Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MEKTUPLARDAN 0 S M A S E N E M 0 6 L U ÖMER SEYFETTİN'DEN ALİ CANİP YÛNTEM'E(1) ömerSeytottin Türk öykücülüğünün dönüm noktalarından biri olan Ömer Seyfettin (18841920), bir süre subaylık yaptıktan sonra, 1910'da ordudan ayrılarak kendini tümüyle yazarlığa adamıştır. Selânik'te arkadaşlarıyla yenı bır anlayış doğrultusunda çıkardığı Genç Katomler dergisinde, istanbul Türkçesıni temel alan ve dilin, Arapça, Farsça kökenli yabancı sözcüklerden ve dilbilgisi kurallarından arındırılmasını amaçlayan "Yeni lisan" akımını başlattı. Bu akımda savunulan görüşlerin uygulandığı, ilk örnekleri öyküleriyle verdi. "Tabii lisan, konuşulan lisandır" ilkesine bağlı kalarak, konuşma dilinin yalınlığında ve akıcılığında yazılmış bu öykülerde ö. Seyfettin süslü anlatımdan özenle kaçınmıştır. Kendi deyimiyle "hakikati, görüldüğu gibi edebiyat yapmadan yazmak" için, olaya ve aktarmak istediği düşünceye önem veren yazar, dönemindeki en etkın edebiyat akımının (Edebiyatı Cedide) tersine belimlemelerden, ruhsal çözümlemelerden uzak kalmıştır. "Kaşağı", "And" vb öykülerinde, çocukların dünyasına ilişkin kimi olayları etkileyici bir biçimde aktarma başarısını göstermiş, yurdun değişik yörelerinden ve toplumun değişik kalmanlarından seçtiği kişileri, değişik konular içinde ele almıştır. Tüm bu özelliklerinin yanı sıra ö Seyfettin, sağlam dokulu, doğal anlatımlı, yergi öğesini ölçülü biçimde kullandığı öykü ve romanlarıyla, günümüzde de değerini yitirmemiş bir yazardır. Fecri Ati akımının ilkeleri doğrultusunda başladığı şairlik serüveni, Ömer Seytettin'le arkadaş olduktan sonra tümüyle yön değiştiren ve Gtonç Katemlerdergisindeki yazılarıyla Türkçecilik akımını benimseyen Ali Canip Yöntem (18871967) yalın bir Türkçeyle ve hece veznini kullanarak yazdığı şiirlerle, Türk edebiyatı ve ömer Seyfettin üzerine yazdığı incelemelerle tanınmıştır. Uzun yıllar öğretmenlik yapan A.C. Yöntem, ikl dönem milletvekilllği de yapmış bir edebiyat adamıdır. 4 AlfCâıiip Yöntem (Tarihsiz) ... Burada benim canım çok sıkılıyor. Amma ne yapayım? Hasılı Jstanbul'u sevmiyorum vesselam... Memur olmak da istemiyorum. Müşkül mevkideyim. Çok yanan bir lamba gibi gazım bitiyor. tki sene daha bu gürültü içinde yaşarsam bunayacağım. Kenarlarda bir köye çekilmek için münasip bir Uslup arıyorum. Fakat ihtiyaç, o meşum para ihtiyacı beni tstanbul'a bağlamış... Ben hayal ve güzel yazı yazmak iştiyakı<2> içinde ihtiyarlıyorum. Saçlarım ağarıyor. Yüzüm çirkinleşiyor ve gittikçe buruşuyor. Muhitim bir cehennem, bir ahır... Muhasede <3), kin, garaz, 4 hakaret... Insanın mâneviyetini mecruh edecek <> ne kadar şey varsa hepsi... Hele (...) bunun ruhiyetini yazmak için kendimde kuvvet ve cesaret bulamıyorum. O kadar marazi ve berbat... Gençler hoppa... fikirsiz... saçma... Insan hakiki ve sıcak bir el bulamıyor ki sıksın! Türkçulük hareketi de ağırlaştı. Işin dış yüzüne aldanmamalı... Iç yüzü iyi olmaktan çok uzak... Vaktiyle altı bin nüsha satılan Türk Yurdu, Türklerin yegâne milliyetperver mecmuası altı yüz tane satılmıyor. (...) tstanbul'un pis sıcakları yine her tarafı yakıyor. lntizam altında okuyamıyorum. Tabii intizam ile de yazamıyorum. Darılmazsan bir şey söyleyeceğim. Sen tehna ve uzakça bir yerde olduğun için gıpta ediyorum. "Ah Canip'in yerinde ben olsam!" diyorum... Işte benim gayem. Civar köylerden birisinde küçük bir ev, birkaç dönüm tarla tedarik edip çekilmek... Fakat bu gaye o kadar uzak ki... Ancak beş on sene didindikten sonra muvaffak olabileceğim. Sen resmen Maarif muallimisin ve şüphesiz diplomaya filan lüzumun yok. Bununla beraber Istanbul'a gelirsen şu mahut pasaportu <5> almayı sakın ihmal etme. Malum ya hayat kör bir yolculuk! Canip'ciğim, tatil zamanında birkaç gün için olsun Istanbul'a gelebilecek misin? Gözlerinden öperim.. Ah ne kadar canım sıkılıyor., (1) Bu tarihsiz mektup, büyük bir olasılıkla 1914 ilkbaharında ya da yaz başında, okulların henüz tatile girmediği bır dönemde yazılmıştır. Ali Canip Yöntem o sıralarda Çanakkale'de öğretmenlik yapmaktadır. (2) Güçlü istek. (3) Kıskançlık, çekememezlik. (4) incitecek, yaralayacak. (5) A.C. Yöntem, Selanik Hukuk Mektebi'nde son sınıfa dek okumuş, ancak savaş nedeniyle bitirme sınavlarına girememiştir. Ö. Seyfettin'in "pasaport" dediği, arkadaşının her şeye karşın, almasını istediği hukuk fakültesi diplomasıdır. CUMHURİYET PERBİ 17 MART 1991 SAYI262