03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Jlarını serıııi^ balıkçı tcknclcri görünü|>or. kcfalos'tan batıya doğru gelirscni/., ITuz Cîölü'ndcn başjavan nıTıs güney ıplajları kilomctrelerce u/anır. îjifa dağıJlıın katran karası camurıı ve bcnıbeya/ llu/uyla gölün çevresi gibi, biitün güney I plajları da bugün bomb»^ duruyor." Doğaner anlatmaya dcvam edıyorIdu: "Gökçeada adını bi/ takmışız. Adaya yakışan, çok gü/cl <,aj>rışınılar yapaıı bir ad. V'a İmro/? O ncreden geliyor? Anlatayım. Adanın tarihine bağlı, tarihiyle özdeş bir ad. Günümüzden 4(KM) yıl ünee, daha Hclcnler Avrupa'dan gelip I bugünkü Yıınanistatı vc adaları işgal etnıcden önce, buralarda Tirsin, Plags, LiCİcges gibi adlarla anılan kavimler yaşarmış. Bugün gcncl olarak Prohelen dcriiğimi/ bu kavimlerin gclişmiş bir ııygurlıkları, Yunanca'dan ayn bir dillcri ve alfabeleri varmış. İşte İmro/ (İmbrasos) bu adada yaşayan Prohclcnlcrin, kendilerine sectikleri tanrının, kendi dillerindcki adıdır. İmbrasos, "Çorak toprakların bcreket tanrıcası." Üçüncii jeolojik /.amanda oluşmuş, leklonik bir araı\ olan ada toprağı, esas olarak vcrinısi/.dir. tşte Prohelenler, bu verimsiz toprağı binlcrcc yıl işleyerek, bağlar, bahçeler, meyvc ağaçları, /eytinlikler, ekin tarlalarıyla donatıp yerden bcreket fışkırtarak lml)rasos'a (adanın toprağına) verdikleri s«i/ü ycrinc gelirmişlerdir. Hclcnler tarafından, sonradan Hcrmes tapınağına doiHİfjtiirülcn İmbrasos Tapınağını da su küçiik vadiyc yapmışlar. Zcytinliköy'iin arkasındaıı (, ıııarlı ()>asrna iııcn Roksados \ ııdisi'nc. Suları çok bol olan bu vadidc, günümü/dcn 25(M) yıl öııcc Prohelenler tarafından yapılmış biiyük bir su sarnıcıyla, bir barajın kalıntı , larını ortaya çıkaran Alman arkcolog ( . Frederieh, kitabında vadiyi "küçiik bir cennet" olarak anlalır. Gözlerimi/, Roksados vadisindcn Çınarlı Ovası'na iniyor, ordan tarihi limana u/anıyor, linıanın henıen yanı başında yüksclen dik tepcyi tınnanıyor, /irvcde, binlerce yılın verdiği yorgunlıık vc dircnçlc ayakta kalmaya ça li!}an kalede dııruyor. Düşünüyoru?, adaya egemen olmuş uygarlıklan. Prohelenler'in, Helenlcr'in, Pcrsler'in, Roma'nın, Bi/ans'ın. Venedik'in, Cencviz'in ve Osmanhnın gür scslerinin, nasıl birbirine eklencrek, nasıl bir tarih senfonisı olu^turduğunu düşünüyoruz. Kalenin yıkılan duvarlarıyla birlikte, akordun nasıl bo/ulup, seslerin nasıl cızırtıya dönüştüğünü düşünüyoruz. Düşünüyoruz, tüm eski tapularda adı gcçen, Kanuni Sultan Süleyman'ı; Barbaros'un gözdesi Kalyopi'nin nasıl kutsanıp, adına nıanastır dikildiğini. Adanın balkonu (Gliki) Bademliköy'de tekrar duruyor. Arnavut taşı kaplı dar yollan, taş binaları, eski kiremıt kaplı çatıları ve yıkılmış ocaklarıyla köy, sanki doğanın içine çekilmiş, oradan kaleyi, adanın tarihi macerasını izliyor. Köy meydancığında, dut ağacının altındaki tahta kerevcte, tck başına oturmuş, yaşlı Prohelen bıçkını Haralombo, Maltcpe sigaraMnı tüttürürken göz ucuyla boş ve viran sokakları süzüyor, kcndi gibi insanlığın bir ortak mi rasının daha, hiçliğe vc tarihe gönıülmekte oldıığuıuı düşünürken bıyık altından gülüyor. Cîclibolu Yannıadası'ndan ferıbotla bir bucuk saattc geçilen adanın nüliısu 80Ü0 dolayında. Cumhuriyct hükümetlerı, nüfusuna oıanla. orlalamanın vok iislündc yatırım yapmış adaya. Biri batıda, diğeri doğuda ikı liman, adayı çepeçcvre dolanan 106 km aslalt karayolu, bir uçak pisti, 35 bin kişi kapasiteli su arıtma tesisi ve şebekesi, şebekeyi besleyecek bir baraj, dcniz altına deşarj edilen atık su şebekesi, üç yeni köy kurmuş, bir dördüncüsü kuruluyor. Elektrik enerjisi enterkonnekte sisteme bağlanmış, bütün köylere otomatik telefon gitmiş, tanmsal amaçlı dört sulama göleti, zeytin ve süt tesislerini içeren bir tarım işlctrncsi, hiç işletilememiş bir soğuk hava deposu, yatılı öğretmen okulu, hastane ve daha pek çok yatınmlar. Fakat bütün bu yatırımlar, adalı halkın girişimleriyle ete kemiğe bürünemediğinden istenilen ekonomik ve sosyal dinamizm sağlanamamıştır. Çünkü resmi politikalar, kurdukları iskan köyleriyle adada bir tarım toplumu yaratmaya çalışmışlardır. Oysa, adada tanmın bir pazar sorunu vardır ki bunun üstünde hiç durulmamış ve sağlıklı bir pazar oluşturulmamıştır. Doğal olarak ortaya garip durumlar çıkmıştır. Dağlarda 50 binc yakın hayvan yayılırkcn, çoğu zaman kasaplarda et yoktur. Her türlü scbzc vc meyve yctişirkcn, maııavlar sattıklurjnın yüzde 95'ini dışarıdan getirmek zorunda kalmışlar. Ada çevresinde çok zengın balık yatakları olmasına rağmen her zaman balık bulniak olanaklı değil. Balıkçılar baliklann yüzde 95'ini dışarıya satmak zorunda. 250 bin zeytin ağacı 30 sencdc 100 bine inmiş, badem ve ceviz ağdcı ise iyice azalmış. Ayrıca yakın zamanlara kadar, adanın askeri bölge olması, bir açık cezaevinin bulunması, dışarıyla bağlannı zayıflatmış, adayı kapalı bir havza, adalıyı kapalı bir toplum haline getirmiş. Bütün sorunların çözümünü yukandan, devlctten bckleyen durağan, hareketsiz, cansız bir toplum. 1991'de adanın askeri bölge statüsünden çıkarılması, açık cezaevinin kaldırılması, arkasından bütün adanın, Koruma Kurulu'nca SİT alanlanna ayrılması yeni bir durum ortaya çıkarmış. Doğal ve tarihi değerlcr bakımından çok zengın bir çevre, ülkenin dört köşesinden kopup gelmiş ve her biri geldiği yörenin kokusunu, çiçeğini, gülünü, dikeninı hâlâ kişiliğinde taşıyan bir avuç güzcl insan... •• < C U M H U R İ Y E T DERGİ 21 M A R T 1993 S A Y I 365
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle