Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
U M H U R C A N B A Z O G L U MADONNA'NIN UMUDU SEKSTE Madonna, Th« Body of Kvidanoa'd* u k t dUf kUntl Rabaooa'yı canlandınyor S Wlll*m Dafo*, cinayatl* suçlanan R«b«cca'yı ( Madonna) «avunaeak avukat rolttnda. R«b*cca'dan uzak durması g«r«k*n avukat kıaa aürad* eakici kadının ağına dUşiiyor. ex adlı bir kitap; Erotica adında bomba gibi bir parça ve The Body of Evidence adlı film. Madonna, ABD'de eşçinselliğe prim vermeme eğilimi güçlenirken, AIDS'ten toplumu korumak amacıyla çeşitli yaptınmlar tartışılırken, bu atakla hangi tarafta yer aldığını açık açık gösterdi. Basın, bir taraftan Madonna'yı endüstrinin kuklası olmakla suçlarken, diğer taraftan da seksi yıldızın yarattığı haber potansiyelini sonuna dek kullandı. Tabii bu paslaşma Madonna'ya da ya. radı. Sex bestseller oldu; Erotica listelerde üst sıralara yerleşti. Ama sinemada ıstenılen düzeye bir türlü ulaşamıyordu. Ne eski sevgilisi Warren Beatty'nin (Dick Tracy) yardımı, ne VVoody Allen'in (Gölgeler ve Sisler desteği mucize yaratmadı. Ama bu kez The Body of Evidence ile oyuncu olarak iddialı geldiğini söylüyordu Madonna. Imajinın ardındaki ekip son kozunu oynuyordu sinemada. Artık on yıl önceki gibi boynunda haçı yoktu; Çılguı Madonna'daki haşarı kız da olamazdı. True Blue'nun klibindeki kasabalı kız da çoktan geride kalmıştı. Taşlanan bir seks ilahesini yine seks ayağa kaldırabilirdi. Onun için sekse daha fazla prim verilmeliydi. Madonna üzerinde fazlalık ne varsa atıp vücudunun tüm güzelliğini gözler önüne sermeliydi. Yönetmenin de sıradışı bir anlatıma sahip olması gerekiyordu. Brooklyn'den Kaçış'la hayli dikkat çeken Alman yönetmen Uli Edel, Madonna'yı yönetmeyi kabul etti. Filmin erkek kahkamanı NVillem Dafoe oldu. Başrol için önce Ray Liotta ve Patrick Swayze düşünülmüştü. Ancak iki aktör de Madonna'yla oynamayı reddedince rol Dafoe'ye kaldı. Dafoe, zaten ikinci plandaki rollere alışıktı. O dönemde Paul Schrader'la Light Sleeper'da, Mickey Rourke'la White Sands'da oynamıştı. Madonna da William Dafoe'nun seçiminden mutluydu. Partnerinin yanında kısa boyu sıntmayacaktı. Senarist Birad Mirman Madonna için sadomazohist bir tip çizdi. Madonna sevgilisini öldürmekle suçlanan Rebecca adlı orta yaşlı bir kadını canlandınyordu. Rebecca eli kırbaçlı, siyah deri sütyen kullanan, egzotik bakışlı, sınırsız sekste hayli deneyimli bir kadındı. Tercihleri yatakta partnerinin göbek deliğini mumla doldurmak, spreyle kokain koklamak ve durmadan seks yapmaktı. 60 yaşındaki sevgilisi Andrew Marsh'ın ölümünden sorumlu tutuluyordu Rebecca. Onu savunacak avukat Frank Delaney de (W. Dafoe) ihtiraslı kadının pençesine düşüyordu. Sonunda Ihc Body of Evidence güzel bir film oldu. Ancak senaryoda oyunculann hareketten çok mimiklerle oynadıkları mahkeme sahneleri, yataktaki sevişme kareleri gibi bölümlerde Madonna yine iyi oyun veremedi. Dafoe bu fırsattan yararlanıp kendini ön plana çıkartırken Madonna'nın sinenıa patlaması gerçekleşmedi. The Body Evidence öyle pek küçümsenecek film değil. Dafoe'ya ayak uydurabilen Ann Archer ve Joe Montegna'nın başanlı oyunları ile Alman yönetmen Uli Edel'in fazla Amerikanlaşamamış anlatımı ilginç tadlar veriyor. ^1 O E R O İ 1 7 O C A K 1 9 9 3 S A Y I 3 S S 18 C U M H U R İ Y E T