24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y A S K A Y N A K S E L C A N ASPİRİN BİN DERDE Bayer" ecza fabrikası laboratuarlan... Felix Hofmann, romatizmadan yakınan babasının derdine çare aramaktadır. Uzun çalışmalan sırasında, bir gün "asetil salisilik asit" (ASA) maddesini bulur. Babasına vermeye başlar ve bir süre sonra iyi geldiğini, acılannı dindirdiğini görür. Çok mutlu olmuştur. tlaca, "Euspirina" ya da "Aspirin" adı verilmesi düşünülür, ikincisi tercih edilir. Hofmann, yaklaşık 90 yıl sonra buluşunun âdeta "yaşam iksiri'* biçiminde göriileceğinden habersizdir. O tarihlerde patenti alan Bayer firması ise bugün piyasada rakipsiz ve yılda 40 bin ton satılan Aspirin'den, 1 milyar mark ciro yapmakta. Aslında salisil maddesinin acılara iyi geldiği çok eski dönemlerden beri biliniyor. Hatta, bu M.ö. 5. Yüzyıl'da yaşamış Hipokrat'a kadar gidiyor. 1859'da Ünivcrsitesi nde kömür fosillerinin katranından "salisil asif'i elde ederler. 1874'te bu öğrencilerden Friedrich von Heyden, Dresden'den sentetik salisilat üreten ilk büyük fabrikayı kurar. Bu ilk fabrikadan günümüze pek çok inceleme, araştırma yapıldı aspirin üzerine. Şu anda piyasada, 80, 100, 500 mg.'lık dozlar, C vitaminliler, bağırsakta çözülenler, suda eriyenler gibi değişik çeşitleri var. Peki, o halde nedir Aspirin'i diğer ilaçlardan farklı yapan, günlük yaşamımıza bu denli sokan? Bir kere Aspirin ağn kesici ve ateş düşürücü etkileri nedeniyle çok yaygın kulHermaıı Kolbc ve öğrencileri Marburg Y ıl 1898, "Von Heyden ve Friedrich lanılmakta. Bunlann yanında, iltihap giderdiği, diş etlerinin erimesini yavaşlattığı, migrene iyi geldiği de biliniyor. Çoğumuz mutlaka evde Aspirin bulunduruyor, bu hastalıklann belirtilerinde, her şeyden önce ondan yardım bekliyoruz. Yaşam iksiri olup olmadığını gündeme getiren özellikleri sadece bunlar değil. En önemli iki haberden ilki, düzenli ve uzun sürelı kullanıldığında enfarktüs riskini azalttığının açıklanması. Bazı doktorlar, bu riski taşıyan hastalara her gün saat 17.00'dcn sonra Aspirin almalannı öneriyor. Aynca, enfarktüsten sonra ilk iş olarak da yine Aspirin alınması gerektiğini söylüyorlar. önemli deneylerden biri 198489 arasında, 40 yaşını aşmış, 22.000 erkek doktor üzerinde yapılmış. Bunlann yansı gün aşın 325 mg.lık Aspirin almış, diğer bölümü hiç ilaç kullanmamış. Sonuç: Aspirin alan grupta enfarktüs riski diğer gruba göre % 50 az görülmüş. Birincisinden de ilginç ikinci haber, kanser riskini azalttığı iddiası. Amerika'da kanser araştırmalan yapan bir kuruluş, ASA maddesinin tümörden kaynaklanan ölümü engellediğini açiklıyor. Bu kuruluşta, tam 6 yıl boyunca, kliniklerde hasta kartı tutularak 660 bin kişi üzerinde bir deney yapılıyor. Sonuçta, ayda 16 aspirin tableti içen bir kişinin kanserden ölme olasılığının yüzde 40 azaldığı görülüyor. Bir başka deney: Amerika'da Harvard Üniversitesi ilaç uzmanlanndan Charles Hcnnckcns 50 yaşın üzerinde 40 bin hemşirenin yarısına gün aşın 100 mg Aspirin veriliyor diğer yansı aspirin almıyor. Deney devam etmekte, ancak Hennekens, sonuçta Aspirin alan grupta, bağırsak, göğüs ve akciğer tümörlerinin önleneceğine inanıyor. Son 20 yıl içinde art arda gelen bu açıklamalar, hemen kaçınılmaz soruyu aklımıza getiriyor: Aspirin mucizevi bir ilaç mı? Eğer, bin derde deva ise, aynca enfarktüs ve kanser riskini yarıya indiriyorsa, her gün bir tanc alıp bizi bekleyen bazı hastalıklan önleyebilir miyiz? Elimizin altındaki bu ilacın yaşam iksiri olmasını ne kadar isterdik, kimbilir! Ama doktorlar durumu toz pembe görmüyor. Görüştüğümüz uzmanlar, öncelikle kanser konu sundaki açıklamalann spekülatif olduğunu, tümörlerle savaşıp sayaşniadığının bilinmediğini belirtiyorlar. Belki bir gün bu soru yanıtını bulacak, ancak şimdilik mucize beklememek gerek. Kalp hastalan için daha umut verici Aspirin. Sürekli ve düşük dozda alındığında (örneğin 80 mg'lık bebe aspirinleri olabilir) enfarktüste azalma görülüyor. Ancak, mideleri hassas olanlar çok dikkat etmeli. Ve unutulmamalı, Aspirin kalp hastalıklanna yol açan asıl nedenleri tedavi etmiyor, sadece kanda pıhtılaşmayı engellediğı için kriz riskini düşürüyor. Yüksek ateş, ağn ve enfeksiyonlar için de gözü kapalı kullanılmamalı. Türkiye'de bakkallarda bile bulunurken, kimsenin aklına aspirin almadan önce doktora danışmak gelmez. Ama tüm yan etkilerini öğrendikten sonra her keyifsizliğimizde Aspirin'e sanlmak pek akıl kân değil. Bilimsel olarak bilinen yan etkiler şunlar: 1. En fazla olumsuz etki, mide ve bağırsak ülseri olanlar için geçerli. özellikle, ileri yaşlarda, çok küçük dozlarda bile kanamaya yol açabilir. 2. Almanya'da diyaliz makinesine bağlı yaşayan 30.000 hasta, ASA maddesinin içinde bulunan "paracetamol" vc "kafein"den zehirlenerek bu duruma gelmiş. Dolayısıyla böbrek hastalanna önerilmiyor. 3. Yüksek tansiyonu olanlarda beyin kanamasına neden olabiliyor. 4. Astım hastalannda nefes borusunu daraltıyor. 5. Hassas kişilerde ciltte alerjik reaksiyonlar görülebiliyor, aynca yüksek dozda alındığında kimilerinde baş dönmesı ve uyku halleri beliriyor. fşte her derde deva olduğu düşünüler. Aspirin çok da masum değil. Eczacılar, özellikle kış aylannda çok rağbet edildiğini söylüyorlar. Sadece, çok da yaygın olmayan ateşli romatizma hastalığında sürekli kullanımını öneren doktorlar, ağn kesici, ateş düşürücü başka ilaçlar bulunduğunu, yan etkileri daha az olması nedeniyle bunlann tercih edilebileceğini söylüyorlar. Kuşkusuz, Aspirin ecza dolaplanmızdaki yerini hep koruyacak, ama o bir yaşam kurtancı değil. Dahası, diğer ilaçlar gibi, doktor tavsiyesi alınmadan kullanılmamalı. •< DEROİ 31 O C A K 1 9 9 3 S A Y I 3 5 8 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle