Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
E 0 E B İ Y AT s u Selesinde siir tasıyan bisiklet!.. isiklet ile çckilmiş bir fotoğrafını/ vur mı?.. Gökhan Akçura'nın. "Bisiklet Kitabı" adlı çalışmasını okuduktun sonra aynı soruyu kendimc sorup, lclaş içinde çocukluk fotoğrallarınıı karıştırmaya başladım Trab/on'daki bır parkta çekilmı^ Ibtoğrafı mutlaka bulmalıydını... Birkaç dakikalik uramadan sonra bu dilcğim gerçckleslı... Ağabeyim, Harıın dayım, ben ve bisiklet... Ya/ güncşi, /ılinde hâlâ parlıyordu! B bir bisikletı vardı o /.amanlar hepimi/ın hcnü/ binemcdiğimiz binıp de biiyüdüğümüzde yine dc eksik kalacağını bildiğinıi/ hcm dc çok iyi bildiğimiz düşlcrimi/lc çocukluğumuzun mavı sınırlarını aramaya devam edeceğimi/ Göklıan Akçura ha/ırladığı kıtabııı "lürk Edcbiyatında Bisiklet" başlıklı bölümüne yalnızca Tevfik Fikrct'ın "Bisiklet" adlı şiirini almıs. llk sjir kitabı henü/ yayımlanmamış olan Suat Angı'nm yukardakı di/elerine elbcttc rastlayama/dı... Ama, Orhan Veli'nin asağıdaki siıri "Yoksa bisiklet bir kadın aracı mıdır?" sorusunun yöneltildiği sayfalarda akıllara hcmcncecik gcüyor: Asfaltm ü/crindcn Bisikletle gecen kı/ın Bacaklarının arasında Bir güvercin eırpınmada Ve küçük bir kalp Küçük bir kalp çarpmadadır Bisiklet Türkiyc'ye ilk kez 1885 yılında, 'Tarik' gazetesinin haberine göre "Mösyö Tomas Stefans namında bir Amerikah" ile gelmiş. Istanbul, 1/mit, Ankara güzergâhından Yozgat'a doğru yol alan Amerikah gezginin ziyaretinden sonra bisiklet ilanları gazetelerde görünmeye başladı. Bisiklete yobazlar karşı çıktı öncelikle... Bu tepkiye elbette şaşmamak gerekiyor! Akçura'nın kitabından yalnızca mollaların değil, Refik Halid Karay gibi "aklı başında" insanlann da çok sert bir dille bisiklete karşı cıktıklannı öğreniyoruz. 16 Karay, düşüncelerini şöyle açıklıyor: "Hayalinıdc bisikleti maymuna pek yakıştırırdım. Derdim ki: 'Bıınıı maymunlar diyarından bir maymun icad etmeliy1 di . Nihâyct, bir gün aklımdan geçeni cambazhanede gördüm? Dört elbiseli ma\ımııı bisiklete binınis karşımda geçit resmi yaptı. Anladım ki maymun llindistan cevi/i ağacından sonra kendisine cn çok yakışan ycri bulmuşrur!" Bütün olumsu/ tepkilere rağnıen bisiklet, kendisine en çok yakışan yeri şiirimi/de bulnıuştur. Bunun gü/el bir örncği de Refik Durbaş'ın dizeleridir: inip gidonundan tutarak, yiirüye yüriiye ilerletirler onu. Bir el öbür yandadır; beden ona göre bir konııın ka/.anmıstır; bisikletteıı soyutlanama/.. Jarry'nın İsa'sı 'da haçını öyle tutmuş götürüyor. Işte şiir!" Bir diğer ironi ustası Ülkü Tamer'dcn de, işte iki dize: Kan kurur dcfterinde, her zaman çiçekti; Artık ipte sallanır panterle bisikleti Sinema ve bisiklet dcyincc akıllara öncelikle Nisan Yönder'in "Beyaz Bisik rim... Biliyorum, bu