Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BASKENT M Ü Ş E R R E F GÜIUERİ H E K İ M O Ğ L U çalışmaktan mesleği adına mutluluk duyuyordu. O, Meclis'te güzel çalışmalar umut ediyordu. Başkent Ankara'da bir operanın projesinde çalışmaktan da ayrıca mutluydu. Atatürk kuşağından bir mimar kadının, müzik devrimine ilgisini yansıtan bir mutluluk. Ozaman akıl erdiremezdim, şimdi üzülerek düşünüyorum. Anadolumuzda ne güzel tiyatrolar var, Yunan tiyatroları, Roma tiyatroları, ayrıca Odeon'lar. O antik tiyatrolarda çok güzel konserler veriliyor bugün. Ama sonra yüzyıllar boyunca tiyatro da konser salonu da yapılmıyor. Değerli dostum Büyükelçi Hamit Batu ile konuşuyorduk geçen gün. Atina'nın güneyindeki Epidavrus tiyatrosunu anlattı bana. Galiba kulak biçiminde bir yapı, bir kulağın du^arlığını veriyor seyirdilere! Ankara Universitesi tiyatro kürsüsünden Prof. Sevda Şener'den de Epidavrus'ta izlediği bir oyunu dirıledim dün akşam. Sahne kadar akustiği de övdü. Ben de başkentin yeni yapılacak konser salonuna dönük tartışmaları düşündüm. Antik bir tiyatroda ya da Odeon'da o tartışmalar nasıl yankılar yapar kimbilir. Mimar Umut İnan'a kolay gelsin! Ayrıca kutluyorum. Çağdaş Konser Salonlan Değişmezleri adlı bir kitapçığı var. Mesleğine saygı ve sevgi dolu bir yaklaşımın ürünü. Bir konser salonunun projesini hazırlarken uzun araştırmalar yapıyor, geziyor, görüyor, inceliyor, yorumluyor, oturuyor projesini çiziyor sonra. Başkentin yeni konser salonu uzun birçalışmanın ürünü olacaksözünkısası. O küçük kitapçığı okurken kısa bir süre önce okuduğumkimiyazıları, duyduğum ilginç sözleri anımsadım yeniden. Kimi zaman çok önyargılıyız doğrusu. Kimbilir nelerden kaynaklanan tepkilerle çok acımasız olabiliyoruz! Neyse zaman her şeyi yanıtlar bir gün, doğrularda, yanlışlarda yerine oturur. Umut Inan'ın kitapçığında orkestra yöneticisi ile konser salonu ilişkilerini belirten bir bölüm var. Ilgiyle okudum. Denver'deki Concerthall için mimar Hardy Holzmann'a soruyorlar: "Salon neden yuvarlak?" Yanıtı çok hoş: "Bundan önceki orkestra sefi Brain Priestman orkestrayı dört yıl süreyle çöldeki büyük amfitiyatroda yönetti. Her şey onunla başladı. O orkestra ve seyircilerin kendisini sarmasını istedi. Şef, salonun informal bir biçimde ve denıokratik olmasını istiyordu. Scyircileri çölde olduğu gibi rahat ve duygulu bir ortama getirmck istiyordu. Kapasitehin gereği olan oval top biçimindeki bir salon istcnmedi." Yazımı yine Umut Inan'ın kitapçığından Yehudi Menuhin'in bir sözü ile sona erdiriyorum. Leipzig'deki Gcvvandhaus için, "Müziğin tapınağı ve kendi türünün en güzel salonu" diyor Mcnuhin Usta. Başkentli müzikseverlerle böyle bir salondabuluşmaközlemiyle... < D E R O İ 8 E Y L Ü L 1 9 9 1 S A Y I 2 8 7 Ahsabın yitik güzellikleri Çiftehavuzlar'dan Bostancı'ya, yeşil çamlar arasında birbirinden güzel ahşap köşkler, 'Boğaz kültürü'nden Anadolu yakasına bir uzantı idi. ocukluğum Göztepe'de ahşap mimarlığının en güzel örneklerini scyrcderek geçti. Çiçekli bah• çeler, yeşil çamlar arasında birbirinden gü/el ahşap köşkler. Tek başına bir sanat yapıtı, bir arada tstanbul'un güzel bir parçasını oluşturuyor. Boğaz kültüründen uzantı Anadolu yakasına. Çiftehavuzlar'a, Dalyan'a yada Caddebostan plajına gidiş dönüşler de güzel bir şölendi gözlerimize. Çiftehavuzlar'da İpar'ların köşkünü, Caddebostan'da Ragıp Paşa köşkünü, Dalyan'da Kurukahvcci'nin köşkünü, Deli Fuat Paşa'nın köşkünü eski dostlar gibi selamlardık. O köşklerde nc güzel olaylar yaşandı, ne güzel dostluklar yeşerdi sonra. İpar kardeşler ile ne çok anım var! O güzel köşkler, Boğaz'daki görkemli yalılar nedeniyle beton yapılar uzun süre soğuk geldi bana. Ancak çağdaş mimarların hakkını vermekten geri kalmadım. Çocukluğumdan beri ilgi duyduğum bir meslek, daha doğrusu sanat dalı mimarlık. Önce Koca Sinan'dan ötürü. Sonra Ycşilbahar Aralığı'ndaki karşı komşumuz rahmetli Leıtıan Tomsu'dan ötürü. Anıtkabir mimarı Emin Onat'ı da yakından tanıdım Tomsu'ların evinde. Teknik Üniversite'nin Mimarlık Fakültesi'ni ilk bitiren mimar kızlardan biri de bizim sokaktan, Hasip Paşa'nın torunu Güner Gören. Uzun yıllardır ABlTde Şikago'da oturuyor. Türkiye'de iken Prof. Bonatz ile Devlet Operası, Prof. Holzmeister ile Meclis yapımında çalıştı. O çalışmaların öyküleriylc daha büyük ilgi duydum mimarlığa. Mimar dostlarıma sevgi ve saygı ile bakarım her zaman. Bir Kadri Eroğan'ı, birSelçuk Milar'ı unutamam. Şehsuvar IVIencmcncioglu'nun ölümünden sonra Erenköy'deki güzel ev yıkıldı, ama Kadri Eroğan'ın usta çiz.gileri belleğimden silinemez. Beton bir yapıyı ahşap köşklerle uyum sağlayan biçimde yerleştirdi deniz kıyısına! Kocaman bir çamı kesmeye kıyamadı, çizgilerini o çam doğrultusunda uyguladı. İstanbul'unengüzel evlerinden biriydi o köşk. Ferman C larımız yeterli tepkiyi gösteriyor mu acaba? Çıkarsalçarkları durdurmak için tüm kentlilerden bir tepki, bir eylem beklenir bence. Geç kalmaktan söz edilemez, çünkü ne kurtulsa tstanbul kazanır! tstanbul'da bir caminin, bir medresinin, bir hamamın, eski bir yalının, tahta bir köşkünya da dar bir sokağın güzelliğini yaşayan bir kişi uyduruk yapılar, arabesk çizgilcr karşısmda öfke ve tepki duymaktan, üzülmekten geri kalamıyor doğrusu! 1950'liyıllarda Demokrat Parti iktidan Türkçe ezanı aBlr zamanlar, Anadolu yakasında F*n*rbahç*'d« yttkaaten KuMI rapçaya çevirKöşk, Boğaz'dakl yalılarla yarışa>>il«c*k bir güzalllk s*rgll«rdi. dikten sonra illar, yıldız porselenleri, çeşmibülbüllerle lerde, ilçelerde, bucaklarda, köylerde geleneksel sanatımız da çok güzel sergimantar türü camiler yükseldi. Akıl allenirdi salonlarında. Şehsuvar Menemaz bir hızla, hepsi bir elden çıkmış, bir mencioğlu Istanbul sevdalısı bir kişi, gecede yerine oturmuş gibi. KarayollaSedef Adası da o sevdanın ürünü değil rında gelip giderken üzüntüyle seyremi? lki kardeş çıplak bir adayı yeşerttiderdim o camileri. Mimar Sinan'ın üller, Marmara'ya güzel, uygar bir ada kesinde onca görkemli yapısından sonkazandırdılar. Reyan Şehsuvaroğlu ada ra uyduruk yapıları içime sindiremeznın yeşilliğini soldurmamak için vargüdim. Oysa şimdi otobüs duraklarında, cüyle çalışıyor hâlâ. Bence sevgiyle çıpbenzin istasyonlannda neler görüyolak bir adanın da yeşereceğini kanıtlaruz! Cami ve mescit yaptırma, dernekler yarak güzel bir dersveriyorçevresine. ve örgütlerle siyasal bir eyleme dönüştü nerdeyse! Alevi köylerine bile cami yaÇünkü Istanbul'da yeşili solduranlar, pılıyor. yeşil tepeleri kurutarak betonlaştıranlar da var. Mimarların güzel çizgileri bir Bir de başkent camileri var değil mi? kenti güzelleştirmeye yetmiyor her zaOysa Pakistan'da Lahor kentinde bir man. Doğal güzellikleri korumadan cami, başkentli bir mimarın, Vedat Dayükselen yapılar gözleri tırmalıyor anlokay'ın imzasını taşıyor. Nevv York'ta cak. Bu da bir kültür birikimi sorunu elİslam Mcrkczi de IMustafa Kemal Ababet. BirNakkaştepe'yebakın.birdeBodan'ın çizgilerini taşıyor. Daha önce de ğaz'ın öteki tepelerinde yükselen beton yazdım, bu genç mimar ABD'nin en ünyığınlarına! Birinde Istanbul sevgisi, lü mimarlık firması SOM'un yöneticiledoğal ve tarihsel güzellikleri koruma birindenbiri. linci, ötekinde savurgan, çıkarcı bir Göztepeli arkadaşım mimar Güner dünyagörüşü... Gören'edönüyorum yeniden. Prof. BoBu savurganhğı önlemek için mimarnatz ve Prof. Holzmeister'in yanında C U M H U R İ Y E T