Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
A Y Ş E H A Z A R K Ü K S A L Niğde'den KayserVye Toros geçişi... TOROSLARIN BÜYÜSÜ Aladağlar'ın görkemi, gizemi, insanı sarsan, yoran ve bir o kadar da kendine getiren vahşiliğiyle tam bir haftalık savaş. Niğde'nin Çukurbağ köyünden çıkıp, dağları yararak Kayseri'de Kopuzbaşı köyünün yakınlanndaki Barazama şelalelerinde son bulan macera dolu bir fotoğraf gezisi. stanbul Fotoğraf Kulübü üyelerinin oluşturduğu on altı kişilik grupla yola çıktığmıı/da hcrkesın aklından "acaba bir lıaflıı boyıınca birbirimi/e kavgasız, gürültüsü/. dayaıtabilccck miyiz?" sorusu geliyor. Bankacıdan kımya öğretmeninc, mobilya yapımcısından mü/isyene kadar değişik işlerde çalışan kişilerin bir arada bulunması birbirimıze uyunıu /orlaştıracak diye düşünürken, ortak olan üç önemli yanıI1U71 unuttuğunıuzu farkediyoruz: Doğa, macera vc fotoğraf. Hepimiz bu üçlü tutkumu/ saycsindc bir araya geldiğımizi hatırlıyor ve sandığımızda'j da fazla konuşacak konumuzun olduğunu farkediyoruz. Aladağlar'ın dağcılık açısından çok önemli bir eğitim yeri olduğunu Çukurbağ'daki dağ evindekilerden öğreniyoru/. "Aladağlar tırmanış açısından çok uygıın bir kaya yapısına sahip. Yüksekve alçak birçok /.ir\eııin bulunması dağcılık eğitimi için ideal bir çalışma alaııı oîıı^tııruyor. Bu nedenle, her scne, dağ K^M yapmak için, yuıi d^ından dağcı {jrupları da Rcliyor Aladağlara" dıyor aynı /amanda sosyoloji öğretmeni olan rehberimiz. Çukurbağ'dan yola çıklıktan sonra, kısa bir yürüyüşlc vardığımız Sokullupınar'da ilk dcfa dağdan gelen bu/ gibi, I Insanla dağ arasında adeta karşılıklı bir oyun bu, har Iklalnlnd* kendl klşlllğlni ortaya koyduğu (iistta). Dağların, ormanların hoş aiirprizl flöç*rl«r (yanda). tcrtenıiz ve inanılmaz tatlılıktaki kar suyuyla karsjilaşıyoruz. Su dağların, kayaların, taşlann kokusunu almi!j. Ellerimizi donduruyor. Suyun insanlara ulaştığı küçük çeşmenin bizden başka misafirleri de var. Siyahlı, kahverengili keviler ve onları kurtlara kaptırmaktan korkan çobanlar. Hemen sıcacık çaylar ikram ediliyor vc bu sıcaklıktan yararlanılıp fotoğrafiar çekiliyor. Ertesi gün ilk /orlu yürüyüij bizi bekliyor. Amaç Dtmirka/.ık'ın sırtına tırmanmak.. Tırmanışta en büyük zorluğu çarşak denen irili, ufaklı taşlar oluşturuyor. Bunlar sanki tırmanışı imkansızlaştırmak için dağa serpiştirilmiş. Tepeler sert bakışlarıyla "bizi asla aşama/.sınız" diyorlar insana. Çıkışı güçle>tırmek ıçın iyice küçümser bir tavır takinıyorlar. Yavaş yavaş yükseldikçc tepeler de küçülmeye, ufalmaya başlıyor. O zaman tavırlan, bakı^ları da deği^iyor, yumuşuyor, buruklaşıyor. Sadece sırta çıkınca bile Demırkazık'ı içerden vuımuş, altetmiş gibi hissediyor insan. Ama bu his uzun sürmüyor, tepelcnn Dcmirkazık'tan görünüşü, haşmeti. Mftb|uk azameti insanın küçüklüğünü, değersizliğini bir kez daha kamtlıyor. Demirkazık zaferinin ertesi günü geciş başlıyor. önceden kiralanmış katırlar yemekleri ve tek bannağımız olan çadırlan taşıyorlar. Bizim zorlukla gcvtiğimiz yerleri onlar bir kedi gibi zıplayıp aşıyor. Karayalak'taki çeşmeye vanldığında mataralara taze, buz gibi su konuluyor. Karayalak çeşmesinin bir özelliği var. Suyu birdcn kesiliyor, az akıyor, sonra yeniden gürüldemeye başlıyor. Katır sahibi, "çt^nunin içindeki oyuncu böcek, canı eğlcnmek istediğinde dcliği tıkıyor, sonra tckrar açıyor" diyerek çcijmenin masalımsı hikayesini anlatıyor. Çarşaklann, karlann, toprağın, belli 18 CUMHURİYETDER0İ30AĞUSTOS1992SAYIJH