Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27KASIM1994.SAYI453 rinin sayısı 29'dan 23'e düştü. Böylece yeşiller bir grup olarak parlamentoya yasa değişikliği tüklifi getirme hakkından yoksun kaldılar ve ancak başka partilerlc geçici ittifak yaptıkları durumlarda parlamentoda söz sahibi olacaklar. (,'ünkü Avrupa Parlamentosu'na böyle bir teklif yapabilmek için asgari 26 millctvekiliııin imzası gerekiyor. Aslında bu 23 kişiden de sadece 21 'i yeşil, 2'si ise kendini yeşil olarak tanımlamıyor. lspanyol yeşillerindcn ve Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu Genel Sekreteri Juan Behrend (Bilar'ın düzenlediği sempozyuma da katılmıştı) şöyle diyor: "Seçimleri aşırı sağ kazandı. Topluluk seçimlerinde kayıp yeşillerin oldu. Fransa tamamen sahnedcn çekildi. Italyan grup küçüldü. Bir de kalabalık bir Alman grubu var. trlanda ve Lüksemburg ilk kez Parlamento'ya girdi. Ama yeşil milletvekillerinin sayısının azalmasının ötesinde, parlamentoda yeşiller müthiş dengesiz." "Evet" diye atıhyor MarieChristine Aulas "Avrupa ParlaAvrupaParlamentosu Yeşiller Grubu 'nun davetlisi mentosu'ndaki yeşil grup Kuzey olarak Türkiye'den katılanSemraSomersan(ortada), ülkelerinin egcmenliği altında. Belçika 'dan ve Yunanistan 'dan gelenyeşillerle. Güney'den sadece 3 milletvckili var. Bunların 3'ü de ltalya'dan. Yani Avrubetmiş olduğunu eklemeyi ihmal etmiyor). pa'nın güneyini de Kuzeyli liberal kapitalizmin değcrleri yönetiyor." DoğuBatı, KuzeyGüney farkı Ancak Batı ile Doğu, Kuzey ile Güney ülkelerindc yeşil parti programlannın birbirinden oldukça farklı olduğunu vurgulamak gerekiyor. Doğu'dakilerle Güney'dekilcr arasında ortak yanlar var. Doğu Avrupa'daki ve Güney'deki partiler, biraz Türkiye'deki Yeşillcr Partisi'nin yaptığına bcnzer bir şekilde, esas olarak ekoloji ve çevre ile ilgileniyor; Toplumsal hayatın diğer yönlerini biçimlendirmek için politika ve strateji üretmeye pek zaman ayırmıyorlar. Kaldı ki Doğu Avrupa'daki ycşil politikacılar büyük ölçüde çevre bilimleri uzmanlarından oluşuyor, arkalarındaki kitle desteği de yok denecek kadar az. OysaBatıAvrupalı yeşiller genellikledüzene muhalefet eden barış, antinükleer, çevre, feminizm gibi çeşitli harekctlerden ve yurttaş inisiyaliflerinden geliyor. Batılı yeşil partiler de doğal olarak etnik haklar, insan haklan, kadın haklan, demokratik haklar gibi konulara çok önem veriyor. Bu doğrultuda hem kendi ülkelerinde, hem de yurtdışında pek çok çalışma yürütüyorlar. Batı Avrupa yeşil partilerinden gelenler "Biz politik partileriz. Sadece çevre konusunda siyasct üretmekle yetinemeyiz. Toplumun her alanını kapsamalıytz. Ve şimdi de Avrupa'daki en ean alıcı sorun işsizliğe çare aramak ve bulmak zorundayız. Çalışançalışmayan herkese asgari bir aylık gelir sağlayacak ekonomik koşulları yaratmalıyız. Ayrıca, vergi reformu için de tcklif getirmeli, bugünkü emeğin vergılendirilmesine geçilmesini garanü cdecek politikaları hayata koymalıyız. Yoksa yakm zamanda kapanmak zorunda kalırız" diyorlar. Avrupa'da, özellikle Topluluk J un çekirdeği Almanya, Fransa, Belçika, Italya gibi ülkelerde işsizlik kol gezerkcn yeşil partilerin ckoloji, demokratik haklar, insan haklan, etnik hakJar, göçmen haklan, siyasi mültecilere sığınma hakkı gibi politikaları, ülkelerinde çok sınırlı destck buluyor. "Dahası", diyor Belçika Flaman Yeşiller Partisi Agalev'in mali koordinatörü Jef Leestmans, "Bugün, en sağ partiler dahil, Avrupa'daki bütün siyasi partiler, yeşillerin ekolojiye, çevreye ilişkin görüşlcrini benimscdiler ve parti programlannın bir parçası halinc getirdiler. Bu açıdan yeşillerin hemen hiçbir ayncalığı kalmadı." BAŞKENT GUNLERİ Resimler ve şarkılar MÜŞERREF HEKİMOCm radan yıllar da geçse, Şirin Devrim'i tanırım telefonda. Onu bekliyordum, hastalığı nedeniyle Erdem Emer latanbul'a gidemedi. Once Ürdün Saray Bakanı Raad Zeid, ardından Şırin Devrim Ankara'ya geldi. Sevgili yeğenlerini gördüler. Büyükelçi Erdem Emer yalnız teyze çocuklarının değil hepimizin sevgilisi. Diplomatlığı meslek seçmiş, Dışişleri Bakanlığı'nda aaygın bir kişi "Davulun Sesi" adlı kitabı da hayli ilgi gördü. Ayrıca besteieri var, güzel tabloları var. Fahrülnisa teyzesi de çok destekledi resim çalışmalarını. Prens Raad da çiçek değil bir kutu boya getirmiş ona, fırçasıyla ne güzel çiçekler üretecek kimbilir. Erol Aksoy Vakfı'nın düzenlediği sergiye ben de gidemedim, yer alan tablolan kitabında gördüm, elbet çok duygulandım. Fahrülnisa Zeid çok sevdiğım, soydıgım bir sanatçı, bir dost. tstanbul'da, Ankara'da, Paris'te, Amman'da güzel anılanmız, uzun 8öyleşilerimiz var. Amman'da görev yapan Büyükelçi Resat Anm, Büyükelçi Oktay Aksoy ve eşleriyle sık sık anımsarız onu. Belleğimizde çiçekler açar. Filiz Anm'ın portresini seyrederken ressamın sözleri de çınlar kulağımda: "Zeid'imi yitirince yalnızlığa düştüm, geceleri konuşarak portresini yaptım. Portre onun için büyük, uzun söyleşiler gibi boyutlandı." Tüm portreleri dev boyutlu Falrülnİ3a Zeid'in, kocaman yüreği gibi. Kitabın sayfalarını çevırirken anılar da yaprak yaprak açılıyor, kimi tablolarla Kale'de, Anadolu Uygarlıkları Müzesi'nde bir sergiye dönüyorum. Dışişleri Kulturel llişkiler Genel Müdürü, sevgili dostum Hamit Batu'nun düzenledği bir sergi. Yıl 1962, Feridun Cemal Erkin Dışişleri Bakanı, Fahrülnisa Zeid'in de buyük hayranı. Yabancı diplomatlar da hayranlıkla izledi tabloları. Anadolu uygarlıklarının güzel yapıtlarına çağdaş bir katkı sanatçımızdan. Başkentliler hâla konuşur o sergiyi. Amman'daki uzun sabah söyleşilerimizde yaşam öyküsünü dinlerdim ondan. Paris'te ilk gittiği atölyede iki hocadan resim öğreniyor. Biri çok etkiliyor onu.. Mösyö Bisier. Bir sabah modele bakarak çalışırken hoca öfkeyle soruyor: "Bu ne?" Güzel Türk kadını modeli gösteriyor, hoca yine tersleniyor: "Ama kopya ediyorsun." Türk öğrencisi de soruyor: "Peki, model niçin konuyor?" "Model bir araç", diyor hoca, "Içinde bir şarkı, bir masal varsa onun aracılığıyla söyleyeceksin." Fahrülnisa Zeid'in dev boyutlu portrelerini seyrederken ne güzel masallar, şarkılar dinleriz değil mi? Elbet biliyorsunuz, değerli sanatçımızın bir abstre dönemi de var. Sorbonne Üniversite9İ'nde konuşmalar yapıyor Abstre resim üzerine. Hitit Müzesi'nde bir gazeteci abstre resimle ilgili düşüncelerini sorunca yanardağa benzedi birden, öfkeyle parladı gözleri. "Abstre sanattan ayaküstü söz edilmez" dedı. Uzun yıllar sonra Amman söyleşilerinde de bana şöyle özetledi görüşünü: "Abstre ya da figüratifı ayırmıyorum. Figüratif insanın görünüşü. Yüzü, elleri, bacaklan, abstre de ruhu, düşüncesi, abstre çok derin bir şey. Belli bir birikim olmadan yapamazsın. Yalnız deyim güzel değil. Sentez resim demek daha doğru..." A Bu sözler çok etkiledi beni, hayli kapsamlı sözler, yalnız resimde değil tüm sanatlarda, yaşam biçiminde, sevgıde, dostlukta, hatta politikada, devlet yönetiminde belli bir resim yapmak için boya ve fırça yetmıyor diye belirmişim düşüncelerimi. Bugün de vurguluyorum, belli bir birikim gerekiyor, yoksa özünü vermiyor, şarkını söylemiyorsun, ressam değil boyacı oluyorâun ancak. Mimar dostum Ragıp Buluç da Orhan Peker'in kitabını getirmiş bana. Mustafa Plevneli'ye teşekkür ediyorum. Sayfalarında dolaşarak çok mutlandım. Güzel masallar, şarkılar dinledim. Ragıp Buluç'un şarkısını, Aşık Veysel'in türküsünü, kumruların, güvercinlerin şarkısını, son sayfada da Mustafa Kemal'in masalını ve de gerçeğini. Renkli değil karakalem. Mustafa Kemal'in özünde değil mi? Orhan Peker kitabı saygın bir emeğin ürünü, Orhan'a sevgiyle, saygıyla oluşan bir kitap. Emeği geçenleri teşekkürle selamlıyorum. Yine anılara daldım elbet. Vaktiyle âşık olduğum güvercini Mustafa Yeşil politikamn sonu mu? lngilız ve Fin yeşil partılennden Niki Kortvelyessy ile Pekka Sauri, konsey toplantısı için hazırladıkları "Fcdcrasyonun DurunıuF.kim 1994" isimli tebliğde durumu şöyle özetliyorlar: "Ülkelerindeki farklı konumlarına rağmen, bize öyle geliyor ki Avrupa'daki yeşil partiler bugün bir duraklama devrine girdi. Almanya, Benelux ülkeleri, Avusturya, lsviçre, Finlandiya, Malta ve Irlanda'da gibi bazı yerlerde seçimlerde oy oranlannı arttırmalarına rağmen; Norveç, Danimarka, tngiltere ve Yunanistan gibi ülkelerde yeşiller hiçbir zaman siyasi bir güç oluşturmadılar. Fransa, Italya, lspanya, Portekiz gibi diğer ülkelerde ise son seçimlerde önemli oranda oy kaybcttiler. Sağdan sola bütün politik güçlerin pazar ekonomisine taptığı bir dönemde, Yeşiller'e düşen en doğal görev buna bir altematif yaratmaktır. Ancak bu amacı birlikte ve tutarlı bir şekilde gerçekleştircbilirsek yeşil politikayı 21. yüzyıla taşıyabiliriz." ^ Fahrülnisa Zeid: Güzel şarkı söyleyen bir resim ustası. Plevneli'nin koleksiyonunda demek, bir gün gidip görürüm. Benim duvarımda da bir kumrusu var Orhan'ın, Ayvalık'taki yalıda konuşuyorduk bir sabah. Dar sokaktaki kumruyu gösterdi bana. Kimbilir ne güzel şarkılar söylüyordu Orhan. Yalıda açtığı sergide merhaba demeden, "sana bir kuş yaptım, git bak" dedi. Baktım bizim kumru. ınanılmaz mavisi var, Ege'nin tüm mavileri kanatlarında. Kimi sabahlar o kanatlara takılıp Orhan'a uçuyorum. Türk resmini onurlandıran bir ustayı selamlıyorum. Mimarozan Cengiz Bektaş da bir demet menekşe yollamış bana. Son şiir kitabı, kapağı mor, adı "DısJann Içi". Güzel raslantı, bu kitap resim kitaplarıyla aynı gün ulaştı bana. Açtım, okudum, sevindim, hüzünlendim, muttandım, umutlandım. Dağlara tırmandım, denizlere açıldım. Abidin Dino'nun bir sorusu çınladı kulağımda: Nasıl yasanır şiirsiz? ^ Yeşili yeşertmenin zorluğu 1994 1 laziranı'nda Avrupa Parlamentosu için yapılan seçimlerde de yeşil milletvekillc