sözcükler için çok geç... Unutkanlığımı lütfen bir bisiklete binmiş olmanın heyecanına ver! Bisiklet Kitabı'nın "Sonsöz" bölümünden bir paragraf okuyalım: "Bisikletin 'şeytan icadı' olarak görüldüğü dönerrrierde karşımıza çıkan bir başka özellik de, ilk sürüciilerin "mondon" tipler olarak alaya alınmalarıdır. Her ycniliğe tepki duyan, yeniliğe doğru hızlı hamle cdenleri ayıplayan geleneksel kesimler, ilk bisiklet tutkunlannı da "snop"lukla suçlamışlardır. Ama bu suçlama etkisini kısa sürede kaybetmiş, bisiklet toplum içinde hızla yeni mevziler kazanmıştır. Bu mevzilerin en önemlisi bisikletin çocuklar için büyük bir tutku haline gelişidir. Çocuk yaşta üç tekerleğiyle oyun dünyasında tartışılmaz bir yer kazanan bisiklet ilk gcnçlik döneminde de iki tekerleğiyle yaşama kanşmanın bir simgesi durumuna gelmiştir. Çocuklann ve gençlerin bisiklet özlemleri dünden bugüne hiçbir zaman cksilmemiştir." Bisikletlerin yağlanıp, bodruma kaldınldığı şu günlerde Gökhan Akçura'nın "Bisiklet Kitabf'nı okumanızı öneriyorum. Bisiklet ile ilgili kartpostallar, (btoğraflar, gazete ilanlan, belgeler ve edebiyattan sinemaya kadar uzanan bilgilerin bulunduğu kitabın, tıpkı bisikletin tarih içinde gelişimi gibi ileride daha oylumlu olarak karşımıza çıkmasını diliyorum. Ki, o kitapta Suat Vardal'ın aşağıdaki dizelerin bulunduğu şiiri mutlaka yer almalıdır: üç tekerlekli bisiklet gezinir durur etim çocukluğumun üstünde yükselen ettir o bisiklet işte o etin kıyısında gezinir durur yirmi beş lira ben biriktirirsem harçlıklardan ellisini babam verir mi yoksa bir tane daha tekerlek mi yapar Bisiklet Kitabı'nın kapağı "pekiyi" ile notlandırılmış bir kame biçiminde olamaz mıydı?.. Elbette olurdu... Ama, kınk notu bol bir karne daha da iyi olurdu... Işteşiir! < DEROİ 2 6E Y L U L 1 9 9 3 S A Y I 3 9 2 içinde aşkın hurda bisikleti nereye gitse bir harf uçuyor yüzündcn tenha ve gizli takvimlerde şinıdi yapma bir gül kalmıştır elinde tahta atıyla geçtiği günlerden Gökhan Akçura özenle hazırladığı kitabında "Bisikletin edebiyatımızdaki yeri görüldüğü gibi pek giivlü değil" kanısına varıyor... Oysa, Cemal Süreya güncelerindeki "805. Gün"de bisikleti belki de, edebiyatımızda çıkabileceği en yüksek doruğa taşımıştır: "Hani bisikletten lcfi geliyor. Ama, Ydmaz Güney'in "Baba" adlı fılminde çocuğuna aldığı üç tekerlekli bisiklet de, unutulur gibi değildir. Söz sinemadan açılmışken, tstanbul'a göc ettiğimizde ilk arkadaşımın bir zamanlann ünlü çocuk yıldızı ömercik olduğunu söylemeliyim. ömercik ile arkadaşlığımız bütün şöhretine rağmcn şımarmayıp, bisikletini taşradan gelen iki kardeş ile seve seve paylaşmasıyla başlamıştır. Sevgili ömer, Selimiye'nin sokaklannda bisikletine binmeme izin verdiğin için teşekkür ede C U M H U R İ Y E T