Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
A B D U L L A H E K Ş İ O f i t U Kız Kulesi prensini bekliyor S ıcak yaz gecesinde, Üsküdar Salacak arasında yürürken birdenbırc gözgöze gelip, yambaşında olmaya özlem duyduğumu/ Kız Kulesi'ni halka açma projesi tıkanma noktasında. Üsküdar Belediyesi'ncc kültür merkezi vc dinlenme tesisine dönüşmesi amaçlanan Kız Kulesi'nde İstanbul siluetini bambaşka bir açıdan seyretmenin özlcmiyle yaşayan Istanbullular'ın bu istekleri, bir süre daha 'hayaP niteliğini koruyacak gibi görünüyor. Kule, yılların yorgunluğuyla tarihin ağırlığını taşıyor omuzlannda. Küçük adaya adımımızı atar atmaz efsanevi mekanın havasından etkileniyoruz. Kuleye yaklastığımızda, ilk dikkatimizi çcken, Osmanlılar'dan kalma, üzeri tuğralı kapı oluyor. Kapının önünde, aynı döneme ait iki mermer sütun. Kapının bir kenarında paspas, diğer yanında Kız Kulesi'nin artık 'kurtulmak istiyonım' dercesine sıkı sıkıya sanldığı can simidi, kimbilir kaç yıldır hiç kullanılmadan nöbct tutuyor. Şöyle kafamızı kaldınp baktığımızda unutup kaderine terk ettiğimiz kulenin, vefayla Türk Bayrağfnı sahiplendiğini görüyoruz. Betonda bir askerin yazdığı 'Gel 60 gün, gel". Kı/ Kulesi'nin ise daha kaç gün sayacağını şimdiden kestirmek güç. Kapıdan maz" diyoruz. İçerisi plansız yapılmış derme çatma gecekondulanmızı aratmayacak şekilde tahrip edilmiş. Tarihinden koparılmış. Kimbilir hangi subayın emriyle hangi ere badana ettirilip elektrik tesisatı yaptınldıktan sonra, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı kuleyi devrederken yine kimbilir kimin emriyle kimler tarafından sökülmüş, parçalanmış, yıkılmış, işgalden sonra talan edilip terk edilen köyleri aratmayacak şekilde hoyratça tahrip edilmiş. Ust katlara çıkükça aynı manzara devam ediyor. Denizcilik tşletmeleri tarafından görevlendirilen telsiz zabiti, keşif gezimizde bize rehberlik ediyor. Anlattıklan ise "Şurası radar içeri giriyoruz. "Bu kapı bu odanın ola mutsu/ca çıkıyoruz merdivenlcri. En üst katta yıkılmış korkuluklar, kesilmiş su tesisatı derken, pencereden sızan ışığın yansıdığı cam bir çerçeve dikkatimizi çekiyor. Kız Kulesi'nin tarihçesinin yazılı olduğu bu panonun son satırında "20 Ekim 1966 tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından devralınarak, genel olarak yalnız iç teşkilatında değiştirmeler yapılmak suretiyle Mayın Gözetleme Radar tstasyonu haline getirilmiştir" deniyor. Üsküdar Belediyesi'nce hazırlatıldığı halde parası/lık nedeniyle bir türlü hayata geçirilemeyen Kız Kulesi'nin halka açılması projesi, bakanlıktan ve işadamlarından destek bekleyedursun, Deniz ö Kuvvetleri Komutanlığı'nın kuleyi devrederken "gcrekli görüldüğü takdirde geİS ri alınmak üzere" maddesini koyması da | Kız Kulesfne yatırım yapmayı düşünen §• tüm işadamlannın kafalannda bir soru £ işaretı olarak yerini koruyor. < ların söküldüğü^ delikler", "Şurası biz geldiğimi/de höyle kırıktı" ve daha neler. U itrinler... Kiminde uzun rafyalar, ıpler, belki antikalar arasında giysiler. Kiminde de çiçek ve çimlerle sarılı bisiklet, yanında ayakkabılar ... Yürürken camın arkasından dikkatimizi çeken ceket, "nc kadar güzel" diye durup baktığımız çanta, belki de bir gözlük. Yolumuzdan alıkoyup baktırmasının sebebi vitrinin güzelliği değil mi? Bir mankene gclişigüzel sanlmış kumaşlar, birinin topuğu diğerinin sırtında ayakkabılar yerlerini kompozisyonlu, cıvıl cıvıl görüntülere bırakmış. Teşhirden farklı amaçlarla hazırlanan vitrinlerin birçoğu sanatçı ellerden çıkıyor artık. Vitrin düzenlemesi bir sanat. Vitrinlcri öyle cazip ve renkli ki; sergi gezer gibi, resim bakar gibi... Mevsime, akıma, değişen anlayışlara göre sık sık yenileniyorlar. Genel çizgilerin, renklerin özellikleri korunarak. Canlılığının hemen sardığı yazlıklar, sıcacık bulduğumuz kazaklar, mantolar. O, ilk yazlık, son kışlık giysiler. Ozel günlerin habercisi kimi de. Anneler, babalar, sevgililer unutulmamalı. Tatil mevsimlerinde daha mı canlı oluyor? Mayolar, kumlar, fıleler, deniz kabuklan ile. Kar için özel kıyafetler, kazaklar. Duygusallığın kocaman kurdelalar, mumlar, parlak detaylarla yansıtıldığı yeni yıl vitrinleri. Çoğu kez satılanlarla dekorun pek de ilgili olmadıği, ama hemen çarpıverenler. Satılan mal ne olursa olsun, sunuluşları öne çıkanyor onlan.. Öyle farklı yerlerde, öyle farklı görüntülerle fethediliyoruz ki! Sezonlarda, modeller, renkler benzeşse de en ufak bir farklılıkla, bir aksesuar ilavesi ya da hoş bir yerleştirmeyle bambaşka bir sergileme hazırlanıyor. Değişik dilimlerle yenilenen teşhir mekanlannda kullanılan malzcme özel üretimle ve piyasadan temin ediliyor. Yapılabilecek her yaratıcı hareket gözlere, zekaya, yeteneğe ve zevke bağlı. Amaç; renk uyumu, konu bütünlüğü Bakmadan gecemiyoruz V ile gözleri, gönülleri çelmek. Çoğu TAman da (aslında her zaman), bakan potansiyel alıcıyı yönlcndirebilmck. Sonuç; büyük başarı. Hedef kitle elde. Bu sevgi ışi. Sİevmek vc zevk almak gerekıyor. Her adımında.Yoksa böylesine başarılı olunamaz. Yetenek, çalışma, gözlem ve birikim istiyor. Alıcı için yapılan tüm bu ha/ırlıklar ekip çalışması gercktiriyor. Aynı sevgi ve heyecanla çalışacak bir ekip. Ustalar, çıraklar... Henüz belli eğitimı olmadığı için, benzer işlemdcn edinilen birikim ve araştır malarla sürdürülüyor. Kimi ustalar öyle vitrin hazırlıyor ki bir sonraki merakla bekleniyor. Günümüzde bir iş kolu haline gelen vitrin dekorculuğu elemanı, aksesuan, malzemesi ile geniş kitleyi yakından ilgilendiriyor. Bazı mağazalar bünyelerinde kurduklan özel ekiplerle hazırlanıyorlar yeni sezonlara, çeşitlere. O vitrinlerde yaşayan bir şeyler var. lnsanı hemen çeken, belki alıp bir yerlere götüren, pek çok hoşluğu yaşatabilen şeyler. M CUMHURİYET DERGİ 25 T E M M U Z 1993 SAYI 383 11