Katalog

P 11 0 R T R E C A N B A Z O Ö L U C U M H U R Cazın zevkini milyarlara değismem ff Türk cazının ustalarından Hırant Lusigyan 'ın 60 yıllık müzik yaşamı başarı ve alkışlarla dolu. edi, sekiz metre kare odaya sıkıştınlmış yatak, dolap, küçük bir masa. Bahçeyc açılan büyük pencere; ıçerisi aydınhk. Radyo sürekli açık, kâh alaturka, kâh hafif müzik, bazen ca/ yayılıyor odaya. Duvarlarda rengârenk resimlcr asılı. Bır köşede de gazetelerden kesilmış fotoğraflar. Kimler vat kitnlcr, Stephanc Grappclli, Dizzy Gillespie, Louis Armstrong ve Hırant Lusigyan'ın kendi fotoğrafları. Türk ca/ının en önemlı isimlerinden Hırant Lusigyan yaklaşık bes yıldır burada yaşıyor. Yenı adresı Surp Pırgiç Ermeni Hastancsi Hu/urcvi. Gün boyu tükenme/ kalcmlc resımler yapıyor. Kuşlar, kayıklar, ilginç şekiller. Gecelcri dc televizyon odasına uğruyor bazen. Ama sürekli kanallarla oynanmasından bıkmış, seyretmiyor artık televizyon. . Altı İcişi Lusigyan'ı ziyarete gidiyoruz. Yıllarca Lusigyan'la çalmış ünlü cazcılar Erol Pekcan ve Altan trtel, kızı Bürge, yayın yönetmenımı/ Turhan Günay, fotoğrafçı arkadaşım İbrahinı ve ben. Lusigyan'ın gözlen parlıyor, herkese yer gösteriyor. Yatağa ilişiyoruz. Arada sırada uğrayan dostlanyla sohbet etmeyi, geçmişe uzanmayi çok özlüyor. Işini yarım bırakıyor. Bir hemşire Fenerbahçe'nın amblemini yapmasını istemiş, "Tükenmez kalcmlc biter mi bu iş" diyor, "Ama ne yapalım insana meşgale gerek". Erol Pekcan ortak dostlarından haberler veriyor, kim nerede çalıyor, nerelerde yaşıyor. On yıldır çalışmıyor Lusigyan. 63 yaşında calmayı bırakmış, özel geceler dışında klarneti eline almamış. Son olarak üç yıl önce patrikhanede çaldıktan sonra, parçalan birbırine iyi geçmeyen emektar klarneti Ermeni okuluna armağan etmiş. Dışanya da pek çıkmıyor. Dostlan arabayla alıyor bazen. Geziyor, akşam odasına dönüyor. Kulüplere gidip yeni nesil cazcılan izlemeyi pek çekmiyor canı, yetersiz buluyor yapılan müziği. Çay söyledikten sonra kendi dönemini, müziğe nasıl merak sardığını anlatmaya başlıyor. Yedi yaşında evdekiler Y Türk cazının on büyUk ustalarından Hırant Luslgyan'ın yenl adr*«l Yadlkule'dakl Surp Pırgiç Ermanl Haatanaai Huzuravl'ndakl kUçUcük odaaı (Uatta). •rol Pakcan uzun yıllar barabar çaldıgı Uıalgyan'ı eık aık zlyarat «dlyor (yanda). den keman öğrenmiş. Ailede herkes müzisyenmiş. Annesi, kızkardeşleri piyano, babası ve erkek kardeşi keman çalıyormuş. Evden müzik eksik olmuyormuş. Fener'deki evlerinden dedcsinin tek göz dürbünüyle Tepebaşı'ndaki revüleri izliyormuş sürekli. Müziğin sesi Fener'e dek ulaşıyormuş. On iki yaşında profesyonel olarak müzikle ilgilenmeye başlamış. Arkadaşlarıyla küçük gruplarda çaldıktan sonra büyük orkestralara geçmiş. Swing Amateur adlı orkestrayı bir türlü unutamamış. Tam bir big band, ori beş kişilik. özel geceler dışında sık sık Saray Sineması'nda konserler veriyorlarmış. Konser leri Ferdi Tayfur takdim ediyomıub. "O orkestra çok güçlüydü, âdcta enternasyonal bir birlikti ; lürkü, Yahudisi, Kumıı, Krmenisi. Amcrikan Haberler Merkczi'ndcn notaları alıyorduk, provaları I üncPdcki Musevi kulüpte yapıyorduk. Orkestradan hayatta llalis Akıncı ve Fransa'da ya^ayan Arto Haçaturyan kaldı. Seyirciler salonu tıklım tıklım doldururlardı. Hepsi zevkli giyinmiş, kadınlar şık, erkekler kravatlı, takım clbiseli." Lusigyan beş kişilik orkestralarla Şan Tiyatrpsu'nda da çalıyormuş. 1943 yılında kısa döncnı askerlikten yararlanmak için yaşını büyütmüş, ama kanun değişince 2. Dünya Savaşı'nı silah altında geçirmiş. Kısa dönem için ayırdıği parayla da kendınc iyi bir klarnet almış. Akhisar'da subay mahfelinde müzik çalarak vatani görevini bitirmiş. Askerden sonra daha çok çalışmaya başlamış. Konserler önem kazanmış o dönemde. İnsanlar cazla dans etmek yennc oturup ciddi ciddi caz dinliyorlarmış. u Caz salonlarda ya da gece kulüplerinD E K O İ 1 7 O C A K 1 9 9 3 S A Y I 3 S S C U M H U R İ Y E T