Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
A H M E T Y A R A Kesfedilmeyi bekleyen kent, Konuralp ntik Çağ'da Bithanya diyc anılan bölgenin en önemli kentlerinden biri, hiç kuşkusuz Kieros/Pnısias ad Hypium. tstanbulAnkaru karayolunun orlasındakı Düzce ilçesinın 7 km. kuzeyindc, deniz kıyısındaki Akçakoca yolu üzerinde bır yer. Antık Çağ'da ilk bilgiyı Memnon'da buluyoruz: Kral Prusias I, Batı Anadolu halk dillerinden gelen fakat anlamı bilinmeycn Kieros adındaki kcnti, alarak topraklanna katar. Kieros isminı de Pnısias'a çevirir. Biri Olympe (Uludağ) A eteğinde (Bursa), diğeri Marmara kıyısında (Gemlik), ıki şehır kuran Prusias I, fethettiği bu yeni beldeyi diğerlerinden ayırmak için, kente Prusias ad Hypium adını verir (Hypius (Melen) üzerindeki Prusias anlamına gelir). MÖ 74'te Roma egemenliğine geçen Prusias ad Hypium'un lmparatorluk çağında nüfusu artar. MS II. yüzyılda pek çok Anadolu kenti gibi Prusias da zenginleşir. Ele geçen yazıtlardan Roma lmparatoru Hadrian'ın ziyareti ve Caracalla'nın kentten geçtiği saptanmıştır. Geç dönemlerde çevredeki dinsel merkezlerin ağırlık kazanmasıyla, Prusias önemini yitirir. Işte bu dönemlerde "Eski Bağ" veya "Eski Bahçe" anlamında bugünkü Üskübü adt ortaya çıkar. 1323'te Üskübü vc çevresi Osınan Gazi'nin komutanı Konur Alp tarafından fethedilınce bu kcz yerleşmenin adı Konuralp olarak değiştirilir. Fakat bugün halk halen Üskübü derken, resrni kaynaklarda Konuralp olarak geçmektedir. Antik kenti; 2. sıra basamakları ve skene binasınm önemli bir kısmı korunmuş olan MÖ I. yüzyılda ait nadir tiyatrosu, Efteni gölüne dökülen küçük bir çay üzerine kurulmuş ancak bugün alüvyonla dolan üç kemerli Roma köprüsü, üzerindeki betimdcn dolayı Atlı Kapı diye anı. lan şehir kapısı, Roma Çağı'nda varlığını bildiğimiz fakat ancak Bizans kalıntılarını bulabildiğimiz surlan, Akrolop tcpesınin sırtlannda onbir su kemeri ayağını, görebilmek mümkün. Kentin güneyinde çıkanlmayı bekleyen eşsiz Roma Çağı mozaikleri, kısmen tahrip olan Konuralp Hamamı ve Caınısi sayılmaya değer eserler. 1960 yılmdan bu yana ilkokul hahçesinde birkaç metrekarelık bir alanda dünyaca ünlü kalıntılan saklanan müze binası yakın gelecekte modern binasına kavuşma özlemi içinde. 1976'da temeli atılan birkaç kez üstlenici değiştiren bina, dokuz yıl sonra 1985'te bitirilmiş. Fak.at çeşitli nedenlerle açılış için 1993 temmuzunu beklcmek zorunda kalmış. Bunca soruna ve uzamasına karşın ören yerindeki müzeleıınen güzel örneklerinden birine aday Konuralp Müzesi, bel , de merkezinden birkaç yüz metre uzaklıktaki Çiftepınarlar semtinde. Üskübü'ye ait binlerce arkeolojik eserin başta Bolu olmak üzere değişik Arkeoloji Müzeleri'nde saklandığı düşünülürse, Konuralp Müzesi'nin ne kadar zenginleşeceği kuşku götürmez. Yü/yılın başında pek çok gezgin gıbi Fransız jeolog ve seyyahı Xavier Hommaire de Hell ve ressam Jules Laurens, Istanbul'dan lran'a giderken Üskübü'ye de uğrarlar. Eserine Üskübü'den oniki ya/ıtı alan Hell; "Burada çcvrc, amtlar, kalıntılar, doğa ve tarih hatıraları, kısaca herşey hayranlık uyandıncr diyc notdüşer. M LUMHUHırtl 0 E R 0 İ 2 S T E M M U Z 1993 SAYI 313