeydi ve grip olmuştum. Üç gün boyunca başımı yataktan kaldıramadım. lyileştiğimde, 12 eylül olmuş ve ilkokullar, ortaokullar yeni öğretim yılına başlamışlardı. Herkes okuluna giderken ben Kızılırrnak'a doğru yürüdüm Kızılırmak müthiş güzelliği, coşkun, toprak 'imur, dönüşünde davulcusuz bir davulla karşılandı. Balon ve çiçek tamamdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle