Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
M B U R A U Z İ K E L D E M 1 orman belirmeye başlıyor. Artık çarşaklar iyice a/alıyor, ortalık daha bir ycşilleniyor, ağaçlar ve çiçekler artıyor, ineklcr, keçiler görüliiyor. C'ıvıl cıvıl bir canlılık ve sıcaklık ortalığı sarıyor. Üstümü/dcn son bulut to/larını da silkeliyorıı/. Böylccc Yedigöller'e ait olan son i/i de atıyoru/ ü/erimi/den. Çok geçmeden incklcrin, keçilerin başıboş gc/nıediklerı anlaşılıyor vc kıl çadırlarıyla göçerler, ormanın bir sürprizi olarak kanjimı/a çıkıyor. Bir göçer kafilesine rastlayıp da oturmak miimkün mii'.' Hemen makineler çıkıyor, yorgunlıık tamamcn siliniyor ve bir koşuşturma başjıyor. Şaşkına dönmüs. köylüleri bira/. rahatlatmak için, ikram edilen avranlar lıkır lıkır içiliyor. Herkcs meın nuıı, herkes mutlu. Fa/.la vakit geçnu den deklanşörc basma scsleri duyuln yor. Herkes coşuyor. Coştukça heyeeanlaniyor, heyecanlandırtiyor ve herkes o farklı yaşam, o yaş,amın getirdiği değişik küllür, değişik giyim, değişik bakışlar, gülüşler, yü/ler karşısında kendinden geçiyor. Son durağımı/ olan "Barazama şelaleri"ne varınadan önce bir kere daha konaklanıa yapmak gerekiyor. Artık çadırlarımı/i evimi/. gibi benimsedik. üiine!} ışıklarını ortaya dökmeye başlami!}ken son yürüyüş için hepimiz ha/ırı/. Artık nıeyve ağaçları, çiçekler, yeınyeşil otlaklar var etrafta. Dallaıdan elmalar kopararak, dut ağaçlarma çıkarak, salatalıklar toplayarak yolları kalediyoruz. LJIııpınar köyüne vardiğımı/da u/.un /.anıandan beri yapı görmediğimi/, bir yerleşim ıncrkezine gilmediğimiz için bira/ da olsa garipsiyoru/. ama köylülerin misafırperverliği ve Niğdc'den buraya dağları aşarak geldiğimi/i öğrendiklerinde "başka işjni/ mi yok deliler" anlamı taşıyan gö/leri bi/i köye ve insana hemcn ısıtıyor, bir haftalık yabaniliğimi/i ü/erimi/den atıyoru/. Son durağımı/ olan Barazama şelalelerinc varmak için kısa, üçdört saatlik bir yürüyüş yapıyoruz. Arada nehirde yü/düğiinıüz, arada bahçelere daldığımız, yengeçlerle, köpcklerle oynadığımız çok sevimli bir yol. Şelalelerin yakınındaki 'kKopu/.bağı köyü"ne vardığıım/da pe^imi/e bir yığın çocuk takılıyor. Hep birlikte sjelalelere vanyoruz. Yan yana üç şelaleden her birinin ayrı bir gü/elliği var. Bunlardan bir tanesi Niagara'dan sonraki cn büyük şclale olarak biliniyor ama çeşitli sebcpler nedeniyle resmileştirilnıemiş. Fotoğraf makinelerimi/ yeniden dilleniyor. Ve güneş yeniden a/i/liğini gösterip suyla birleşiyor. Yedi rengı de ayrı ayn seçilen bir gökku^ağı şelalenin köijesine konuveriyor. Şelalelerin o muhteşem gürültüsii kulaklarımı/da bir türkü gibi ıığuldarkcn. Merkes o zorluk dolu yürüyüşlcri unııtmuij yeni bir Toros geçişinin planlarını kuruyor kafasında. ^ 20 Vitamin günah mı cıkartıyor? Ufuk Yıldırım, Ercan Saatçl v« Oökhan Semlz geçan yaz Bol Vltamln 'I yaparken kasetin bu kadar llgl göracağlnl tahmin etmemif lerdi. "A mcamda malzeme eok bol/ Sarışım, marışını, csmeri/ Çieeklerlc de ili«>kiyc girmiş/ IVIor mcııckşe bcsbclli/ Amcanıa bu da yetmemiş/ Bir aslan miyav dcmiş/ Biz deli, o bizden dcli/ Düzeltmiş gcmileri hiç iişenmcmiş." Bu sözler, geçtiğimi/ yıl "Bol Vitamin" adlı kasete imza atan üçlüden Ufuk Yıldırım ve Krcan Saatçi'nin "Şifa Niyetine" adlı yeni kasetlerindeki bir şarkıdan alındı. "îjarkılarla Scvmişiz" adını taşıyan bu parçada sö/ii edilen "Amcam"ın kim olduğu da pck sır değil tabii. Tiirk popunun son dönemdeki "star bestecisi" Kayahan, Ufuk ile Ercan'ın yeni kasetindeki liedelierden biri olmuş. Ama bu salvodan nasibini alan yalnızca Kayahan değil; şarkının devamında şu dizeler de var: "Süpcrstar olmak çok zor bu devirde/ Iki güıı rchin kalırsııı valla revirde/ Oraııı buranı düzcltmezscn sen de/ Bir bakarsııı olmuşsun demodc." Kaset, birçok yönüyle ilgi çekici özelliklere sahip: Bir yıl öncc rap, housc ve techno mü/iklerinden ödünç alınan temaları büyük kent yaşamında iyice rahatsız edici hale gelen "maganda işgali"ni iğnelemekte kullanan üç genç müzisyenden ikisi, eleştirinin yüzünün bira/ değiştirdiği bir çalışmayla çıkıyorlar karşımı/a. "Bol Vitamin"dekinin aksine bu ke/ magandalar değil, "metalciler", "starlar", "cntcller" vc "Baba", eleştiri oklarına hedef oluyor. İlk kasette şarkı sözlerinin heınen hepsine imzasını atan (Jökhan Scmiz'le yollarmın aynlması, UfukErcan ikilisinin şarkıların dakı "bakış. aeısı"m büyük oranda değiştirmiije benziyor. "Şifa Niyetine", birçok yönüyle "Bol Vitamin"den sonra yapılmış. bir "günah çıkarma"yı andırıyor. Sanki geçen albümde "maganda ve /ontalar"a fa/la yüklcnmİ!} olmanın sonuçları, ticari güdüler u/antısında telafi edilmiş ve "denge"yi sağlamak için bu ke/ topun ağ/ına entelektüeller, mctaleiler, kenlliler oturtulnui!}. "lla Kıro Ha Kntd" başlığını tasjyan parçanın (rap'le de u/ak yakın bir ben/erlik taşınıayan) sözleri, "ig^ieyi kendine euvaldızı başkasına" mantığıyla ya/ılmış gibi: "Bana kıro diyorsıınu// Scn kcndinize bakmıyorsunu/.dur/ Bcni eğitınek ycrine/ Ilep bcndc bok atıyorsunuzdur/ Bu parçada "maganda" olgusuna bakıij, altmiijların toplumculuğundaki gibi kentliye tepki ekseninde gelişjyor. Belli ki öneeki kaset sonrasında kimi çevrelerden eleştiri gclmİ!j ve buna ticari kaygılar da eklenince "Asıl sııçlu, magandayı cğitmcyip onunla alay ctmcyi yeğlcycn, insanlık dcğerleri carpıtılmış kcntlilerdir" noktasına varmiij UfukErcan. Bir diğer parça, "metalcı" dcnilen genç kitleye "dokunduruyor" bu kez. "Kulağımda küpeler/ (tümiiş yiiziik zincirler/ Sadarı uzattım bcn/ Blue .lcan'i yırttım/ TShirt'ümü yoldum/ Harbi melalciyim ben/ Bcn dinlcmcın ba.^ka tiirlü bir mii/ik/ Tcmizliği bilnıem." Ku^kusu/ bu sözlerdc, çoğunluğu oluşturan muhafazakâr kesime hoş görünme kaygıları bira/ ön plana çıkıyor. Ama eğer giinlük yaşam pratiğindeki gerçek, "Miislünıan mahallcsindc salyangoz sat lırmam" şiarıyla konser izlemeye gelcn heavy metal dinleyicisi gençlerin küpelerini kulaklarını yırtarak çıkaran, onlara çivili sopalarla saldıran, bu arada da tekbır getiren magandalarsa; ettiğini/ sö/lerdeki soruınluluğu bılcrek, dikkatle yola çıkmanı/ gerekir. Ufuk ve Eircan'ın "Şifa Niyetine" kasetle, son derece sıradan sö/lcrle ha/.ırlanmi1}, Demirere gönderme yapan "Bu Baba Ba^jka Baba"yla sürüyor. Heınen ardından, F'enerbahçcli Vokri, Oğu/, K.Şenol, Turhan ve Neijet'in de vokallere katkıda bulıınduğu "Futbol" alıyor sırayı. F.ski kasetteki havaya uygıın tek parça, yine eski tarihli "MagandaMnın "yeni versiyonu". Ama yapılan küçük değişikliklerle elcştirilerin hedefı, "magandalarla alay cdcnler" oluvermiş. Kısacası Ufuk ve Ercan, dü/inelerle taklidi yapılan "Bol Vitamin"den bir yıl sonra, genişçe bir manevra yaparak iyiden iyiye ticari kulvarı yeğlemiş,ler. Tabii, potansiyel mü^terileri olan magandalardan, şarkı sözlerinde adeta özür dileyerek. öte yandan ilk kasette şarkı sözlerini ya/an Gökhan Semi/, "Grup Vitamin" adını verdiği dörtlüyle yaptığı yeni kasetı "Yandık Desene"yi, bir "rapmizah" gibi ha/ırlamış. Biraz "Digital Underground"u çağnştıran tar/daki kasette, gündemdeki popüler dans, house ve rap hıtlerinin müzikleri üzerine, Gökhan'in eleijtiri do/u iyice azaltılmış, eski keskinliğini yitirmiş şarkı sözleri oturtulmuı>. Genel hava, "Bol VitamiıV'in çok u/ağında. ^ D E R 0 İ 3 0 A Ğ U S T O S 1992 SAYI 336 C U M H U R İ Y E T